Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/538 E. 2023/484 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/538
KARAR NO: 2023/484
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2023
NUMARASI: 2022/898 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari iş ilişkisi kapsamında müvekkilinin davalı için bir çok ürün hazırladığını ve bunları fatura ettiğini, bu iş ilişkisi kapsamında müvekkilinin davalıdan 41.078,84 TL cari hesap alacağı bulunduğunu, bu alacağın ve işlemiş faizinin davalıdan tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, davalının yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin 44.078,84-TL (Faiz ve Fer’iler) üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiş, ayrıca, HMK md 392 ve İİK md.257-264 gereğince; öncelikle teminatsız olarak, aksi halde teminat karşılığında, dava değeri kadar davalı şirketin menkul ve gayrimenkul mallarına haciz konulması ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İhtiyati Haciz Konulmasını da istemiştir. Devam eden yargılama sırasında, davacı vekilinin 05.01.2023 tarihli dilekçesiyle yeniden ihtiyati haciz talebinde bulunması üzerine, Mahkemece 09.01.2023 tarihli ara kararla, dosya kapsamında davalı şirketin davacı şirketten faturaya dayalı mal veya hizmet alımı yaptığının İlyasbey Vergi Dairesine bildirdiği, 18/02/2021 tarihli teslim alan kısmında … isim ve imzasının bulunduğu sevk irsaliyesi ve 18/02/2021 tarihli 651.096,60 TL bedelli e-faturanın olduğu, böylece taraflar arasında mal tesliminden kaynaklanan borç/alacak ilişkisi bulunduğunun anlaşıldığı, alacaklı e- fatura, teslim alan ve teslim edenin isim ve imzalarının yer aldığı sevk irsaliyesi ibraz etmekle; alacağının muaccel olduğunu yaklaşık olarak ispat ettiği gerekçesiyle, ihtiyati haciz isteyenin, borçlu hakkındaki talebinin; takdiren %20 teminat mukabilinde kabulü ile; 44.078,84 TL miktarı ile sınırlı olmak üzere İİK’nın 257.maddesi gereğince yukarıda yazılı alacak miktarı kadar borçlunun gerek elindeki gerek üçüncü kişilerdeki menkul ve gayrimenkul malları ile hak ve alacaklarının borca yetecek miktarının ihtiyati haczine, karar verilmiş, bu ara karara karşı davalı vekilinin itirazı üzerine, mürafaalı olarak yapılan inceleme neticesinde ise, 20.02.2023 tarihli ara kararla, itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, devam eden sözleşme ilişkisinde davacının edim ve yükümlülüklerine aykırı davranarak müvekkilinin zararına neden olduğunu, davaya konu sözleşme kapsamında davacının müvekkiline ait ham maddeleri işlemesi gerektiğini, ancak işi süresinde ve eksiksiz olarak tamamlayamadığını, tamamlanan fason üretimlerin ise eksik, hatalı ve ayıplı olduğunu, bu nedenle bu ürünlerin gönderildiği şirket tarafından müvekkiline ödeme yapılmadığını, bu nedenle davacının buna dayalı olarak düzenlenmiş olduğu faturaya dayalı olarak müvekkilinden bir talepte bulunamayacağını tek başına faturaya yasal süre içerisinde itiraz edilmemiş olmasının faturada yazılı olan işin yapılarak müvekkiline teslim edildiğini, faturanın kesinleştiğini göstermeyeceğini, belirterek yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararını kaldırılması taleplerinin reddine dair ara kararın kaldırılarak mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Dava, bakiye iş bedelinin (cari hesap alacağının) davalıdan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın talebine ilişkin olup, bu kapsamda ihtiyati haciz talebinde de bulunulmuştur. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, mahkemece ihtiyati haciz kararına dayanak yapılan e-fatura, irsaliye, bunlara ilişkin tebliğler ve Vergi Dairesi kayıtlarına ilişkin belgelere bir itirazda bulunulmadığı, sadece ayıplı ve eksik ifa savunmasında bulunulduğu, bu savunmaya yönelik olarak sunulan bir tespit vs delilin ise bulunmadığı, buna göre davacı tarafça dosyaya sunulan delillere göre somut olayda İİK’nın 257. Maddesindeki şartların oluştuğu anlaşılmakla, yerel mahkemece dosyada bulunan belgelere dayanılarak yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2023 tarih ve 2022/898 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 22/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.