Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2023/1033 E. 2023/836 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1033
KARAR NO: 2023/836
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2015/10 Esas, 2019/899 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ; müvekkilinin … Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde Fatih İlçesi, … Mah. …, …, … ve … adaları kapsayan yenileme alanının projesinin hazırlanması ve yapımı işinin alt yüklenici olarak üstlendiğini, bu kapsamda kullanılacak ahşap ürünlerin temini için davalı ile 12/06/2013 tarihinde satın alma sözleşmesinin imzalandığını, davalının teslim ettiği ürünlerin bir bölümünün gecikmeli olarak teslim edildiğini ve sözleşmede belirtilen niteliklere uygun olmadığını, üst yüklenici … A.Ş’nin malları kabul etmediğini, başka firmalardan malların temin edilmek zorunda kalındığını, bunun sonucunda maddi zarar uğradıklarını, davalıya sözlü ve yazılı uyarılarda bulunulduğunu, bu hususta davalıya Kadıköy … Noterliği’nin 09/12/2013 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, buna rağmen sonuç alınamadığını, müvekkilinin zararının tespiti için İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/66 D.İş dosyası ile tespit yapıldığını, tespit dosyasından eksik ve ayıplı işe bedellerinin 203.126,00 TL olarak tespit edildiğini, söz konusu ayıplı ve gecikmeli mallar nedeniyle asıl yüklenicinin sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin hak edişlerini alamadığını, asıl yükleniciye karşı da İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/591 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu dosyaya ilişkin olarak müvekkilince İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/90 D.İş dosyası ile tespit yapıldığını, asıl yüklenici tarafından da İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/305 D.İş dosyası ile tespit yaptırıldığını belirterek, şimdilik 203.126,00 TL alacağın 08/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşı davada; Banaz Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı ile 12/06/2013 tarihinde satın alma sözleşmesi imzalandığını ve ticari ilişkinin başladığını, davacı tarafça gönderilen Kadıköy … Noterliği’nin 09/12/2013 tarihli ihtarnamesinde kendilerine gönderilen malzemelerin 1. Sınıf yerine 3. – 4. Sınıf olduğunu iddia ettiğini, davacıya kesilen fatura içeriğinde malın 3. Sınıf olduğunun açıkça yazılı olduğunu, buna rağmen söz konusu faturaya süresinde itiraz edilmediğini, 1. Sınıf ürün teslimi konusunda herhangi bir anlama bulunmadığını, davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, bunun yerine gelen malzemeleri kullanmaya devam ettiğini, müvekkili ile ticari ilişkiye devam ettiğini, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan 105.062,83 TL bakiye alacağını ödemediğini, Banaz Noterliği’nin 09/06/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bu hususun davacıya ihtar edildiğini, Uşak … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile takip açıldığını, takibin itiraz sonucu durduğunu belirterek, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulünü talep etmiştir. Mahkemece; asıl dava yönünden; davacının sözleşme konusu malların geç teslim edildiğine ilişkin olarak; öncelikle davacının, davalının satım konusu malların tesliminden gecikmiş olduğunu ve temerrüde düşürüldüğünü ispatlaması gerektiği, ayrıca davacının temerrüt nedeniyle maddi zarara uğradığını da ispat etmesi gerektiği, taraflar arasında imzalanan 12/06/2013 tarihli sözlemede sözleşme konusu malların hangi tarihte teslim edileceği hususunda kesin veya belirli bir vade kararlaştırılmadığı, bu nedenle davalının sözleşme konusu malları teslimde gecikmesi nedeniyle, davacının davalı tarafı temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürmesi gerektiği, ancak dosya kapsamında mevcut delillere göre davalının malları teslimde geciktiği hususu tespit olunamadığı gibi; geciken malların teslimi hususunda davalıya gönderilen bir ihtarname de bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafın, davalının sözleşme konusu malların geç teslim edildiği iddiasını kanıtlayamadığı, sözleşme konusu malların ayıplı olduğu iddiası yönünden ise; taraflar arasındaki sözleşme, tespit dosyaları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile yapılan teknik