Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/78 E. 2022/302 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/78
KARAR NO: 2022/302
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2019
NUMARASI: 2015/976 Esas, 2019/268 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … dairelerinin tüm inşaat işlemlerini gerçekleştirmek üzere ana yüklenici olarak davalı … A.Ş. ile Türk Borçlar Kanunu’nun eser sözleşmesi hükümleri kapsamında ihale usulü ile diğer davalı … Ltd. Şti. ile proje hazırlanması konusunda anlaştıklarını, anlaşma sonucu 160 bağımsız bölümün inşaatının ana yüklenici olan … İnşaat tarafından gerçekleştirildiğini, dairelerin bir kısmının inşaat halindeyken satıldığını, kalanının ise tamamlanmasıyla birlikte satıldığını, hali hazırda tüm bağımsız bölümlerin inşaatının sona erdiğini ve … sitesinin yüzde yüz kullanılır hale geldiğini, bağımsız bölümlerin kullanımı esnasında alıcılar, müvekkili şirket ve kiracıları tarafından bir takım gizli ayıpların tespit edildiğini, gizli ayıpların Beşiktaş … Noterliği’nin 18 Şubat 2014 tarih ve … yevmiye numaralı, 28 Şubat 2014 tarih ve … yevmiye numaralı, 28 Nisan 2014 tarih ve … yevmiye numaralı, 13 Ekim 2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davalı … İnşaat’a ihtar edildiğini, belirtilen ihtarnamelerde gizli ayıp tespit edilen bağımsız bölümlerin teker teker sayılmış olup ayıpların giderilmesi hususunun belirtildiğini, … İnşaat’ın ayıpların giderilmesi konusunda hiçbir adım atmaması üzerine İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/45 değişik iş, İstanbul 18. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/49 değişik iş, İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/97 değişik iş ve İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/85 değişik iş sayılı dosyaları ile alınan bilirkişi raporlarıyla mahallinde tespit edildiğini, ayıpların yol açtığı hasarın davalılar tarafından giderilmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından ayıpların dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ne ve … Tic. Ltd. Şti.’ye tespit ettirildiğini ve tespit neticesinde onartıldığını, onarım bedellerinin müvekkili şirkete fatura edildiğini ve müvekkili tarafından bedellerin ödendiğini, TBK 478 nci maddesi uyarınca taraflar arasındaki eser sözleşmesi hükümleri kapsamında …’te meydana gelen gizli ayıpların ve bu ayıplar sebebiyle ortaya çıkan hasarın giderimi açısından sözleşmesel yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmeyen davalıların sorumluluğunun bulunduğundan bahisle bağımsız bölümlerde meydana gelen, tespit edilmiş ayıpların sorumlu tarafının belirlenmesine ve tespit edilemeyen ayıpların tespitine, müvekkili şirket tarafından yapılan onarım bedeli 211.781,00-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak müvekkili şirkete verilmesine, bilirkişi raporu ile ayıpların, ayıplar ve ayıplar neticesinde tespit edilen hasarın sorumlu tespit edilen tarafça giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacı ile aralarında 20/10/2008 tarihinde … Projesi’ne ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşmeye göre projedeki müşavir firmanın dava dışı … Hizmetleri Ltd. Şti. olduğunu, yapılan işlerin davacı ve dava dışı … Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından kontrol edilip herhangi bir kusur ve/veya eksiklik bulunmaması üzerine işin kesin kabulünün 18/01/2013 tarihinde yapıldığını, sözleşmenin 25. Maddesine göre sorumluluklarının bulunmadığını, müvekkili şirkete gönderilen ihtarnamelere Ankara … Noterliği’nin çeşitli tarihli ihtarnameleri ile cevap verdiklerini, söz konusu teknik arıza ve aksaklıkların yapılan değişiklikler ve kullanım hatalarından kaynaklandığını, bu sebeple davacı tarafından yapılan masraflardan sorumlu tutulamayacaklarını, tespit dosyalarındaki bilirkişi raporlarını da kabul etmediklerini, … Projesi’nin mimari projesinin diğer davalı … firmasına ait olduğunu, projeden kaynaklı arıza ve aksaklıklardan sorumlu tutulamayacağını, davacı tarafın henüz meydana gelmeyen hasarların tespitini istemesine de anlam veremediklerinden bahisle işbu davanın önce usulden, olmazsa esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ticaret Anonim Şirketi cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece; davacının iş sahibi olduğu, davalı … Anonim Şirketi’nin ana yüklenici, davalı … Ticaret Anonim Şirketi’nin projesini hazırladığı … Projesi’nin tamamlanıp teslim edildiği, sonrasında binalarda