Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/108 E. 2023/232 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/108
KARAR NO: 2023/232
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2022
NUMARASI: 2022/578 Esas, (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davalı- karşı davacılar vekili vermiş olduğu itiraz dilekçesi ile, mahkemenin ihtiyati tedbir talebini kabul etmesini gerektirecek yaklaşık ispata yarar herhangi bir belgenin dosya kapsamında yer almadığını, HMK’nın 390/3 maddesi uyarınca “Tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda” olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin şartlarını düzenleyen işbu madde gereğince, ihtiyati tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi zorunluluğu bulunduğunu oysa, davacı/karşı davalı tarafından yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediğini ve tedbir verilmesini haklı gösterecek herhangi bir belge sunulamadığını, aksine davacı/karşı davalının sunmuş olduğu taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri uyarınca, tedbir kararı verilen teminat mektuplarının iade şartlarının dahi oluşmadığını, dava dosyasında henüz dilekçeler teatisi aşamasında iken ve özellikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre kesin teminatların iadesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığının tespitinin yapılmadan teminat mektupları üzerine ihtiyati tedbir konulmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, taraflar arasında imzalanan her bir yapım işleri sözleşmesinde teminatların iadesi için oluşması gereken “genel şartlar” ve “özel şartların” detaylıca kaleme alındığını, müvekkillerinin teminat mektuplarını nakde çevirme gibi bir iradesi veya tehdidinin hiçbir zaman olmadığını, sözleşmede yer alan kesin teminatın iadesine ilişkin koşulların hiçbiri gerçekleşmediğinden ve mektupların nakde çevrilmesi yönünde herhangi bir tehdit yada somut delil bulunmadığından tedbirin kabulüne ilişkin ara kararın kaldırılmasınına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı- karşı davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalı- karşı davacı şirketin tüm tehdit ve baskılarına rağmen müvekkili tarafından haklı taleplerin arabuluculuk sürecine taşındığını ancak buradan bir sonuç alınamadığını, davalı- karşı davacının arabuluculuk sürecine başvurulmasıyla, yani yasal yollara başvurma konusundaki kararlılığın ortaya konulmasından sonra 30.240.958,99 TL gecikme cezası ödenmesinin gerektiğinin ortaya atıldığını, tüm bu gelişmeler ışığında halka arz sürecindeki müvekkili şirket tarafından davalı nezdindeki (21.03.2019 tarihli … bankası A.Ş.’ne ait … nolu 2.250.000 TL bedelli ve 16.05.2017 tarihli … A.Ş.’ne ait … nolu 1.680.029,38 TL bedelli) teminat mektuplarının haksız ve kötüniyetle paraya çevrilmesi tehditleri de ciddiye alınarak teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, halka arz sürecindeki müvekkili şirket bakımından anılan teminat mektuplarının haksız ve kötüniyetli şekilde paraya çevrilmesinin telafisi imkansız ticari zarar ve itibar kayıplarına sebep olacağının çok açık olduğundan 19.09.2022 tarihli ara karar ile 618.002,93 TL (%20) teminat bedeli karşılığında teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ihtiyati tedbir kararına karşı davalı şirket vekilinin teminat mektuplarının iadesine ilişkin sözleşmeyle kararlaştırılan şartların gerçekleşmediği itirazının da somut olayda tedbir kararı bakımından ilgisiz olduğunu, HMK m.390 ve devamında yer alan tüm yasal şartlar somut olayda sağlandığından davalı yanın ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik haksız ve dayanaksız itirazlarının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; verilen ihtiyati tedbir kararında yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği, ihtiyati tedbir kararına itirazların yerinde olmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbire itirazın reddine, karar verilmiş, karara karşı tedbire itiraz eden davalı-karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur.İhtiyati tedbire itiraz eden davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile, mahkeme kararının gerekçeden yoksun olduğunu, mahkemenin sadece kanun maddelerine atıf yapmakla yetindiğini, ihtiyati tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi zorunluluğu bulunduğunu, oysa, davacı/karşı davalı tarafından yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediğini, tedbir verilmesini haklı gösterecek herhangi bir belge sunulamadığını, aksine, ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde detaylıca belirttikleri üzere taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri uyarınca, tedbir kararı verilen banka teminat mektuplarının iade şartlarının oluşmadığını, davacının tüm talepleri açısından yargılama gerektiğini, dosyaya sunulu sözleşmede teminat mektuplarının süresi, uzatılması, veriliş amacı, iadesi vs. koşullarının detaylıca düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan Yapım İşleri Sözleşmelerinde yer alan genel ve özel şartlarda yer alan hükümler gözetildiğinde sadece süre yönünden yapılacak bir değerlendirmede dahi dava tarihi itibarı ile hiçbir şekilde dava konusu kesin teminat mektuplarının iade şartlarının oluşmadığını, teminat mektuplarının sona erme süreleri göz önüne alındığında, dava süresince mektuplar üzerinde tedbir olduğundan sürelerin uzatımlarının yapılmayacağını ve sürelerin hitamında teminat mektuplarının tamamen geçersiz hale geleceğini, yani davacı tarafın mahkemeden aldığı tedbir kararına güvenerek mektupların süresini uzatmayarak ve böylece aslında mektupları geçersiz hale getirerek amacına ulaşacağını, diğer yandan dava konusu teminat mektuplarının, davacının imalatları nedeniyle ileride ortaya çıkabilecek ayıpların giderilmesini teminat altına aldığını bu nedenle teminat mektupları üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Talep, taraflar arasında imzalanmış olan eser sözleşmelerinden kaynaklı, bakiye cari hesap alacağı, gecikmeden kaynaklı maliyet artışı ve munzam zararın tazmini, hak edişlere yansıtılmış olan haksız ceza ve kesintilerin, nakit teminatların iadesi ile karşı tarafa sözleşmeden kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti, kesin teminat mektuplarının iadesi davasında kesin teminat olarak davalı tarafa verilmiş olan banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 19/09/2022 tarihli ara kararı ile talebin kabulü ile talebe konu iki adet banka teminat mektubunun teminat karşılığında nakde çevrilmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmiş, iş bu ihtiyati tedbir kararına davalı-karşı davacı vekilinin itirazı üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucunda istinafa konu itirazın reddine dair ara kararı verilmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Aynı Kanun’un 390/3 maddesine göre, tedbir talep edenin, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimali de gözetilmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacının da gözetmesi gerekli ve zorunludur. Somut olayda ihtiyati tedbir talep eden davacı, banka teminat mektuplarının iadesini de talep etmiştir. Tedbire konu banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesi halinde ciddi zararın doğacağı endişesi bulunduğundan ve yargılamayı yaparak uyuşmazlığı çözecek ilk derece mahkemesinde dava dilekçesi ekinde sunulan delillerle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kanaati oluştuğundan, mahkemece aksi duruma ilişkin olarak da davalının uğraması muhtemel zararlarına karşılık olarak teminat alınmış olduğundan taraf çıkar dengeleri de gözetildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi yerinde olduğundan davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddi kararı usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı-karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2022 tarih ve 2022/578 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı-karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından toplamda peşin alınan 539,70-TL’nin mahsubu ile fazla yatırılan 359,8‬0-TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davalı-karşı davacılar tarafa İADESİNE, 3-Davalı-karşı davacılar tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 14/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.