Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/389 E. 2023/614 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/389
KARAR NO: 2023/614
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2022
NUMARASI: 2014/778 Esas, 2022/490 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Beylikdüzünde bulunan … ‘un elektrik ve mekanik işlerinin yapımı konusunda sözleşme aktedildiğini, 30/12/2012 tarihinde sözleşme kapsamında olmayan havalandırma tesisat işlerinin de yapımının istendiğini, çok kısa süre sonra müvekkilinin şantiyeye alınmadığını, müvekkili şirket tarafından sözleşme harici yapılan şantiye kurulumu ve revizyon imalatlarına dair 96.410-TL nin ödenmediğini, müvekkili tarafından Büyükçekmece 3. Sulh hukuk Mahkemesinin 2013/51 dosyası ile delil tespiti istendiğini, mahkeme heyetinin inşaat alanına alınmaması nedeniyle inceleme yapılamadığını Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu imalatın tespiti ile şimdilik fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 10.000-TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile yapılan imalatın bedeline ilişkin dosyada bir tespit yer almamasından dolayı mecburen, dosyadaki cari hesap üzerinden yapılan tespit gereği 10.000,00-TL olan dava değerini 119.530,78-TL arttırarak, belirleyebildikleri tek tutar olan 129.530,78-TL’ye yükselttiklerini 129.530,78-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın Bakırköy ATM de açılması gerektiğini, yetkisiz mahkemede açıldığını, ikinci olarak belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, esasa ilişkin olarak ise davacının işini eksiksiz ve noksansız olarak 30/07/2012 tarihinde teslim edeceğini taahhüt ettiğini, sözleşmedeki işlerin anahtar teslim şeklinde olduğunu, fiyatın değiştirilmesinin söz konusu olmadığını, davacının yaptığı işler ile yeni gelen firmanın yaptığı işlerin Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/10 Esas sayılı dosyası ile tespit edildiğini, bu haliyle müvekkilinin davacıdan 298.257,37-TL alacağı bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın, taraflar arasında tanzim edilen sözleşmeler gereği davacı tarafından yapılan ve yapılmayan işler ile bu işlerin bedellerinin tespiti ve tespit edilen bedelden, davacıya bugüne kadar ödenmeyen kısımdan fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL talepli belirsiz alacak davası olduğu, son bilirkişi raporundan sonra dava değerinin 129.530,78 TL’ ye yükseltildiği, uyuşmazlığın niteliği, zararın ancak düzenlenen birden fazla raporla belirlenebilmiş olması, raporlar arasında bile farklılıklar olması dikkate alınarak davalının, davanın belirsiz alacak davası olarak görülmeyeceğine ve zaman aşımına yönelik itirazlarına itibar edilmediği, yargılama sürecinde muhtelif bilirkişi raporları alındığı, 10.12.2021 tarihli son raporun, önceki raporlar özetlenip, tespit ve hesaplamaları itibariyle gerekçeli, detaylı ve denetime elverişli görüldüğü, yüklenici davacı ile iş sahibi davalı arasında 04.04.2012 tarihli 2.620.000,00 TL bedelli eser sözleşmesi imzalandığı, yapılan toplam hak ediş ödemesinin 2.190,000,00 TL olduğu, sözleşme gereği 429.560,00 TL hak ediş bakiyesinin kaldığı, 02.09.2014 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen ana sözleşme dışı davacı tarafından yapılan işlerin bedelinin 262.120,00 TL olduğu, bu nedenle davacının sözleşme ve sözleşme dışı işlerden kaynaklı bedeli ödenmemiş 691.680 TL alacağının oluştuğu, bu bedelden; davacının sözleşme gereği yapması gerekirken eksik bırakılan ve davalı tarafından 3.