Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/94 E. 2022/463 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/94
KARAR NO: 2022/463
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2017/476 Esas, 2019/578 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 28/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında başlatılan işlemiş faizi ile beraber 4.394,25 USD + 2.880,90 TL (harç, masraf ve vekalet ücreti hariç) tutarındaki icra takibine, borçlunun 1.178,40 USD asıl alacak, 178,61 USD faiz ve 166,90 TL faiz alacağı bakımından itiraz ettiğini, müvekkili şirketin her tür proses makineleri ve her ebatta depolama tanklarının imalat ve montajını yaptığını, bu iştigal konusuna giren işlerin müvekkili şirkete yaptırılması sonucu aralarında ticari ilişki gerçekleştiğini ve bu ilişki sonucunda takibe konu olan 1.178,40 USD borcun davalı şirket tarafından ödenmediğini belirterek, davalının itirazının 1.178,40 USD yönünden iptali ile takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, kötü niyetli davalı/borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında, 07/06/2016 tarih ve 07.08.2016 tarihli teklif formlarında belirtilen özelliklerde, l adet 27 m2 paslanmaz solvent depolama tankı, 1 adet 51 m2 karbon çelik depolama tankı, 1 adet 5.600 LT yağ rezerv tankı ve 2 adet karbon çelik mentholün yapımı, tankların montajı, tesisatı ve borulamalarının yapımı hususlarında davacı şirket ile anlaşmaya varıldığını, ancak davacı şirketin tahhüt ettiği işi eksik ve geç yaptığını, tankların ana malzeme boruları ile reaktör girişi arasındaki bağlantı borularını yapmadığını, kimyasal hammadde tanklarının mukavemeti geliştirme çalışmalarını yapmadığını, etil estat borularının düzeltilmediğini, silo pompa bağlantılarını yapmadığını, sipariş içinde yer alan 50 adet menhol saplamasını teslim etmediğini ve davacı tarafa bildirilen diğer eksik işlerin tamamlanmadığını, bu eksik işlerin 3. şirket olan … Tic. Ltd. Şti.ye yaptırılmak zorunda kalındığını ve bu nedenle müvekkilinin … Ltd. Sti’ye toplam 4.365,98-TL’lik malzeme vermek zorunda kaldığını, müvekkilinin yaptığı bu ödeme nedeniyle 1.178,40 USD alacak bakımından takibe kısmen itiraz ettiğini ve kalan takip kısmını ödediğini, davacı takip öncesinde müvekkilini temerrüde düşürmediği için takip öncesi faiz talebine itiraz edildiğini belirterek, davacı şirketin ayıplı ve eksik ifası nedeniyle müvekkili şirketin 3. Kişiye ödemek zorunda kaldığı bedel ile eksik ve ayıplı işler nedeniyle uğranılan her türlü zarar nedeniyle davacıya karşı dava açma hakları saklı kalmak üzere, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı alacaklının haksız ve kötü niyetli başlattığı icra takibi nedeniyle itiraz edilen asıl alacağın %20 ‘sinden az olmamak kaydıyla davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 17.04.2017 tarihli icra takip tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 8.297,72 TL alacaklı olduğu, 28.04.2017 tarihinde davalı şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına 15.456,49 TL ödemesi ile davacı şirketin davalı şirkete (15.456,59 TL- 8.297,72 TL=) 7.158,77 TL borçlu hale geldiği, ancak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibin 10.09 2016 tarihli 4.215,64 USD cari hesap ve 2.714,00-TL cari hesap alacakları üzerinden başlatıldığı ve davalı şirketin icra dosyasına itiraz dilekçesinde 2.714,00-TL cari hesap alacağına itiraz etmediği, 4 215,64 USD asıl alacağın ise eksik işler nedeniyle 3. tarafa ödediği belirtilen 1.178,40 USD’lik kısmına itiraz ettiği, oysa davalı şirketin defter kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirketten 05.09.2016 tarihinde (104.507,55 TL-99.271,00 TL-) 5.236,55 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin defter kayıtları ile davalı şirketin icra dosyasında kabul ettiği borç tutarları arasındaki çelişkinin faturaların USD olarak düzenlenmesi ancak ticari defterlere TL üzerinden kaydedilmesi yasal zorunluluğundan kaynaklandığı, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, iş bu davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının talep gibi 1.178,40- USD üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara 3091 SY nin 4/a Md uyarınca USD faizi uygulanmasına, % 20 icra inkar tazminatı 864.