Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/96 E. 2023/87 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/96
KARAR NO: 2023/87
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI: 2017/903 Esas, 2019/269 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 31/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 11/12/2015 tarihli “… Projesi Alüminyum Doğrama İşleri” ile ilgili sözleşmenin akdedildiği, bu sözleşmede müvekkilinin yüklenici, davalının ise işveren konumunda olduğu, sözleşmenin 2. maddesinde, işverenin talebiyle yapılacak olan imalatın malzeme artı işçilik dahil yapılması olarak belirlendiğini ve sözleşmenin 3.1.1.sayılı maddesinde de sözleşmeye esas proje ve eklerinin neler olduğunun açıklandığını, 3.10.1.maddesinde de işin 31/07/2016 tarihine kadar tamamlanacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin imzalandığı tarih dikkate alındığında işin 7,5 aylık sürede bitirilmesinin öngörüldüğünü, davalı tarafından imalatların yapılacağı yerlerin teslimlerinin süresinde yapılmadığını, ayrıca projeye ek olarak bir kısım ilave işlerin yapılması istenildiği gibi projede de bazı değişiklikler yapıldığını, havalandırma menfezlerinin değiştirildiğini, 15 adet EPDM fiks mebran silikonu yapıldığını, bazı kısımları konfor cam uygulandığını, 136 adet jaluzi perde için projedeki motor yerine farklı motor uygulaması yapıldığını, cephe içi kapı ve cephe üstü kompozit malzemesi yapılması belirlenmişken kompak lamine uygulaması gerçekleştirildiğini, ayrıca davalı tarafından sipariş onayı verilen 26 adet alüminyum doğrama işinin son anda proje değişikliği ile iptal edildiğini, bu nedenli bu doğramaların montajının yapılamadığını, tüm bunların ek iş olarak ve proje değişikliği sonucu yapıldığını ve maliyet artışına neden olduğunu, ayrıca işin gecikmeli olarak teslim edilebildiğini, ilave iş makinası kiralanmak zorunda kaldığı gibi fazla işçi çalıştırıldığını, bunlarda ek maliyet getirdiğini, davalıların bir kısım ödeme yapsa da halen bakiye alacaklarını ödemediğini, bakiye 122.471,53 USD alacağın tüm ihtar ve taleplere rağmen ödenmemesi nedeniyle tahsiline teminen İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı dosyasıyla davalıya karşı takip yapıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında 11/12/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, işin bedelinin KDV hariç 1.250.000,00 USD olarak belirlendiğini, davacının projedeki hatalı uygulamaları ve müvekkilinden kaynaklanmayan sebeplerle sözleşmedeki bedelde farklılık meydana geldiğini, müvekkilinin bir kısım söz konusu imalatlarla ilgili bir kısım bedeli kabul ettiğini, davacının 31/07/2017 tarihinde hazırladığı hakediş tutaranın 1.298.322,97 USD olarak belirttiğini, müvekkilinin bu bedeli kabul etmeyerek hak ediş tutarının 1.215.250,61 USD olduğunu belirterek ve kompozit yerine kompak laminat uygulama fiyat farkı olarak belirtilen 5.328,00 USD, işveren tarafından iptal edildiği bildirilen 26 adet alüminyum doğramaya ait tutar olarak belirtilen 23.096,42 USD ve mobilizasyon masraflar olarak açıklanan 52.500,00 USD’yi kabul etmediğini, bu hususun davacıya bildirilmesine rağmen 352.021,10 USD tutarındaki 15/08/2017 tarihli faturanın düzenlenerek müvekkiline gönderildiğini, müvekkilince 17/08/2017 tarihli ihtarla davacıya iade edildiğini ve kesin hakediş bedeli 1.215.250,66 USD olup, bakiye tutarın 215.250,61 USD ve KDV’si olduğunun belirtilip faturanın bu miktarlara göre düzenlenerek gönderilmesi halinde kurumlar stopajı sonrası kalan 27.532.20 USD’nin ödeneceğinin ifade edildiğini, ancak davacının 122.471,53, USD tutarında alacak isteminde bulunduğunu belirterek haksız davanın reddiyle alacağın %230’si oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmeye göre yer teslimini yapmak davalı işverenin sorumluluğunda olduğundan ve işin bitim tarihi olan 31/07/2016 tarihinden yaklaşık bir hafta öncesinde dahi bir kısım blokların yer tesliminin ancak yapılabildiği anlaşıldığından gecikmenin davalı işverenden