Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
54. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
DOSYA NO: 2022/422
KARAR NO: 2023/166
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2019
NUMARASI: 2014/445 – 2019/1059
DAVANIN KONUSU: Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF TARİHİ: 29/06/2020
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ; İstinaf isteminde usul işlemleri tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçesinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.
İstinaf sebepleri: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; dosyada iki davalı bulunduğunu, sadece 2. davalı olan … İnşaat Ambalaj Nakliyat San.Tic.A.Ş.’nin vekil ile temsil edildiğini, dava dilekçesindeki taleplerden 2. paragrafta ” 1.davalının davacıya 135.000,00 TL ticari nitelikte tazminatın kira sözleşmesi tarihinden işleyen avans faizi ile birlikte davacıya ödemesine hükmedilmesine” şeklinde taleplerinin yer aldığını, dolayısıyla bu talep tutarının reddedilmesi nedeniyle ikinci davalı şirket vekiline vekalet ücreti takdir edilemeyeceğini yine taleplerinin birinci paragrafında 120.000,00 TL tutarında kira bedelinin iade edilmesi taleplerinin her iki davacıdan %50, %50 olduğundan dolayı sadece reddedilen kısmının %50′ sinden ikinci davalı vekiline vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiğini, mahkemenin davalı vekilinin dosyaya sunduğu 01/06/2009 tarihli protokolü bir belge olarak değerlendirdiğini fakat bu belgenin sahte ve fotokopi montajı olduğunu defalarca dosyaya beyan ettiklerini ve imza incelemesi için belge asıllarını talep ettiklerini bunun üzerine mahkemenin 25.12.2014 tarihli celsenin iki nolu ara karar gereği celbine karar verdiğini fakat davalıların bu sahte belgenin aslını dosyaya sunamadıklarını yine mahkemenin 26/03/2015 tarihli celsenin bir nolu ara kararı gereği bu protokolün ibrazı için 2 haftalık kesin süre vermiş olmasına rağmen davalıların bunu ibraz etmediklerini yine mahkemenin 21/05/2015 tarihli celsesinde bu teslim tesellüm protokolünün ibraz edilmediğinin zabıtlarda yer aldığını, mahkemenin 17/09/2015 tarihli celse zabıtlarında bu protokolün aslının sunulmadığının zabıtlara geçtiğini yani 01/06/2009 tarihli protokol aslını davalıların dosyaya sunamadıklarını, mahkemenin imza incelemesi taleplerini sonuçlandırmadan bu belgeyi delil olarak dosyaya alamayacağını, mahkemenin “makine ve techizatların tam ve eksiksiz teslim edildiği” gerekçesinin hatalı olduğunu, kesin süre içerisinde bahsi geçen protokolün aslı dosyaya sunulamadığından bu belgenin yok hükmünde sayılması gerektiğini, o halde kira sözleşmesinde teslim edilmesi gereken gayrimenkül, teçhizat ve makinelerin ¾ kısmının bilirkişi raporunda da teslim edilmediği ve davalıların dosyada mevcut 20.11.2017 tarihli kök bilirkişi raporu ve 28.01.2019 tarihli ek bilirkişi raporu ve 29.04.2019 tarihli ikinci ek bilirkişi raporuna itiraz etmemeleri sebebiyle onlar hakkında bilirkişi raporunun kesinleştiğini, davalıların sahte belgeler düzenleyerek müvekkilinin tüm demirbaşlarını bile sattıklarını, müvekkilinin dosyaya sunduğu 06.12.2011 tarihli dilekçeyle davalıların sunduğu 12.03.2010 tarihli tahliye taahhüdü ile 01.06.2009 tarihli teslim tesellüm protokolünün sahte olduğu ve imza incelemesi gerektiğini talep ettiğini, bu iki sahte belge asıllarını davalıların dosyaya sunamadıklarını ve imza incelemesi de yapılamadığını, bu durumda HMK 209 md. gereği bu iki belgenin yok hükmünde olduğunu, erken tahliyenin dava tarihinden önce geliştiğini bu sebepten dolayı tahliye taahhüdünün sahte olduğu iddiasını sonuçlandırmadan esas hükme teşkil ettirmesinin mümkün olmadığını, Gebze 1.AHM’ nin 23/12/2009 tarihinde kesinleşen 2007/477 E. ve 2008/573 K. Sayılı ilamı yerine getirilmediği için, müvekkili şirket hakkında aynı dava dışı … Yan San.Tic.Ltd.