-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Davalı vekili istinafında, davacı tarafın Mahkemece verilen kesin süreler içerisinde ticari defter ve belgelerini ibraz etmemiş olması ve davalı defterlerinin usulüne uygun olması ve sahibi lehine delil teşkil etmesine rağmen davalı defterlerinin kararda dikkate alınmamasının, davacı defterlerine göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının davasını ispat edemediğini, davacı tarafından 22.1.2019 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, davacı şirkete ait defter ve belgelerin “inceleme günü mali müşavirin yolda yaşadığı bir mücbir sebep nedeniyle saatinde hazır edilemediğinin” belirtildiğini, ancak davacı tarafın, inceleme gününde herhangi bir mazeret sunmadığını, süresi içinde yerinde inceleme talep etmediğini, mücbir sebebe ilişkin bir belge vs. sunmadığını, mücbir sebebin ne olduğunu dahi belirtmediğini, Mahkemece 01.03.2019 tarihli ara karar ile “tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmasına” karar verilmesine, davacının ticari defter ve belgeleri incelenmek sureti ile ek rapor alınması yönünde bir karar verilmemesine rağmen bilirkişi tarafından mahkeme kararına aykırı olarak davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapıldığını ve bu suretle ek rapor düzenlendiğini, dosyaya sunulan 22.1.2019 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde davacının bu aşamadan sonra defter ibraz etmesine muvafakatları bulunmadığı açıkça belirtilmiş olmasına rağmen bilirkişi ek raporunda ve mahkemece yapılan inceleme ve değerlendirmede bu beyan ve itirazlarının hiç dikkate alınmadığını, 22.1.2019 tarihli bilirkişi raporundaki, davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve davalı lehine davacı aleyhinde delil teşkil eder nitelikte olduğu tespiti ile davalı defterlerine göre davalının davacıdan 7.158,77-TL alacaklı olduğuna dair tespit göz önüne alındığında davacının haksız davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi ek raporundaki “davacı kayıtlarına göre 10.09.2016 tarihinde davacı şirket davalı şirketten 5.228,54-TL alacaklı durumda olduğu” tespiti karşısında, kabul anlamına gelmemek üzere, davacı ticari defterlerine göre dava konusu icra takibine dayanak yapılan 10.09.2016 tarihli cari hesaba göre takip tarihinden önce davalının davacıya 5.288,54-TL borcu olduğunu, oysa davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde; 4.215,64-USD Asıl alacak ve 2.714,00-TL Asıl Alacak talep edildiğini, müvekkilinin takibe konu edilen 4.215,64-USD alacağın 1.178,40-USD’sine itiraz edip, 2.714,00-TL + (4.215,64-1.178,40 =) 3.037,24-USD asıl alacağı yasal süre içerisinde icra dosyasına ödediğini, bilirkişi ek raporunda, her iki tarafın kendi ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 4.215,64-USD üzerinden takip yapılmasını kabul ettiği belirtilmiş ise de davalı tarafın bu yönde bir kabulü bulunmadığını, davacı tarafın faturaya dayalı değil cari hesap alacağına dayalı olarak takip başlattığını, davalının hiçbir beyanında davacının 4.215,64-USD alacak talebini kabul etmediğini, bilirkişi ek raporundaki bu değerlendirmenin hatalı olduğunu, davacının davalı şirketten 1.178,40-USD alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, dosyada