Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/704 E. 2023/662 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/704
KARAR NO: 2023/662
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2023
NUMARASI: 2022/41 Esas (Derdest) 2023/630
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/07/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; Davacı tarafından üstlenilen işlerin proje boyuncu geciktirildiğini, henüz kabulleri dahi yapılmadığını, garanti süreleri dahi işlemeye başlamamış olan işler mevcut olduğunu, davacının tamamlanmamış işlere istinaden kestiği faturaları dayanak göstererek ödeme yapılmasını talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, taraflar arasındak sözleşme eser sözleşmesi olup ara hak edişlerin düzenlenmiş olmasının işlerin ifa edildiği anlamına gelmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında, davacının yapımını taahhüt etmiş olduğu işlere ilişkin şartlar ve ödeme vadelerinin belirlendiğini, davacının ihtiyati haciz talebine dayanak gösterdiği faturanın, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmede belirtilen hüküm ve şartlar gerçekleşmeden, tamamlanmadan haksız olarak işbu davaya ve ihtiyati haciz talebine konu edildiğini, sözleşmenin 13. Maddesi uyarınca müvekkilinin ödemeleri durdurma, kesinti yapma haklarının bulunduğunu ve karşı tarafça da kabul edildiğini, muaccel olmamış, tartışmalı alacağın gerçeğe aykırı beyanlarla ihtiyati haciz talebine konu edilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirterek, sözleşmesel şartlar henüz oluşmamış olduğundan, bu haliyle alacağın varlığını gösterir hiçbir ikna edici vakıanın bulunmamasına ve İİK m.258/1 ile yerleşik Yargıtay içtihatlarının aradığı ölçüde ispat koşulu gerçekleşmemiş olmasına istinaden itirazlarının kabulü ile haksız ve hukuka aykırı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece somut olayda, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu deliller, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinin, ihtarnamelerin, fatura ve takip dosyası ile davacı tarafça düzenlenmiş hesap ekstresinin dosya içine alındığı, ayrıca mahkemece bilirkişiler tarafından hazırlanan 24/01/2023 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğu, diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amacın davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek olmadığı, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmediği, yaklaşık ispat için delil sunulmasının yeterli olduğu, dosya kapsamında bulunan delillere göre yaklaşık ispatın gerçekleştiği, İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebeplerinin sınırlı şekilde sayıldığı,, bu sayılanlar (ihtiyati haczin dayandığı sebep, mahkemenin yetkisi, teminat) dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilemeyeceği, davalı vekilleri tarafından yapılan itirazın yerinde olmadığı gerekçesi ile, İhtiyati haciz kararına itirazların REDDİNE, dair ara kararı verilmiş, ara kararına karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesi ile davacının tamamlanmamış işlere istinaden kestiği faturaları dayanak göstererek ödeme yapılmasını talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla birtakım faturaların müvekkili tarafından usulen muhasebesel kayıtlarına alınmış olsanın işin kabulü anlamına gelmediğini, bilindiği ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da yer aldığı üzere, bu tür eser sözleşmelerinde faturaların ve ara hakedişlerin karşılıklı alacak verecek anlamında bir anlamı ve kesin hesap niteliği bulunmadığını, davacının eksik ve ayıplı ifada bulunması ve gecikmesi nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürmüş olmalarına ve bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak söz konusu iddialarının araştırılmasını istemelerine rağmen mahkeme tarafından gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın müvekkili hakkında verilen haksız ve hukuka aykırı ihityati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, davacının üstlendiği işleri konu edinen eser sözleşmelerinde hemen her zaman bir geçici kabul sürecinden geçilmesi gerektiğini ve uygulamanın hemen her zaman bu şekilde olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme de bu yönde hüküm bulunduğunu, henüz geçici kabulü dahi yapılmamış işler için ödeme yapılmasının beklenmesinin hem sözleşmeye hem meri mevzuat hükümlerine hem de hukuka aykırı olduğunu, henüz sözleşmesinde yer alan geçici kabul aşamasına gelinmediğinden düzenleşnmiş hakedişlerin sadece geçici ara hakedişler olup söz konusu işlerin karşılıının ifa edildiğini göstermediğini, bu nedenle, davacının ihtyiati haciz talepli dilekçesinde EK-4 başlığı altında yer alan faturalarda hakediş bedeli yazıyor olmasının davacının fatura bedellerine hak kazandığı anlamına gelmediğini, Yargıtay’ın muhtelif tarihli kararlarında da ara hakedişlerin geçici hakediş mahiyetinde olduğu ve kesin ödeme niteliğinde olmadıkları bu nedenle kazanılmış hak sağlamayacakları ve yüklenicinin hakedişe konu imalat bedeline hak kazandığını yasal delillerle ispatlamak zorunda olduğunun kabul edildiğini, bu sebeple davacının ihtiyati hacze konu ettiği faturlara konu işi ifa edip etmediği dahi belli değilken, geçici kabulü dahi yapılmamış bir işte sadece davacının gerçek dışı iddialarına dayanılarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, sözleşme’nin “Ödeme Şartları ve Fiyat Kırılımları” başlıklı 4 numaralı ekine göre ödemelerin vadelerinin belirlendiğini, işbu 4 numaları ek uyarınca ihtiyati haciz talebine konu faturanın ödenmesi için gerekli olan şartların henüz gerçekleşmediğini, anılan süreç tamamlanmadan ihtiyati haciz talep edenin alacaklarının muaccel hale gelmediğini, sözleşmenin 13. Maddesi uyarınca müvekkilinin ödemeleri durdurma, kesinti yapma hakları bulunduğunu, müvekkili şirketin mal kaçırma gibi bir eylem içerisinde bulunmasının da kesinlikle söz konusu olamadığını, hukuka aykırı ihtiyati haciz kararı neticesinde, saygın bir şirket olan müvekkilinin maruz kaldığı ihtiyati haciz talebine konu haksız ithamlar nedeniyle ticari itibarının da ciddi bir şekilde zedelendiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Talep, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesine dayalı düzenlenen fatura bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasında mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına davalının itiraz etmesi üzerine, itiraz mahkemece 23/03/3023 tarihli duruşmada değerlendirilerek istinafa konu itirazın reddine kararı verilmiştir. Uyaptan yapılan kontrolde mahkemece 22/06/2023 tarihli duruşmada davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesinde, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır.Dosyada bulunan belge ve bilgilere, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre yaklaşık ispat koşulu sağlanmış olmakla mahkemece ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2023 tarih ve 2022/41 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, .davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 11/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.