Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/694 E. 2023/835 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/694
KARAR NO: 2023/835
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2023
NUMARASI: 2021/867 Esas, 2023/155 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı ile müvekkili şirket arasında davalı Gebze Ticaret Odasının resmi yayın organi mahiyetindeki Gebze Ticaret Odası Sektör dergisi isimli dergisinin basımı ve ilgili yerlere dağıtımı konusunda üç ayda bir yayımlanacak olan derginin bir yıl süreli basım ve dağıtım sözleşmesi imzaladığını, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme hükümleri incelendiğinde sözleşme bedeli olarak müvekkili şirket tarafından davalıdan herhangibir bedel talep edilmediği, derginin basımı esnasında her bir dergi sayısı için davalıya 1.000.TL bağış ödeneceği ve derği bakımından her türlü reklam alma hakkının ve veklamlardan elde edilecek olan gelirin müvekkili şirkete ait olduğu konusunda anlaşılmış olduğunu açıkça görülebilcek olup müvekkilinin söz konusu dergilerin basım ve yayımı bakımından belirtilen nedenlerle birçok şirket ile çıkacak olan dergiler bakımından belirtilen nedenlerle birçok şirket ile çıkacak olan dergilerin basım ve yayımı bakımından belirtilen nedenlerle birçok şirket ile çıkacak olan dergiler bakımından bir yıl süreli reklam anlaşmaları imzaladığını davalının sorumsuzca hareket etmesi nedeniyle derginin iki sayının yayımının gerçekleştirilemediğini, müvekkili tarafından üçüncü sayısı bakımından tüm hazırlıkların yapılmış olmasına rağmen sonradan öğrenildiğine göre davalı tarafından derginin çıkarılmamasına tek taraflı karar verilmesi ve söz konusu durum hakkında da müvekkilimize herhangibir bilgi verilmemesi sonucunda müvekkilinin maddi yönden ciddi şekilde zarara uğramış olduğunu imzalamış olduğu reklam sözleşmeleri sebebiyle gerek söz konusu firmalar nezdinde ticari itibarının zedelenmiş ve gerekse derginin yayının gerçekleşmemesi sonucunda yapılmış olan reklam sözleşmeleri zamanında çıkmayan dergi sebebiyle iptal edilmek zorunda kaldığını, reklam sözleşmeleri incelendiğinde müvekkilinin basım ve dağıtımı yapılacak olan üçüncü dergi bakımından birçok (26 adet) şirket ile toplam maddi değeri 41.000,00 Tl olan reklam sözleşmeleri imzalamış olmasına rağmen bu sözleşmeleri iptal etmek zorunda kaldığını bununlada sınırlı kalmayarak 2012 yılında basılamayan iki dönemlik dergiler ve ayrıca 2013 yılı bakımından ise 4 kez basılması gerekip de basım yapılamadığı ve dolayısıyla toplamda 6 adet basımın bugüne kadar yapılamaması nedeniyle her bir dergi basımının yapılamaması neticesinde müvekkilinin 200.000,00 TL zararının olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu sözleşme uyarınca basım ve dağıtımı yapılması gereken Gebze ticaret Odası Sektör Dergisinin gerek üçüncü ve devamında dördüncü sayısının basımının yapılmaması, gerek söz konusu reklam sözleşmelerini iptal edilmesi ve gerekse derginin yayınının yapılmamış olması sebebiyle birçok şirket nezdinde ticari itibarinin zedelenmesi ve ayrıca belirtilen sebeplerle de müvekkili şirketin ekonomik geleceğinin de çok ciddi şekilde zarara uğramış olması sebebiyle 57.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkili oda ile davacı arasında 09/12/2011 tarihli Gebze Ticaret Odası Dergisi Basım ve Dağıtım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davacının derginin basım ve dağıtım- içeriğinin oluşturulması- posta ile elden teslim edilmesini üstlendiğini, bu sözleşme hükümlerine göre derginin 1. Sayısı (Ocak-Şubat-Mart) ve 2.sayısının basım ve dağıtımının yapıldığını, üç ayda bir yayımlanması gereken derginin üçüncü sayısının ise basımının gerçekleştirilemediği, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının yılda toplam 4 dergi basımını gerçekleştirmesi, 3. Sayının 2012 yılı Temmuz- Ağustos-Eylül aylarını içerecek şekilde 4. Sayının ise 2012 yılı Ekim-Kasım-Aralık aylarında gerçekleştirilmesi gerektiğini, davacının 3.sayının basımı öncesinde sözleşmenin 3. Maddesi uyarınca derğinin taslağını müvekkili odaya teslim etmediğini böylece bu madde hükmü uyarınca davacının derginin taslağını hazırlayıp onaya sunması gerekirken bu edimini yerine getirmediğini, davacının yine aynı derginin 4. Sayısının da taslağını odaya onay için göndermediğini, böylece 