Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/30 E. 2023/173 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/30
KARAR NO: 2023/173
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2019
NUMARASI: 2016/457 Esas, 2019/67 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında yapımı davalı tarafından sürdürülen … projesi kapsamında, projede bulunan tüm yapı alanındaki seksiyolen kapılar, rampa ve körük işleri kapsamında projedeki tüm kapı, rampa ve körüklerin müvekkili tarafından temin ve inşa edildiğini, davalı tarafından müvekkili şirketin alacaklarının bir kısmının ödendiğini ancak hak edişlerinin ödenmediğini, cari hesaba dayalı toplam 122.083,44 TL ödenmemiş borcunun tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe kötü niyetli ve haksız olarak itiraz edildiğini, İstanbul … icra müdürlüğünün … Es sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına, kötü niyetli itirazla likit bir alacağın sürüncemede kalmasına neden olan davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ile dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmede hak ediş usulü ile çalışma yapıldığını, yer teslimi yapıldıktan sonra davacının yaptığı imalatların taraflarca tespiti, bu imalatların tutanak altına alınıp, taraflarca imzalanması ile davacı tarafa hakedişi tutarında ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, davacı tarafa hakedişi olmaksızın herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı tarafından yapılan imalatlarının bir kısmının eksik ve bir kısmının da hatalı olduğunu, bununla ilgili olarak mahallinde keşfen inceleme yapılmasını talep ettiklerini, davacı tarafın sözleşme gereği yapmış olduğu imalatlardan sorumlu olduğunu, davacı tarafın yapmış olduğu ayıpların giderilmesi için davacı tarafa Bakırköy … Noterliğinin 15/07/2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, buna rağmen ayıpların giderilmediğini, ayıplı imalatların daha sonra müvekkili firma tarafından yaptırıldığını, davacı tarafın müvekkili şirketten bir alacağının olmadığını, bu nedenlerle İstanbul … İcra müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasına yapılan itirazlarının kabulünü, davacı tarafından başlatılan haksız ve kötü niyeti icra takibi nedeniyle % 20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, talep etmiştir. Mahkemece; davacı faturaya dayalı olarak alacağının tahsili talebi ile icra takibi yapmış olmasına karşın, faturanın kaynağı olan iş hakediş usulü ile çalışılan eser sözleşmesi olup, davacı bir kısım işleri ayıplı, bir kısım işleri de eksik ifa etmiş, bunun üzerine davalı tarafından davacıya Bakırköy …Noterliğinin 15/07/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilmiş, buna rağmen davacı taraf eksik ve ayıplı işleri düzeltmemiş, davalı tarafa fatura göndermiş davalı yan ise faturayı kabul etmeyip yansıtma faturası kesmiştir. Dosyada alınan bilirkişi raporu oluşa uygun, denetime açık ve karar vermeye elverişli olup, mahkememiz tarafından hükme esas alınmıştır. Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacının davalıdan bir alacağının olmadığı ispatlandığından davanın reddine, yargılama sırasında davacının icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek geerkmiştir gerekçesi ile; Davanın REDDİNE, Davacının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile müvekkili şirketin, alanında son derece etkin ve uzman olan, bu nedenle de ilgili iş piyasasında ismi sıkça duyulmuş, güvenilir bir firma olduğunu, işbu nedenlerle de davalı tarafça bir takım işlerin yapımı için müvekkili şirketle anlaşıldığını, müvekkilinin de anlaşma doğrultusunda yüklendiği edimleri eksiksiz yerine getirdiğini, hatta yükümlülüğü olmamasına karşın yapımdan çok sonra bile eksikliklerin tamirini yaptığını, müvekkilinin yaptığı işlerin karşılığı olarak davalı şirkete fatura kestiğini, ayrıca aralarında sürekli bir alacak ilişkisi olduğu için cari hesap bakiyesi tuttuğunu ve bunların şirket defterine usulüne uygun işlendiğini, 