Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/1185 E. 2023/1079 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1185
KARAR NO: 2023/1079
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2023
NUMARASI: 2023/496 Esas, null/null Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı şirketin, davacı müvekkili için 2021 haziran ayından itibaren E141 kalitesinde alüminyum külçe satıp, külçeleri eritip yarı mamul ürün üretmesi gerektiğini, kalitesiz vasıfsız hurda alüminyum satıp bunu eriterek yarı mamul ürün üretip, E141 kullanmış gibi müvekkiline hile yapması neticesinde uğranan zararların tazminin gerektiğini, İcra ve İflas Kanununun 258. Maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmiş olmasının yeterli olduğunu, ihtiyati haczin amacının para alacağının ödenmesini teminat altına almak olduğunu, müvekkilinin ağır mağdur olduğunu, davalının hileli davrandığını, dava üzerine varlığını kaçırma ihtimali ve tehlikesi nedeniyle davalı şirket adına olan Kırklareli ili Babaeski ilçesindeki taşınmaz üzerine öncelikle teminatsız, olmadığı takdirde uygun teminat ile, bu da olmadığı takdirde tam teminat karşılığında ihtiyati haczi kararı verilmesi talep etmiştir. Mahkemece; davacı vekili,davalı tarafından yapıldığı iddia edilen hile nedeniyle uğradığı zarardan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla davalının, menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü adına kayıtlı taşınmazlara, araçlara, taşınırlara ve davalı şirketin üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının, alacaklarını karşılayacak kadarının ihtiyaten haczini talep etmiş ise de,davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında mahkemede kanaat uyandırmaya yeterli olmadığı göz önüne alınarak söz konusu ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257/I hükmündeki hukukî sebep açısından reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinafında, mahkemenin talebi yanlış değerlendirdiğini, sadece davalı adına olan taşınmazlara dava konusu edilen değer kadar ihtiyati haciz talebinde bulunduklarını, banka hesaplarına yönelik ihtiyati haciz taleplerinin olmadığını, sadece taşınmaz üzerine talep edilen alacak kadar ihtiyati haciz konulmasını istediklerini kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, İİK’nın 257.maddesindeki şartlar ve yaklaşık ispat koşulu henüz gerçekleşmemiştir. Davalı taraf ayıp iddiasını kabul etmeyerek ayrıca ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını iddia etmekle, bu durumda tarafların iddialarının haklılık durumlarının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/05/2023 tarih ve 2023/496 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 15/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.