kaynaklandığının kabul edildiği, taraflarca sözleşmenin akdedilmesi ve imalata başlanılmasından sonra imalatlarla ilgili bir kısım değişikliklerin yapıldığı ve bunların havalandırma menfezleri, EPDM Fiks Mebran Silikon, konfor cam, jaluzi perde motor farkı, kompozit yerine kompakt laminat ve sosyal tesis doğrama işlerine ilişkin ilave imalatlar olduğu, davalının, ilave işlerden havalandırma menfez farkı, konfor cam farkı, jaluzi motor farkı, EPDM Fiks Mebran Silikon farkı ve Sosyal Tesis doğrama işine ilişkin imalatları kabul ettiği, bunun dışında davalı tarafından kabul edilmeyen ve davacının hakedişten çıkarması talep edilen ilave imalatların; cephe içi kapı, kapı üstü kompozit yerine kompakt laminat uygulama farkı, davalı tarafından iptal edilen 26 adet alüminyum doğramaya ilişkin tutar ve mobilizasyon masraflarına ilişkin olduğu, ayrıca davalı işveren tarafından giydirme cephe ve giydirme cephe camı tutarının düzeltilerek toplam 1.215.250,61 USD olarak kabul edildiği, yapılan keşfe dayalı olarak alınan bilirkişi raporu, sözleşme eki olan teklif ve keşif özeti ile cephe görselleri ve dosyaya ibraz edilen yazışmalara göre, 5.328.24 USD kompakt laminat fiyat farkının kadri maruf olduğu ve bu ek işe ilişkin bedelin davacı tarafından istenebileceği, proje ve keşif özetinde birim fiyat ve ölçüleri açıkça belirlenip, imar planında yapılan değişiklikten sonra uygulanacağı kararlaştırılan ancak proje değişikliğinin gerçekleşmemesi nedeniyle mevcutta takılamayan ve belirli ölçülere göre ve nitelikte üretilmesi nedeniyle başka yerde kullanılması mümkün bulunmayan 26 adet pencere doğramasına ilişkin toplam 36.150,10 USD keşif tutarının; aksesuar, bağlantı elemanları, fitiller, doğrama camları, membran, imalat, nakliye ve montaj ücretleri hariç tutularak ve %10 oranındaki hurda bedelleri de tenzil edilmek suretiyle kalan 20.786,78 USD’lik kısmının davacı tarafından istenebileceği, davalının yer teslimlerini çok geç yapması nedeniyle imalatta gecikme yaşandığı ve bu gecikmenin davalının sorumluluğunda bulunduğu, sözleşme ekinde yer alan 08/12/2015 tarihli belgeye göre, teklif kapsamında olmayan veya sözleşme dışı işler bakımından işin durdurulması halinde mobilizasyon giderlerinin davalı iş sahibi tarafından karşılanması gerektiği, ancak somut olayda, davalı işverenden kaynaklanan gecikme nedeniyle davacının imalatları tamamlama süresinin aşıldığı tespit edilse de, devam eden süreçte yer teslimlerinin geç yapıldığı tarihte veya hemen sonrasında gecikme nedeniyle zarara uğranıldığı, bundan kaynaklanan masrafların talep edileceği yönünde davacı tarafından davalıya gönderilen bir ihtarın veya ihtirazi kaydın bulunmadığı, dolayısıyla bu durumun davacı tarafından benimsendiğinin kabulü gerektiği, sözleşmede de böyle bir durumda mobilizasyon masraflarının davalıdan istenebileceğine ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, gecikmenin işin durdurulması olgusu ile aynı kapsamda değerlendirilemeyeceği,bu nedenle bilirkişi raporundaki bu kalem bakımından belirtilen aksi görüşe itibar edilmediği, davacının 52.500,00 USD tutarındaki mobilizasyon masrafını davalıdan talep edemeyeceği, davacı tarafın mobilizasyon masraflarını davalıdan isteyemeyeceği sonucuna varıldığından dolayı bilirkişi raporundaki hesaplama dikkate alınarak 52.500,00 USD mobilizasyon masrafının tenzili ile bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemi kullanılarak KDV dahil sözleşme bedelinin 1.467.345,72 USD olarak bulunduğu, bu bedelden davalı tarafından yapılan 1.400.000,00 USD’nin düşümü sonucu kalan miktarın 67.345,72 USD olduğu, ayrıca KDV hariç sözleşme bedeli olan 1.243.513,33 USD’den, 1.000.000,00 USD’nin tenzili ve bulunan miktarın %0,03’ü olan 7.305,39 USD stopaj kesintisinin de tenzili ile davacının bakiye alacağının 60.040,33 USD olduğu sonucuna ulaşıldığı, her ne kadar davacı taraf icra inkar tazminatı isteminde bulunmuş ise de, davacı alacağının likit olmayıp yapılan yargılama sonucu tespit edildiği, reddedilen kısım bakımından