Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/693 E. 2023/907 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/693
KARAR NO: 2023/907
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2023
NUMARASI: 2022/446 Esas, 2023/30 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 16/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ‘… Mah., … Cd, … Sk. No:… Florya/İSTANBUL’ adresinde bulunan şantiyede 4 kat için merdiven imalat ve montaj işlerinin yapılması hususunda 18/06/2015 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme konusu 4 adet çelik merdiven imalat ve montajının, sözleşmenin işin tanımı başlıklı 1. maddesinde belirtilen hususlara uygun olarak yapılacağının taahhüt edildiğini ve aynı sözleşmenin işin süresi başlıklı maddesine göre; işin süresinin proje onayından ve yer tesliminden itibaren 25 gün olarak belirlendiğini, müvekkili şirketin davalının yer teslimini gerçekleştirmemiş olması, proje ve materyal değişiklikleri yapmış olmasına rağmen, 02/07/2015 tarihinde kendi atölyesinde imalata başladığını ve 15/10/2015 tarihinde karşı tarafa sözleşme konusu 4 adet çelik merdivenin imalat ve montaj işlemlerini gerçekleştirerek teslim ettiğini, davalının gönderdiği 02/12/2015 tarih ve … numaralı ihtarname ile sözleşme ile taahhüt edilen merdiven yapım işinin teslim edilmesi hususunu ihtar ettiğini ve iş bedeline ilişkin olarak müvekkilince düzenlenen faturanın iade edildiğini, Bakırköy 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/32 Değişik İş dosyası üzerinden sözleşme konusu işin hali hazırdaki durumu ile ilgili olarak delil tespiti yaptırdıklarını, düzenlenen bilirkişi raporunda sözleşme konusu merdivenlerin, sözleşmede belirtilen malzeme özellikleri ve kalitesinde yerinde yapılarak imal ve montaj işlerinin tamamlanmış ve halihazırda kullanılır durumda olduğunun belirtildiğini, davacının sözleşme dahilinde yaptığı iş için 24/11/2015 tarihinde davalı şirkete KDV DAHİL 88.500,00TL fatura kestiğini, sonrasında davalı şirket tarafından talep edilen ek işlemler sonucu (küpeştenin paslanmaz yapılması istenip, beğenilmeyince ahşap olması talep edildi) 15/04/2016 tarihinde KDV dahil toplam 25.960,00 TL‘lik 2. bir fatura kesildiğini, davalı şirketin gönderdiği ihtarnamede “önceden müvekkiline 25.000,00 TL ödeme yapıldığı, işin hala bitirilemediği ve cezai şart hükmü gereğince hak edişten kesinti yapılacağı”nı belirterek müvekkilinin haklarına el koyduğunu ve kalan hak edişi ödemediğini, kısmi ödemeler sonucunda davalı şirketin müvekkiline halen borcunun bulunduğunu, davalı şirketin müvekkiline 72.460,00 TL borçlu olduğunun tespiti ile bu borcun davalı şirketten tahsiline, 24/11/2015 tarihli 88.500,00TL’lik borçtan kalan bakiye için 24/11/2015 tarihinden itibaren, 15/04/2016 tarihli 25.960, 00 TL’lik fatura borcundan kalan bakiye için 15/04/2016 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki eser sözleşmesinde müvekkili tarafından yerine getirilmemiş edim bulunmadığını, aksine davacı tarafın edimlerini sözleşmeye uygun şekilde, tam ve eksiksiz olarak yapmadığını, davacı tarafın, müvekkili şirketin sipariş verdiği merdiven imalat işini, sözleşme süresi içinde teslim etmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 18/06/2015 tarihinde akdedildiğini, sözleşmenin 5. maddesindeki iş avansına ilişkin 25.000,00 TL tutarındaki ödemenin 24/06/2015 tarihinde EFT olarak davacı firmaya ödendiğini, sözleşmenin 6.maddesinde işin süresinin 25 gün olarak düzenlenmesine rağmen, davacı firmanın süresinde işi yapıp teslim etmemesi nedeniyle müvekkili şirketin taşınma işlemlerinin uzadığını ve mağdur olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin, 02/12/2015 tarihinde Bakırköy …Noterliği’nden … yevmiye nolu ihtarnameyi keşide ederek davacı firmadan işin teslimini talep ettiğini, ihtarname ile davacı tarafa 7 gün süre tanındığını ve sözleşmenin 7. maddesinde düzenlenen cezai şartın uygulanacağının ihtar edildiğini, buna rağmen davacı tarafın, sözleşme ile