Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/90 E. 2022/355 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/90
KARAR NO: 2022/355
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2019
NUMARASI: 2018/91 Esas, 2019/666 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve davalı arısında … Mah. … Cad. … Sok. No:… D:… Beşiktaş adresinde tadilat yapılmasına dair 28/11/2017 tarihinde sözleşme yapıldığını, sözleşme bedelinin 24.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin davalıya 3 adet senet verdiğini, bu senetlerin 04/12/2017 vadeli 6.000,00 TL , 15/12/2017 vadeli 9.600,00 TL, 25/12/2017 vadeli 8.400,00 TL olmak üzere toplam 24.000,00 TL bedelli olduğunu, 05/12/2017 tarihinde … tarafından … Bankası’ndan 6.000,00TL’nin davalı hesabına havale yoluyla ödendiğini, dekont açıklamasında … tarafından yapılan ödeme yazıldığını, 20/12/2017 tarihinde nakten 8.000,00TL’nin davalıya ödendiğini, makbuzda çatı katı tadilatı yazıldığını, 28/12/2017 tarihinde … tarafından … Bankası’ndan 5.000,00 TL’nin davalı hesabına havale yoluyla ödendiğini, dekont açıklamasında … Apt. … restorasyon olduğunun yazıldığını, davalıya sözleşme ve senet borçlarına karşılık toplamda 19.000,00 TL ödendiğini, ilk iki senet borcunun tamamen ödendiğini, son senetten ise 5.000,00 TL borcunun kaldığını, davalının kötü niyetli olduğunu ve senetleri iade etmediğini, senetlerle ilgili icra takibi başlattığını, belirterek takip konusu senetlerden dolayı ödeme miktarı kadar borçlu olmadığının tespitine, kabul edilen miktarının %20 sinden az olmamak kaydıyla belirlenecek kötü niyet tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmış, davalı vekili duruşmalara katılarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davaya konu bonoların kambiyo senedi niteliğinde olduğu, davacının borçlu bulunmadığını yazılı delillerle ispatlaması gerektiği, davacı takip borçlusunun davaya konu borcun dayanağı olan 28/11/2017 tarihli sözleşmeyi sunduğu, sözleşmenin incelenmesinde 8. Madde de toplam iş bedelinin 24.000,00TL + KDV olduğu, ödeme planının 6.000,00 TL, 9.600,00-TL ve 8.400,00-TL olarak belirlendiği, davaya konu bonoların bedellerinin 6.000,00-TL, 9.600,00-TL ve 8.400,00-TL olduğu, bu ödeme planının davaya konu bono bedelleri ve düzenlenme tarihleri ile bire bir uyuştuğu, davacı vekilinin davalının imzasının bulunduğu, 20/12/2017 tarihli 8.000,00-TL bedelli ödemeye ilişkin yazılı belgeyi sunduğu, … Bankasından gelen yazı cevabından, … tarafından davalı … hesabına 05/12/2017 tarihinde “… tarafından yapılan ödeme” açıklaması ile 6.000,00-TL ödeme yapıldığı, … Bankasından gelen yazı cevabında ise, … tarafından 28/12/2017 tarihinde davalı … hesabına “… Apt. … Resterasyon” açıklamasıyla 5.000,00 TL ödeme yapıldığı, mahkemece davalı asile isticvap davetiyesi çıkartıldığı, davalı asilin yapıldığı iddia olunan ödemeleri kabul ettiği, ancak senetlerin sözleşme dışı yapılan ekstre işlere ilişkin olduğunu beyan ettiği, davacının dekontlar ve imzalı belgeler ile ödemeyi ispatladığı, kaldı ki davalının isticvabında ödemeleri kabul ettiği, bu hususta ihtilaf kalmadığı, dava konusu bonoların taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki ödeme planı ile miktar, adet ve tarih olarak bire bir uyumlu olduğu, bonoların bu sözleşmeye dayanak düzenlendiğinin sabit olduğu, davalının her ne kadar ek işlere ilişkin senetleri aldığını iddia etmiş ise de, bonoların düzenlenme tarihlerinin sözleşme tarihi olan 28/11/2017 olduğu, ek işlerin sözleşmenin başlamasıyla ortaya çıkamayacağı, ek iş kavramının işin yapılmasına başlandıktan sonra veya işin bitiminde ortaya çıkabileceği, o halde ek iş için sözleşme tarihinde yani işin başında bono düzenlenemeyeceği, talimatı verilmemiş işin bedelinin belli olamayacağı kanaatiyle, davacının davaya konu bonoların 19.000,00-TL kısmını ödediği, bu miktarda borçlu olmadığı, bonoların lehtarı davalının ödemenin yapılmasına rağmen takip başlatmış olması nedeniyle kötü niyet tazminatının kabulü gerektiği gerekçesi ile; Davanın KABULÜ ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasındaki bonolar nedeniyle davacının davalıya 19.