arıza ve aksaklıklar ortaya çıktığı, bu durumun mahallinde yapılan tespitler sonucu alınan bilirkişi raporlarıyla tespit edildiği, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, binalarda meydana gelen arıza ve aksaklıkların bir kısmının hor kullanımdan çoğunluğunun ise işçilik ve malzeme hatalarından kaynaklandığının tespit edildiği, bilirkişilerin bu hataların gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiğini beyan ettikleri, hor kullanmadan kaynaklı hasarın toplam hasarın yüzde 10’una tekabül edeceği bu suretle talep edilebilecek toplam zararın 190.602,90-TL olarak belirlendiği, taşınmazlarda oluşan hasarların işçilik ve malzemeden kaynaklandığı, proje ve detay hatalarının olmadığı, proje ve detaylarda hata olması düşünülse bile sorumluluğun sözleşme gereği ana yüklenicide olacağı göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu taşınmazlarda ana yüklenici davalı … Anonim Şirketi’nin yaptığı işçilik ve malzeme hatalarından dolayı arıza ve aksaklıklar yaşandığı, yapılan hatanın daha sonra ortaya çıkması sebebiyle gizli ayıp kapsamında bulunduğu, davacı tarafça ortaya çıkan arıza ve aksaklıkların dava dışı firmalara fatura karşılığı gidertildiği, davacı tarafça talep edilebilecek miktarın 190.602,90-TL olarak belirlendiği, gizli ayıpların işçilik ve malzeme hatalarından kaynaklığı anlaşıldığından ana yüklenici davalı … Anonim Şirketi’nin sorumlu olduğu, diğer davalı … Ticaret Anonim Şirketi’nin sorumluluğuna gidilecek bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile; Davanın KISMEN KABULÜ ile, 190.602,90 TL’nin davalı … Anonim Şirketinden alınarak davacı tarafa verilmesine, Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE, karar verilmiş karara karşı, davalı … Tic. A.Ş vekili istinafa başvurmuştur. Davalı … A.Ş vekili istinaf dilekçesi ile; başta zamanaşımı talebi olmak üzere ileri sürdükleri birçok taleplerinin mahkemece değerlendirilmediğini, davaya konu … projesinin 150 adet daire ve 10 adet sosyal kullanım alanına sahip son derece detaylı ve kapsamlı bir proje olduğunu, işin mimari projesinin davalı … firması tarafından hazırlandığını, müvekkili ile davacı arasında, söz konusu işin yapımı konusunda, 20.10.2008 tarihinde sözleşme imzalandığı, işin proje denetiminin ise, dava dışı … Ltd Şti tarafından gerçekleştirildiği, müvekkilinin sözleşme uyarınca üzerine düşen tüm sorumluluğu başta sözleşme hükümleri olmak üzere, işin fen ve sanat kaidelerine uygun olarak yerine getirdiğini, imalatların projeye ve sözleşmeye uygunluğunun denetiminin, işin yapımının her aşamasında davacı işveren ile dava dışı … Ltd. Şti tarafından kontrol edildiğini ve işin kesin kabulünün 18.01.2013 tarihinde yapıldığını, davacının herhangi bir “itirazı kaydını” içermeyen kesin kabul tutanağının, davaya konu işin müvekkili tarafından eksiksiz olarak yerine getirilmiş olduğunun ve teslim edildiğinin açık karinesi olduğunu, işin geçici kabulü ve kesin kabul işlemleri arasında imalattan kaynaklı yaşanması muhtemel sorunların giderilmesi amacıyla müvekkilinin teminat sorumluluk süresinin taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 25. Maddesinde ayrıca düzenlendiğini, anılan maddede söz konusu iş için bakım süresinin 18 ay olarak belirlendiğini, teminat süresi içerisinde, mülkiyet sahiplerinin “kullanım hatalarından” kaynaklanan zarar ve ziyanların teminat kapsamında olmadığını, sözleşme açık hükümden de anlaşılacağı üzere, müvekkilinin teminat bakım süresinden kaynaklı sorumluluğunun kesin kabul tutanağının imzalanması ile sona erdiğini, geçici kabul tutanağı ile tespit edilen bir takım eksik imalatlar ve projenin tesliminden sonra kesin kabulünden önce ortaya çıkması muhtemel bir kısım eksiklerin gideriminin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, davaya konu edilen hiçbir talebin kesin kabul tutanağında yer almadığını, hal böyleyken tamamen kullanımdan kaynaklı bir takım sıkıntıların müvekkil firmaya ayıplı ifa adı altında mal edilmeye çalışılmasının hukuken korunamayacağını, davacının gerek dava dilekçesinde ileri sürdüğü, gerekse İstanbul Sulh Hukuk Mahkemeleri aracılığı ile yaptırmış olduğu delil tespit dosyalarında var olduğu iddia edilen teknik arıza ve aksaklıkların çoğunun işin teslimi sırasında kolaylıkla tespit edilebilecek nitelikte olduğunu, davacının işin kesin kabulü aşamasında sıradan bir göz muayenesi ile dahi tespit edebileceği arızaları işin teslimi ve geçici kabul ile kesin kabul arasında geçen 18 aylık teminat