Şti.nin Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/138 E sayılı dosyasıyla tazminat davası ikame ettiğini, bu tazminatı ödememek için davalılar tarafından gizlenen ve sonradan ortaya çıkan Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/477Esas ve 2008/573K sayılı kararına uymak zorunda kaldığını, bu kesinleşmiş mahkeme kararı gereği müvekkili davacı şirketin faaliyetini durdurmak zorunda kaldığını, davalıların iki yıllık kira bedelini daha kira kontratı imzalanırken tahsil edip ve mahkeme kararını gizlemekle müvekkili davacıdan haksız para tahsil ettiklerini, mahkemenin 135.000,00 TL tazminat talepleriyle ilgili maddi olguların gerçekleşmediğinden yerinde olmadığı kanaatinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/477Esas ve 2008/573K sayılı kararına uymadığından o davanın davacısı olan dava dışı … San.Tic.Ltd.Şti.nin şikayeti üzerine Kocaeli İl Çevre Müdürlüğü tarafından mühürlendiğini, ayrıca müvekkili davacı şirketin mühürleri fek ederek faaliyetine devam etmediğini, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davalı … ile oğlu …’nın haksız yere mühürleri fek edildiği iddiasıyla bir soruşturma başlatıldığını, bilirkişilerin mühürlerin fekki konusunda eksik bilgi sonucu hatalı değerlendirme yaptıklarını, bir kere ihlal sonucu mühür fekki yapıldığı iddia edilmişse de, bunun gerçek dışı olduğunu, bilirkişi raporlarındaki tespitler uyarınca davalı şirketin defter ibrazından kaçındığını, bu durumda müvekkilinin iddialarını ispat ettiğini, müvekkilinin 89.270,00 TL tutarındaki zararından kısmen 50.000,00 TL tutarı talep ettiğini, talep ve bağlılık ilkesi gereği mahkemece bunun kabul edilmesi gerektiğini, davalıların rapora itiraz etmediklerini, davalılar yönünde bilirkişi raporu kesinleşmiş olmakla müvekkili davacı şirket lehine usulü müktesep hak doğduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal dayanak:Hukuk Muhakemeleri Kanunu;190, 191. maddeleri, Türk Medeni Kanunu 6. maddesi, 818 Sayılı Borçlar Kanunu 248, 249, 250,251 ve 252. maddeleri, Yargılama konusu olayda: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.05.2009 tarihli gayrimenkul kira sözleşmesi gereği 1. kiralayan … ile 2. kiralayan … Sanayi ve Tic. A.Ş olan kira sözleşmesinin müvekkili ile yapıldığını, kiracı ve kiralayanların kira müddetini en az 3 yıl olarak fakat kiracının opsiyonunda 5 yıla uzatabilecek şekilde anlaştıklarını, 1. kiralayanın boş olarak teslim etmesi gereken Kocaeli ili Gebze ilçesi, … köyü, … parseldeki sundurma ile boş alanın tamamını ve yine … parseldeki idari binanın tamamını halen teslim etmediğini, 2. kiralayan şirketin, kontratın 1. maddesi uyarınca işletme tesislerini ve bu tesislerin işletme ruhsatını kullanma hakkını davacı müvekkiline temlik etmesi hususunda anlaştıklarını oysa davalıların böyle bir sözleşme hiç yapılmamış gibi, davalı şirketin boş alanın, eleme ve paketleme makinelerinin bir kısmında ticari faaliyetini sürdürmeye ve idari binanın 3/4’ünü işgal etmeye devam ettiğini, müvekkilinin adeta bir odaya sıkıştırıldığını, faaliyetinin büyük ölçüde kısıtlandığını, aylık 10 bin TL olmak üzere 2 yıllık kira bedeli olan 240 bin TL’yi birinci kiralayanın rızasıyla, ikinci kiralayan olan davalı şirkete peşin ödeme yaptığını, idari binanın 3/4 lük kısmının teslim edilmediği halde, kira bedelinin tam olarak tahsil edildiğini, müvekkilinin defalarca sözlü ve yazılı ihtarda bulunduğunu, en son olarak Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarnamesinin davalılara