Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/801 E. 2023/676 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/801
KARAR NO: 2023/676
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2023
NUMARASI: 2023/217 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, davalı yüklenicinin taraflar arasındaki 06/12/2022 tarihli sözleşmeye konu “çelik konstrüksiyon üst çat katı kapama” işini sözleşmede belirtilen teslim tarihi olan 30/01/2023 tarihine kadar bitiremediği, kısmen ifa edilen bölümün ise 17/03/2023 tarihinde saha üzerine çökmüş olduğu, bu şekilde sözleşmenin müvekkili tarafından haklı feshine sebebiyet verildiği iddiasıyla, davacının bu sözleşme kapsamında davalıya teslim etmiş olduğu ve ödeme günü henüz gelmemiş olan … Bankasının İmsan İstanbul Şubesine ait … nolu 31.03.2023 tarihli 471.000,00-TL bedelli ve … Bankasının İmsan İstanbul Şubesine ait … nolu 30.04.2023 tarihli 471.000,00-TL bedelli çekler yönünden davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile çeklerin iptali talebine ilişkin olup, bu kapsamda, davaya konu çeklerin bankaya ibraz suretiyle tahsilinin engellenmesi yönünde ödemeden men kararı ve çek bedellerinin icra takibi yoluyla tahsilinin engellenmesi yönünde teminatsız veya makul bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi de talep edilmiştir. Mahkemece 31/03/2023 tarihli ara kararla, dava dilekçesi, 06/12/2022 tarihli sözleşme ve çek teslim belgesi birlikte değerlendirildiğinde yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı, çekin davalı tarafından ibraz edilmesi ve çek bedelinin davalıya ödenmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, takip talebinden önce açılmış menfi tespit davasında İİK. 72. madde gereği ve HMK. 389. maddesi ve 390/3. Maddesi kapsamında yalnız davanın tarafları arasında hüküm ifade etmek üzere; davaya konu çekin davalı … LİMİTED ŞİRKETİ tarafından bankaya ibrazı halinde davalıya ödenmemesi ve davalı tarafından icra takibine konu edilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, dava konusu çeklerin toplam bedelinin % 20’si olan 188.400,00-TL nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu olacak şekilde gayrinakdi teminatın yatırılması halinde, … Bankası’nın İmsan İstanbul Şubesi’ne ait … nolu 31.03.2023 tarihli 471.000,00-TL bedelli ve … Bankası’nın İmsan İstanbul Şubesi’ne ait … nolu 30.04.2023 tarihli 471.000,00-TL bedelli çeklerin davalı … LİMİTED ŞİRKETİ tarafından bankaya ibraz edilmesi halinde ödenmemesine, karar verilmiştir. Davacı vekilinin 07/04/2023 tarihli talep dilekçesi ile davanın tarafı olmayan kişiler aleyhine de tedbir kararı verilmesini talep etmesi üzerine ise, 11/04/2023 tarihli ara kararla, davanın tarafı olmayan gerçek veya tüzel kişiler aleyhine tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, davaya konu çekler ticari hayatta bir ödeme aracı olarak kullanıldığından 3.kişilere ciro edilmiş olmalarının kuvvetle muhtemelen olduğunu, bu nedenle sadece davalı ile sınırlı olarak verilen ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin uğrayacağı telafisi imkansız zararları önleyemeyeceğini belirterek, 11/04/2023 tarihli “ihtiyati tedbire itirazın reddine” dair kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72/3. maddesinde, icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği, 72/4. fıkrasında ise, davanın alacaklı lehine sonuçlanması durumunda ihtiyati tedbirin kalkacağı ve aynı zamanda alacaklının uğradığı zarar karşılığında %20’den az olmamak üzere alacaklı lehine tazminata hükmedileceği düzenlenmiştir. Yapılan bu açıklamalar ve anılan kanun maddeleri kapsamında somut olay değerlendirildiğinde, davanın, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin davacı iş sahibi tarafından haklı sebeple feshedildiği iddiasıyla, bu sözleşme kapsamında davalı yükleniciye verilmiş bulunan çeklerden halen tahsil edilmemiş bulunun 2 adedi bakımından borçlu olunmadığının tespiti ve bu çeklerin iptali talebine ilişkin olması, çekin, TTK’nın 780/1-b maddesine göre kayıtsız şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi içermesinden dolayı sebepten mücerret bir borç ödeme aracı olduğuna ilişkin karine bulunması ve mahkeme ara kararında da belirtildiği üzere, davanın tarafı olmayan gerçek veya tüzel kişiler aleyhine tedbir kararı verilemeyeceği hususları bir arada değerlendirildiğinde, mahkemece davacı vekilinin 07/04/2023 tarihli dilekçesi ile talep etmiş olduğu “davanın tarafı olmayan kişiler aleyhine de tedbir kararı verilmesi” talebinin reddine dair 11/04/2023 tarihli ara kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2023 tarih ve 2023/217 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 12/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.