davacının davalıdan alacaklı olduğuna dair hiçbir kayıt ve belge bulunmadığını, 17.5.2019 tarihli ek raporun 4. Sayfasında; “….Geçici kabul ve kesin kabul belgeleri sunulmadığından ve ayrıca dosyaya ibraz edilen bir kısım fatura ve sevk irsaliyesi okunaklı olmadığından işin kesin teslim tarihinin bilinmesi ve tespitinin mümkün olmadığı…” belirtilmiş ise de, raporun devamında 8. Sayfada, davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği faturaların ayrıntısı ile yazıldığını, bu iki değerlendirmenin birbiri ile çelişkili olduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemek üzere, faturaların her iki taraf defterlerine aynı TL tutarlarından kaydedildiği ve tarafların defterlerine göre davacının takip tarihinde davalıdan 5.228,54-TL alacaklı olduğu belirtilmesine rağmen, davalının icra dosyasına yaptığı ödeme de dikkate alındığında ek raporda sonuç olarak “davacının talep ettiği ve davalının itiraz ettiği USD cinsinden alacak (1.178,40-USD) bakımından icra takibinin devamının gerekeceği“ yönündeki tespit ve değerlendirmenin rapor içeriği ile çelişkili olduğunu, cevap dilekçelerinde hem davacının alacak iddiasının dayanağı olan işin ayıplı teslim edildiğinin, hem de eksik teslim edildiğinin iddia edildiğini, davacının, alacağın dayanağı olarak belirtilen işi eksiksiz olarak davalı şirkete teslim ettiğini ve alacak iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğunu, bilirkişi ek raporunda “taraflarca imza altına alınmış Geçici Kabul, Kesin kabul işlemi yapıldığını gösterir belge ile yapılacak işlere ait imzalat resimleri, teknik resimler, detaylı malzeme listeleri ile teslimat sonrası durumu gösterir tespit rapor, bilirkişi raporu, noter tespiti, fotoğraflar vs. bulunmadığı” belirtilmiş olmasına rağmen “davacının davalıdan alacaklı olduğunu ve takibin devamının gerekeceği” yönündeki tespitin neye göre yapıldığının anlaşılamadığını, ayrıca bilirkişi ek raporunda, alacak iddiasında bulunan davacının alacak iddiasının dayanağını ve eksiksiz teslimi tereddütsüz ve kesin olarak ispat edemediği dikkate alınmadan, davalı tarafın eksik işleri ve ayıp iddiasını ispat edemediğinin belirtilmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu hususta tanık ve keşif deliline başvurmuş olmalarına rağmen mahkemece bu yöndeki delilleri toplanmadan eksik inceleme sonucu karar verildiğini, davacının alacak talebi likit olmayıp yargılamayı gerektirecek nitelikte olmasına ve dosyada “davalının sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğuna” dair hiçbir delil bulunmamasına rağmen davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararının davalı lehine kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Dava, taraflar arasındaki sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında, davacı tarafından davalıya yapılan depolama tankları, yağ rezerv tankı ve karbon çelik mentholün yapımı ile tankların montajı, tesisatı ve borulamalarının yapımına ilişkin bakiye 4.215,64 USD ve 2.714,00 TL asıl alacaklar ile 178,61 USD ve 166,90 TL işlemiş faizler toplamı 4.394,25 USD ve 2.880,90 TL’nin davalıdan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine 1.178,40 USD asıl alacak ile her iki asıl alacak bakımından talep edilen işlemiş faiz meblağlarının tamamı bakımından yapılan kısmi itirazın sadece 1.178,40 USD asıl alacak itirazı bakımından kısmen iptali talebine ilişkindir. Davalı tarafça, davacı şirketin işi eksik ve geç yaptığı, bu eksikliklerin dava dışı bir şirkete yaptırıldığı, bu nedenle 1.178,40 USD alacak bakımından takibe kısmen itiraz edildiği belirtilmiştir. Dosya kapsamı, tarafların ticari defter kayıtları ile sunulan irsaliye ve faturalara göre, taraflar arasında, davacı tarafından gönderilen