Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/829 E. 2023/761 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/829
KARAR NO: 2023/761
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/12/2022
NUMARASI: 2022/1001 Esas, 2022/1151 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 19/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, Kurtarma 5 isimli römorkörün havuzlama, güverte ve makine bakım onarımının davacı tarafından yapılması için taraflar arasında 26/03/2021 tarihinde Kurtarma 5 Römorkörü Havuzlama, Güverte ve Makine Bakım Onarımı işine ait birim fiyat hizmet alımı sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme tahtında müvekkili şirketin bakım ve onarım işini 60 gün içinde bitirme yükümlülüğü altına girdiği, ancak en başta davalı kurumdan kaynaklı olmak üzere elde olmayan sebeplerle belirtilen sürede işin bitirilmesinin mümkün olmadığını, elinde olmayan nedenlerle zaman zaman işe devam edilemediğinden pek çok defa süre uzatım talebinde bulunduğunu, ancak davalı kurum tarafından müvekkili şirketin talepleri sürekli kabul edilmediğini, müvekkili şirketin yaşadığı tüm zorluklara rağmen işin kısa sürede ve en iyi şekilde tamamlanması adına elinden gelen tüm çabayı gösterdiğini, sözleşmenin 29.08.2021 tarihinde tek taraflı olarak feshedildiğini bildirdiğini, davalı kurum tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığını, müvekkili şirketin hakedişinin eksik hesaplandığını ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı şirket olup, davalının Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü olduğu ve tacir olmadığından TTK nın 4.maddesinin uygulama alanı da bulunmadığı, uyuşmazlığa bakmaya asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğu gerekçesiyle davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu, TTK’ nın 4. maddesi kapsamında ticari dava niteliği taşıdığı, davalının kamu iktisadi teşebbüsü olduğu, TTK’nın 16. Maddesi uyarınca tacir sayıldığı ve asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, 6100 sayılı HMK’nın yürürlükte olduğu 14/12/2022 tarihinde açılmıştır. 6100 sayılı HMK’da ilk derece yargılamasında yazılı yargılama usulü beş aşamadan oluşacak şekilde düzenlenmiştir. Bunlar; 1-Davanın açılması ve dilekçeler aşaması (Madde 118,126-136), 2-Ön inceleme (Madde 137-142), 3-Tahkikat (Madde 143-293), 4-Sözlü Yargılama (Madde 184-186) ve 5-Hükümdür (madde 294). 1086 sayılı HUMK zamanında yazılı yargılama usulü 4 aşama (ön inceleme aşaması hariç) olarak düzenlenmiş ve bu aşamaların her biri bir diğerinin içine geçmiş şekilde olduğundan gereksiz işlem yapılmasına ve yargılamaların uzun sürmesine sebebiyet vermekte iken kanun koyucu bu sakıncaların önüne geçmek için bu aşamaları sıkı kurallara bağlamış ve bir aşama bitirilmeden diğer aşamaya geçmeyi engellemek istemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 137. maddesinde, ön incelemenin kapsamı; 138. maddesinde ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlar; 139. maddesinde ön inceleme duruşmasına davet ve 140. maddesinde yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir. Ön inceleme aşamasında yapılacak işlemelere bakıldığında; ön incelemenin efektif bir tahkikatın ön şartı olarak kabul edildiği söylenebilir (Ermenek, s. 146). Nitekim, HMK m.137/2’de “ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği” düzenlenmiştir. Bu düzenleme emredici nitelikte bir düzenlemedir. Gereksiz duruşmalara ilişkin uygulamadaki eski alışkanlıkların devam etmesinin kesin olarak önüne geçilmesi amacıyla Kanun koyucu, ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve bu aşamada alınması gereken kararlar alınmadan tahkikat aşamasına geçilmesini ve tahkikat için duruşma günü belirlenmesini kesin bir ifade ile yasaklamıştır (Pekcanıtez/ Atalay/Özekes, s.375-376). Bu açıklamalar nazara alındığında; dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ise tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı HMK. 137 ve 140. maddelerine göre ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekir. Somut olayda mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ve davaya karşı cevap verme süresi beklenmeden dosya üzerinden inceleme yapılarak görevsizlik kararı verildiği görülmektedir. İstinafa konu davada HMK’nın yukarıda belirtilen maddeleri kapsamında usulüne uygun bir şekilde dilekçe teatisi aşamasına başlanmadan karar verilmiş, adil yargılama hakkının en önemli unsuru olan ve HMK 27. madde de düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı şekilde savunma hakkı kısıtlanarak yazılı olduğu şekilde uygulamaya gidilmiş olması doğru olmamıştır (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 26/11/2018 tarih 2018/4262 E., 2018/4682 K. sayılı kararı). O halde, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilerek cevap süresi de beklendikten sonra cevap verilmesi halinde dava ve cevap dilekçesi içeriğine göre görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden davalının savunma hakkı kısıtlanarak görevsizlik kararı verilmiş olması usul yasasına aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2022 tarih, 2022/1001Esas, 2022/1151 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.