da likit bir alacak olmadığı gibi davacının reddedilen kısım yönünden icra takibi yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğunun davalı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra dairesinin … E sayılı dosyasındaki itirazının 60.040,33 USD için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, bu alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesindeki döviz faizinin uygulanmasına ve bu şekilde oluşan toplam miktarın fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının tahsilini teminen takibin devamına, fazla istemin reddine, davacının istediği %20 icra inkar tazminat talebinin de reddine, reddedilen kısım üzerinden davalı tarafından istenilen icra inkar tazminat talebinin de reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, mahkemenin “davalının … mobilizasyon masrafını davalıdan talep etmesinin mümkün görülmediğine” dair gerekçesinin ve mobilizasyon masrafı olarak talep edilen 52.500,00-USD yönünden davanın kısmen reddine karar vermesinin yerinde olmadığını, müvekkili şirketin ödemenin büyük ölçüde yapılması sonrasında iş programını buna göre yaptığını, üretim sırasında ihtiyaç duyacağı malzeme ve ürünlerle ilgili bağlantı sözleşmelerini ve ödemelerini yaparak hem kendisinin hem de davalı yanın değişebilecek fiyatlardan etkilenmemesini sağladığını, müvekkili şirket tarafından sözleşme kapsamında üstlenilen işlerin bedeli belirlenirken, üstlenilen işin süresi, kullanılacak malzemelerin peşin olarak alınması, çalışan sayısı ve diğer projeler için ayrılacak süre gibi tüm unsurların değerlendirildiğini ve üretimin toptan yapılması ve montaj kapasitesi gibi hususlarda dikkate alınarak fiyatlandırma yapıldığını, yani işin toptan yapılacağı kabul olunarak hesaplama ve planlama yapıldığını, oysa davalı şirketin sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri tam olarak yerine getirmediğini ve işin süresinin uzamasına, üretimlerin toptan değil parça başı şekilde yapılmasına sebebiyet verdiğini, davalı yanın hem iş programına uymayarak yer teslimlerini geciktirmesi hem de projede yapılan muhtelif değişiklikler nedeni ile müvekkili şirket tarafından üretimi yapılan doğrama vb. imalatlarda da değişiklikler yapılması gerektiğini ve bu durumun müvekkili şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, dosyada mevcut yazışmaların içeriği ile sabit olduğu ve EK 1 ve 2’de sunulan e-mail içeriğinden de görüleceği üzere yer teslimlerinde yaşanan gecikmeler ve diğer hususlarla ilgili olarak davalı yan çalışanlarına sürekli olarak bilgi verildiğini, sözleşmeye konu işlerin yapılabilmesi için yer teslimlerinin süresinde yapılmaması ve projede yapılan değişiklikler nedeni ile müvekkili şirketin “mobilizasyon masrafları” olarak nitelenen zararlarının toplamının yaklaşık olarak 105.000,00-USD olduğunu, ancak müvekkili şirketin bu tutarın sadece yarısını davalı yandan talep ettiğini, yer teslimlerinin geç yapılması nedeni ile müvekkili şirketin hem söz konusu yerde bulundurmak zorunda olduğu çalışanları için ücret, prim vs. giderleri yapmak zorunda kaldığını hem de başka projeler için kullanabileceği zaman ve personeli davalı yanın projesinde tutmak zorunda kaldığını, EK 3’de sunulan SGK kapanış ve PEK tutarlarına ilişkin listeden de müşahede olunacağı üzere 31.05.2017 tarihi itibariyle alt yüklenici dosyasının kapatılması nedeniyle davalıya ait ana dosya üzerinden görevlendirme ile çalışmanın devam ettiğini ve bunun da uğranılan zararın artmasına sebebiyet verdiğini, bu tutarların da mobilizasyon giderleri içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, Mahkemece işin durdurulması ile yer tesliminin geç yapılmasının aynı kapsamda değerlendirilemeyeceği belirtilmiş ise de esasen fiili neticeleri itibariyle ikisi arasında bir fark bulunmadığını, Mahkemece hesaplamalarda da hatalar yapıldığını, Mahkemece dışlanan 52.500,00-USD ve bu tutarın KDV’si olan 9.450,00-USD’nin hükme esas alınan bilirkişi raporunda gösterilen 1.296.033,33-USD’nin içerisine dahil olduğunu, dolayısıyla