Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/870 E. 2023/733 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/870
KARAR NO: 2023/733
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2023
NUMARASI: 2022/1172 Esas, 2023/353 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili davacı müvekkili ile davalı arasında davalının yüklenicisi olduğu “…” projesinin PVC Zemin Kaplama işçilik ve malzeme bedeli konusunda 31.12.2021 tarihli sözleşme akdedildiğini yine taraflar arasında işin teslimi aşamasında 12.05.2022 tarihinde sözleşmeye ek protokol akdedildiğini, davacı müvekkili, sözleşmeye konu edimlerini eksiksiz olarak ifa etmiş, sözleşmenin 14. Maddesi gereği işin bitimi ile “ölçü teyit tutanağı” düzenlenmiş, buna göre sözleşme ile belirlenen ve müvekkili tarafından yapılan PVC yer döşeme ölçüsü 4.252-m2, condaktive zemin döşeme ölçüsü de 96,15 m2 olarak tespit edilerek tutanak altına alınmış, hak ediş raporlarının da bu doğrultuda düzenlendiğini, keza sözleşmeye konu işlerin tamamının eksiksiz olarak davalıya teslim edildiğine dair 01.06.2022 tarihli tutanak tutulduğunu, bu bağlamda müvekkilini sözleşmeye konu tüm edimlerini yerine getirmesine ve ekte yer alan sevk irsaliyeleri ile de sözleşmeye konu malzemeleri davalıya teslim etmesine rağmen davalı tarafça müvekkiline sözleşme m2 birim değerine aykırı olarak eksik ödeme yapıldığını, hak ediş raporlarına göre eksik kalan bakiye yönünden davalıya fatura keşide edilmişse de, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak söz konusu faturanın iade edildiğini, faturayı kabul etmeyen davalıya temel faturanın keşide edilerek tebliğ edildiğini, mahkemece mahalde keşif icra edilmesi halinde de sözleşmeye konu toplam iş bedelinin 757.272,70 TL olduğu, davalı tarafından müvekkiline 690,000,00-TL ödeme yapıldığını, bakiye 67.272,70 TL alacağın varlığının sübuta ereceğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4. Maddesi ile sözleşme bedelinin ödenmemesi halinde aylık %4 avans faizi uygulanacağının kararlaştırılmış olup, tarafların tacir olduğu ve sözleşme serbestisi kapsamında kararlaştırılan faizin uygulanması gerekeceğinden takip sonrası aylık %4 ticari avans faizi ile birlikte takibin devamına karar verilmesinin gerektiğini, davalıların icra takibine vaki itirazlarında her ne kadar icra dairesinin yetkisine itiraz etmişlerse de iş bu itirazlarının da haksız ve hukuksal mesnetten yoksun olduğunu, nitekim taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 16. Maddesinde yetkili yer mahkemesi ve icra dairesi olarak Büyükçekmece İcra Daireleri ve Mahkemelerinin kararlaştırıldığını, bu bağlamda, HMK m. 17 gereği; tarafların tacir olması ve doğabilecek uyuşmazlık hakkında sözleşmeyle yetki anlaşması yapıldığından iş bu itirazlarının da reddine karar verilmesi gerektiğini, arz ve izah olunan sebeplerle, davalının müvekkiline olan bakiye 67.272,70-TL borcunu ödemediği gibi aleyhine başlatılan icra takibine de haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edilerek takibin durmasına sebebiyet verdiklerinden, haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemiyle huzurdaki davanın ikame edilmesi gereğinin hasıl olduğunu, Yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle, davalı borçlunun Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E, sayılı icra takibine vaki itirazlarının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek aylık %4 ticari avans faiziyle birlikte takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı taraf, her ne kadar taraflar arasında akdedilen yazılı sözleşmede, ihtilaf halinde Büyükçekmece İcra Müdürlüklerinin ve Mahkemelerinin yetkili olduğu kaydının yer aldığı belirtilmişse de, müvekkilince davacı tarafla akdedilen herhangi bir yazılı sözleşmenin bulunmadığını, bu nedenle, fotokopi üzerinde imza incelemesi yapılamayacağından davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği sözleşmenin aslının dosya arasına celbi ile, sözleşmede yer alan imzanın müvekkili şirket yetkilisinin imza örnekleri ile karşılaştırılmasını, bahsi geçen sözleşme üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığı ortaya çıkacağını, işbu nedenle, sayın mahkemenin yetkili olup