Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/1052 E. 2023/818 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1052
KARAR NO: 2023/818
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2021
NUMARASI: 2014/706 Esas, 2021/830 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin Davalı iş sahibi idare …den ihale ile “… yakası 2006 yılı … Kısm atık su kanalı, yağmur suyu kanalı ve dere ıslahı işi“ nin 14.09.2006 tarihinde yapımını üstlendiğini, işin içinde bulunan … Şirinevler-E5 ile deniz arasında Ataköy bölgesinde bulunan dere ve üzerindeki eski köprülerin yetersiz oluşu nedeni ile 13-14 ekim 2007 tarihinde yağışlarda oluşan sel baskınında taşkın meydana geldiğini, iş programına göre de ekim 2007 sonu itibarı ile işi %98 oranında yapıldığını, … … sok. köprüsü ile … köprüsünün yetersizdi UTK kararı ile lale sokak köprüsünün yıkılıp yeniden yapılacağı 19 ekim 2007 tarihnde alındığını, … köprüsünün de yıkım kararı 17. 01.2008 tarihinde alındığını, taşkına sebebiye veren bütün bu köprülerin yıkımı ve yenilenmesi proje ve kararlarının idare …nin sorumluluğu olduğunu, yerinde yapılan tespitler ile alınan bilirkişi raporları ile kendilerinin kusursuz olduğunu, olayla kendilerine illiyet bağı kurulamadığını ve …nin açtığı davaların reddedildiğini, ancak davalı …nin davacı sıfatı ile açtığı davalarda … nin %80 oranında kusurlu yüklenici … inşaat firmasının da %20 oranında kusurlu olduğuna dair kararlar aldırarak, İstanbul …. icra müdürlüğünün … nolu dosyasında toplam 243.129,56 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını beyanla; davanın kabulü ile müvekkilinin kusurlu olmadığı halde yapmış olduğu bu ödeme miktarının kendilerine en yüksek banka avans faizi ile birlikte geri ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, yüklenici ile imzalanan Avrupa Yakası 2006 yılı 2. Kısm atık su kanalı, yağmur suyu kanalı ve dere ıslahı işi “ sözleşmesinin ilgili maddelerine göre işin başından sonuna kadar işlerin yapılması sırasında meydana gelebilecek hasar kayıp ve zararlardan mali, hukuki ve cezai sorumluluğun yükleniciye ait olduğunu, ayrıca davacının işi uzman sıfatı ile aldığı ve yapım esnasındaki özen borcunu yerine getirmediğini, yeterince özenli ve basiretli davranmadığını, sözleşmesine göre yer tesliminden sonra uygulama projelerinin yüklenici tarafından hazırlanıp imza için idareye sunulması gerektiğini, bahsi geçen … sok, … , ve 19 mayıs köprüsünün dışında kısmen dere ıslahı projelerinin sunulduğunu ve kendilerinin de onaylayarak imalata başlandığını, daha sonra da bu köprülerin onaylarının (UTK kararları) yapıldığını ve köprülerin yıkılarak yenilendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eki iolan yapı işleri genel şartnamesinde iş ve işyerinin korunması, sigortalanması, yükleniciye ait olduğunu, işyeri ve çevresindeki bölgede yeterli güvenlik önleminin alınmamasından doğacak zarar ve ziyanlardan da yüklenicinin sorumlu olduğunu, yine sözleşme madde 27 de olağanüstü haller ve doğal afetlerde meydana gelen hasar ve zararlar … sigorta kapsamında olduğundan ve yüklenici bu zararlar için idareden hiçbir bedel isteyemeyeceği, sadece ek süre verilebilecği, yine idari şartmamenin madde 59 da kesin Kabul tarihine kadar geçecek sürede deprem, sel, su baskını, yangın v.s.. afetlerde meydana gelebilecek riskler için de ali risk yapılmasının yüklenicinin sorumluluğunda olduğu, ve … sigortayı yaptırmak zorunda olduğunu, yine madde 77 de … sigortayı genel şartnamenin 9. Maddesinde belirtildiği şekilde yaptırmak zorunda olduğunun bağıtlandığı, bu kapsamda yükleniciye herhangi bir bedelin ödenmeyeceğinin bağıtlandığını, yine bu konuda sözleşme madde 18 de işyerinin sigortalanmasının yükleniciye ait olduğunu, müvekkili idareye karşı açılan sigorta rücu davalarında %20 kusurun yüklenicide ( sigortacı uhdesinde ) olduğunun ve yüklenicinin sorumluluğu olduğunun kararlarına varıldığını, yüklenicinin derenin menbaa sında başlaması (yanlış olarak) mansaptan başlamasının gerektiğini, cadde üzerinde koruma duvarını yıkması, köprü önüne moloz atarak derenin tıkanmasına sebebiyet vermesi, ilk yapılması gerek imalatlar olan köprülerin yapılmasının ihmal etmesi, yüklenicinin ehli fen oması kuralına aykırı hareket ettiğinin kanıtı olduğunu ve bunun kendi sorumluluğu olduğunu, işin yapımı esnasında dere ve köprü önlerine moloz koyması, kendi kamyonlarının geçişi için dereye moloz dolgu ve geçici künk koyduğu ve bunun yöredeki şahitler ve beyanlarında sabit olduğunu, geçici geçişlerdeki büzlerin yetersiz kesitte olduğunu, sonuç olarak özensiz davranması kendi ihmali ve kusuru sayıldığını, yüklenicinin fen ve sanat kurallarına uygun davranmadığım, doğru iş yapmanın yapı denetim görevlisi sorumluluğu olduğu kadar yüklenicinin de sorumluluğu olduğunu, davacının sözleşme ile yüklendiği sorumluluklarına aykırı hareket ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, bu dosyaya emsal mahiyette olan ve uyuşmazlığın temelini oluşturan İstanbul 25. