Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi 2022/3761 E. 2023/1451 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
54. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
KARAR KALDIRMA
DOSYA NO: 2022/3761
KARAR NO: 2023/1451
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2022
NUMARASI: 2020/100 – 2022/159
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF TARİHİ: 05/07/2022
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ; İstinaf isteminde usul işlemleri tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçesinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı. İstinaf sebepleri: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin mahkeme tarafından değerlendirilmeye alınmaksızın ve sözleşme konusunda uzman bir bilirkişiye dosya gönderilmeksizin karar verildiğini, müvekkili şirketin herhangi bir yükümlülüğünün olmamasına rağmen, ödemek zorunda kaldığı miktarın gözetilerek, davalının bu ödeme konusunda sözleşmesel sorumluluğu nazara alınarak, kusur hesabı yapılması gerekirken hesap yapılmadığını, düzenlenen raporlarının eksik olduğunu, taraflar arasında akdedilen 08/03/2011 ve 15/03/2017 tarihli rödövans sözleşmelerinde yer alan hükümlerin dikkate alınmaksızın düzenlenen raporlar esas alınarak karar verildiğini, söz konusu rödevans sözleşmelerinde dava konusu olan ödemelerin davalı tarafından ödeneceğinin açıkça yer aldığını, davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, iyi niyet ve dürüstlük kurallarını ihlal ettiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Yasal dayanak:Hukuk Muhakemeleri Kanunu;190, 191. maddeleri, Türk Medeni Kanunu 6. maddesi, Türk Borçlar Kanunu 299, 357 ve devamı maddeleri, Yargılama konusu olayda: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili şirket arasında 08.03.2011 tarihinde ve 15.03.2017 tarihinde detayları sözleşmede kararlaştırıldığı üzere, ruhsatı müvekkili şirkete ait mermer sahasında mermer çalışması yapmak üzere tarafların anlaştığını, sözleşme ve ruhsat gereği, çeşitli isimler altında, yani devlet hakkı, özel idare payı ve sahanın mülkiyetine göre hazine payı ve Orman Genel Müdürlüğü payı bedelleri adı altında ödeme yapıldığını, bu zikredilen ödemeleri 08.03.2011 tarihindeki Rödövans Sözleşmesi’nin 5, 6, 7, ve 8. maddelerinde ve 15.03.2017 tarihli sözleşmenin 7.8.14. maddelerinde davalının ödeyeceğinin açıkça yer aldığını, davalıya devlet hakkı, ek devlet hakkı (orman payı), belediye payı 2016, 2017 ve 2018 ödeme makbuz ve diğer gerekli belgelerini sunumasının Büyükçekmece … Noterliği’nin 03.07.2019 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile bildirildiğini ancak bir netice alınamadığını, davalının üzerine düşen bildirim görevlerini yapmadığından ve basiretli bir tacir gibi davranmadığından müvekkili şirketin hazine payı olarak 143.000,00 TL fazladan ödeme yaptığını ve bu durumun 22.11.2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile davalıya bilidirildiğini, ancak davalının tutarsız ve haksız beyanlarla bu konuda müvekkillerinin sorumlu olmadığı beyanında bulunduğunu oysa davalının basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini ve sözleşme gereklerini yerine getirmesi gerektiğini, taraflarınca davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, davanın kabulüne, %20’den aşağı olmamak üzere davalı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen rödövans sözleşmeleri uyarınca ödemeleri yapmakla yükümlü olanın ruhsat sahibi davacı olduğunu, ihtilaf konusu yapılan ödeme kalemi olan devlet hakkı ödemelerine ilişkin 2016-2017-2018 yıllarına ait tahakkuk makbuzlarının müvekkili şirkete davacı tarafından iletilmiş olup, ödemelerin yapılması amacıyla müvekkili tarafından davacıya 341.387,00 TL ödeme yapıldığını, davacının bunun üzerine, müvekkilinin ödediği tutar ile 2015 ve 2016 yılı maden devlet hakkı ödemesini yaptığını ve tutar eksik olduğu için 2017 ve 2018 yılına ait 13.11.2019 tarihi itibariyle 143.000,00 TL faiz borcunun mevcut olduğunu iddia ederek, bu durumu müvekkiline ihtaren bildirdiğini, müvekkili şirketin davacıya Kartal … Noterliği’nin 29.08.2019 tarih … yevmiye no.lu ihtarname ile tahakkuk işlemini yaptırması gerektiğini ihtaren bildirdiğini, davacının süresi içinde tahakkuk işlemlerini yaptırmaması nedeniyle kusurlu olduğunu, müvekkili şirketin, sözleşme ile yükümlü olduğu üzere gerekli tüm bilgi ve belgeleri davacıya verdiğini, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu sözleşme şartları çerçevesinde yerine getirmesine karşın davacının devlet hakkı ve sair bedellerin tahakkukunda esas olan belgeleri bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirmediğini ve bedelleri tahakkuk ettirmediğini, kusuruyla ödemelerin geç yapılmasına ve dolayısıyla faizlerin doğmasına sebebiyet verenin davacı olduğunu belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; ilgili icra dosyası örneği, dava konusu edilen yıllara ait devlet hakkına ilişkin belgeler, delil olarak dayanılan ihtarname suretleri, işletme faaliyet raporları, dekont örnekleri celp edilerek dosya arasına alınmış, dosyanın maden mühendisi ve mali müşavir bilirkişilere tevdi ile rapor ve ek rapor alınmıştır. Yargılama sonucunda mahkemece ” 2015 yılından sonra davacı ruhsat sahibi … AŞ.’nin bağlı olduğu Beylikdüzü Vergi Dairesine devlet hakkı ve diğer kurum paylarını zamanında beyan etmediği ve tahakkuk ettirmemiş olduğu, dolayısıyla gecikme faizi ve diğer cezaların kesilmesine davacı … AŞ.’nin kendi kusuru ile sebep olduğu, dava konusu olayda davalı … Ltd. Şti.’nin kusurunun bulunmadığı, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğüne yönelttiği itirazların yerinde olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, rödövans sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Rödövans sözleşmesi; ruhsatı alınan maden sahasının bir kısmı veya tamamı üzerindeki işletme hakkının, hak sahibi tarafından gerçek veya tüzel üçüncü kişilere geçici bir süre için tahsisini konu alan iki taraflı ürün kira sözleşmesi niteliğine sahiptir. 3213 sayılı Maden Kanunu’nun ilgili hükümleri ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 357 ve devamı maddelerinde düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümler, uyuşmazlığın bünyesine uygun düştüğü ölçüde uygulanmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceğinin düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava taraflar arasındaki rödövans sözleşmesinden kaynaklandığından, davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu halde mahkemece görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-e ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına yönelik olarak karar verilmesinin hatalı olduğu, istinaf başvurusunun bu nedenle değişik gerekçe ile yerinde olduğu anlaşılmıştır. Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu halde mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmiş olması sebebiyle mahkeme kararının yerinde olmadığı, istinaf sebebi değişik gerekçe ile yerinde olduğundan HMK 353/1-a/3 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle,Davacının istinaf başvurusunun değişik gerekçe ile KABULÜNE, İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,Yargılamanın eksikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın ait olduğu Mahkemeye İADESİNE, Peşin yatırılan istinaf başvuru harcının mahsubuna, Peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine, Dair dosya üzerinden, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak karar verildi, açıkça anlatıldı.11/07/2023