Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/716 E. 2023/1085 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/716
KARAR NO: 2023/1085
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
NUMARASI: 2018/1206 Esas, 2022/679 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 16/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı şirketin, mülk sahibi kişilerle yaptığı sözleşmelerden sonra, yapılacak olan inşaattaki işlerin yapılması için davacı ile anlaşma sağladığını ve 15.06.2016 tarihli “… Şantiyesi Yüklenicilik Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra, inşaat işinin başladığını, inşaatın devamı sırasında davalı, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaatın yapımını üstlenen … maddi olarak sıkıntı yaşamaya başladığını, ödeme yapamaması sebebi ile de inşaat işlerinin yapılmasında da sıkıntı yaşandığını, davacının ise sözleşme gereğince üzerine almış olduğu tüm işleri yaptığını, inşaatın sıkıntıya girmesi ve ilerleme kaydedilmesi üzerine ise gerek mülk sahiplerinin ve gerekse kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapımı üstlenen davalının ve inşaatta alt yüklenicilik sözleşmeleri ile bazı işleri yüklenen kişilerin ve davacının olduğu bir toplantı yapıldığını, yapılan görüşmelerden sonra 30.04.2018 tarihli “ek inşaat sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşmenin davalı olan … A.Ş ve mülk sahipleri ile tüm taşeronlarca imzalandığını, sözleşme ile alacak vereceklerin esas alınarak, davalı şirkete iş yapan taşeronların alacaklarına karşı, daireler verildiğini, sözleşmenin ekinde de hangi taşerona hangi dairenin verileceğinin belirtildiğini ve yine herkes tarafından imzalandığını, 30.04.2018 tarihinde yapılan protokol ile yapılan işler, yapılacak işler ve daha önceki tüm yapılan işlemler dikkate alınarak, sulh protokolü şeklinde paylaşım yapıldığını, sözleşme incelendiğinde müvekkili şirketle birlikte (7) kişiden oluşan taşeronlara verilecek olan dairelerin dağılımının yapılmış olduğunun görüleceğini, Sözleşmenin (2) maddesi ile davalının inşaatı tamamlayamaması içerisinde bulunduğu maddi güçlüğün izah edildiğini, davalı şirketin sözleşme ekinde bulunan dağıtım listesinde bulunan ve davacı şirkete devrinin yapılması gereken 16 adet bağımsız bölümden şu ana kadar 9 adedinin devrini yaptığını, ancak davalı şirketin davacı şirkete devir edilmesi gereken 7 adet bağımsız bölümün devrini yapmadığını ileri sürerek devri yapılmayan 7 adet bağımsız bölümün müvekkili adına tesciline, tescilin mümkün olmaması halinde ise ileride belirlenecek olan gayrimenkul değeri kadar şimdilik 2.000.000,00-TL belirsiz alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 30.04.2018 tarihli ek sözleşme ile öncelikle arabulucuya başvurulacağının kararlaştırıldığını, ancak başvurulmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı şirketin ve projede görev alan diğer taşeron firmaların sözleşmede üstlendikleri edimlerini zamanında yerine getirmemesi sebebiyle kat karşılığı yapım sözleşmesi gereği arsa sahiplerince müvekkili şirkete verilmesi gereken tapuların zamanında devrinin gerçekleşmediğini, davacı ve taşeron firmalarının sözleşme ile üstlendikleri yapım işlerini Mart 2018 tarihinde durdurmaları üzerine bu projede iş üstlenen davacı firmanın da dahil olduğu 7 adet taşeron firması ile 3 arsa maliki ve müvekkili arasında o tarihe kadar yapılmış işler ve projenin tamamlanmasına kadar yapılması gereken işlerle alakalı 30.04.2018 tarihinde ek sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşmenin konu başlıklı 2. maddesine göre; davalı şirketin arsa sahiplerinde bulunan ve ana sözleşmeye göre edimlerini yerine getirmesi halinde yüklenici adına tescil edilecek bağımsız bölümlerin yüklenici tarafından inşaatın kalan kısmının tamamlanması karşılığında taşeronlara satış suretiyle devredilmesi, arsa sahiplerinin de taşeronların inşaatı tamamlaması şartı ile bu devir işlemine muvafakat etmesi’ hüküm altına alındığını, ek sözleşmenin 3. Maddesinde ise; taşeronlar listede belirtilen bedelle tapuda devir edilmesi karşılığında inşaatın mevcut haline gelmesine kadar olan alacaklarının ödendiğini ve inşaatın geri kalan imalatının yapımını üstlendiklerini kabul ettiklerini, Ek sözleşmenin 3.7’nci maddesinde taşeronlar tapuların yüklenici tarafından kendilerine geç yada hiç devredilmemesi sebebiyle arsa sahiplerinden talepte bulunamayacakları, inşaatı durduramayacakları açıkça hüküm altına alınmış olmakla birlikte işbu davanın açıldığı tarihte davacı