hükümde bu tutarın da gösterilmesi ve (itirazları saklı kalmak üzere) reddedilen miktardan bu tutarın düşülmesi gerektiğini, 7.305,39-USD stopaj bedelinin tenzili yönündeki hesaplamanın da hatalı olduğunu, stopaj tutarının müvekkilinin hak edişinden tenzil edilmesi değil, bu tutarın davalı tarafından ilgili vergi dairesine ödenmesi gerektiğinin hüküm altına alınması gerektiğini, yapılan hesap hatası nedeni ile yargılama giderleri ve karşı vekalet ücreti tutarlarının da hatalı hale geldiğini, davalı yanın beyanları ile de sabit olduğu üzere davalı yan müvekkili şirkete borçlu olduğunu kabul etmekte olduğundan ve ihtarnamesinde faturanın 215.528,20-USD +KDV olarak düzenlenmesini talep ettiğinden, hükme esas alınan raporun 20. Sayfasında yer alan “cari hesap ekstresi” de dikkate alındığında net 61.988,74-USD üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, zira bu tutarın taraflar arasında ihtilaf bulunan değil, davalı yanca düzenlenmesi talep edilen faturanın bakiyesi niteliğinde olan tutar olduğunu belirterek, kararın kısmen redde ilişkin kısım yönünden kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Dava taraflar arasındaki 11/12/2015 tarihli “… Projesi Alüminyum Doğrama İşlerine” ilişkin sözleşme kapsamındaki işlerin, davalı iş sahibi tarafından yer teslimlerinin süresinde yapılmaması ve ilave işlerin yapılmasının istenmesi nedeniyle uzadığı, ayrıca ilave işlerin maliyet artışına da neden olduğu uzayan süre nedeniyle mobilizasyon masrafı olarak ek maliyetler oluştuğu, davalının bunlara ilişkin bir kısım ödeme yapmakla birlikte bakiye 122.471,53 USD iş bedelini ödemediği iddiasıyla, bu meblağın davalıdan tahsiline ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Davalı vekili, davacının projedeki hatalı uygulamaları ve müvekkilinden kaynaklanmayan sebeplerle sözleşme bedelinde farklılık meydana geldiğini, müvekkilinin bu imalatlarla ilgili bir kısım bedelleri kabul ettiğini ancak kompozit yerine kompakt laminant uygulama fiyat farkına ilişkin 5.328,00 USD’yi, 26 adet aliminyum doğramaya ilişkin 23.096,42 USD’yi ve mobilizasyon masrafına ilişkin 52.500,00 USD’yi kabul etmediğini, davacının toplam hakediş bedelinin 1.215.250,66 USD olup bakiye tutarın 215.250,61 USD + KDV’si olduğunu, buna göre fatura düzenlenmesi halinde, kurumlar stopajı sonrası kalan 27.532,00 USD’nin davacıya ödeneceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Taraflar arasında İstanbul ili, Sarıyer ilçesi, … Mah. … Projesinin “Alüminyum doğrama, cephe, korkuluk, dış panjur ve cam işlerinin” yapımı ile ilgili 11/12/2015 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme ekinde yer alan ve sözleşmenin ayrılmaz eki olduğu kabul edilen adet, miktar, birim fiyatlarının belirtildiği keşif listesinde toplam 1.251.304,30 USD keşif özeti yer almaktadır. Sözleşmeye göre, iş tutarı KDV hariç 1.250.000,00 USD olup, işin süresi ise yer teslimi ve tüm alanlarda bitmiş bir metre kodları, proje onayının müştereken onaylandığı tarih ile başlayıp 31/07/2016 tarihinde tamamlanacak, işverenden kaynaklanan gecikmeler ile yer tesliminde yaşanacak gecikmeler işin süresine eklenecektir. Sözleşme ekinde yer alan 08/12/2015 tarihli belgede, teklif kapsamında olmayan ve işveren tarafından karşılanması gereken işler ve masraflar açıkça belirtilmiş olup, bu hallerden biri de “işin durdurulması halinde mobilizasyon masraflarının karşılanmasıdır.” Dosyaya ibraz edilen iş ve yer teslim tutanaklarına göre, davacıya yer teslimleri işin bitim tarihi olan 31/07/2016 tarihine yakın tarihler olan 25/07/2016 (… Blok) ve 27/07/2016 (…, … ve … Bloklar) tarihlerinde yapılmıştır. 