tebliğ edildiğini ancak idari binanın kalan kısmının teslim edilmediği gibi, kira parasının da kalan kısmının iade edilmediğini, kira sözleşmesinin 12. maddesi gereğince 3 yıllık kontrat bedeli tutarı ile buna ilave olarak bu tutarın %50’sine tekabül eden ticari nitelikte cezai şart olarak yazılı ihtara gerek kalmaksızın birinci davalının müvekkiline ödemeyi beyan ve taahhüt ettiğini, bu nedenle ticari nitelikli cezanın tamamı yerine 3/4 kısmı kadar talep edilmesinin hakkaniyete uygun olacağını, müvekkilinin davalı şirkete yapmış olduğu kira ödemesine rağmen halen fatura düzenlenmediğini, müvekkilinin indirilecek olan 36.610,17 TL KDV kaybına uğradığını, faturanın düzenlenmesi hususunda da ihtarname gönderildiğini, davalıların kira sözleşmesi gereğince faaliyetlerini durdurmaları gerekirken halen faaliyetlerine devam ettiklerini, müvekkili ile aynı işi yaptıklarını, müvekkiline gelen müşterilerin önünü keserek ve idari binayı da kendileri kullanarak haksız rekabet yaptıklarını, yaptıkları imalattan dolayı tüm kirli atıkların müvekkiline ait iş yerine geldiğini, müvekkilinin iş alanında bulunan kömürleri kirleterek kalitelerini düşürdüğünü belirterek; idari binanın 3/4’lük kısmının müvekkili kiracıya teslim edilmemiş olmasından dolayı 10 bin TL aylık kira bedelinin yarı yarıya indirilmesine, toplam ödenen 240 bin TL kira bedelinin yarısı olan 120 bin TL kira bedelinin ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen istirdadına, birinci davalının davacıya 135 bin TL ticari nitelikte tazminatın kira sözleşmesi tarihinden işleyen avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmesine, davalı şirketin tahsil ettiği kira bedelleri için fatura düzenlememesinden dolayı 36.610,17 TL tutarın 28.05.2009 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirket tarafından tazmin edilmesine, davalı şirketin davacıya verdiği zarardan şimdilik 50 bin TL zararın dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Tic. A.Ş vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; yapılan kira sözleşmesi gereği davacıya teslim edilmesi gereken tüm menkul ve gayrimenkullerin eksiksiz olarak teslim edildiğini, davacı firma ile kira sözleşmesinin 13. maddesi gereğince yapılan teslim tutanağı ve idari binanın kullanımı hakkındaki protokol gereği kira sözleşmesinin konusunu oluşturan tüm mecurların davacıya teslim edildiğini ve hali hazırda davacının kullanımında olduğunu, bu durumun Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/2 değişik iş sayılı dosyasından yaptırılan tespitle sabit olduğunu, davacının müvekkili ile aynı konuda iştigal etmekte olup, müvekkilinin yapılan kira sözleşmesi ile faaliyetine son vereceğini hiçbir zaman dile getirmediğini ve sözleşmede de bunu içeren bir maddenin söz konusu olmadığını, idari binanın ikinci katının, müşterek kullanımının sıkıntı yaratacağından bahisle davacı yetkililerinin kendi istekleriyle sözleşmenin imzalanmasından 6,7 ay gibi bir süre sonra idari binanın ikinci katını terk ederek kullanımlarını idari binanın ilk katı ile sınırladıklarını, herhangi bir kira indirimi istemediklerini, kira bedelinin göstermelik olduğunu, fiiliyatta müvekkiline ödenmediğini, bu kira sözleşmesinin … firmasının müvekkiline kullandırdığı kredi karşılığında yapıldığını, bu nedenle davacının taleplerinin gerçek dışı olduğunu, kira sözleşmesine konu olan menkul ve gayrimenkullerin diğer davalıya ait olup kendisinin şahıs olarak davacıya fatura kesmesinin mali açıdan mümkün olmadığını, müvekkilinin bu konuda davacıya verdiği bir zararın bulunmadığını, davacının söz konusu arazide ithal kömür emtiası eleme ve satış işi ile iştigal edecekken ithal etmiş olduğu kömürlerin