Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/608
KARAR NO: 2023/495
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2023
NUMARASI: 2022/935 Esas (Derdest) null/null
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 23/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı yanın 860.943,24-TL tutarındaki hak ve alaçaklarına tedbir konulmasını, davalı yanın sözleşmede belirtilen tarihe göre inşaatı tamamlayıp teslim etmemesi nedeni ile sözleşmeye bağlı gecikme cezasının, davalı yüklenicinin teminatından mahsup edildikten sonra bakiye 515.701.60-TL’nin temerrüt tarihi olan 12.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini, sözleşmede belirtilen işin ayıplı ve geç teslim edilmesi nedeni ile müvekkili şirketlere karşı açılan tüketici davalarında müvekkil şirketin ödemek zorunda kaldığı tazminat, yargı harç ve giderleri, vekâlet ücretleri vs. dâhil toplam 345.241.64-TL’nin her kalem için ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; somut olay yönünden yapılan incelemede ihtiyati haciz talep edenin dayanmış olduğu geçici ön kabul tutanağı, kesin kabul tutanağı, dayanak sözleşmeye delil olarak dayanılmış ise de işin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp teslim edilip edilmediği, kesin tasfiyenin mahkemece yapılmasının gerekip gerekmediği, davalı yüklenicinin eksik ve ayıp işleri süresinde tamamlayıp tamamlamadığı, iddia olunduğu üzere kendisine verilen süre uzatımlarında edimini yerine getirip getirmediği, kesin tasfiye yapılması halinde ise davacının iddia etmiş olduğu üzere davacının alacaklı olup olmadığı noktasında kanaat verici delilin henüz bulunmadığı, eser sözleşmesinden dolayı iddia olunan alacak miktarının muaccel olduğunu gösterir kanaat verici delil bu aşamada mevcut olmadığı, elbette yargılama sırasında tüm delillerin toplanması, teknik bilirkişiler yardımıyla sözleşme kapsamına uygun olarak işin teslim edilip edilmediğine dair inceleme yapılması, taraf şirket defterlerinin incelenmesi ve diğer tüm delillerin tartışılması sonucunda davalı tarafın borçlu olup olmadığının ortaya çıkacağı, bu çerçevede henüz muaccel olmuş bir alacağın varlığı noktasında kanaat verici delilin olmadığı, (Yargıtay 15. HD. 2015/6047 Esas 2016/23 K. Sayılı ilamı) esasen eser sözleşmesine konu alacak yönünden alacağın kaynaklandığı sözleşmenin niteliği dahi dikkate alındığında bu aşamada tam ispat aranmasa dahi sunulan deliller bu aşamada ihtiyati haciz talebinin kabulü açısından kanaat verici nitelikte deliller olmadığı, yargıtay uygulamasının da emsal talepler açısından bu yönde olduğu (Yargıtay 11.HD. 2011/16604 E. 2011/6737 K. Sayılı İlamı, Yargıtay 19. HD. 2011/10576 E. 2011/12853 K. Sayılı İlamı, Yargıtay 19.Hd. 2016/8814 E. 2016/13483 K. Sayılı İlamı) böylelikle alacaklı vekili İİK m.257/f.1 hükmü çerçevesinde eser sözleşmesinden doğan alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olduğu noktasında kanaat verici belge sunamadığından dolayı bu maddeye dayalı ihtiyati haciz talebinin kabulünün mümkün olmadığı, açıklanan durum karşısında talep dilekçesi ve mevcut açıklanan belgeler karşısında, talep tarihi itibariyle kanaat verici düzeyde delillerin sunulmadığı, ihtiyati haciz talebinin kabulü için gerekli somut koşul vakaların oluşmadığı belirtilmiş, gerekçeler incelendiğinde talep edenin ihtiyati haciz talebinin tümden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında; dosyada ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan, dava değeri olan 860.943,24-TL bedelinde ihtiyati tedbir talep etmelerine karşın taleplerinin reddedildiğini, hukuk muhakemeleri kanunu’nun 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirin şartlarının dosyada oluştuğunu, ilk derece mahkemesinin verdiği 09/02/2023 tarihli ara karar ile tedbir talebini reddettiğini; ancak aynı mahkemenin, davalı yan tarafından ikame olunan, istanbul 2. asliye ticaret mahkemesi’nin 2017/621 e. 2020/563 k. sayılı dosyasından verdiği 26.11.2020 tarihli karar ile menfi tespit talebinde bulunan davalı yanın taleplerini reddettiğini, mahkeme müvekkil şirketin borçlu olmadığını aksine cezai şart bedeli ile davalı yanın açılan davalar nedeni ile sorumluluğunun doğacağına ilişkin karar verdiğini, kanunun gerekçesinde belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda “…hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini gözardı edemez…” ibaresinin yer aldığını, bu nedenle aynı mahkemenin verdiği menfi tespit dosyası kararında davalı yanın borçlu olduğu halihazırda aynı mahkeme tarafından verilen başka bir gerekçeli kararda yer aldığından, taraflarınca ikame edilen eser sözleşmesinden doğan bakiye cezai şart bedelinin ve eser sözleşmesi gereği inşa edilen taşınmazların ayıplı ve geç teslim edilmesinden dolayı tüketici/müşterilere ödenen tazminatların ve ferilerinin rücuen davalı yandan tazmini talepli bu davada ilgili kararla birlikte değerlendirildiğinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edildiği hususunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığını, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkil şirketin alacağının tehlike altına gireceğini iddia ederek istinaf talebinde bulunmuştur.Davacı vekili , davacı iş sahibinin davalıya ödediği 515.701.60-TL ile işin ayıplı ve geç teslim edilmesi sebebiyle ödemek zorunda kalınan 345.241,64-TL’nin davalıdan tahsiline yönelik olarak açılan davada, davacı taraf dava konusu edilen toplam 860.943,24-TL tutarında davalının hak ve alacaklarına tedbir konulmasını istemiştir. Mahkemece ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapıldığı ve her iki talep yönünden de reddine karar verildiği görülmüştür. Davalı davaya cevabında davacıya karşı aynı sözleşmeye dayalı olarak açtığı menfi tespit davasında hak ediş alacağını alamadığını ,fiilen kullanımdan kaynaklı eksik ve ayıplı işlerin olduğunu ,kesin teminat mektuplarının iade edilmediğini, davalıya izafe edilecek bir kusurun bulunmadığını, işi yerine getirdiklerini iddia ederek sözleşmeye bağlı olarak davacıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, dosya kapsamına göre bu aşamada H.M.K.’nun 389. maddesi kapsamında yaklaşık ispat kriterleri henüz gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle karşı davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir ihtiyati haciz şartları her zaman yeniden değerlendirilebilecektir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere 1-İstanbul 2. Asliye TicaretMahkemesi’nin 09/02/2023 tarih ve 2022/935 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 23/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.