olmadığı hususun ön sorun olarak değerlendirilmesinin gerektiğini, bu minvalde, taraflar arasında bu şekilde bir sözleşme yapılıp yapılmadığının araştırılması açısından öncelikli olarak dava dilekçesinde belirtilen sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olup olmadığının ortaya çıkarılması açısından deliller kısmında belirtilen kurum ve kuruluşlardan müvekkili şirket yetkilisinin imza örneklerinin celbini talep ettiklerini, söz konusu imzanın müvekkiline ait olmadığının anlaşılması halinde taraflar arasında herhangi bir yetki şartının mevcut olmadığını, dolayısıyla Büyükçekmece İcra Müdürlüklerinin yetkisi itiraz edildiği, bu aşamada icra dosyasının yetkili yer icra Müdürlüğü olan Diyarbakır İcra Müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken eldeki davanın açılmasının hukuka aykırı olup davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça dosyaya sunulan sözleşmenin taraflarınca kabul edilmemekle birlikte, bahsi geçen sözleşmenin kabul edilerek yargılamanın bu sözleşmeye göre yapılması halinde de eldeki davanın haksız olduğunu, şöyle ki; davacı tarafın, sunduğu sözleşmede 8.562,00 TL iskonto yapıldığınrın görüldüğünü, ancak bahsi geçen 31.12.2021 tarihli sözleşmede 8.562,00 TL iskonto yapıldığı görülmesine rağmen ve bu hesaba göre bakiye borç olarak 58.710,72 TL olması gerekmesine rağmen 67.272,72 TL üzerinden icra takibi yapılarak eldeki davanın açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça dosyaya sunulan 31.12.2021 tarihli sözleşmesinin 8. Maddesinde; “zemin düzleme şapının kendisine ait olduğunu” belirtmesine rağmen ilgili malzemeyi eksik gönderip söz konusu malzemeyi tekniğine uygun kullanmadığından müvekkili tarafından ayrıca 36.000,00 TL bedelle Zemin Düzleme Şapı alındığını, buna ilişkin fatura ve dekontuh sunulduğunu müvekkilinin ödenen bu bedelin de davacı tarafın alacağı olduğunu iddia ettiği rakamdan düşülmesi gerektiğini, keza tüm nakliye ve montaş / uygulama masrafının davacı tarafa ait olmasına rağmen PVC Yapıştırıcı nakliyesi için müvekkilinin 9.724,00 TL ücret ödediğini, buna ilişkin fatura ve dekontu sunulduğunu, müvekkilice ödenen bu bedelin de davacı tarafın alacağı olduğu iddia ettiği rakamdan düşülmesi gerektiğini, keza tüm nakliye ve montaş / uygulama masrafı davacı tarafa ait olmasına rağmen PVC Malzeme Nakliyesi için müvekkilice 18.590,00 TL ücret ödendiğini, buna ilişkin fatura ve dekontun sunulduğunu, müvekkilinin ödediği bu bedelin de davacı tarafın alacağı olduğunu iddia ettiği rakamdan düşülmesi gerektiğini, keza malzemenin araçtan indirilmesinin davacı yükleniciye ait olduğu halde malzemelerini indirmediğini, bu iş için müvekkili tarafından 4 işçinin görevlendirildiğini ve işçilere 1.000 TL ödeme yapıldığını, keza davacı tarafça sunulan sözleşmenin 10. Maddesinde, yüklenici işi sözleşme tarihinden sonraki 40 iş günü içinde işi bitirmek zorunda olduğu yazılı olup 10.01.2022 tarihinde malzeme işyerine sevk edildiği halde işe başlamamış, dosyaya sunulan teyit tutanağına göre de işi 09.05.2022 tarihinde bitirebildiğini, aradan geçen süre içinde işveren yapılması gereken imalatın ödemesini idareden alamadığından maddi kayba uğradığını, dolayısıyla davacı tarafça yapılması gereken iş zamanında ve usulüne uygun olarak yapılmamış, buna rağmen müvekkilinin davacı tarafa tüm ödemelerini zamanında ve eksiksiz olarak ödediğini, bu husus, tarafların ticari defterleri ve banka kayıtları celp edildiğinde de anlaşılacağını, yukarıda açıklanan tüm nedenlerle; haksız davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Mahkemece; Şırnak Uludere 40 Yataklı Devlet Hastanesi’nin davalı tarafından yapımı sırasında davacı ile davalı arasında hastanenin PVC Zemin Kaplama işinin davacı tarafça anahtar teslimi olarak yapılması konusunda eser sözleşmesinin kurulduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamakta olup söz konusu sözleşmenin yazılı olarak kurulup kurulmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, .davalı vekili tarafından davacı tarafça dosyamıza fotokopisi sunulan 31/12/2021 tarihli iş sözleşmesi ile sözleşmedeki imza inkar edilmediği, davacı vekili tarafından mahkeme huzurunda söz konusu sözleşmenin ıslak imzalı