10/07/2017 tarihli geçici kabul tutanağında işin tam ve eksiksiz olduğu belirtilmiş ve taraflarca imzalanmıştır. Tarafların ticari defter ve kayıtları, ödemeler bazında birbirini teyit emekte olup, davalı tarafından davacıya toplam 1.400.000,00 USD ödeme yapıldığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Tarafların defter kayıtları arasındaki ihtilaf, davacı tarafından düzenlenen 15/08/2017 tarihli KDV dahil 352.021,10 USD tutarlı faturadan kaynaklanmakta olup, davalı tarafından bu fatura kabul edilmemiş, ihtarname ile iade edilmiştir. Davalı tarafça, faturanın 215.528,20 USD + KDV olarak düzenlenmesi gerektiği savunulmakta olup, anılan fatura dışında taraf defterlerindeki kayıtlar arasında bir fark bulunmamaktadır. Mahkemece alınan 03/09/2018 ve 24/12/2018 tarihli bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında, 08/12/2015 tarihli ve taraflarca imzalanan belgede, işin durdurulması halinde mobilizasyon masraflarının işveren tarafından karşılanacağının belirtildiği ve iş durdurulmamış olsa dahi, yer tesliminin davalı tarafından geç yapıldığı, bu nedenle davacının işi geç tamamladığı, dolayısıyla bu gecikmenin de “iş durdurulması” olarak değerlendirilebileceği ve bu kapsamda davacı tarafından 7 aylık gecikme süresi için yapılan mobilazasyon masraflarının davalı tarafından karşılanması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporları doğrultusunda, yukarıda özetlenen gerekçelerle, davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibinden talep edilen ve davalının karşı çıktığı 3 kalemden; kompakt laminat fiyat farkına ilişkin 5.328.24 USD ile 26 adet alimünyum pencere doğramasına ilişkin 20.786,78 USD’lik kısmın davalıdan talep edilebileceği, mobilizasyon masraflarına ilişkin 52.500,00 USD’nin ise davalıdan talep edilemeyeceği kanaatine varılarak, bu doğrultuda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davanın kısmen kabulüne karar verilen 2 kalem bakımından yapılan bir istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Davalı tarafça istinafa gelinmemiş olup, davacı vekilinin istinafı ise sadece reddedilen “mobilizasyon masraflarına ilişkin 52.500,00 USD’ye” ilişkindir. Buna göre dosya kapsamı değerlendirildiğinde, mahkemece “sözleşme ekinde yer alan 08/12/2015 tarihli belgeye göre, teklif kapsamında olmayan veya sözleşme dışı işler bakımından işin durdurulması halinde mobilizasyon giderlerinin davalı iş sahibi tarafından karşılanması gerektiği, somut olayda, davalı işverenden kaynaklanan gecikme nedeniyle davacının imalatları tamamlama süresinin aşıldığı tespit edilse de bundan kaynaklanan masrafların talep edileceği yönünde davacı tarafından davalıya gönderilen bir ihtarın veya ihtirazi kaydın bulunmadığı, dolayısıyla bu durumun davacı tarafından benimsendiğinin kabulü gerektiği, sözleşmede de böyle bir durumda mobilizasyon masraflarının davalıdan istenebileceğine ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, gecikmenin işin durdurulması olgusu ile aynı kapsamda değerlendirilemeyeceği” gerekçesiyle bu talep yerinde görülmemiş ise de, sözleşme ekinde yer alan 08/12/2015 tarihli belgede yer alan söz konusu düzenlemenin davacı yüklenicinin geç yer teslimi nedeniyle davalı iş sahibinden tazminat talep etmesine engel teşkil etmeyeceği, böyle bir zararın talep edilmesi için işin devamı sırasında yüklenici tarafından iş sahibine bir ihtar gönderilme zorunluluğu bulunmadığı, böyle bir ihtar bulunmamasının iş sahibinin bu gecikme bakımından ibra edilmiş olduğu şeklinde yorumlanamayacağı, buna göre mahkemece, davacının bu talep kalemine ilişkin olarak sunmuş olduğu tüm deliller usulünce değerlendirilmek ve bu hususta, söz konusu mobilizasyon masraflarının ayrıntıları dikkate alınmak suretiyle, sözleşmeye konu işin niteliği, kapsamı, davacının bu kapsamda çalıştırdığı işçi sayısı vs. hususlar göz önünde bulundurularak, davacının davalıdan kaynaklı gecikme süresi nedeniyle talep edebileceği mobilizasyon masrafı miktarlarının ayrıntılı ve denetime elverişli bir şekilde açıklandığı bir ek rapor alınmak suretiyle neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeyle bu talep kalemi yönünden yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazları bu aşamada ayrıca incelenmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 28/03/2019 tarih, 2017/903 Esas, 2019/269 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.