inceleme sonucunda; dış ahşap kaplama tahtalarında budaklar bulunduğu, tahta enlerinde çekmeler olduğu, dış cephe ahşap kaplama emprenye renklerinde farklılıklar bulunduğu, kapı ve pencere birleşim yerlerinde açılmalar olduğu, kapı, pencere, söve, pervaz ve kasaların birleşim noktalarının uygun şekilde yapılmadığı, dış cephe kaplama tahtalarında çok sayıda büyük budak bulunduğu, taban ve tavan döşemelerinde kullanılan tahtalarda çekmeler olduğu, bina dış cephesinde fırınlanmamış yaş tahta kullanıldığı, bu nedenle deformasyon meydana geldiği, kapı, pencere imalatlarının fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmadığı, 5 nolu ahşap binada tavan ve zemin döşeme tahtalarının sökülerek yeniden yapılmakta olduğu, bazı tahtaların uç kısımlarında 40-60 cm civarında boy çatlakları mevcut olduğu tespit edildiği ve tespit raporu ile tespit olunan iş bedelleri de kadri maruf bulunduğu, ancak ayıplı olarak tespit edilen işlerin bir kısmının davacının yaptığı imalat işindeki özensiz işçilikten kaynaklandığı belirlenmiş olup, belirlenen tazminattan %20 oranında nefaset indirimi yapılması uygun bulunduğu, her ne kadar davalı tarafça süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı iddiasında bulunulmuş ise de; taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacının tazminat isteminde bulunabilmesi için yasal süresi içerisinde ayıp ihbarının yapılması hususunun zorunlu olmadığı, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ayıp ihbarı yapıldığı hususunun tanık ile ispat olunabileceği, tanık ifadelerinin değerlendirilmesinde de davacı tarafça yasal sürede ayıp ihbarında bulunulduğunun anlaşıldığı, kaldı davacı tarafça Kadıköy … Noterliği’nin 09/12/2013 tarihli ihtarnamesi ile de ayıp ihbarında bulunulduğu anlaşılmakla davalının bu itirazları yerinde görülmediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karşı dava yönünden ise; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, karşı davalının ticari defter ve kayıtlarına göre karşı davacıya 49.048,00 TL bakiye borcunun bulunduğunun tespit edildiği, karşı davacının ticari defter ve kayıtlarına göre karşı davalıdan 105.062,83 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, aradaki farkın karşı davalı tarafından düzenlenen 29/01/2014 tarihli 39.561,68 TL bedelli iade faturasının karşı davacının defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, yukarıda açılanan ve yapılan teknik incelemeye göre karşı davalı tarafından düzenlenen iade faturasının yerinde olduğu, ancak asıl davada talep edilen tazminat alacağı içerisinde iş bu fatura bedelinin de bulunduğu, iş bu fatura bedelinin cari hesap alacağından düşülmesi halinde karşı davalının sebepsiz zenginleşeceği, bu nedenle karşı davacının 105.062,83 TL tutarındaki cari hesap alacağının tamamını talep edebileceği, karşı davacı tarafından gönderilen Banaz Noterliği’nin 09/06/2014 tarihli ihtarnamesi ile karşı davalının temerrüde düşürüldüğü, ihtarname ile karşı davalıya ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün süre verildiği, ihtarnamenin karşı davalıya 16/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, tanınan 7 günlük sürenin 23/06/2014 tarihi itibari ile dolduğu ve karşı davalının iş bu tarih itibari ile temerrüde düşürüldüğü, tarafların tacir olduğu dikkate alınarak; 105.062,83 TL cari hesap alacağının 23/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile karşı davalıdan tahsili ile karşı davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür. Davacı karşı davalı vekili istinafında; davacı dava dışı iş veren( yüklenici ) ile kentsel dönüşüm kapsamında binaların yeniden yapılandırma işlerini ahşap yönden üstlenmiş olduğunu, kendisinin alt yüklenici olarak ahşap ürünlerin temini için davalı ile tedarikçi sıfatı ile satınalma sözleşmesi imzalanmış olduğunu, 09.12.2013 tarihli olarak da ek sözleşme yapıldığını, davalı tarafından gönderilen malzemelerin ayıplı olduğu ve üst yüklenici tarafından kabul edilmeyerek iade edildiği, başka firmalara malzeme tedarik edildiği, üst yüklenici tarafından hak edişlerin ödenmediği ve sözleşmenin feshediliği üst yükleniciye karşı da dava açıldığı, ilk kötü malzeme gönderildiğinde protesto çekildiğini, 09.12.2013 tarihli sonrasında hatalı ürün gönderilmeyeceğine dair ek sözleşme yapıldığını buna rağmen