teklif formalarına davalı tarafça onay verilmesi şeklinde yürüyen, davacı tarafından davalıya depolama tankları, yağ rezerv tankı ve karbon çelik mentholün yapımı ile tankların montajı, tesisatı ve borulamalarının yapımına ilişkin bir eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, davacı tarafından bu sözleşme ilişkisi kapsamında l adet 27 m2 paslanmaz solvent depolama tankı, 1 adet 51 m2 karbon çelik depolama tankı, 1 adet 5.600 LT yağ rezerv tankı ve 2 adet karbon çelik mentholün yapımı, tankların montajı, tesisatı ve borulamalarının yapılması işlerine ilişkin olarak teklif formalarına uygun olarak düzenlenen 09.08.2016 tarihli – … nolu – KDV dahil 30.680,00 USD (91.730,13 TL) bedelli, 19.08.2016 tarihli – … nolu – KDV dahil 3.422,00 USD (10.063,41 TL) bedelli, 05.09.2016 tarihli – … nolu – KDV dahil 2.714,00 TL bedelli faturaların davalı defterlerine kaydedilmiş oldukları, bunlara ilişkin irsaliyelerin de dosyaya sunuldukları, davalı tarafından da bu faturalara bir itirazda bulunulmadığı, davaya konu takibe dayanak cari hesap tarihi olan 10.09.2016 tarihine kadar bunların karşılığında davalı tarafından davacıya 14.06.2016 tarihinde 10.000,00 USD (29.219,00 TL) ve 24.08.2016 tarihinde çek ile 70.000,00 TL ödemelerde bulunulduğu, söz konusu fatura bedellerinden ödeme miktarları düşüldüğünde her iki tarafın ticari defter kayıtlarına göre de davacının davalıdan 5.288,54 TL alacaklı göründüğü, buna göre davaya konu fatura bedelleri ve ödemeler bakımından taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, Davalının takibe itirazının ve davadaki savunmasının “davacının tankların ana malzeme boruları ile reaktör girişi arasındaki bağlantı borularını yapmadığı, kimyasal hammadde tanklarının mukavemeti geliştirme çalışmalarını yapmadığı, etil estat borularının düzeltilmediği, silo pompa bağlantılarını yapmadığı, sipariş içinde yer alan 50 adet menhol saplamasını teslim etmediği ve davacı tarafa bildirilen diğer eksik işleri tamamlanmadığı, bunların dava dışı 3. kişilere yaptırıldığı, bu nedenle itiraz edilen miktar bakımından davacının bir alacak iddiasında bulunamayacağı” hususuna ilişkin olduğu, mahkemece Finans Uzmanı ve Makina Mühendisi Öğretim Üyesinden alınan 22.01.2019 tarihli kök bilirkişi heyeti raporunun 10. Sayfasında yapılan değerlendirmeye göre, davalı tarafın ileri sürülen eksik işlerden “50 adet menhol saplaması” haricindekilerin davacı şirketin tekliflerinde yer almadığı, bunların davacının taahhüdü altında olduğuna dair bir bulguya rastlanmadığı, bu nedenle bunlar bakımından davalının defterlerine kaydedilen fatura bedellerinden bir mahsuba gidilemeyeceği,”50 adet menhol saplamasının” ise davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan ve davalı tarafça kaşelenip imzalanan 07.06.2016 tarihli teklif formunda el yazısı ile eklenmek suretiyle mevcut olduğu, davalı tarafça cevap dilekçesinde bu husus bakımından da eksik iş savunmasında bulunulduğu halde, davacı tarafça sunulan cevaba cevap dilekçesinde diğer eksik iş savunmalarına itirazda bulunulurken bu eksik işe ilişkin bir itirazda bulunulmadığı, kök bilirkişi heyeti raporunda bunlardan yola çıkılarak bu hususun davacının taahhüdü altında olduğunun belirtilmesine rağmen davacı vekilince sunulan rapora itiraz dilekçesinde bu yönden özel bir itirazda bulunulmadığı, buna göre “50 adet menhol saplamasının da” 07.06.2016 tarihli teklif kapsamında yapılıp teslim edilmesi gereken işlerin bir parçası olarak kabul edilmesi gerektiği, davacı tarafça gerek cevaba cevap dilekçesinde, gerekse (bu hususta teslimin ispatının davacı tarafça yapılması gerektiğine dair görüş içeren) kök bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde söz konusu menhollerin teslimini ispat edecek bir