Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/1267 E. 2023/1077 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1267
KARAR NO: 2023/1077
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/07/2023
NUMARASI: 2023/429 Esas, null/null Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında 5 Ocak 2018 Tarihli İzmir Konak Karma Projesi Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi Sözleşmesi imzalandığını ve yükleniciye yer teslimi yapıldığını, yüklenicinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmekte olduğunu ve sahada haklı zilyet olduğunu buna rağmen davalı iş sahibinin sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini bildirdiğini sonrasında sahaya haksız müdahaleler yaptığını ve yüklenicinin zilyetliğine tecavüz ettiğini beyanla davalının talimatıyla ve/veya doğrudan 3.kişilerin girmemesine ve ilk inşaatın şantiyede bulunan ekipmanlarının korunmasının teminine yönelik ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Mahkemece; davacı vekili kendilerinin haklı zilyet olduğunu davalının ise zilyetliğe tecavüz ettiğini bu sebeple davalının talimatıyla ve/veya doğrudan 3.kişilerin girmemesine ve davacının şantiyede bulunan ekipmanlarının korunmasının teminine yönelik ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, mahkemeye açılan dava feshin sonuç doğurmadığı ve sözleşmenin ayakta olduğunun tespiti veya haksız fesih sebebiyle tazminat konulu dava olup inşaat sahasında ki zilyetlik ile burada bulunan ekipmanlar uyuşmazlık konusu olmadığı, zilyetliğin korunması hususunda Türk Medeni Kanunu’nda 981 vd. maddelerinde açılabilecek dava ve gidilebilecek yollar sayıldığı, davacı vekilince talep edilen ihtiyati tedbir talebi bahse konu davalarda değerlendirileceği, davacının malzemelerine zarar verilmesi ve inşaatın güvenliğinin tehlikeye sokulması iddialarına yönelik cezai yönden şikayet hakkı bulunduğu ihtiyati tedbir talebinin uyuşmazlık konusuna ilişkin olmadığı, uyuşmazlık yönünden ihtiyati tedbir talebinde hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında; davalının işi üçüncü kişiye yaptırmak istediğini, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiğini ,kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. Davacı yüklenici davalı ile aralarında yapılan arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı işi sözleşmesine göre kendisine yapılan yer teslimi üzerine sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini iddia ederek davalı iş sahibinin sözleşmeyi feshederek sahaya haksız müdahaleler yaptığından bahisle inşaat sahasına girilmemesi ve şantiyede bulunan ekipmanların korunmasına yönelik olarak ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ise de, dosyada toplanan deliller, tarafların iddia ve savunmaları göz önünde bulundurulduğunda, dosya kapsamında ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı ve yaklaşık ispatın henüz sağlanamaması, kanunun emredici hükmü gereği davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla, mahkemece ihtiyati tedbirin reddine dair verilen karar doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/07/2023 tarih ve 2023/429 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 15/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.