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine; Davalının kötü niyet tazminatının yerinde olduğunun tespiti ile; davaya konu alacağın %20’i kötü niyet tazminatı olan 3.800,00-TL ‘nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş karara karşı, davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile davaya konu 3 adet senedin bedelinin ödenmediğini, bu sebeple İstanbul … İcra dairesi … esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, senetlerin sebepten mücerret olduğunu, yapılan ödemelerde senet ile ilgili açıklama bulunmadığını, icra takibine konu senetlerin vadesi gelmeden, sözleşme kurulduktan hemen sonra ekstra işler belirlendiğini, dolayısıyla ödenmesi gereken miktarın arttığını, davacı tarafın borca, imzaya, ekstra işlere itiraz etmediğini ve ekstra işlere ilişkin tutarları ve söz konusu işlerin yapıldığını da kabul ettiğini, ekstra işler ile ilgili ödemelere ilişkin karşılıklı teyitleşmeler ve whatsapp konuşmaları bulunduğunu, bu sebeple davalı müvekkilinin başlattığı icra takibinin kötü niyetli olmadığını, ayrıca yapılan ek işlerin miktarının belirlenmesi için alınması gereken bilirkişi raporunun alınmadığını, aynı zamanda ödenen miktarlar ile senet miktarlarının uyuşmadığını, yapılan ödemelerin ekstra işlere ait olduğunun senet tutarları ile uyuşmamasından anlaşıldığını, miktarların uyuşmaması ve yapılan ödemelerin açıklamalarında senetler ile ilgili bir ibare olmaması nedeniyle senetlere dair bir ödemenin bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, taraflar arasında yapılan eser sözleşmesi kapsamında verildiği belirtilen takibe konu bonolardan dolayı ödeme miktarınca borçlu olmadığının tespiti istemeni ilişkin olup davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir, Davacı, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında ödeme için bono düzenlendiğini, bono bedellerinin bir kısmının ödendiğini, davalının bedeli ödenen bonoları iade etmediğini, tüm bonoları takibe koyduğunu belirterek ödeme miktarınca borçlu olmadığının tespitini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı her ne kadar davaya konu bonoların taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında verilmediğini savunmuş ise de sözleşme tarihi ile bonoların tanzim tarihlerinin ve sözleşmede öngörülen ödeme planı ile bono bedellerinin ve ödeme tarihlerinin uyuşması karşısında bu savunması yerinde değildir. Takip konusu bonoların sözleşme kapsamında ödeme için verildiği sabittir. Davalı yapılan ödemelerin bonolara kaşı yapılmadığını, sözleşme harici yapılan ekstra işlere ilişkin olduğunu savunmuş ise de sözleşme dışı yapılan işlere ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunmamıştır. Davalının istinaf aşamasında sunduğu ve sözleşme dışı işlere ve ödemelerin sözleşme dışı işlere ilişkin olarak yapıldığının ispatı olduğunu ileri sürdüğü whatsapp yazışması olduğunu belirttiği bir kısım fotokopi belgeler HMK’nın 357/1 maddesi kapsamında değerlendirmeye alınmamıştır.Buna göre, taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi yapıldığı, sözleşme kapsamında yapılacak işler ve bedelinin kararlaştırıldığı, ödeme planı yapıldığı, her ne kadar sözleşmede ve bonolarda davaya konu bonoların sözleşme kapsamında verildiği yazılı değilse de bonoların gerek tanzim tarihlerinin, gerekse miktar ve ödeme tarihlerinin sözleşmede kararlaştırılan ödeme planına uygun olması karşısında bonoların sözleşme kapsamında verildiği, davacı iş sahibi tarafından yapılan kısmi ödemelerde ödemelerin bonolara ilişkin olduğuna dair bir kayıt yer almıyor ise de, davalı yüklenicinin sözleşme harici ekstra işler yapıldığını ve yapılan kısmi ödemenin bu sözleşme dışı işlere ilişkin olduğuna dair dosya içine her hangi bir belge ve bilgi sunmamış olması karşısında davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 01/07/2019 tarih ve 2018/91 Esas, 2019/666 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.