şahıslara yaptırılan elektrik mekanik işlerinin değerinin 280.952,38 TL ile tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen önceki raporlarda davacının davalıya borçlu olduğu tespiti yapılan 281.196,84 TL’nin toplamı olan 562.149,22 TL’ nin mahsubu sonucu bakiye kalan 129.530,78 TL davacı alacağının kaldığı, bu bedelin dava tarihinden itibaren tarafların tacir olması gözetilerek işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği gerekçesi ile; Davanın kabulü ile 129.530,78 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş karara karşı taraf vekilleri istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili tarafından yapıldığı belirtilen ve bugüne kadar hakedişlere konu olmamış, taraflar arasında düzenlenen tutanakta ileride hakedişe konu olacağı kararlaştırılan, bir listesi dava dilekçesi ekinde yer alan ve gözden kaçırıldığı için birçok kez dosyaya ibraz edilen listedeki işlerin yapılıp yapılmadığı ve şayet yapılmış ise yapılan bu işlerin bedellerinin ne kadar olduğunun tespiti ve davalıdan tahsilinin talep edildiğini, davalının hem ceza almayı göze alarak huzurdaki davadan önce delil tespiti için gelen bilirkişileri projeye almayarak, hem de dava sonrasında müvekkilinin söz konusu imalatı yaptığını bildiğinden ısrarla keşif yapılması ve dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesini istemeyerek, her rapor aleyhine çıkmasına rağmen dosyanın mevcut hali ile karara bağlanmasını talep ettiğini, mahkemenin yeterli bir tespit yapılmadığı halde, dosyayı karara bağladığını, karar her ne kadar davanın kabulü yönünde olsa da raporlar eksik olduğundan kararın da içerik olarak hatalı tesis edildiğini, alınan altı bilirkişi raporunda da müvekkilinin haklı davalının haksız olduğu, taraflar arasında tutulan tutanak gereği müvekkilinin hakedişe bağlanmamış imalatların bedellerini alma hakkına sahip olduğunun tespit edilmiş olmasına rağmen, davanın özünü ve taleplerini oluşturan bu imalatların bedellerinin tespitinin yapılmadığını, mahkemenin hüküm tesis etmesi ile de yapılmasının önünün de kapatıldığını, bu yüzden mahkemenin kararının müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini, kararın, bilirkişi raporlarının yetersiz oluşundan dolayı müvekkilinin ispat hakkına ve netice de dava ile ulaşmak istediği meşru hakkına ulaşamamasına sebep olduğundan kararın kaldırılması gerektiğini, mahkemenin faizi, her ne kadar dava tarihinden itibaren işletmiş ise de davalı tarafa gönderilen Kadıköy …Noterliği’nin 16.01.2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile davalının temerrüde düşürüldüğünden faizin bu tarihten itibaren işletilmesi gerektiğini belirterek istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, mahkemece eldeki davanın kısmi dava sayılarak zamanaşımı itirazlarının reddine karar verildiğini, dava dilekçesi incelendiğinde davacının 96.410.TL’nin ödemediğinden bahsedttiğini, mahkemece buna rağmen belirsiz alacak davasının 10.000 TL üzerinden açılamayacağının değerlendirilmediğini, davacının 16.01.2013 tarihli ihtarnamesinde sözleşme harici olarak 96.410,00 TL şantiye kurulum ve revizyon imalatları nedeni ile alacağı olduğunu beyan ettiğini, ihtarnamede alacağın en düşük ihtimalle 96.410.00 TL olduğunun beyan edildiğini, davacının 96.410,00 TL üzerinden değil 10.000 TL üzerinden belirsiz alacak davası açtığını, minimum 96.410 TL üzerinden açılması gereken belirsiz alacak davasının mahkemece 10.000 TL üzerinden kabul edildiğini, mahkemenin bu kabulünün yasal olmadığını, gerekçeli kararı incelendiğinde, 129.530,78 TL’ye hükmedildiğini, hükmedilen bu miktara dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verildiğini, davacının müvekkilini temerrüde düşüren herhangi bir ihtarı bulunmadığını, davacının 16.01.2013 tarihli ihtarnamesi incelendiğinde 129.530,78 TL için müvekkilini temerrüde düşüren bir beyanı bulunmadığını, alınan bilirkişi raporlarının çelişkili olup, hükme esas alınamayacağını, 02.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda heyetin 138.662,00 TL alacak hesapladığını, bu raporun taraflarınca kabul edilmediğini, bu bilirkişi raporunun tarafların ticari defterleri incelenmeden alındığını, Büyükçekmece 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/10 D.