Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/663 E. 2023/655 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/663
KARAR NO: 2023/655
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2023
NUMARASI: 2021/61 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; 08/07/2021 tarihli ara karar ile 302.907,00 Euro bedelli teminat mektubunun bozdurulmaması için konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verildiğini, teminat mektubunun davalı tarafça bozdurulduğunu, itirazlar üzerine bilirkişiden ek rapor aldırıldığını, davalı vekilince bilirkişi ek raporuna karşı süresi içinde herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmadığını, bilirkişi ek raporu ile haklılıklarının kanıtlandığını, müvekkilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması sonrası 16/07/2021 tarihinde nakde çevrilen teminat mektubundan dolayı 302.927,00 Euro alacaklı olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin edimlerini eksiksiz yerine getirdiğinin ve alacaklı olduğunun bilirkişi raporları ile tespit edildiğini ve ispat koşulunun gerçekleştiğini, bu nedenlerle davalı aleyhine menkul ve gayrimenkul mallarıyla, 3. şahıslardaki mevduat, şirket hissesi, hakediş, hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 14/02/2023 tarihli ara kararı ile sözleşmenin eki olan “iş programı”nın bilirkişi raporunda tartışılması dikkate alındığında muaccel olan ve yaklaşık ispatın yerine getirildiği (320.457,50 Euro – 302.927,00 Euro) 17.530,50 Euro açısından ihtiyati haciz kararı verilmesine, fazlaya ilişkin talebin yaklaşık ispat yerine getirilmediğinden reddine karar verilmiş, iş bu ihtiyati haciz talebin kısmen kabulüne dair ara kararına karşı davalı vekili itiraz etmiştir. İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı/karşı davacı vekili itiraz dilekçesinde özetle; 31.12.2019 tarihli faturaların dayanağı hakedişlerin onaylanmamış olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen söz konusu faturaların, bilirkişilerce yapılan hatalı değerlendirme sonucu hesaplamalara dahil edildiğini, yapılan hatalı hesaplama neticesinde davacının 320.457,50 Euro sözde fatura alacağı olduğu değerlendirilerek haksız ve hukuka aykırı olarak ihtiyati haciz kararı verildiğini, 31.12.2019 tarihli KDV hariç 302.927,00 Euro bedelindeki … seri numaralı faturanın davacıya avans olarak verilen 302.927,00 Euro’ya istinaden kesildiğini, söz konusu faturalar malzemeler sahaya geldikten sonra kesildiğinden fatura tarihleri ile Zeyilname ekinde yer alan “Ödeme Şartları ve Fiyat Kırılımları” başlıklı madde karşılaştırıldığında davacının edimini geç ifa ettiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıkça ispatlandığını, bu nedenle müvekkili şirket adına kayıtlı olan menkul ve gayrimenkul mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine hukuka aykırı olarak konulan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; somut olayda, ihtiyati hacze dayanak olan faturaların zaten davalı tarafın ticari defterlerine kaydedildiği, bu durumda davacı lehine oluşan karine nedeniyle yaklaşık ispat şartının yerine getirilmiş olduğu, avans ödemesine ilişkin ihtiyati haciz talebinin zaten reddedildiği, buna yönetilik itiraz hakkında irdeleme yapılmasına gerek bulunmadığı gerekçesi ile; İhtiyati hacze itirazın REDDİNE, karar verilmiş karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden davalı/karşı davacı vekili, istinafa başvurmuştur. İhtiyati hacze itiraz eden davalı/karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile dosyada mübrez kök ve ek bilirkişi raporlarında müvekkili şirketin iddiaları ve alacak talepleri yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, sadece karşı tarafın gerçek dışı iddialarına dayanılarak düzenlenen raporlara itibar edilerek ihtiyati haciz kararı verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de belirttikleri üzere 31.12.2019 tarihli faturaların dayanağı hakedişlerin onaylanmamış olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen söz konusu faturaların, bilirkişilerce yapılan hatalı değerlendirme sonucu hesaplamalara dahil edildiğini, yapılan hatalı hesaplama neticesinde davacının 320.457,50 Euro sözde fatura alacağı olduğunun değerlendirildiğini, mahkemece de işbu miktar göz önünde bulundurularak haksız ve hukuka aykırı olarak ihtiyati haciz kararı verildiğini, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla birtakım faturalar müvekkili şirket tarafından usulen muhasebesel kayıtlarına alınmış olsa da bu durumun kesinlikle herhangi bir işin kabulü anlamına gelmediğini, bilindiği ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da yer aldığı üzere, bu tür eser sözleşmelerinde faturaların ve ara hakedişlerin karşılıklı alacak verecek anlamında bir anlamı ve kesin hesap niteliği olmadığını, 31.12.2019 tarihli KDV hariç 302.927,00 Euro bedelindeki … seri numaralı faturanın davacıya avans olarak verilen 302.927,00 Euro’ya istinaden kesildiğini, bu faturanın aslında karşı tarafça da kabul edildiği üzere, hak kazanılmamış, karşılığında herhangi bir iş ifa edilmemiş olan, kendisine peşinen yapılmış olan avans ödemesine istinaden kesildiğini, müvekkilinin de avans niteliğinde olan bu ödeme için 302.927,00 Euro meblağındaki, sonradan haksız olarak üzerine ihtiyati tedbir konmuş olan teminat mektubuna güvenerek ödeme