Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/448 E. 2023/745 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/448
KARAR NO: 2023/745
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2022
NUMARASI: 2019/527 Esas, 2022/1029 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 13/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya kumaş örme hizmeti verdiğini, fatura kestiğini, davalının borcunu ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kumaş örme hizmetinin ayıplı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, HMK’nun 320/4.maddesi “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır” hükmünü amir olup, davacı tarafça 16/05/2022 tarihli 11 nolu celsede dosyanın takip edilmemesi nedeni ile HMK’nun 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırıldığı, akabinde davacı vekilinin talebi üzerine yenilendiği ve fakat dosyanın 12 nolu celsesinde de dosyanın takip edilmediği, Yargıtay Hukuk Genel kurulunun 19/12/2019 tarihli 2017/676 esas 2019/1915 karar sayılı ilamı ile davacı tarafın gelmediği ve de mazeret bildirmediği duruşmaya davalı tarafın mazeret bildirdiğinde bu mazeretin davacının gelip gelmeyeceğini bilmeden sunulduğundan davalının davaya devam iradesi olarak yorumlanamayacak olması nedeni ile HMK’nun 320/4. maddesi uyarınca ikinci defa takipsiz bırakılması nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın HMK 150. Maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile dilekçe ekinde sundukları nüfus kayıt örneği ve evlilik cüzdanından da anlaşılacağı üzere duruşmanın yapıldığı tarih olan 14.11.2022 tarihinde Mersin ilinde resmi nikahı kıyıldığını, evlenme ve düğün merasiminin yoğunluğu nedeniyle söz konusu duruşmaya katılamadığını, duruşma gününde resmi nikahının olmasının, geçerli bir mazeret olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu beyan ve talebi saklı kalmak ve hiçbir kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, ayrıca hem 16/05/2022 tarihli hem de 14/11/2022 tarihli duruşmaya davacı olarak mazeret dilekçesi gönderilmemişse de her iki tarihli duruşmaya da davalı vekilinin sisteme kayıtlı tarihli mazeret dilekçesi sunduğunu ve mazeret dilekçelerinde; esasa ilişkin beyan verdiği ve yeni bir duruşma günü talep ettiği dikkate alındığında, dosyanın davalı tarafından takip edildiğinin kabulü gerektiğini, sadece bu sebeple bile olsa dosyanın takip edilmediğinden bahisle işlemden kaldırılmaması gerektiğini, zira “…6100 Sayılı Kanun’un 150. maddesi kapsamında duruşma tayin edilerek, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği incelenerek; gelen tarafın bu mazeret dilekçesine karşı beyanına göre, dosyanın işlemden kaldırılmasına ya da kaldırılmamasına karar verilmesi gerekmektedir….” (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/5415 E., 2019/15171 K. ve 4.7.2019 tarihli kararı). Hal böyle iken ve üstelik davalı yan söz konusu duruşmalar için açıkça mazeret dilekçesi göndermiş (davalı yanın işbu mazeret dilekçesine ilişkin duruşmada ara kararla herhangi bir hüküm verilmemiştir.) ve dilekçelerinde dosyanın esasına ilişkin beyanda bulunarak ve yeni bir duruşma tarihinin verilmesini talep etmiş olmasına rağmen dosyanın işlemden kaldırılması ve nihayetinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması anılan maddeye ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini belirterek istinafa başvurmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. TTK’nın 7101 sayılı yasa ile değişik 4/2 maddesi gereğince istinafa konu dava basit yargılama usulüne tabi olup, HMK’nın 320/4 maddesine göre basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilen dosya yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Somut olayda 13/07/2019 tarihinde açılan dava 16/05/2022 tarihli duruşmaya katılan olmadığından ve davacı tarafça mazerette sunulmadığından HMK 150. Maddesi gereğince işlemden kaldırılmış olup, davacı vekilinin 12/08/2022 tarihli yenileme dilekçesi ile talebi üzerine 02/09/2022 tarihli yenileme tensip tutanağı ile işleme alınmış, yeni duruşma tarihi olarak 14/11/2022 günü saat 11.55 belirlenmiş ve taraf vekillerine tensip zaptı ile duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.14/11/2022 tarihli duruşmaya taraf vekilleri katılmamış, davalı vekili mazeret dilekçesi sunmuş, davacı vekili herhangi bir mazeret bildirmemiştir. Bunun üzerine mahkemece istinafa konu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. HMK’nın 27. Maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak hâkim taraflara duruşmada hazır bulunmak, iddia ve savunmalarını bildirmek için imkân vermeli, tarafları usulüne uygun biçimde duruşmaya davet etmelidir. Yine HMK’nın 30. Maddesi gereğince hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür. Anılan Kanun’un 150. maddesine göre usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen dava, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez (HMK. m. 150/2). hukuk yargılamasına ilişkin kurallar, yargılamanın düzenli yapılması ve hakkın olabildiğince çabuk elde edilmesi amacını gerçekleştirmek için getirilmiştir. Mahkemelerin amacı, ne olursa olsun uyuşmazlıkları ortadan kaldırmak değil, pozitif hukukun ölçüsünde, hakkı belirleyerek sonuca ulaşmaktadır. Bu nedenle geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen usul kuralları, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalıdır. Davacı vekili, karardan sonra mahkemeye sunduğu ve istinaf dilekçesine eklediği belgeler ile duruşma günü başka bir ilde nikahı olduğunu belgelemiştir. Ancak davacı vekili bu mazeretini en geç duruşma saatine kadar mahkemeye bildirmemiştir. Bu nedenle davacı vekilinin duruşmaya katılmamak için geçerli bir mazereti bulunmakla birlikte bu mazeretini usulüne uygun şekilde duruşma yapılmadan önce mahkemeye bildirmediğinden davacı vekilinin bu istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı vekili 14/11/2022 tarihli duruşmaya katılamayacağını belirtir mazeret dilekçesini usulüne uygun olarak mahkemeye ulaştırmış ise de Yargıtay HGK’nın19.12.2019 tarih 2017/13- 676 E., 2019/1415 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere ” davanın devam etmesi aleyhine olan davalının, davacının duruşmaya katılıp katılmayacağını bilmeksizin sadece kendi mazereti nedeniyle yeni duruşma günü ve yapılan işlemlerden haberdar olmak amacıyla verdiği dilekçeyi, kanun koyucunun aradığı davayı takip edecekleri yönünde açık irade beyanı olarak kabul etmeye yasal olarak imkan bulunmamaktadır.” Bu nedenle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2022 tarih ve 2019/527 Esas, 2022/1029 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 13/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.