İş sayılı dosyasından alınan 17.11.2013 tarihli bilirkişi raporu ile davacının işlerini eksik bıraktığının, yapmadığının net bir şekilde tespit edildiğini, davacının eksik bıraktığı işler nedeni ile herhangi bir şekilde ücrete hak kazanamayacağını, mahkemece hükme esas alınan 20.12.2021 tarihli bilirkişi raporunun son derece yetersiz olduğunu, bilirkişi heyetinin sözleşmenin süre dolmadan feshedildiğini söylemiş ise de, davacının ek süre içerisinde herhangi bir şekilde işe başlamadığını, bu nedenle müvekkilinin sözleşmeyi haksız feshettiği iddiasının doğru olmadığını, bilirkişi heyetinin işin % 83,60’lık kısmını bitirildiğini söylemiş ise de, bu miktarda iş bitirilmesinin söz konusu olmadığını, yapılan işlerin kusurlu ve eksik olduğunu, hükme esas alınan raporun 02.09.2014 tarihli bilirkişi raporuna atıf yaptığını, bu rapora dayanarak 262.120 TL ilave imalat yapıldığı belirtilmiş ise de bu tespitin herhangi bir maddi delile dayanmadığını, davacının ticari defterlerinin kanuna aykırı bir biçimde tutulduğu ortada iken bilirkişilerce davacının, müvekkiline olan borcunun tespitinde, davacı ticari defterlerinin esas alınmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun 4. Sayfasının 5 numaralı bendinde eksik kalan işler tutarı 429.560 TL’nin sanki yapılmış bir iş gibi davacı alacaklarına ilave edildiğini, bu durumun kabul edilemeyeceğini, mali bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlardan da anlaşılacağı üzere, müvekkilinin defter kayıtlarının esas alınması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinin feshi nedeniyle sözleşme kapsamında ve sözleşme harici yapılan işler bedelinin tespiti ile ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibiir. Davacı vekili, taraflar arasında … projesinin elektrik ve mekanik işlerinin yapımı konusunda 25/08/2010 tarihli sözleşme yapıldığını, 30/12/2012 tarihinde davalı iş sahibi tarafından sözleşme kapsamında olmayan havalandırma tesisat işlerinin yapılmasının da talep edildiğini, kısa bir süre sonra müvekkilinin şantiyeye alınmadığını, müvekkilinin sözleşme harici yapılan şantiye kurulumu revizyon imalatlarına dair 96.410 TL alacağının ödenmediğini, müvekkilinin yapmış olduğu imalatların tespiti ile şimdilik fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL’nin davadan tahsilini talep etmiş, davasının belirsiz alacak davası olduğunu belirtmiş, 28/02/2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini 129.530,78 TL’ye çıkarmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili her ne kadar ihtarname ile davalı tarafın temerrüde düşürüldüğünü ihtarname tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, mahkemece dava tarihinden faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirtmiş ise de dava dilekçesinde tarih ve faiz türü belirtilmeden faize hükmedilmesi talep edilmiş, ıslah dilekçesinde ise açıkça dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edilmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin faizin temerrüd tarihinden itibaren işletilmemesine yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Davacı vekili davasını ıslah ederek talebini 129.530,78-TL’ye çıkarmış mahkemece davanın tamamen kabulüne karar verilmiş olup, davacı vekilinin diğer istinaf sebepleri hukuki yararı bulunmadığından incelenmemiştir. Davacı vekili her ne kadar davasını belirsiz alacak davası olarak nitelemiş ve mahkemece de davanın belirsiz alacak davası olduğu kabulü ile karar verilmiş ve davalı vekilinin zaman aşımı itirazı bu nedenle reddedilmiş ise de, taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunduğu, sözleşmelerde yapılacak işlerin ve bedellerinin belirlendiği, sözleşmelerin bir kaç kez ek sözleşmeler ile tadil edildiği, sözleşme harici ek işlerin yapımının da istendiği, yine taraflar arasında 12/12/2012 tarihli tutanakla eksik ve ayıplı işlerin tespit edildiği, davacı yüklenici tarafından hak edişler düzenlenerek bunlara ilişken bir kısım faturaların davalı iş sahibine verildiği, buna göre davacı yüklenicinin yaptığı iş miktarını belirleyebileceği bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak kabulünün mümkün olmadığı, davanın kısmi dava olduğu, mahkemece belirsiz alacak