ve diğer taşeronlar tarafından bu maddeye aykırı olarak inşaatın durdurulduğunu; Ek sözleşmenin 3.10’uncu maddesinde arsa sahiplerinin ve taahhütte bulunan, bu sözleşme hükümlerine göre yüklenici üzerinden taşeronlara vermeyi kabul ve taahhüt ettikleri taşınmaz tapularını iş bu sözleşmede belirtilen sürede tapudan devrini yükleniciye vermezler ise sözleşme eki paylaşım listesinde yazılı bedelini ilgili taşerona ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini; davalı yüklenici şirkete iş bu ek sözleşme ile devredilmesi hüküm altına alınan tapu kayıtları arsa maliklerince belirtilen sürede devredilmediğinden davalı davacıya ve diğer taşeronlara karşı anılan madde hükmüne göre herhangi bir sorumluluğu olamayacağından ve bu madde hükmüne göre taşeronların ancak listede belirtilen bedeli arsa maliklerinden talep etme hakkı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin müteahhit olarak üstlendiği inşaat yapımındaki bazı işlerin alt müteahhit olarak yapılması konusunda davacı şirket ile sözleşme akdettiğini, davalının üstlendiği edim olan eser bedelini ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle inşaatın durması üzerine; işbu davanın tarafları, diğer alt müteahhitler ve arsa malikleri arasında “Ek protokol” imzalandığını, davalının bedel ödeme yükümlülüğü, yapımı devam eden inşaatta bağımsız bölüm devretmeye dönüştürüldüğünü, asıl iş sahibi ile alt müteahhit arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi olmadığını, sözleşmede işin teslim edilmemesi halinde, davacının (ve diğer taşeronların) davalı müteahhide değil, arsa maliklerine karşı sorumlulukları düzenlendiğini, sözleşmenin 6. maddesinde ise inşaatın durması, şartnameye aykırı iş yapılması halinde yine arsa sahiplerine cezai şart ödenmesi kararlaştırıldığını, davacı … Şirketi, alt yüklenici olarak taahhüt ettiği işleri tamamladığı, davalı İşverenin 30.04.2018 tarihinde ek sözleşme gereği … şirketine 16 daire teslim edeceğini taahhüt etmesine karşı 7 adet daireyi teslim etmediği gerekçeleriyle teslimi yapılmayan dairelerin bedelinin tahsili talebinin kabulüne karar verilmiştir.Davalı vekili istinafında, davanın arabuluculuğa tabi dava olduğuna dair itirazlarının değerlendirilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, denetlenebilir olmadığını, 30/04/2018 tarihli ek sözleşme yürürlüğe girmemesine rağmen kalan işlerin tamamlanmasına karşılık 7 daire bedeli kadar borç yükletilmesinin kabul edilebilir olmadığını, ek sözleşmeye göre 9 daire verildiğinin ihtilafsız olduğunu, taraf defterlerinin incelenmesinin yetersiz olduğunu, sunulan özel amaçlı rapor sonucu ile çelişkili olduğunu, maddi sıkıntılar nedeniyle bir araya gelinerek çözüm için sözleşme yapılmış ise de sözleşme içeriğinin yerine getirilmediğini, imalatlar tamamlanmış gibi rapor düzenlen rapor esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporuna göre taraflar arasında aktedilen ve kesinlikle yürürlük bulmayan ek sözleşmedeki davacıya yüklenen edimlerin yerine getirilmediği Büyükçekmece 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/340 E. Sayılı dosyasında eksik işlerin davacı ve diğer taşeronlarca yerine getirilmediği,arsa maliklerinden … ek sözleşme ile belirlenen eksiklikleri müvekkil namına ifa için dava açtığı anılan dosyaya verilmiş ve ekte sunulmuş rapor ile sabit iken ,imalatlar tamamlanmış gibi bir değerlendirme ile davacıya alacak kaydı yapılması ve davanın kabulu yönünde hüküm kurulması yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı taraf ek sözleşmenin 7.maddesinde ‘İş bu sözleşmeden doğacak ihtilafların çözümünde öncelikle alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından arabuluculuk çözüm yoluna başvurulacak, sonuç alınamazsa Büyükçekmece Mahkemeleri yetkilidir.’ yazılı olduğunu, bu madde gereğince ihtiyari arabuluculuğa öncelikle başvurulması gerektiğini savunmuş, mahkemece de arabuluculuk itirazı olduğu öninceleme duruşmasında belirlenmiş ise de bu hususta olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. Yerel mahkemece bu husus hiç değerlendirilmeden esas hakkında karar verilmiş olması isabetsiz olduğundan davalı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin mahkeme kararının kaldırılarak belirtilen hususta inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin usulen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2022 tarih, 2018/1206 Esas, 2022/679 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/11/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.