Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi 2022/3839 E. 2022/380 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
54. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
DOSYA NO: 2022/3839
KARAR NO: 2022/380
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2022
NUMARASI: 2021/802 – 2022/342
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF TARİHİ: 13/06/2022
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ; İstinaf isteminde usul işlemleri tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçesinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.
İstinaf sebepleri: Davalı süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; tensip zaptında davacıya arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini sunması için kesin süre verildiğini, davacının kesin süre içinde tutanağı sunmadığını, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olan, taraflar arasında kurulan ticari nitelikteki sözleşmeden kaynaklı olarak açılan işbu davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, sözleşmenin genel boyutuna bakılmadan ürün kirası olduğu ve sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yasal Dayanak: Hukuk Muhakemeleri Kanunu; 4, 190, 191. maddeleri, Türk Borçlar Kanunu: 357. maddesi, Yargılama konusu olayda: Davacının, davalının sözleşmeye aykırı davranarak haklı nedene dayanmadan sözleşmeyi feshederek maddi anlamda zarara girmesine sebep olduğunu, kendisinin dava konusu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, sözleşmenin 5. maddesinde tarafların hür ve sarih iradeleriyle kararlaştırılmış olan 50.000 USD tutarındaki ceza koşulunun davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, Davalının, taraflar arasında sözleşmenin akdedilmesinden sonra sözleşmede de belirtildiği üzere işletmeyi demirbaşları ile birlikte davacıya teslim ettiğini, davacının iddialarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından bugüne kadar davalı yanca kararlaştırılan hiçbir işletme bedelinin ödenmediğini, her halükarda sözleşmeye konulan cezai şartın kesin hükümsüz olduğunu, haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, Mahkemenin, taraflar arasında akdedilen sözleşmede davalıya “kâr payı” adı altında sabit kira bedeli ödenmesinin kararlaştırıldığı, kiraya veren davalının, davacıya işletmenin kullanılmasını belli bir bedel karşılığında terk ettiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin TBK 357. maddesinde düzenlenen ürün kirası sözleşmesi olduğu, HMK’nın 4/1-a maddesine göre kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın usul yönünden reddine karar verdiği, Davanın, taraflar arasında akdedilen 10/01/2020 tarihli “İşletme Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeden kaynaklandığı, 6098 sayılı TBK’nın 357’nci maddesinde “Ürün kirası kiraya verenin, kiracıya, ürün veren bir şeyin veya hakkın kullanılmasını ve ürünlerin devşirilmesini bedel karşılığında bırakmayı üstlendiği sözleşmedir. Ürüne katılmalı kira, kira bedelinin devşirilecek ürünün belli bir oranı olarak kararlaştırıldığı ürün kirasıdır. Bu oran sözleşmeyle kararlaştırılmamışsa, yerel âdete göre belirlenir.” 358’inci maddesinde ise “Bu ayırımda ürün kirasına ilişkin özel hüküm bulunmadıkça, kira sözleşmesine ilişkin genel hükümler uygulanır.” düzenlemelerinin bulunduğu, HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceğinin düzenlendiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, yargılamanın her aşamasında nazara alınması gerektiği, Taraflar arasında 10/01/2020 tarihli işletme sözleşmesi bulunduğu, uyuşmazlığın sözleşme kapsamında, davacının davalıdan sözleşmede kararlaştırılan 50.000 USD tutarlı cezai şartı talep edip edemeyeceğine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin ürün kira sözleşmesi olduğu, uyuşmazlık bu sözleşme gereğince çözümleneceğinden, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle, Davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Peşin yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının mahsubuna, İstinaf harç ve masraflarının istinaf talebinde bulunanın üzerinde bırakılmasına, Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine, Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dair dosya üzerinden, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak karar verildi, açıkça anlatıldı. 02/11/2022