üslendiği işi tam ve eksiksiz bir şekilde ifa etmediğini beyanla davacının davasının reddine, karşı davasında ise, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacıya merdiven yapımı için ödenen 21.040,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 13/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı/karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; noterden gönderilen ihtarnameden önce işin davalıya teslim edildiğini, sorunun başlangıçta paslanmaz çelik yapılması istenip sonradan beğenilmeyerek ahşap yapılması istenen merdiven küpeştesi imali ve montajı işinden doğduğunu, sözleşme konusu işin 15/10/2015 tarihinde davalıya teslim edildiğini, açıklanan şekilde küpeşte imalatının ahşap şekle değiştirilip yeniden tesliminden sonra 15/04/2016 tarihli ikinci faturanın düzenlendiğini, bu konuda tanıklarını dinleteceklerini, davalı şirketin huzurunda gerçekleştirilen delil tespiti sırasında bilirkişice çekilen fotoğraflarda işin tamamlandığının açıkça görüldüğünü, tanıklarının işin zamanında bitirilip teslim edileceğini teyit edeceklerini, işin tamamlanıp tesliminden sonra istenen yeni ahşap küpeşte değişikliği nedeniyle ortaya çıkan ek maliyetin davalı yanca karşılanması gerektiğini, sözleşmenin cezai şart maddesinde en fazla %10 a kadar hak edişten kesinti yapılacağının yazılı olduğunu, yapılan ödemelerin bu halde dahi eksik kaldığını, davalı iş sahibinin işin bedeline karşılık kendilerine toplamda 42.000,00 TL ödeme yaptığını, borçlarının varlığına rağmen fazla ödeme yapıldığı iddiası ile 21.040,00 TL’ nin iadesinin istenmesinin kötü niyetli, hak ve nefaset kurallarına aykırı bir istem olduğunu belirterek, karşı davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 15/03/2019 tarihli kararın istinaf edilmesi üzerine, İstanbul BAM 15 HD’nin 2019/940 esas ve 2022/615 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin anılan kararının kaldırılmasına karar verilmiş, dava ilk derece mahkemesince yeni esasa kaydedilerek yapılan yargılama sonucunda istinaf konu karar verilmiştir. Mahkemece, Bölge Adliye mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde taraflar arasındaki sözleşme konusu işin yüzde yüz oranında gerçekleştiği tespit edildiğinden ve davacının sözleşme karşılığı yaptığı işler nedeni ile 88.500,00 TL ve daha sonra yaptığı ek işler nedeni ile 25.960,00 TL olmak üzere 114.460,00 TL toplam alacağı olduğu kabul edildiğinden, davalı tarafça süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı olmaması nedeni ile davacının alacağın tamamını hak ettiği kabul edildiğinden bilirkişi SMMM … tarafından tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu; davalı iş sahibinin davacıya sözleşmenin başında 24/06/2015 tarihinde EFT yoluyla 25.000,00 TL, sonrasında 15/04/2016 tarihinde çek ile 17.000,00 TL ödeme yaptığı, ayrıca davacının bilgisi ve onayı dahilinde dava dışı … tarafından davalı adına 05/01/2016 tarihli makbuz ile 5.000,00 TL ödeme yapılığı, davalının ödemelerinin 47.000,00 TL’ye ulaştığı, davacının sözleşme karşılığı yaptığı işlere ilişkin 24/11/2015 tarih 88.500,00 TL tutarlı fatura karşılığı davalı tarafça yapılan 47.000,00 TL tutarındaki ödemenin mahsubundan sonra bu faturadan bakiye 41.500,00 TL alacağının kaldığı, sözleşme dışı işlere ilişkin olarak düzenlenen 15/04/2016 tarih 25.960,00 TL lik fatura bedelinin hiç ödenmediği, buna göre davacının dava konusu işler nedeniyle ve dava tarihi itibariyle davalıdan 41.500,00 TL + 25.960,00 TL = 67.460,00 TL bakiye alacağının kaldığı, iş bu davada davalının cezai şart alacağı ispat edilemediğinden takas şartlarının oluşmadığı tespit edilmekle ana davanın (67.460,00 TL üzerinden ) kısmen kabulüne , mevcut tespitlere göre davalı/karşı davacı tarafından yersiz/fazla olarak yapılmış bir ödeme bulunmadığından karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; 1-Asıl davanın kısmen kabulüne, 67.460,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, Karşı Davanın REDDİNE, karar verilmiş karara karşı, taraf vekilleri istinafa başvurmuştur. Davacı- karşı davalı vekili istinaf dilekçesi ile, ilk derece mahkemesinin verdiği kararda 72.460.