ürünlerin yine sözleşmeye uygun olmadığı ve dava sürecinin başladığını, asıl yüklenici eksik ve ayıplı malzeme kullanıldığı ve gecikme olduğu sebebi ile dava açtığını davanın derdest olduğu, davacının delil tespiti yaptırdığı ve ayıplı ürünlerin uygun hale getirilme bedelinin 203.126.00 TL olarak tespit edildiğini, bilirkişiler ilk raporunda davacının yapmış olduğu inşaat işindeki ayıpların davalıdan alınan ürünlerden kaynaklandığı tespiti yapılmış, ek raporda davacını kendi yaptığı işinde özensiz davrandığı bu sebeple inşaattaki yapıların %20 si oranında davalıdan aldığı ürünlerdeki ayıplardan kaynaklandığı %20 oranında indirim yapılmasının uygun olacağı belirtilmelerine rağmen bilirkişilerin % 20 indirim yapması usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmadığını, davalının ürünlerinin ayıplı olduğu e mail ve yazı yolu ile hemen davalıya bildirildiğini, bilirkişilerin davacının işi özensiz yaptığı yolundaki iddiaları hiçbir veriye dayanmadığını, somut delil olmadığını, bu konuda, üst yüklenici tarafından açılan davada davacının asıl işle ilgili işçilik hatası olduğu ile ilgili bir tespit olmadığını, kararın kaldırılarak bilirkişi tarafından kadri mauruf bulunan 201.655 TL üzerinden karar verilmesi talep edildiği , karşı dava yönünden; davalı karşı davasında bakiye iş bedelini talep etmiş, takip başlatmış ve itirazın iptalini talep etmekte, bilirkişi tarafından ayıp sebebiyle davacının fatura kesmesi haklı bulunduğu taktirde kestiği fatura bedeli kadar 56.012 TL , davalının alacağından indirim yapılması gerektiği belirtildiği halde mahkemece gerekçe gösterilmeden bu indirimin yapılmadığı, iade fatura bedelinin alacaktan düşülmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle bozulması gerektiğini, öncelikle karşı davanın reddini deftere göre alacak tespiti yeterli görülürse iade faturasının düşülmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı istinafında; usulünce ayıp ihbarında bulunulmadığını, malları teslim aldıklarını ve kullandıklarını, davacı şirket malların geç teslim edildiğini mahkeme kararına göre de ispat edemediğini bu durumda malları teslim aldığını, mahkeme ayıp ihbarının tanıkla ispatını yeterli görmüş ise de ticaret kanunu hükümlerine göre ayıp ihbarının noter kanalı ile yapılması gerektiğini, tespit raporunda ki zarar hesabını da kabul etmediklerini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi (yüklenici) davalı yüklenicidir. (alt yüklenici ) Davacı iş sahibi işin ayıplı ve eksik yapıldığını belirterek eksik ayıplı iş bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı ise karşı davasında bakiye iş bedeline yönelik olarak başlattığı takibe yapılan itirazın iptalini istemiş, mahkemece işin ayıplı yapıldığı tespit edilerek %20 oranıda nefaset indirimi yapılarak asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karşı dava yönünden de iki tarafın ticari defter kayıtlarının birbirini teyit etmesi sebebiyle karşı davanın kabulüne karar verildiği kararın taraf vekillerince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece asıl davada davalının işi ayıplı yaptığı hususu tespit edilmiş ise de, bilirkişi raporuna göre bu ayıpların %20 sinde davacının kusurlu olduğu yönündeki belirlemesine göre ayıp bedelinden %20 indirim yapılmış, fakat davacının ayıplardan sorumlu olduğu dosyada ispat edilememiştir. Bu konuda ispat olmamasına rağmen bilirkişinin davacının da ayıplı işlerde kusuru olduğunu kabul ederek, ayıp bedelinden %20 indirim uygulaması hatalı olmuştur. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülerek kararın kaldırılarak indirim oranı uygulanmadan davanın kabulüne dair yeniden hüküm kurmak gerekmiştir. Mahkemece karşı dava yönünden yapılan inceleme tarafların ticari defterlerine göre değerlendirme yapıldığı, karşı davalının defter kaydına göre karşı davacıya 49.048,00 TL borcu bulunduğu, karşı davacının defter kaydına göre de karşı davalıdan 105.062,83 TL alacaklı bulunduğu, aradaki farkın karşı davalı tarafından düzenlenen 29/01/2014 tarihli 39.561,68 TL bedelli iade faturasının karşı davacının defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, bu nedenle tarafların örtüşen ticari defter kayıtlarına göre karar verilmesi usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin karşı dava yönünden istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin asıl dava yönünden istinafında sadece usulünce ayıp ihbarında bulunulmadığını belirtmiştir. Dosyada yapılan incelemede taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin içeriği ve kapsamına göre davalı tarafından üretilen ürünlerin bölüm bölüm teslim edildiği, ayıplı ürünlerin bir kısmının uygulama sırasında bir kısmının uygulandıktan bir süre sonra üst yüklenici tarafından tespit edilerek bildirildiği, ortaya çıkan ayıpların davacı tarafından e-mail, yazı ve noter kanalıyla davalıya bildirildiği görülmektedir. Bu sebeple davalı vekilinin asıl dava yönünden istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin asıl dava yönünden kabulü, karşı dava yönünden reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin asıl dava yönünden reddine, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf talebinin asıl dava yönünden KABULÜNE, karşı dava yönünden REDDİNE, -Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin asıl dava yönünden REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarih ve 2015/10 Esas, 2019/899 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile, 4- 201.655,58 TL nin 08/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya VERİLMESİNE, 5- Karşı davanın KABULÜNE, 6- 105.062,83 TL’nin 23/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN Asıl Dava Yönünden; 1-Alınması gereken 13.775,09-TL nispi karar ve ilam harcından davacı-karşı davalı tarafça peşin olarak yatırılan 3.468,89-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.306,2‬0-TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 3.468,89-TL peşin harç, 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.496,59-TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya VERİLMESİNE, 3-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, 201,50-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.201,50-TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre takdiren 2.185,56-TL’sinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı-karşı davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, 454,00-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.454,00-TL yargılama giderinden davanın kabul/ret oranına göre takdiren 17,76-TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davalı-karşı davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı-karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 32.248,34-TL vekâlet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya VERİLMESİNE, 6-Davalı-karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.470,42-TL vekâlet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Karşı Dava Yönünden; 1-Alınması gereken 7.176,84-TL nispi karar ve ilam harcından davalı-karşı davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.794,21-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.382,84-TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 1.794,21-TL peşin harç, 27,70-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.821,91-TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE, 3-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan 2.000,00-TL bilirkişi ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE,3-Davalı-karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.900,00-TL vekâlet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN Asıl Dava Yönünden; 1-Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 146,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 294,60-TL istinaf yargılama giderinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-Alınması gereken 13.775,09-TL nisbi istinaf karar harcından davalı-karşı davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.756,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.019,09-TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Davalı-karşı davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Karşı Dava Yönünden; 1-Alınması gereken 7.176,84-TL nisbi istinaf karar harcından davacı-karşı davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.795,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.381,84-TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı-karşı davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince asıl ve karşı dava yönünden KESİN olmak 04/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.