belgenin sunulmadığı gibi bu yönde açık bir teslim iddiasında da bulunulmadığı, aksine davalının iddia ettiği diğer eksikliklerin esasında teklif formalarında yer almadığının savunulmasıyla yetinildiği, 07.06.2016 tarihli teklif formunda yer alan 27 m3 paslanmaz solvent depolama tankı ve 51 m3 karbon çelik depolama tankına ilişkin 09.08.2016 tarihli – … nolu – KDV dahil 30.680,00 USD (91.730,13 TL) bedelli fatura ve dayanağı irsaliyesinde de menhollerin teslimine dair bir kayıt yer almadığı, buna göre davacı tarafça 07.06.2016 tarihli teklif formu ve buna ilişkin 09.08.2016 tarihli fatura bedeline dahil olan “50 adet menhol saplamasının” davalıya teslim edildiği ispatlanamadığından söz konusu teklif formu ve faturanın toplam bedeli olan (26.000,00 USD + KDV =) 30.680,00 USD’den “50 adet menhol saplamasına” ne kadarlık bedelin isabet ettiği fiziki oran yöntemine göre bilirkişi heyetine belirlettirilerek, belirlenecek bu miktarın davalı tarafça itiraz edilen 1.178,40 USD asıl alacak miktarından fazla çıkıp çıkmaması durumuna göre işbu itirazın iptali davasına konu asıl alacak talebinin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, bu yönde bir hesaplama yaptırılmadan karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, kök bilirkişi heyeti raporunun 10. Sayfasında da (4-b.ii.) bu yönde görüşte bulunulduğu halde söz konusu hesaplamanın ne kök raporda ne de ek raporda yapılmamış olduğu,Ayrıca, kök ve ek bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere, gerek davacı tarafça takipte talep edilen takip tarihi itibariyle bakiye asıl alacak miktarlarının, gerekse davalı tarafça (sadece 1.178,40 USD asıl alacak kısmına itiraz edilmek suretiyle) kabul edilmiş olan takip tarihi itibariyle bakiye borç miktarlarının kendi defter kayıtları ile örtüşmemesinin, icra takibinde USD üzerinden talep edilen cari hesap alacağına ilişkin faturaların ve ödemelerin mevzuat gereği ticari defterlere TL cinsinden kaydedilmelerinden ve ödemelerin ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden dikkate alınmasından kaynaklandığı anlaşılmasına, davaya konu faturaların üzerinde “TL cinsinden çek veya nakit ile tahsilat durumunda fiili ödeme tarihini izleyen iş gününe iat TCMB döviz satış kurunun hesaplamada dikkate alınacağı” yazılmasına rağmen, kök ve ek raporlarda bu hususlar dikkate alınarak her bir ödemenin yapıldığı tarih itibariyle döviz cinsinden bakiye borcun ne kadar kaldığına ve buna göre takip tarihi itibariyle davacının döviz ve TL cinsinden bakiye alacağının bulunup bulunmadığına dair ayrıntılı ve karşılaştırılmalı bir tablonun düzenlenmemiş olmasının da bir eksiklik olduğu,Ayrıca, kök raporun 5. Sayfasında davalı defterlerinin incelenmesine dair tabloda, takip tarihi sonrasına, dava tarihi öncesine ilişkin olarak davalı defterlerine kaydedilmiş bulunan 3.061,17 TL’lik hizmet faturasına, 15.456,49 TL’lik ödeme kaydına yer verilmiş ve bu kayıtlar sonrasında davalının davacıdan 8.297,72 TL alacaklı hale geldiği belirtilmiş ise de, ek raporda her iki tarafın defterlerinin de sadece takip tarihine kadarki kısımların değerlendirildiği, oysaki davalı tarafın kök rapordaki bu tespite dayalı olarak borçlu olmadığı yönünde itirazda bulunduğu, mahkemece alınacak ek raporda, davacı tarafın takip tarihi sonrasına ilişkin defter kayıtları da incelenmek suretiyle bu hususun da açıklığa kavuşturulması, söz konusu fatura ve ödeme kayıtlarının davaya konu uyuşmazlığa ilişkin olup olmadığının belirlenmesi, eğer öyle ise görülmekte olan itirazın iptali davasına etkisinin de değerlendirilmesi gerektiği,Mahkemece tüm bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 18/06/2019 tarih, 2017/476 Esas, 2019/578 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.