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/428 Esas- 2014/114 Karar sayılı kararını bozan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2015/5200 Esas- 2016/459 Karar sayılı ilamı sonrasında verilen 2017/503 Esas- 2018/793 Karar sayılı kararı ve bu kararı onayan Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 2018/5412 Esas 2019/861 Karar sayımı ilamı göz önünde bulundurulduğunda, davaya konu taşkın nedeniyle oluşan zararlardan davacı yüklenicinin %100 kusurlu olduğu, bu nedenle ödediği bedelden talep edebileceği bir meblağ olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, dava dilekçesini ve aşamalardaki beyanlarını tekrar etmiş, müvekkili şirketin fen ve sanat kurallarına uygun imalatlar yaptığını, 31.10.2007 tarihli 10 nolu davacı … onaylı hakediş raporundan da bu durumun anlaşılmakta olduğunu, bu rapora göre işin gerçekleşme oranının %98 olduğunu, davaya konu sel nedeniyle yıkılarak zarara sebebiyet veren köprülerin; yıkılıp yerine kazık kirişli köprüler yapılması işinin davaya konu sözleşme kapsamında olmadığını, buna dair itirazları değerlendirilmeden hatalı ve eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkili şirketin selden önce 25.07.2007 tarihinde ARGE çalışması yaparak davacı İdareye sunmak suretiyle ihbar ve uyarı yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalı İdare’nin buna rağmen bir önlem almadığını, söz konusu sel taşkınının yaşanmasının davalı İdare’den kaynaklı bir hizmet kusuru olduğunu, Bakırköy 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/245 Esas sayılı dosyasından yaptırmış oldukları delil tespiti kapsamında alınan rapordan da yaşanan sel olayında müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığının anlaşılmakta olduğunu, doğal afet bölge olarak ilan edilmiş olay yerinde kusuru ortadan kaldıran mücbir sebep şartlarının oluştuğunu, olaya ilişkin olarak idare ve Üniversiteler tarafından hazırlatılan pek çok raporda müvekkilinin kusursuz bulunduğunu, yine bu olaya ilişkin görülen diğer davalarla ilgili verilen mahkeme kararları, bunların dayanağı bilirkişi raporları ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 26.10.2009 tarihli kararı ile de bu durumun kesinleşmiş olduğunu, İstanbul 7.İdare Mahkemesinin 2008/847 Esas sayılı dosyasında da davalı …’nin “hizmet kusuru” nedeniyle sorumlu bulunduğunu, yine İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin 2008/859 Esas – 2008/539 Karar sayılı kararında da davalı İdare’nin sorumlu bulunduğunu ve bu kararın onanarak kesinleştiğini, meydana gelen zararla müvekkilinin eylemi arasında uygun bir illiyet bağı da bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Dava, davacı yüklenicinin, davalı iş sahibinden ihale ile edimini üstlendiği “dere ıslahı” işi içinde bulunan … meydana gelen sel taşkını nedeniyle çeşitli mahkemelerde açılan davalar sonucu verilen kararlara dayalı olarak başlatılan İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas nolu dosyasında toplam 243.129.50 TL ödeme yapılmak zorunda kalındığı, ancak sel taşkınında davacının kusursuz olduğu, tüm kusurun davalı İdare’de olduğu iddiasıyla, söz konusu ödemenin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.Davalı vekili cevabında, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre, yaşanan sel taşkınındaki kusurun davacıda olduğu belirtilerek, davanın reddi istenmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 14.09.2006 tarihli …’nin E-5 ile Marmara Denizi arasındaki (yaklaşık 2200 metrelik kısmın) dere ıslahı, atıksu ve yağmur suyu kanal inşaatı ve bunlara ait bağlantılar, bacalar ve yol üstü yapısı işleri nedeniyle çevre düzenleme işlerine ilişkin eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Davaya konu İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinde dava dışı alacaklı … A.