-TL olarak açtıkları davayı kısmen kabul ettiğini, davanın tümden kabulü gerekirken kısmi kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davalı/karşı davacının süresinde yaptığı ayıp ihbarı bulunmadığını, bilirkişilerin yaptığı incelemelerde müvekkilinin işi tam ve usulüne uygun yaptığının açıkça rapor edildiğini, tüm bu hususlar dahilinde süresinde ayıp ihbarında bulunmayan davalı/karşı davacının tüm iddialarının reddi ile davalarının kısmen değil tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı- karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile, istinaf dairesinin 29.03.2022 tarihli kaldırma kararında”.. Taraflar arasındaki sözleşme götürü bedelle düzenlenmiştir. Götürü bedel sözleşmelerde yüklenicinin alacağı veya iş sahibinin fazla ödemesi olup olmadığının fizik oranına göre hesaplama yapılarak belirlenmesi gerekir. … Mahkemece yerinde keşif yapılmak suretiyle davalı iş sahibi tarafından ileri sürülen eksik ve ayıplı imalatta gözetilerek işin fiziki gerçekleşme oranı saptandıktan sonra belirlenen tutara götürü bedel uygulanarak varsa ihtilafsız veya ispatlanmış ödemeler düşülerek sonucuna göre karar verilmelidir.” denilerek uyuşmazlığın çözümünde izlenecek yol ve yöntemin belirlendiğini, ancak yerel mahkemenin, kaldırma kararı sonrasında da delilleri toplama, takdir ve değerlendirmede eksik inceleme neticesisinde usul ve yasaya aykırı karar verdiğini, yerel mahkemenin, 26.09.2022 tarihli celsede ” Daha önce bilirkişi heyetinde yer alan İnşaat Mühendisi …’e yerinde inceleme yetkisi verilmesine ve BAM kararı doğrultusunda yerinde tesbit yapmasına…. ” dair ara karar verdiğini ve aynı bilirkişi heyeti tarafından bu sefer 31.10.2022 tarihli bilirkişi ek raporu düzenlendiğini, istinaf taleplerinde ve yargılama aşamasında itiraz dilekçelerinde merdiven konusunda uzman Mimar yada İç Mimar bilirkişi katılımı ile yeni heyet vasıtası ile keşif ve bilirkişi incelemesi talepleri olmasına rağmen yerel mahkemenin taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmeye yeter nitelikte olmayan bilirkişi heyetinden bilimsel tesbit ve değerlendirme içermeyen ek rapor aldırmak suretiyle usul ve yasaya aykırı hüküm kurduğunu, bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunduklarını, mahkemenin ek rapora itirazlarını karşılar şekilde rapor yada ek rapor almadığını, mahkemenin gerekçeli kararında, yapılan keşif sonucu işin gecikmeli de olsa sözleşmeye uygun şekilde tamamlandığını belirttiğini, ancak müvekkili şirket adresinde heyetce keşif yapılmadığını, ara karar gereği inşaat mühendisi bilirkişi tarafından yerinde inceleme yetkisi doğrultusunda ek rapor hazırlandığını, mahkemece verilen ilk karar öncesi aynı bilirkişilere itiraz edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun objektif nitelikte olmadığını, mahkemenin, kaldırma kararı sonrası itirazlarını değerlendirmeksizin ek bilirkişi raporu alarak istinaf öncesindeki hüküm gibi hüküm kurduğunu, inşaat bilirkişisinin, sözleşme ile yapılan imalat arasında herhangi karşılaştırmalı değerlendirme yapmadığını, yüklenici tarafından sözleşmede yazılı olan işin tanımına, kalite ve diğer hususlara uygun bir imalat yapılmadığını, tanık …’nin de beyanında belirttiği üzere imali istenen merdivenin estetik ve görsellik içermesi gereken özel üretim olduğunu, sözleşme fiyatının da buna göre belirlendiğini, keşif esnasında fiilen görülen merdivenin sözleşmedeki özellikleri taşımadığını, davacının yaptığı imalat ile taraflar arasındaki sözleşmeye uygunluk bulunup bulunmadığını ancak iç mimar yada mimar bilirkişinin değerlendirebileceğini, ancak mahkemenin tüm bu beyan ve itirazlarını yok sayarak karar verdiğini, bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamayada itiraz ettiklerini, mahkemenin bu itirazlarını da dikkate almadığını, bilirkişi incelemesinde ve sunulan ek raporda yine eksik ve ayıplı imalat bedelinin düşülmediğini, sözleşmeye aykırı olarak 114.460,00.