yaptığını, söz konusu işin davacı tarafından ifa edilmediği gibi, proje konusu ifa edilmesi gereken diğer işlerinde eksik ve ciddi şekilde ayıplı olduğundan müvekkili tarafından karşı davaya konu ettikleri üzere davacı/karşı davalı nam ve hesabına yaptırıldığını, henüz sözleşmesinde yer alan geçici kabul aşamasına gelinmediği gibi, yalnızca 1. Ünite için dahi henüz sadece iki adet ara hakediş yapıldığını, 2. Ünitenin teslimatları için ise karşı tarafa müteaddit ihtarlar gönderilmiş olup, yapılan işin çok üstünde bedelin müvekkili tarafından verilen teminat mektubuna güvenilerek karşı tarafa avans olarak ödendiğini, üstelik söz konusu işlerin geçici kabul aşamasına getirilmesinin dahi işlerin eksiksiz ve kusursuz olarak kabul edilebilmesi için yeterli olmadığını, yapılan işlerde eksik, ayıp veya aykırılık bulunup bulunmadığının, sözleşmede kararlaştırılan iki yıllık garanti süresi içerisinde anlaşılabileceğini, kaldı ki taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin 7. maddesi uyarınca gecikme cezaları ödemelerinin geçici kabulün bir ön şartı olarak yapılması gerektiğini, davacı/karşı davalının bırakın kesin kabulü, üstlendiği işleri henüz geçici kabul aşamasına dahi getiremediğini, uzun süreli gecikmeleri nedeniyle müvekkilini ciddi zarara uğrattığını ve işlerin namı hesabına ifa edilmesine sebep olduğunu, davacı/karşı davalı tarafından temin edilmeyen discharge frame, suspension beam, horizontal stay, frame clamp malzemelerinin, karşı tarafın hatalı imalatları yerine kullanılmak üzere … firmasına imal ettirildiğini bu hususun mahkemeye sundukları imzalı tutanaklar, protokol ve sözleşme ile sabit olduğunu, … firmasının hakedişinin de dosyada bulunduğunu, tüm bu hususlar dikkate alındığında bu haliyle alacağın varlığını gösterir hiçbir ikna edici vakıanın bulunmamasına ve İİK m.258/1 ile yerleşik Yargıtay içtihatlarının aradığı ölçüde ispat koşulu gerçekleşmemiş olmasına rağmen mahkemece ihtiyati haciz kararı verilerek, bu ihtiyati haciz kararına itirazlarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Talep, ödenmeyen hakediş bedelinin tahsili, sevke hazır olduğu halde teslim alınmayan malzeme bedelinin tazmini, davalı tarafça yaptırılmayan işler nedeniyle uğranılan zararın (kâr kaybı) tahsili ve nakde çevrilen teminat mektubu bedelinin tahsili davasında ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne dair verilen ara karara itiraza ilişkindir. Davacı vekili, davalı ve davalının içinde bulunduğu Konsorsiyum ile … Adi Ortaklığı arasında, Yeniköy ve Kemerköy’de bulunan termik santral tesislerinin rehabilite edilmesine ilişkin montaj, tedarik ve mühendislik işlerini konu alan bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşme çerçevesinde “Hava ve Gaz Kanalları, Elektrostatik Filtre ve Çelik Kazan, Korkuluk ve Platformların” mühendislik, temin ve imalat işleri, malzemenin sahaya getirilerek tır üzerinde teslim edilmesi ve montaj, test, devreye alma ve kabul işlemleri sırasında süpervizör hizmetlerinin müvekkili şirketçe verilmesi amacıyla davalı ile müvekkili şirket arasında 12/10/2018 tarihli Sözleşme ve 04/02/2019 tarihli Zeyilnamenin imzalandığını, müvekkili şirket tarafından sözleşmeye ve iş programına uygun şekilde yükümlülüklerin yerine getirildiğini, yapılan işler karşılığı düzenlenen hakedişler karşılığı faturalar tanzim edildiğini ve davalı firmaya teslim edildiğini, itiraza uğramadığını, davalının borcunu ödemediği gibi, müvekkili şirket tarafından sunulan teminat mektubunu haksız ve dayanaksız şekilde nakde çevirdiğini, davalı tarafından haksız şekilde işten el çektirilmeleri nedeniyle kar kaybına uğradıklarını belirterek bunların tahsili davasında ihtiyati haciz talep edilmiş, mahkemece 05/02/2021 tarihli ara kararla, faturaların tebliğ edildiği ve itiraz edilmediği hususları ile birlikte malzemelerin hazır edildiği iddialarına ilişkin yaklaşık ispat yerine getirilmemiş olmakla ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin yargılama aşamasında ihtiyati haciz taleplerini yenilemesi üzerine, mahkemece 14/02/2023 tarihli ara kararla, ihtiyati haciz talebi sadece 17.530,50 Euro bakımından kabul edilmiş, bu ara kararına davalı- karşı davacı vekilinin itirazı üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucunda istinafa konu itirazın reddine karar verilmiştir. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesinde, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkul ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır Somut olayda, dava dosyası içinde bulunan belgeler, mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, 17.530,50 Euro alacak yönünden yaklaşık ispat koşullarının yerine getirildiği anlaşılmakla davalı vekilinin ihtiyati hacze soyut itirazlarının reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Ayrıca mahkemece davacı vekilinin avans ödemesine ilişkin olduğu belirtilen KDV hariç 302.927 Euroluk davacı faturasına dayalı ihtiyati haciz talebi reddedilmiş olup, davalı vekili istinaf dilekçesinde bu faturaya yönelik olarak istinaf sebepleri ileri sürmüştür. Mahkemece bu fatura yönünden talep edilen ihtiyati haciz reddedildiğinden davalı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2023 tarih ve 2021/61 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 11/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.