suretinin davalı tarafından imzalandıktan sonra müvekkiline gönderilmediği belirtilerek ıslak imzalı sözleşmenin uhdelerinde bulunmadığı belirtildiği, her ne kadar davacı vekili tarafından 31/12/2021 tarihli iş sözleşmesine atıf yapılan ıslak imzalı 12/05/2022 tarihli ek protokol mahkememize sunulmuş ise de ek protokol ile atıf yapılan sözleşme içeriğinin davacı tarafından dosyaya sunulan fotokopi sözleşme olup olmadığının tespitinin mümkün olmaması ve fotokopi evrak üzerinden imza incelemesi yapılamayacağından 31/12/2021 tarihli iş sözleşmesine dolayısıyla da sözleşmedeki yetki kaydına mahkemece itibar edilmediği, davacı vekili tarafından söz konusu sözleşmenin davalı tarafından imzalanarak mail yolu ile müvekkiline gönderildiği belirtilerek bilgisayar kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmiş ise de sözleşmenin gönderildiği iddia edilen mailin davalının ip adresinden gönderildiğinin tespit edilmesi halinde dahi sözleşme altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığının tespitinin yapılamayacak olması nedeni ile usul ekonomisi de gözetilerek davacının bu talebi yerinde görülmediği, uyuşmazlık konusu işin yapıldığı yer Şırnak, davalının adresi ise Diyarbakır olup yetki kaydı içeren 31/12/2021 tarihli iş sözleşmesine yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkemece itibar edilmediğinden Büyükçekmece İcra Müdürlükleri uyuşmazlık konusu alacak bakımından yetkili olmadığı bu nedenle davalı tarafından icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itiraz yerinde olduğu, davaya konu icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açılmış bulunması ve bu hali ile itirazın iptali davasına konu edilmesinin mümkün olmaması nedeni ile HMK’nın 114/2 ve 115. maddesi uyarınca açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi ile davacının icra takibi açmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinafında; pandemi dönemi olması sebebiyle taraflar arasında imzalanıp taranarak e-posta üzerinden karşılıklı olarak sözleşmenin onaylandığını, ıslak imza ile imzalanmadığını, HMK 199 maddesi gereğince elektronik ortamdaki veriler belge niteliğinde kabul edilmelidir, tacirler arasındaki e posta yazışmalarının yazılı delil başlangıcı olduğu ve her türlü delil ile ispatlanması gerektiğinden tanıt dinlenmesi gerekirken eksik inceleme yapıldığını, taraflarca imzalanan yazılı sözleşmenin varlığı davalı yanın resmi nitelikte noter ihtarname içeriği ile ikrar edilmekle söz konusu ikrarın bağlayıcı olduğu gözetilmeden hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğunu kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı alt yüklenici davalı ise yüklenicidir. Davacı taraf eksik ödeme yapılması sebebiyle bakiye iş bedelinin tahsili için takip başlattığı ve takibe itiraz sonucu takibin durduğundan bahisle itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise yetkili icra dairesinde takip yapılmadığını belirterek yetki itirazında bulunmuş, mahkemece taraflar arasında düzenlendiği iddia olunan sözleşmenin aslı davacı tarafından sunulmadığından , sözleşmede düzenlenmiş olan yetki şartına itibar edilmemiş ve eser sözleşmesinde var olan yetki kuralları gereği Büyükçekmece icra müdürlüğü yetkili olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin e- posta üzerinden gönderilerek taraflarca imzalandığını fakat davalının sözleşmeyi imzalayarak kendilerine göndermediğinden ellerinde ıslak imzalı sözleşme olmadığını belirtmiştir. Bu durumda sözleşmenin davalıda bulunduğu iddia edilmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 220/2. maddesinde “Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Buradaki yemin, tarafın dayandığı yemin delili değildir. Belge lehine olan taraf yemin deliline dayanmış olmasa bile, dayanılan belgenin ibraz ve değerlendirilebilmesi için kanun hükmü gereği olarak, maddeye uygun biçimde işlem yapılmalıdır. Somut olayda; Mahkemece davalıya HMK’nun 220/2. maddesindeki usule göre sözleşmenin ibrazı istenecek; ibraz edilmezse anılan maddeye uygun yemin edası yaptırılmak ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2023 tarih, 2022/1172 Esas, 2023/353 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.