-TL üzerinden hesaplanan işin bedeline itiraz ettiklerini alacağa konu eserin sözleşmeye uygun imal edilmediğini ve geç teslim edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesin de işin bedeli 75.000.-TL+ KDV olarak düzenlendiğini, davacının alacak talebine esas dayanak olarak gösterdiği, 24.11.2015 tarih, … nolu 88.500.-TL tutarlı faturanın içerik ve miktarına yasal sürede itiraz ederek, noter kanalı ile faturanın iade edildiğini, 15.04.2016 tarih, …nolu 25.960.-TL. tutarlı faturanın ise itirazi kayıtla ödendiğini, mahkemenin gerekçeli kararında müvekkili şirket ödemesini itiraz edilen faturaya mahsup ettiğini, itirazi kayıtla ödenen faturayı ise ödenmemiş olarak değerlendirdiğini, oysa taraflar arasındaki uyuşmazlıkta sözleşme konusu iş her nekadar KDV dahil anlaşılmışsa da davacı tarafça sözleşmeye uygun fatura düzenlenmediğini, müvekkilinin davacı tarafa yaptığı ödemenin fatura miktarından fazla olduğunu, bu nedenle haksız asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı olarak kısmen kabul kararı verildiğini, davacı lehine takdir edilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin fahiş hesaplandığını, müvekkili şirket lehine hesaplanan vekalet ücretinin eksik hesaplandığını, soyut şekilde karşı davalarının reddine karar verildiğini, haklı davalarının kabulü gerektiğini, istinaf incelemesinde İstanbul BAM 15 HD 29.03.2022 tarihli kaldırma kararında cezai şartın mahsubuna dair talepleri hakkında ihtirazi kayıt ileri sürülmediği için talep edilemeyeceği belirtilmiş ise de ihtarname ile bu hususun davacı yükleniciye bildirildiğini, davacının, merdiven imalat işini, sözleşme süresi içinde teslim etmediğini, buna ilişkin olarak 02.12.2015 tarihli Bakırköy … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesini gönderdiklerini, geç teslim hususunun taraflar arasında itilaflı olmadığını, dinlenen tanıklarının bu hususu beyan ettiğini ve sözleşmede de gecikme cezası kararlaştırıldığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Asıl dava, eser sözleşmesi kapsamında yapılan işler ile ilave işler nedeniyle ödenmeyen bakiye alacağın tahsili istemine, karşı dava sözleşme gereğince yükleniciye fazla ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Asıl dava davacısı yüklenici, karşı davacı iş sahibidir.Mahkemece verilen ilk karar İstanbul BAM 15 HD’nin 29/03/2022 tarih, 2019/940 E., 2022/615 K. Sayılı kararı ile, taraflar arasında davalı iş sahibinin dava dilekçesinde belirtilen şantiyede 4 kat için merdiven imal ve montajı işine ilişkin 18/06/2015 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmede yapılacak işin niteliğinin, bedelinin, ödemelerin ve teslim süresinin kararlaştırıldığı, işin süresinde teslim edilmemesi halinde cezai şart öngörüldüğü, davalı iş sahibinin bir kısım avans ödemesi yaptığı, uyuşmazlığın, davacı yüklenicinin işi süresinde tamamlayıp tamamlamadığı, gecikme nedeniyle iş sahibinin cezai şart alacağının doğup doğmadığı, bunun ücretten mahsubu gerekip gerekmediği, ilave işler yapılıp yapılmadığı, davalı- karşı davacı iş sahibinin fazla ödemesi olup olmadığı noktasında çıktığı, davacı yüklenicinin işi yapıp teslim ettiğini ileri sürerek sözleşme ve ek işler bedelini talep ettiği, davalı-karşı davacı iş sahibinin işin eksik, ayıplı yapıldığını, süresinde teslim edilmediğini, fazla ödemesi bulunduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini istediği, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verildiği, asıl davada davalı iş sahibi işin süresinde teslim edilmediğinden bahisle sözleşmede öngörülen cezai şartın mahsubu talep edilmiş ise de sözleşmede öngörülen ceza koşulu niteliği itibarıyla ifaya ekli ceza koşulu olduğundan istenebilmesi için işin tesliminde ihtirazi kayıt ileri sürülmesi gerektiği, somut olayda işin teslimi ihtilafsız olduğu halde iş sahibince teslim sırasında çekince ileri sürüldüğünün iddia ve ispat edilmediği, bu nedenle