2012 yılında toplam 4 adet basılması gereken derginin son iki sayısı taslak olarak müvekkili odanın onayına sunulmadığını, davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesine rağmen aradan 1 yıl geçtikten sonra 18/06/2013 tarihinde odaya verdiği dilekçe ile müvekkil odanın edimini yerine getirmediğği beyan etmeye çalıştığını, aysa aradan geçen zaman içerisinde yani toplam 4 dergi basımının gerçekleştirileceği süre içerisinde davacının bu derginin basımı için bir çabası olmadığını, davacı tarafından gelişmelerden sonra davacı 3. Dergi için 41.000,00 Tl bedelli reklam sözleşmesi imzaladığını iddia ederek toplam 57.000,00 TL maddi zararının ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili için dava açtığını davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığından reddi ile davacının talebinin zaman aşımına uğradığını sözleşmeden kaynaklandığı iddiası ile çatığı bu davayı sözleşmedeki talepleri yönelik zamanaşımı süresi geçtikten sonra açması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece verilen karar üzerine yapılan istinaf incelemesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin, 10/11/2020 tarihli, 2020/1193 Esas-2020/1236 Karar sayılı ilamı ile, “sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak sona erdirildiğinin kabulü ile, davacı zararının yöntemince belirlenerek sonucuna uygun karar verilmesi” gerektiği belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Kaldırma kararı sonrası mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinafında; dava dilekçesine ekli listenin dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, bilirkişinin hesaplama yönteminin hatalı olduğunu, kararın kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür. Davacı, davalı iş sahibinin sözleşmeyi haksız yere feshetmesi sebebiyle zarar talebinde bulunmuş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre 16,39 TL kar kaybı bedeline hükmedilmiş, verilen karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. Sözleşmesinin geriye etkili şekilde feshi halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tasfiye yapılacağı ve kimin kusurlu olduğuna göre zarar talepleri belirleneceğinden kaldırma kararımızda belirttiğimiz üzere sözleşmenin feshinde davalı iş sahibinin kusurlu olduğu kabul edilmiş ve bu husus kesinleşmiştir. Bu durumda davacı yüklenici karşı tarafa verdikleriyle birlikte menfi zarar talebinde bulunabilir. Yüklenici sözleşmenin feshi halinde isteyeceği menfi zarar, kar kaybıdır. Olumsuz zarar (menfi zarar); sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Dolayısıyla, karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının cebinden (malvarlığından) çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtay uygulamasına göre, burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın malvarlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği, müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Diğer bir ifadeyle müsbet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar şeklinde de tanımlanabilir. (Binaların bitirilmiş olması halinde getirmesi beklenen eksik işler bedeli, kâr kaybı, gecikme tazminatı müspet zarar; inşaatın yapımı süresince oturulacak ev için ödenmesi gereken kira bedeli, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yapılması dolayısıyla uğranılan zarar, binanın kal bedeline yönelik talepler menfi (olumsuz) zarar kapsamındaki alacak kalemlerindendir). Olumsuz zarar, sözleşmeden dönen alacaklının haklı olması halinde, kusurlu borçludan isteyebileceği, diğer anlatımla, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. Bu bilgiler ışığında somut olaya baktığımızda davacı yüklenici ayrıca ve açıkça dava dilekçesinde ve aşamalarda eser sözleşmesine göre üçüncü ve devam eden dergi basımlarının yapılmaması ve reklam gelirlerini elde edememesi sebebiyle zarar talebinde bulunmuş, bu zarar kalemi yukarıda açıklanan menfi zarar (olumsuz zarar )kapsamında olmadığı , basımı yapılmayan reklam gelirlerinin beklenti zarar olup müspet zarar kapsamında kaldığı anlaşılmakla, buna göre mahkemece fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar dosya kapsamına uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2023 tarih ve 2021/867 Esas, 2023/155 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.