bakanlıkça öngörülen parametrelerin altında olması ve ithal kömür adı altında yerli kömür ocaklarından kömür alıp satmaya çalışmalarının kendi faaliyetlerini bitirme noktasına getirdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili sunmuş olduğu 07/03/2012 havale tarihli ıslah dilekçesinde; Davalıların üç yıllık kira dönemi sona ermeden ve bilirkişilerin 27/06/2011 tarihinde yaptıkları keşiften 1 gün sonra tüm makine ve teçhizatı sökerek sattıklarını, bir ay sonra da müvekkili davacıya kiraladıkları gayrimenkulü de sattıklarını, bütün bunlar yetmiyormuşçasına sahte tahliye taahhüdü ve sahte adrese usulsüz tebligat yaparak müvekkili davacı şirketi hukuka aykırı bir şekilde tahliye ettiklerini, davalıların sahte belge ve sahte adrese tebligat yaparak haksız yere müvekkili davacının tüm eşyalarını kiralanan gayrimenkulün dışına çıkardıklarını, olmayan bir alacağı sahte belgelerle ve sahte adrese tebligat yaparak dosyayı kesinleştirip, müvekkili davacının eşyalarını ve makinelerini haciz edip kendi yedieminine aldıklarını, davalıların müvekkili davacı şirketi hukuka aykırı olarak resmen kiralanan mecurun dışına çıkarmaları eleme ve paketleme makineleri ile gayrimenkulü başkalarına satmaları ve kira kontratının ifa olanağını ortadan kaldırmaları dolayısıyla, müvekkili davacının büyük zarara uğradığını belirterek, ıslah edilen belge ve beyanları da göz önünde bulundurarak yeniden belirlenecek inceleme hususlarına uygun rapor alınarak talep gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davacı şirkete ait ticaret sicil dosyasının, taraflarca delil olarak dayanılan ihtarnamelerin, Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/477, 2008/573 karar sayılı dosyasının, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/2 değişik iş sayılı dosyasının, Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/138 esas sayılı dosyasının, Gebze İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/528 esas ve 2011/529 esas sayılı dosyalarının, Gebze … İcra Müdürlüğünün … esas ve … esas sayılı dosyalarının, Kocaeli Valiliği Çevre İl Müdürlüğü tarafından davacı şirket hakkında yapılan işlemleri gösterir belgelerin celp edildiği, Gebze Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak harita mühendisi, inşaat mühendisi, gayrimenkul değerleme uzmanı ve hukukçu bilirkişilerden oluşacak heyetten davaya konu olan taşınmazın hangi kısımlarının kim tarafından kullanıldığının, var ise zarar bulunup bulunmadığının tespiti hususlarında rapor tanziminin istenildiği, mahallinde yapılan keşif neticesinde bilirkişi heyetinin 03.01.2012 tarihli raporlarını sundukları, mahkemece bu kez dosya üzerinden inceleme yapılması suretiyle tarafların iddialarının değerlendirilmesi, sözleşmenin durumu, şartları, talep konusu zarar miktarının tespiti için SMMM uzmanı ve borçlar hukuku uzmanı bilirkişilerden rapor alınmasına karar verdiği, bilirkişi heyetinin 17.09.2014 tarihli raporlarını dosyaya sundukları, davalı tarafça delil olarak sunulan teslim tesellüm protokolünün davacı tarafından kabul edilmemesi sebebiyle protokol aslının sunulması hususunda davalı tarafa kesin süre verildiği, söz konusu protokol aslının sunulmadığı, protokolde imzası bulunan davacı şirketin eski temsilcisinin isticvabına karar verildiği, isticvap davetiyesinin tebliğ edildiği ancak duruşmaya katılmadığı, davalılardan …’ın da isticvabına karar verildi, 07.04.2016 tarihli oturumda beyanının alındığı, 28.01.2016 tarihli oturumda sözleşmeye göre kullanılan yerine total alanının ne kadarlık kısım olduğu, bu kısma göre sözleşmenin kira parası ve yer karşılaştırılarak tenkise konu bir bedel olup olmayacağı, varsa tenkis bedelinin