cezai şart talep edilemeyeceği, davalı-karşı davacı iş sahibinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli olduğu, götürü bedel sözleşmelerde yüklenicinin alacağı veya iş sahibinin fazla ödemesi olup olmadığının fizik orana göre hesaplama yapılarak belirlenmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yol ve yönteme göre hesaplama yapılmadığı, mahkemece yeniden yerinde keşif yapılmak suretiyle davalı iş sahibi tarafından ileri sürülen eksik ve ayıplı imalatta gözetilerek işin fiziki gerçekleşme oranı saptandıktan sonra belirlenen tutara götürü bedel uygulanarak varsa ihtilafsız veya ispatlanmış ödemeler düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, anılan şekilde yapılmayan hesaplama sonucuna göre karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış olup, mahkemece kaldırma kararı sonrasında mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir.Asıl dava davacısı asıl davada reddedilen miktar yönünden istinaf dilekçesi vermiş ise de, asıl davada mahkemece reddedilen miktar 5.000 TL olup, karar tarihi itibarıyla miktar yönünden kesin olduğundan asıl dava davacısının istinaf dilekçesinin HMK 346. Maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Davalı- karşı davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Davalı iş sahibinin cezai şart alacağının mahsubu talebi İstanbul BAM 15 HD’nin önceki kaldırma kararında belirtildiği üzere kabul edilemeyeceğinden bu husustaki davalı istinaf sebebi yerinde değildir. Taraflar arasında götürü bedelli yazılı eser sözleşmesi yapılmıştır. Asıl dava davacısı yüklenici tarafından dava açılmadan önce yaptırılan delil tespitinde alınan bilirkişi raporunda keşfen mahallinde yapılan inceleme sonucunda sözleşme konusu işin yapıldığı belirtilmiş olup ilave işlerin yapıldığına ilişkin bir tespit bulunmamaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da eserin taraflar arasındaki yazılı sözleşmeye göre %100 oranında bitirildiği belirtilmiş, ilave işlerin yapıldığına ilişkin bir tespit yapılmamıştır. Taraflar arasındaki yazılı sözleşmede de davaya konu yapılacak iş 4 adet çelik merdivenin basamaklarının ve küpeşte el tutma yerlerinin ahşap olacağı belirtilmiş, dosyada yer alan tüm bilirkişi raporlarında da yapılan işin sözleşmede belirtildiği şekilde yapıldığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki yazılı sözleşme götürü bedelli olup, sözleşmede kararlaştırılan bedelden daha fazla bedel talep edilebilmesi için sözleşme ile kararlaştırılmayan ilave işlerin yapılmış olması gerekir. Asıl dava davacı yüklenici her ne kadar davalı- karşı davacı şirket yetkilisinin talebi üzerine küpeşteyi paslanmaz çelikten yaptıklarını, daha sonra davalı şirket yetkilisinin karar değiştirmesi üzerine sökülerek ahşap küpeşte yaptıklarını bunun ilave iş olduğunu belirtmiş ise de bu hususu delillerle ispatlayamamıştır. Mahkemece yüklenicinin yaptığını ileri sürdüğü ilave işlere ilişkin bedele hükmedilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş bu konuda ispat yükü üzerinde olan davacı yüklenicinin ilave işler yaptığını dosyaya sunduğu delillerle ispatlayamadığından, dava dilekçesinde yemin deliline dayandığından ilave işlerin yapıldığına ve bedeline ilişkin olarak davalı tarafa yemin teklif etme hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak yemin deliline dayanmak istemesi halinde usulüne uygun olarak karşı tarafa yemin davetiyesi çıkarılarak sonucuna göre karar vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, asıl dava davacı vekilinin istinaf dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle HMK 346. Maddesi gereğince reddine, davalı- karşı davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle HMK 346. Maddesi gereğince REDDİNE, 2-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 3-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2023 tarih, 2022/446 Esas, 2023/30 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Taraflar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.