15.12.2017 tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda belirtilen görüşlerin tamamen tek taraflı ve davalı gözetilerek oluşturulduğunu, yapılan incelemelerde üzerinde durulan hususların dosyanın ehemmiyet arz edilen noktalarına ilişkin olmayıp dava konusu dışına çıkıldığını, bu nedenlerle dosyaya sunulan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, bu eksiklik ve hatalara karşı beyan ve itirazlarına rağmen işbu eksiklikler ve hatalar dikkate dahi alınmadan ve salt davalı beyanlarına dayanılarak karar verildiğini, dava konusunu, iki şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın oluşturduğunu, dolayısıyla, bilirkişi raporunda öncelikli olarak incelemesi gereken hususun taraf şirketlere ait ticari defterler ile aralarındaki ticari ilişkiye yönelik cari hesap olduğunu, kaldı ki, müvekkili şirketin ifasının ayıplı olması ihtimalinde dahi davalının tacir olması sebebiyle açık ayıbın bildirim süresi olan 2 güne hatta gizli ayıp bildirim süresi olan 8 güne riayet etmediğini ve ayıptan doğan haklarını kullanmasının olanaksızlaştığını, müvekkili şirketin yüklenmiş olduğu edimini büyük özen ve dikkat ile yerine getirdiğini, davalı şirketin ayıp olarak nitelendirdiği ufak tefek eksikliklerin ise bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi ufak tefek düzeltme ve güçlendirmelerle giderilebilecek nitelikte olduğunu, davalı şirket tarafından fatura bedelinin ödenmemesini gerektirecek büyüklükte olmadığını, ayrıca her ne kadar raporda ayıplı ve eksik imalat bedeli hesaplanmış ise de tüm bu hesaplamalar son derece fahiş olup tümüyle tek yanlı beyanlar sonucu düzenlendiğini, davalı tarafın bizzat beyan ettiği üzere başka şirketlere de iş yaptırılmış olup davalı tarafın ayıplı olduğunu iddia ettiği yapıların müvekkili tarafından yapıldığına ilişkin kanıt da sunulmadığını, yine ayıba ilişkin sürelere de uyulmadığını, gerekli tespitlerin yapılmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı yüklenici, taraflar arasında eser sözleşmesi gereğince üstlendiği edimleri yerine getirdiğini, bedelin bir kısmının davalı tarafça ödenmediğini, tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı, davacının yaptığı işlerin eksik ve ayıplı olduğunu, eksik ve ayıpları gidermesi için yaptıkları ihtara rağmen bunların giderilmediğini bu nedenle borçlarının olmadığını savunmuş, mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık taraflar arasındaki eser sözleşmesinde öngörülen işlerin tam olarak yerine getirilip getirilmediği, davacı yüklenicinin alacağının bulunup bulunmadığından kaynaklanmaktadır. Mahkeme aracılığı ile mahallinde keşif yapılmış, keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre davaya konu yapılan işlerde ayıplı ve eksik imalat bulunduğu tespit edilmiş olup, bilirkişi raporuna göre eksik ve ayıplı imalat bedeli 53.808 TL’dir. Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporuna göre de takip tarihi itibarıyla davacı yüklenici, davalıdan açık hesap ticari ilişki nedeniyle 42.797,89 TL alacaklı görünmektedir. Davacı her ne kadar ayıpların süresinde bildirilmediğini beyan etmiş ise de, dosyaya gelen ihtarname örneğinden davalı iş sahibi tarafından ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, davacının, cevaba cevap, bilirkişi raporuna itiraz ve istinaf dilekçesinde belirttiği bir kısım eksikliklerin tamir edildiği, bilirkişi raporunda belirtilen ufak tefek eksik ve ayıpların borcun ödenmemesini gerektirmediği beyanı karşısında ayıp ve eksiklerin olmadığı veya müvekkili tarafından yapılan işlerden kaynaklanmadığı savunmasına ve bilirkişi raporunda eksik ve ayıplı işler bedelinin fahiş olduğuna ilişkin soyut beyanına itibar edilmemiştir. Bilirkişi raporlarına göre eksik ve ayıplı işler bedeli düşüldüğünde açık hesap ticari ilişki nedeniyle davacının alacağı bulunmamaktadır. Buna göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2019 tarih ve 2016/457 Esas, 2019/67 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.