davası olarak kabulünün hatalı olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili 28/02/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile bedel arttırımında bulunmuştur. Islah dilekçesi davalı vekiline 07/03/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekili 05/03/2022 havale tarihli ıslaha cevap dilekçesi ile zaman aşımı itirazında bulunmuştur. Mahkemece davanın belirsiz alacak davası olduğu gerekçesi ile zaman aşımı itirazı reddedilmiş ise de yukarıda belirtildiği gibi dava kısmi dava olduğundan mahkemenin bu gerekçesi yerinde değildir. Taraflar arasındaki sözleşme en geç 16/01/2013 tarihli davacı yüklenici ihtarnamesi ile feshedilmiş olup, gerek sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 126/4 ve gerekse 6098 sayılı TBK’nın 147/6 maddesinde eser sözleşmesinden kaynaklı davaların 5 yılda zaman aşımına uğrayacağı belirtildiğinden ve eser sözleşmesinin feshi tarihinden itibaren ıslah tarihine kadar 5 yıllık zaman aşımı süresi dolduğundan ıslahla arttırılan miktarın zaman aşımı nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Davalı vekili her ne kadar davacının işi bırakması nedeniyle ücrete hak kazanmadığını, yaptığı eksik ve ayıplı işlerin tespit edildiğini, bunları gidermediğini, bunların 3. Kişilere tamamlatıldığını, bu nedenle zararları oluştuğunu, davacının alacağının olmadığını belirtmiş ise de dosyada bulunan tüm belge ve bilgilerden mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporundan ve dosyaya sunulan tüm bilirkişi raporlarından davacının yaptığı işler bedelinden, ayıplı işler giderim bedelinin düşülmesi durumunda davacı alacağının olduğu tespit edildiğinden davalı vekilinin bu istinaf sebebi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi ile esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ıslahla arttırılan kısma yönelik zaman aşımı yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b2 maddesi ile kaldırılmasına, dosyada alınan tüm bilirkişi raporlarından, tüm belge ve bilgilerden, taraflar arasındaki gerek yazılı sözleşmeler gerekse sözleşme harici olarak davacı yüklenici tarafından yapılan işler nedeniyle sözleşmenin feshi tarihi itibarıyla davacının alacaklı olduğu, alacak miktarının davada talep edilen 10.000 TL’den fazla olduğu tespit edildiğinden davanın taleple bağlı kalınarak 10.000 TL üzerinden kabulüne, ıslahla arttırılan kısmın zaman aşımı nedeniyle reddine dair yeniden karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1- Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE 3-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/06/2022 tarih ve 2014/778 Esas, 2022/490 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4- Davanın KISMEN KABULÜ ile, 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Islahla arttırılan miktar yönünden davanın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN1-Alınması gereken 683,1‬0 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,80 TL ve 2.042,00 TL tamamlama harcı toplamı 2.212,8‬0 TL’den artan 1.529,7‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 170,80 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,3-Davacı tarafından yapılan 489,00 TL tebligat ve posta gideri, 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.489,00 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 500,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,4-Davalı tarafından yapılan 128,00 TL tebligat ve posta giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 9,98 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 18.929,50 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 2.212,06‬ TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE,2-Davacıdan alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile 99,20 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 92,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 312,7‬ TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere20/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.