tespiti, davacının ödediği bedel ile karşılaştırılıp varsa iade bedelinin tespiti için mahallinde keşif yapılarak rapor alınması hususunda talimat yazılmasına karar verildiği, 03.11.2016 tarihli oturumda ise kira sözleşmesine konu yerin sözleşmenin kurulduğu tarihteki durumunu muhafaza etmediğinin anlaşılması daha önce keşfen incelemesi yapılarak kullanım alanlarının belirlendiğinin görüldüğü gerekçesi ile keşfen inceleme yapılması yönündeki ara karardan rücu edildiği, davacı tanıklarının beyanlarının alındığı, 17.09.2014 tarihli rapora yapılan itirazların değerlendirilmesi, tanık beyanları ile dosyaya gelen son evrakların da incelenerek değerlendirilmesi hususunda ilk bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin 08.03.2017 tarihli ek raporunu sunduğu, 15.06.2017 tarihli oturumda, kök ve ek raporların yargısal denetime elverişli olmadığı, hükme esas alınacak nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle yeniden SMMM, maden mühendisi ve işletme konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi kurulunun raporlarını sunduğu, 08.02.2018 tarihli oturumda, davacı şirketin uğradığını ileri sürdüğü zararın gerçek miktarının tespiti için davacı şirketin defter ve kayıtları üzerinde bir önceki bilirkişi kurulu tarafından inceleme yapılmasına karar verildiği, bilirkişi kurulunun ilgili ara karar uyarınca 28.01.2019 tarihli ek raporunu sunduğu, davacı tarafın itirazlarını karşılar nitelikte yeniden ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin 29.04.2019 tarihli ek raporunu sunduğu görülmüştür.Yargılama sonucunda mahkemece, davacının fazla ödenen kira bedelinin iadesi talebiyle açtığı davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 5.070,00 TL nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının KDV indiriminden yararlanmaması nedeniyle uğradığı zararın tahsili talebiyle açtığı davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 36.610,17′ nin 09.05.2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … Tic. A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Dava; taraflar arasındaki kira sözleşmesi uyarınca, kiralananın teslim borcunun tam olarak yerine getirilmemesi sebebiyle kiralananın kullanılamayan kısmına ilişkin olarak kira bedelinden indirim yapılarak, fazla ödenen kısmın iadesi, sözleşmenin 12. maddesinde düzenlenen cezai şart bedelinin tahsili, ödenen kira bedeli karşılığında fatura düzenlenmemesi sebebiyle yararlanılamayan KDV indirim bedelinin tahsili ile, taşınmazın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kullanılamamasından kaynaklı kar kaybına ilişkin zararın tahsili istemine ilişkindir. 818 Sayılı Borçlar Kanunun 249. maddesi uyarınca ( TBK’nın 301. maddesi ) kiraya veren kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece 26.06.2012 tarih 2010/511 esas 2012/433 karar sayılı ilam ile, ”taraflar arasındaki tartışma konusu olmayan sözleşmenin içeriği gözetildiğinde esas olarak bir kira sözleşmesi olduğu, tarafların da kiracı ve kiralayan oldukları, 6100 Sayılı HMK’nın 4. maddesi uyarınca kira ilişkisinden doğan davalar bakımından Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu” belirtilerek, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine bu kez Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/885 esas 2012/926 karar sayılı ilamı ile 6100 sayılı HMK’nın geçici 1. maddesi dikkate alınarak mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, merci tayini için dosyanın Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/178 esas 2013/1242 karar sayılı, 08.02.2013 tarihli ilamı ile, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.Taraflar arasında düzenlenen 27.05.2009 tarihli kira