Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/815 E. 2023/436 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/815
KARAR NO: 2023/436
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2020/306 Esas, 2020/656 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;; müvekkili ile davalı arasında akdedilen “…” konulu 15 Mayıs 2006 tarihli sözleşme ile temel konularda anlaşılan bulgur yemekleri yarışması düzenlenmesi hususunda anlaşıldığını ve yine bu sözleşme kapsamında 26.5.2006 tarihli fatura karşılığı 23.187.TL davalıya ödendiğini, bu sözleşme kapsamında davalının bulgurun faydalarını anlatan ve en az 32 sayfadan oluşan bir kitap hazırlayacağını ve 15.7.2006 tarihine kadar teslim edeceğini, davalının sözleşme şartlarına uygun olarak edimini yerine getirmemesi üzerine ekte sunulan Antalya …Noterliğinin 16.7.2010 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiği ve verilen bedelin iadesinin talep edildiğini, davalının göndermiş olduğu 2.8.2010 tarih ve … sayılı ihtara cevabında, kitabı teslim etmediğini, özet bilgiler iletildiğini, kendisinin yapmış olduğu yayın ve konuşmalar sonrasında bulgur tüketiminin artığını vb. savunmalarda bulunduğunu, bu savunmaların hiç birinin sözleşme hükümleri ile ilgili olmadığını, davalının göndermiş olduğu ihtara cevabında sözleşme hükümlerine uymadığını dolaylı olarak kabul ettiğini, ihtar sonrasında davalı ile yeniden görüşmeler başlamış ve sonrasında yeniden sözlü mutabakat sağlanarak, kitabın düzenlenmesi için yeniden çalışma yapılması kararlaştırılmış ise de bu güne kadar davalıdan sözleşme hükümlerine uygun bir kitap ve çalışma alınamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 23.187,00 TL’ nin ödeme tarihinden başlamak üzere ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karara verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile 15/06/2006 tarihli imzalanan sözleşme gereği müvekkili şirket adına … tarafından bulgurun faydalarını anlatan bir kitap hazırlanması ve bulgur yemek yarşımasının düzenlenmesi hususunda anlaşma sağlandığını, zamanaşamı itirazlarının olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; yapılan yargılama, taraf beyanları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraflar arasında kitap yazımı ve yarışma düzenlenmesi konusunda 15/05/2006 tarihli eser sözleşmesi imza edildiği, davalı tarafça edimin yerine getirilmemesi üzerine yeni bir sözleşme yapıldığı, yapılan bu sözleşmenin 3.1.maddesinde yer alan “… En az 48 sayfadan (A4 ve 11 punto) oluşan bulgur kitabı en geç 15 Nisan 2010 tarihine kadar basıma hazır şekilde getirilecektir” şeklindeki hükmün kesin vade içerdiği, dosya kapsamında sözleşmeye konu kitabın sözleşmeye uygun olarak davacının istediği şekilde hazırlanmadığı ve belirlenen vadeye rağmen zamanında teslim edilmediği, davacının başka bir kişiye hazırlattığı kitabın, davalının delil olarak sunduğu taslakları kullanarak hazırladığı iddiasının ispatlanamadığı, davalı borçlu bakımından borçlu temerrüdünün oluştuğu, davacının 16.07.2010 tarihli temerrüt ihtarı ile sözleşmeden dönmesinin haklı olduğu, buna göre somut olayda davacının kitap yazımı için fatura karşılığı ödediği 23.187,00 TL tutarın iadesini TBK’nın 125/3.maddesi doğrultusunda talep edebileceği, ödenen 23.187,00 TL sözleşme bedelinin ödeme tarihi olan 26/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili gerektiği gerekçesi ile; Davanın kabulü ile davacı tarafından davalıya ödenen 23.187,00 TL sözleşme bedelinin ödeme tarihi olan 26/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı, davalı vekilli istinafa başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; eski Borçlar Kanunu 128 ve yeni Borçlar Kanunu 149. madde gereğince, 15.06.2006 tarihli sözleşmede 15.07.2006 tarihi itibariyle muacceliyet başlamış olup, eski Borçlar Kanunu 126/6 ve yeni Borçlar Kanunu madde 147/6 maddeleri gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, vadeye bağlı alacaklarda zamanaşımının vadeden itibaren başlayacağını, sözleşmeyi fesih bildirimine karşı müvekkili tarafından cevaben Beyoğlu …Noterliği 02.08.2010 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, bu ihtar tarihinden itibaren de 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, davacı tarafça sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılmış bir dava bulunmadığını, öyle olsa bile davacı tarafın bu nedenle alacak hakkının da eski Borçlar Kanunu 66 ve yeni Borçlar Kanunu 82. madde hükümleri gereğince zamanaşımına uğradığını, eski Borçlar Kanunu 81 ve yeni Borçlar Kanunu 97 maddeleri gereğince de davacının kendisine yüklenen edimleri yerine getirmediğinden müvekkilini edimi yerine getirmeye zorlayamayacağından davasında haksız olduğunu, dava dilekçesinde sadece, müvekkili tarafından kesilen fatura bulunduğunu