Ş. tarafından, Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/621 Esas – 2012/231 Karar sayılı ve bu kararın Yargıtayca bozulması sonrasında verilen Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/7 Esas – 2014/53 Karar sayılı kararlarına konu yargılama giderleri ve işlemiş faiz alacaklarının davacı şirketten ve sigortacısı olan şirketinden tahsilinin talep edildiği, söz konusu kararda davaya konu sel taşkınının meydana gelmesinde ve bundan dava dışı üçüncü kişinin zarar görmesinden davacı … İnşaat şirketinin %100 kusurlu bulunduğu, dosyamız davalısı …’nin o davanın tarafları arasında yer alamadığı, söz konusu takip kapsamında davacı şirket tarafından toplam 243.129,56 TL ödeme yapılmış olduğu görülmüştür. Eser sözleşmelerinde kural olarak yüklenici işinin ehli ve basiretli bir iş adamı olarak yükümlendiği imalâtı fen ve sanat kurallarına, sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek zorundadır. Bu sorumluluğu işin uzmanı sayılan yüklenicinin özen borcunun sonucudur. Yüklenici işi yaparken iş sahibi ve üçüncü şahıslara verdiği zarardan sorumludur. İşin devamı sırasında iş sahibinin verdiği malzemenin veya gösterdiği arsanın kusurlu olması durumunda imalâtın noktası noktasına muntazaman icrasını tehlikeye koyacak bir durumun ortaya çıkması halinde yüklenici bundan iş sahibini haberdar etmediği takdirde sonucuna katlanmakla mükelleftir.Davacı vekili tarafından sunulan aynı olay nedeniyle açılan başka davalarda alınan bilirkişi raporlarında deredeki taşkının ve bunun meydana getirdiği zarar oluşumunun menfez, köprü ve üst geçitlerin projeyi yapan ve işin kontrollüğünü üstlenen iş sahibi …’nin sorumluluğunda olduğu, zararın kendi hizmet kusuruna dayalı olarak ödenmesinden davacı yüklenicinin sorumlu olmayacağı görüşüne yer verilmiştir.Oysa, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin eklerine ilişkin 9. maddesinde, bu eklerin sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğu, idareyi ve yükleniciyi bağlayacağı kabul edilmiş; YİGŞ., İdari Şartname vb. ekler sayılmıştır. Sözleşme ekleri 1086 sayılı Yasa’nın 297 ve 6100 sayılı Yasa’nın 193/1. maddesi hükmünce delil sözleşmesi niteliğinde olup taraflarca ileri sürülmesi de mahkemece re’sen incelenmelidir. İdari Şartname’nin 18. maddesinde işin yapılacağı yerin görüldüğü, işin gerçekleştirilebilmesi için yüklenicinin teklifini etkileyebilecek risklerin, olağanüstü durumlar vb. diğer unsurlara ilişkin gerekli her türlü bilginin alındığı kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir. Anılan Şartname’nin 72. maddesinde yüklenicinin all risk sigortası yaptırmak zorunda olduğu, herhangi bir zarar ve ziyan olması durumunda yüklenici tarafından karşılanacağı; Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 9. maddesinde de sözleşme konusu yapım işinin kesin kabul tarihine kadar korunmasından yüklenicin sorumlu olacağı, kesin kabul tarihine kadar geçen süre içinde su baskını vs. gibi risklere karşı sigorta yapmak zorunda olduğu gibi ayrıca işin devamı sırasında çevre halkının zarar görmesi durumunda da 3. kişilere karşı mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorunda olduğu hükümlerine yer verilmiştir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 15. maddesi uyarınca yüklenicinin fen ve sanat kurallarına uygun olarak işi yapmayı, projelerin iş yerinin gereklerine fen ve sanat kurallarına uygun olduğunu kabul ettiği ve böylece işin teknik sorumluluğunu da üstlenmiş bulunduğu, kendisine verilen proje ve şartnamelere, fen ve sanat kurallarına uymadığı hususundaki karşı görüşlerini teslim ediliş tarihinden itibaren 15 gün içinde bir yazı ile bildirmek zorunda olduğu, bu sürenin aşılması halinde yüklenicinin itiraz hakkının kalmayacağı açıklanmıştır.Bu hükümler karşısında, idarenin zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğundan söz edilmesi mümkün değildir. Taşkın nedeniyle meydana gelen zararda yukarıda değinilen maddeler uyarınca iş sahibi idareyi süresinde uyarmayan ve fen ve sanat kurallarına uygun, özen borcu gereği imalâtı gerçekleştirmekle yükümlü olan yüklenicinin bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, zarardan sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin aynı nitelikte ve aynı taraflar arasında görülen davalardaki ilamları (T.27/01/2016, E.2015/2373, K.2016/458; T.27/01/2016, E.2015/2408, K.2016/457; T.27/01/2016, E.2015/5200, K.2016/459) da göz önüne alınarak, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2021 tarih ve 2014/706 Esas, 2021/830 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 27/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.