sözleşmesinin müddetinin 3 yıl olarak kararlaştırıldığı, sözleşmede kira sözleşmesine konu olan alanın davalı …’a ait Kocaeli İli Gebze İlçesi, … Köyü … parseldeki sundurma ile boş alanın tamamı, aynı yer … parseldeki yerleşik idari binanın tamamı ile … Köyü … mevkii Gebze Kocaeli adresindeki davalı şirketin kömür eleme ve paketleme tesislerinin kiralanması ve bu tesislerin işletme ruhsatının kullanma hakkının davacı şirkete temlikine ilişkin olduğu, sözleşmenin 8. maddesinde … Şirketi, …’ın iş bu sözleşmeye konu gayrimenkulleri üzerindeki kira kontratının sona erdiğini, bu gayrimenkulleri tahliye ettiğini ve tamamen boş olarak … Sanayi Tic. A.ş’ye teslim ettiğini, aynı şekilde … Şirketi ve … kendi borçlarından dolayı herhangi bir sebeple kiracının gördüğü zararı tazmin edeceklerini beyan ve taahhüt etmektedirler. düzenlemesinin, 12. maddesinde kiralayan herhangi bir sebeple gayrimenkulü erken tahliye ettirmesi durumunda tüm 3 yıllık kontrat süresinin bedelini kiracıya iade edecek ve yazılı ihtara gerek kalmaksızın … Şirketi’ne ticari nitelikte kontratın toplam bedelinin %50’si tutarında ticari nitelikli ceza ödemeyi şimdiden kabul ve taahhüt etmiştir. düzenlemesinin bulunduğu görülmüştür. Davacı vekili dava dilekçesi ile, kira sözleşmesine konu olan idari binanın 3/4 lük kısmının kiracıya teslim edilmemesi nedeniyle aylık ¨10.000,00 TL+ KDV kira bedelinin yarı yarıya indirilerek toplam ödenen ¨240.000,00 TL’nin yarısı olan ¨120.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte her iki davalıdan müteselsilen geri alınmasına,Kira sözleşmesinin 12. maddesinde 3 yıllık sözleşme bedeli 360.000,00 TL tutar ile ek olarak bu tutarın %50 sine tekabül eden 180.000,00 TL ‘nin cezai şart olarak davalı … tarafından ödenmesinin beyan ve taahhüt edilmesi, davalıların idari bina ile eleme ve paketleme makinelerinin tamamını teslim etmemeleri ve idari binanın bir odasını tahsis etmeleri nedeniyle ticari idari cezanın 3/4 lük kısmı olan 135.000,00 TL’nin davalı taşınmaz sahibinden kira sözleşmesi tarihinden (27/05/2009) itibaren faizi ile birlikte ödenmesine,Davalı şirketin 240.000,00 TL kira bedelini tahsil etmesine rağmen fatura düzenlememesi, fatura düzenlenmesi için noterden 03/09/2009 tarihinde gönderilen uyarıdan da sonuç alınamaması sebebiyle 36.610,00 TL KDV kaybına uğradıklarından, bu tutarın 28/05/2009 son ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınmasına,Davalıların sözleşmeye rağmen faaliyetlerini durdurmayarak müvekkili şirket ile aynı işi yapmayı sürdürmeleri, müvekkili şirkete gelen müşterilerin önlerinin kesilerek idari binayı da kullanmalarından dolayı müşterileri odalarına davet edip, haksız rekabette bulunmaları, ayrıca sıkma kömür imalatı da yaptıkları için, burada ortaya çıkan kirli atıkların müvekkiline ait işletmenin tam ortasına gelmesi, bu yüzden iş alanlarında bulunan ve paketlenmek üzere olan yıkanmış tertemiz kömürlerin kirlenmesi, özellikle yağmurlu havalarda davalıların biriketleme tesisinden gelen katranın kendi alanlarında bulunan tertemiz kömürle karışarak kömürün kalitesini düşürmesi, alıcılar nezdinde kalite itirazına uğranılması ve mal iadelerini önleme amacıyla fiyatta indirim yapılması zorunda kalınması şeklinde ortaya çıkan zararlarına karşılık fazlaya ilişkin hakları kalmak üzere şimdilik 50.000,00 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin 07.03.2012 tarihinde sunduğu dilekçesi ile, bu kez davasını ıslah ettiğini bildirdiği, ıslah dilekçesinde, talep sonucunun açık olmaması sebebiyle, mahkemece talep sonucunun açıklanması hususunda verilen süre uyarınca, 17.05.2012 tarihli dilekçenin sunulduğu ve 14.06.2012 tarihli oturumda davacı vekili