Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/342 E. 2023/354 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/342
KARAR NO: 2023/354
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/11/2022
NUMARASI: 2020/12 Esas, 2022/960 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı … yaptığı sözleşme uyarınca Eskişehir’de yapacağı proje imalatı için davalı ile türbin-kompresör üniteleri tedarik sözleşmesi imzaladığını, sözleşme gereği teradikçinin değiştirilme imkanının bulunmadığını, bu koşulu bilen davalının istediği koşulları davacıya dikte ettirip süreci uzatarak ve gereksiz masraflar yapmak suretiyle davacıyı zarara uğratıp haksız kazanç elde ettiğini, davalının fatura kesmek suretiyle …’ye vergi avantajı sağlamak dışında hiçbir faaliyetinin olmadığını belirterek, dava konusu edilen 7.541.438,32 TL davacı zararının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dilekçelerinde belirttikleri nedenlerle davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 27/07/2012 tarihli davacı yüklenici … İnş.ve Tes.A.Ş ile tedarikçi … arasında Eskişehir Kompresör İstasyonu işi kapsamında 4SPC-400 gaz sıkıştırma paketinin tedariki ve işletmeye alımına ilişkin imzalanan sözleşmenin geçerli kanun ve anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 29. Maddesinde işbu anlaşmanın İngiltere ve Galler kanunlarına tabi olacağı bu anlaşmadan doğan tüm anlaşmazlıkların Uluslararası Ticaret Odası (ICC) tahkim kurallarına uygun şekilde 3 üyeden oluşan tahkim mahkemesi tarafından nihai olarak çözümleneceği düzenlemesinin bulunduğu, davacı ile dava dışı … arasında imzalanan bu sözleşmenin … tarafından davacı şirkete devredildiği, devre ilişkin sözleşmenin 17. maddesinde bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların münhasıran ve nihai olarak Paris Uluslararası Ticaret Odasının tahkim kuralları kapsamında atanacak 3 hakem tarafından çözümleneceği ve İsviçre maddi hukukunun uygulanacağı ön görülmüş olmakla, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 4. maddesine göre tahkim anlaşmasının geçerli olduğu ve tahkim itirazının ilk itiraz olarak süresinde ileri sürüldüğü aynı yasanın 5. maddesi uyarınca davalı yanın tahkim ilk itirazına ilişkin yapılan değerlendirmede itirazın yerinde olduğu, 2675 sayılı Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 24. Maddesi uyarınca taraflar uyuşmazlık sırasında Paris Uluslararası Ticaret Odasının tahkim kurulları kapsamında atanacak 3 hakem tarafından taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği İsviçre Maddi Hukukunun uygulanmasını kabul ettiklerinden taraflar arasında çıkan uyuşmazlık gereği öncelikle dava şartı olarak tahkim yoluna başvurmaları gerektiği gerekçesi ile; Açılan davanın HMK’nun 114. Maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile mahkeme kararının gerekçesinin, dava dosyasındaki içerikle örtüşmediğini ve davalı tarafından süresinde ileri sürülmüş bir tahkim itirazı olmadığını, davalının, doğrudan davanın esası ile ilgili cevap ve savunmalarını ileri sürerek, bu yönde kanıtlarını gösterdiğini, esasa ilişkin incelemelere geçildikten sonra, bir başka mahkemede verilen kararın gerekçe tutularak eldeki davada kesin hüküm gibi kullanılmasının usule açıkça aykırı olduğunu, 6100 sayılı HMK 116 maddede ilk itirazlar arasında sayılarak yasal cevap süresi içinde ileri sürülmesi gerekirken, yasal cevap süresi geçtikten, ön inceleme duruşması yapıldıktan, esasa dair kanıt ve doküman toplandıktan, hatta alacak iddiaları hakkında keşif ve bilirkişi incelemeleri yaptırıldıktan, aradan iki sene geçtikten sonra ilk defa ileri sürülen tahkim itirazının dikkate alınarak “ilk itiraz olarak süresinde ileri sürüldüğünden” bahisle hüküm tesisinin usule açıkça aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı zararın tazmini istemine ilişkindir. 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 5. Maddesinde “Tahkim anlaşmasının konusunu oluşturan bir uyuşmazlıkta dava mahkemede açılmışsa; karşı taraf, tahkim itirazında bulunabilir. Tahkim itirazının ileri sürülmesi ve tahkim anlaşmasının geçerliliğine ilişkin uyuşmazlıkların çözülmesi, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilk itirazlara ilişkin hükümlerine tâbidir. Tahkim itirazının kabulü halinde, mahkeme davayı usulden reddeder. Yargılama sırasında tarafların tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşmaları halinde, dava dosyası mahkemece ilgili hakem veya hakem kuruluna gönderilir.” hükmü, HMK’nın 116/1 maddesinde “İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.b)Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.” düzenlemesi yer almıştırSomut olayda, davacı ile dava dışı … Arasında 17.12.2013 tarihinde Süpervizörlük sözleşmesi imzalandığı, davacı ile dava dışı … arasında imzalanan bu sözleşmenin … tarafından davalı şirkete devredildiği, davacının bu sözleşme devrine onay verdiği, sözleşmenin 17. maddesinde bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların münhasıran ve nihai olarak Paris Uluslararası Ticaret Odasının tahkim kuralları kapsamında atanacak 3 hakem tarafından çözümleneceği ve İsviçre maddi hukukunun uygulanacağı konusunda tahkim şartı bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. İstinafa konu yargılamada, davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. Vekili, HMK’nın 117. Maddesine uygun süresinde tahkim ilk itirazında bulunmamıştır. Anılan nedenle mahkeme gerekçesinde davalının süresinde tahkim ilk itirazında bulunduğu şeklindeki gerekçesi yerinde değildir. Ayrıca ilk itirazlar dava şartı olmayıp, ilk itirazın kabulü halinde davanın usulden reddine karar verileceği usul kanunu ile kabul edilmiş olup, mahkemece HMK’nın 114. Maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilmesi de hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalının süresinde usulüne uygun tahkim ilk itirazı bulunmadığından mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olduğundan davacı istinaf başvurusunun HMK 353/1-a3 maddesi ile kabulü ile kararın kaldırılmasına ve yargılamaya devamla taraf delillerinin toplanarak uygun sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2022 tarih, 2020/12 Esas, 2022/960 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.