ancak davacının bu fatura bedelini ödediğine dair ödeme dekontu bulunmadığını, yine taraflar arasında imzalanan 15.06.2006 tarihli sözleşmenin 3a maddesi gereğince davacı şirketin bulgur ile ilgili olan tüm arşiv bilgi ve belgelerini müvekkili ile paylaşılmasına ilişkin yükümlülüğün de yerine getirilmediğini, müvekkilinin yaptığı araştırma sonucunda 2. taslağını davacı şirkete gönderdiğini, ancak davacının 2006 yılından sonra hiç bir dönüş yapmadığını, müvekkilinin kitap içeriği konusunda davacı tarafa bir çok kez içerik sunduğunu, kitabın içeriği hakkındaki kararların netleşmesi adına zaman tanıdığını, tüm bu araştırma ve süreç içerisinde davacının, müvekkiline bir yol haritası çıkarmadığını, sunulan taslaklara ilişkin onay vermekten imtina ederek, müvekkilinin kitabı tamamlamasına engel olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, tüm bilgi ve dökümantasyonlarını sunduğunu, ancak davacının bu süreçte kitap içeriği hakkındaki onay aşamasını tamamlanmadığından kitabın basılır hale getirilemediğini, söz konusu kitabın müvekkili tarafından hazır olarak teslim edilmediğine ilişkin itirazın yerinde olmadığını, dosyaya sunulan yazışmalardan da görüleceği üzere, kitap konusunda müvekkilinin çalışmalar yaptığının bu hususta karşılıklı toplantıların yapıldığının ve maille iletişim kurulduğunun açıkça ortada ve karşı tarafın da kabulünde olduğunu, dosyaya sundukları ve 3. Kişi tarafından hazırlanan kitapta müvekkilinin davacı tarafa teslim etmiş olduğu çalışmaların kullanıldığını, taraflarca yapılan sözleşme gereği müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen davacının sözleşmeye uygun davranmadığını, bu nedenle davasının reddi gerektiğini, belirterek istinaf başvurusunda bulunmuş, Dava, kitap yazımı ve yemek yarışması düzenlenmesi konusunda eser sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle, sözleşmeden dönülerek ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Mahkemece davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair verilen 04/02/2020 tarih ve 2015/1172 Esas, 2020/46 Karar sayılı kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 02/06/2020 tarih, 2020/609 Esas, 2020/549 Karar sayılı kararı ile “Mahkemece, sözleşme ve yenilenen sözleşme tarihleri esas alınarak davanın 5 yıllık sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepleri 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu sürenin başlangıcı kural olarak eserin teslim edildiği tarihte başlar. Somut olayda dava edimin ifa edilmediği iddiasına dayalı olarak açıldığına göre işin henüz teslim edilmediği iddia edilmektedir. O halde, mahkemece öncelikle işin teslim edilip edilmediğinin araştırılması gerekir. Yapılacak araştırma sonucunda işin teslim edildiğinin anlaşılması halinde zamanaşımının teslim tarihinden itibaren işletilmesi gerekecektir. İşin teslim edilmediğinin belirlenmesi halinde ise talep yönünden zamanaşımı süresinin başladığından söz edilemeyeceğinden, davanın esasının incelenmesi gerekecektir.” gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş, dosya mahkemenin istinafa konu esasına kaydedilmiştir.Taraflar arasında eser sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede eserin teslim tarihi ve bedelinin kararlaştırıldığı, davacı iş sahibi tarafından bedelin ödendiği, davacının sözleşmeden döndüğü sabittir. Sözleşmeye konu edimin sözleşmede öngörülen şekilde yerine getirilmediği ve teslim bulunmadığı anlaşıldığından, İstanbul BAM 15. HD’nin kaldırma kararında belirtildiği üzere, sözleşme ediminin yerine getirilmemesi halinde zaman aşımı süresi işlemeye başlamayacağından davalının zaman aşımı itirazı ve istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı sözleşme bedelinin ödenmediğini yargılama aşamasında savunma olarak ileri sürmemiştir. Buna göre sözleşme bedelinin davacı tarafça ödendiği davalının da kabulündedir. Davalı sözleşme bedelinin ödendiğine ilişkin dekontun dosyaya sunulmadığı savunmasını ilk defa istinaf dilekçesi ile ileri sürmüştür, HMK’nın 3571/1 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceğinden bu husus inceleme konusu yapılmamıştır. Davalı sözleşme ile kararlaştırılan edimini yerine getirdiğini ispatlayamadığından ve davacı da sözleşmeden döndüğünden, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince taraflar sözleşme ile verdiklerini geri isteyebileceklerinden mahkemece davanın kabulü ile davacı iş sahibi tarafından ödenen avansın iadesine karar verilmesi yerinde olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2020 tarih ve 2020/306 Esas, 2020/656 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.583,90 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 395,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.187,92‬TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.