tarafından, davaya konu miktarın ıslah edilmediğinin, sadece dava dilekçesinde dayanılan vaka ve sebeplerin ıslah edildiğinin, müvekkilinin kiracı olarak, kira sözleşmesi hükümlerinin ihlal edilmesinden kaynaklanan alacak hakkını talep ettiğinin beyan edildiği, davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesi ve açıklama dilekçesinde; Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/477 esas 2008/573 karar sayılı kararının kira sözleşmesinin akdedilmesi aşamasında gizlendiği, mahkeme kararı gereği makinelerin yerlerinin değiştirilmesi gerekirken bulundukları yerlerde müvekkili şirkete kiralandığı, söz konusu karar nedeniyle müvekkilinin paketleme makinelerini çalıştıramadığı, mal teslim taahhüdünü yerine getiremediği, tazminat ödemek zorunda kaldığı ve kar kaybına uğradığı, mahkeme kararındaki işlemlerin kiraya veren tarafından yerine getirilmesi gerektiği, bu konuda davalıların son olarak 06.12.2010 tarihinde uyarıldığı, mahkeme kararı ile müvekkili şirketin faaliyetini durdurmak zorunda kaldığı belirtilerek, iş yerinin çalıştırılamamasından kaynaklı olarak yoksun kalınan kar ve zararla ilgili maddi vakıaların ıslah yoluyla değiştirildiği görülmüştür.Davacının davaya konu olan kiralananın idare binasının 3/4’lük kısmının teslim edilmemesi nedeniyle, aylık kira bedelinden yarı yarıya indirim yapılarak toplam bedelin yarısı olan 120.000,00 TL’nin davalılardan tahsili talebine ilişkin istinaf sebebi yönünden; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 8. maddesi ve davalı tarafça sunulan 01/06/2009 tarihli, 27.05.2009 tarihli kira sözleşmesi ile sözleşmeye konu olan … ve … parselde bulunan taşınmazların, bütün makine, ekipman, demirbaş ve ünitelerin kiracıya tam, sağlam ve eksiksiz olarak teslim edildiğine, sözleşmeye konu olan alanın kullanımı konusunda yeniden görüşülerek, teslim edilen makine ve ekipmanın niteliği, rayiç kira bedellerine nazaran kira bedelinin düşük takdir edilmesi, kiralayanın hasıl olan ihtiyacının da göz önüne alınarak, … parselde bulunan idari binanın ikinci katının davalılar tarafından bila bedel kira süresi boyunca kullanılması konusunda mutabık kalındığına ilişkin teslim tesellüm protokolü karşısında, kiralananın davacıya teslim edilmiş olup, idari binanın kullanımının taraflarca yeniden düzenlenmesi ve binanın bir kısmının kullanımından davacı tarafça bedelsiz olarak vageçilmesi sebebiyle, davacının kiralanan yerin kullanılamadığından bahisle kira bedelinden indirim yapılarak, fazla ödenen bedelin iadesini talep edemeyeceği, her ne kadar davacı tarafça söz konusu protokolün davacı şirketin eski yetkilisi tarafından, protokolde belirtilen tarihten sonra, yetkisinin sona erdiği dönemde düzenlendiği ve bu nedenle de geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de, celp olunan ticaret sicil kayıtları uyarınca, protokol altında imzasının bulunduğu bildirilen temsilcinin protokol tarihi itibariyle davacı şirketin yetkili temsilcisi olması, mahkemece protokol eklenerek ilgili temsilciye çıkarılan isticvap davetiyesinin usulüne uygun tebliğine rağmen duruşmaya katılmadığından protokol altındaki imzayı kabul etmiş sayılması, aksinin gösterir herhangi bir yazılı belgenin dosyaya sunulamaması karşısında, söz konusu protokolün geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacının bu konudaki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davacının kira sözleşmesinin 12. maddesinde düzenlenen cezai şart bedelinin 3/4’lük kısmının kiralananın sahibi olan davalı …’dan tahsiline dair talep ve davaya ilişkin istinaf sebebi yönünden; kira sözleşmesinin 12. maddesinde kiralayanın herhangi bir sebeple gayrimenkulü erken tahliye ettirmesi durumunda, 3 yıllık kontrat süresinin bedelini kiracıya iade edeceğinin ve yazılı ihtara gerek kalmadan söz konusu davalının davacı şirkete kontrat toplam bedelinin %50’si tutarındaki bedeli ceza olarak ödeyeceğinin hüküm altına alındığı, davacı vekilinin bu maddeye ilişkin talebinin, taşınmazın idari binasının 3/4 lük kısmının teslim edilmemesi nedenine dayandırıldığı, oysa ki kira sözleşmesindeki cezai şartın istenilme koşulunun erken tahliye olgusuna dayanması sebebiyle cezai şart istemi için gerekli yasal koşulların oluşmadığı, bu hususa ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacının ıslah ile maddi olguları değiştirdiği taşınmazın kullanılamamasından kaynaklı olarak uğranılan kar yoksunluğu ve zarara ilişkin istinaf sebebi yönünden ise; davacı tarafça ıslah dilekçesi ile kar yoksunluğuna ilişkin zarara, kira sözleşmesinin yapılmasından önce bilgileri dışında açılıp sonuçlanan ve sonrasında kendileri hakkında da açılan davalar nedeniyle, faaliyetlerinin durmasına bağlı olarak sözleşme ile aldıkları siparişin karşılanamamasının neden olduğu iddiasında bulunulduğu, Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 23.12.2009 tarihinde kesinleşen 2007/477 esas 2008/573 karar sayılı mahkeme kararının ve sonrasında davacı hakkında 2010/138 esas sayılı dosyada açılan tazminat ve tedbirlerin alınması istemli davanın davacının ticari faaliyetinin durmasına neden olduğunu gösterir herhangi bir tutanak ve belgenin bulunmadığı, davacı şirket hakkında Kocaeli Valiliği’nce ÇED yönetmeliğinde belirtilen yükümlülükler yerine getirilinceye kadar işletmenin her türlü faaliyetinin durdurulmasına dair verilen karar uyarınca, şirket faaliyetinin 22.06.2010 tarihinde iş yerinin mühürlenmesi suretiyle durdurulduğu, Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ilam gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle yapılan bir durdurma işleminin olmadığı, davacı kiracı tarafından BK nun 249 vd maddeleri uyarınca (TBK nın 304 vd maddeleri) kiralanandaki ayıba ilişkin hükümlere dayalı olarak ayıp nedeniyle kira bedelinden indirim yapılması ya da sözleşmeyi fesih hakkının kullanılmadığı, dava tarihi itibariyle tahliyenin söz konusu olmayıp, tahliye işleminin dava tarihinden sonra 01/07/2011 tarihinde icra marifetiyle gerçekleşmesi nedeniyle tahliyenin usulüne uygun olup olmadığı ile erken tahliyeden kaynaklanan zarar olgusunun söz konusu davanın konusu olmadığı, kar yoksunluğu zarar istemine ilişkin istinaf sebebinin de yerinde olmadığı, davalılar tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmemesinin dava konusu uyuşmazlık yönünden davacı lehine usulü müktesep hak oluşturmayacağı, davalılar vekilinin her iki davalı için de vekaletnamesini dosyaya sunmuş olduğu ve 23/03/2011 tarihli oturumda her iki davalının da vekili olduğunu beyan ettiği dolayısıyla mahkemece davanın ret olunan kısmı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hükmedilen vekalet ücretinin yerinde olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle, Davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Peşin yatırılan istinaf başvuru harcının mahsubuna, Alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile kalan 125,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf harç ve masraflarının istinaf talebinde bulunanın üzerinde bırakılmasına, Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine,Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair dosya üzerinden, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile karar verildi. Kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içinde dilekçe verilerek Yargıtay’da temyiz edilebileceği açıkça anlatıldı. 07/02/2023