süresi içerisinde tespit edememiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hükme dayanak gösterilen 08.11.2018 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamında alınan tek rapor olup hüküm kurmaya elverişli olmadığını, önceki tespit dosyalarında alınan bilirkişi raporlarının özeti niteliğinde olduğunu, yaptıkları itirazların karşılanmadığını, mahkeme tarafından eksik inceleme ile karar verildiğini, konusunda uzman, oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyeti ile taraflar arasında dava konusu uyuşmazlığın, itirazları da değerlendirmek suretiyle, tartışmaya mahal vermeyecek somut gerekçeler ile ortaya konulması gerektiğini, hükme esas alınan raporunun sonuç kısmında davaya konu edilen imalatlar hakkında, söz konusu hasarların % 10‘unun hor kullanımdan, %90’nın ise işçilik ve malzeme hatalarından kaynaklandığı, davacı tarafından dosyaya sunulan faturalar üzerinden yapılan hesaplama ile de müvekkilinin doğan zararın 190.602,90 TL’sinden sorumlu olduğu tespitlerinde bulunulduğunu, bilirkişi raporu ile tespit edilen kusur sorumluluk oranının neye ve hangi kriterlere göre tespit edildiğinin anlaşılamadığını, davacının dahi bazı imalatlarda yaşanan sıkıntılardan doğan kusurun kimden kaynaklandığını tespit edemediklerine ilişkin açık ikrarı karşısında söz konusu kusur dağılımının kabulünün mümkün olmadığını, su tesisatından kaynaklı yaşanan teknik aksaklık ve arızaların imalat ve montajdan kaynaklı olmasının mümkün olmadığını, zira müvekkilinin, projeye uygun olarak imalatını, yine davacının uygun gördüğü malzemeler ile ifa ettiğini, su tesisatı imalatlarının mutlak suretle teste tabi olup, denemeden ve sızdırmazlık testlerinden geçmeden işin kabulünün yapılmasının mümkün olmadığını, söz konusu tüm testlerin yapıldığını ve işin teslim edildiğini, konuya ilişkin ayıplı ifanın davaya konu edilen işin projesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunun bilirkişi raporunda ve yerel mahkeme kararında irdelenmediğini, davaya konu edilen projenin müellifi diğer davalı … Ltd Şti firmasının da sorumluluk sınırlarının belirlenmesi suretiyle hüküm kurulması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, 20/10/2008 sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde (6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı) düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacı iş sahibi, davalılar ise yüklenicidir, Taraflar arasında 20/10/2008 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmede yapılacak işlerin belirlendiği, sözleşme ve ekinde bulunan belgelerde yapılacak imalatın, geçici ve kesin kabulü ve taraf sorumluluklarının ayrıntılı olarak düzenlendiği, işin geçici ve kesin kabulünün yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı … Tic A.Ş. Vekili tarafından süresinde zaman aşımı itirazında bulunulmuş olmasına rağmen, mahkemece bu husus değerlendirilmemiş, zaman aşımı itirazı konusunda her hangi bir karar verilmemiştir. Öncelikle davalının zaman aşımı itirazı konusunda değerledirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. Yine mahkemece davalı … A.Ş. Hakkında gerekçede değerlendirme yapılmış ise de hüküm kısmında bu davalı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu davalı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de hatalı olmuştur. Davacı iş sahibi, dava ile ayıplı işler bedelini talep etmiştir. Gerek delil tespiti dosyalarında alınan bilirkişi raporlarında gerekse hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda, tespit edilen bir kısım ayıpların açık ayıp olduğu belirtilmesine rağmen, tespit edilen ayıplardan hangilerinin açık ayıp olduğu, hangilerinin gizli ayıp olduğu, hangilerinin kullanımdan kaynaklandığı belirtilmeden, gerekçesi açıklanmadan tespit edilen ayıpların %10’luk kısmının kullanımdan kaynaklandığı belirtilerek davacı iş sahibinin sunduğu ve bilirkişilerce tespit edilen ayıpların giderilmesi için yapıldığı belirtilen faturalar bedeli üzerinden bu oranda indirim yapılarak hüküm kurulmuştur.Mahkemece mahallinde keşif yapılmak suretiyle, dosya içerisinde bulunan davacı tarafça sunulan tespit davalarında alınan bilirkişi raporları da esas alınarak bilirkişi raporu alınmış ve bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş ise de, bilirkişi raporuna karşı davalı tarafça itiraz edildiği halde ek rapor alınmadığı gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda da tespit edilen ayıpların açık veya gizli ayıp olduğu ayrımı yapılmadan sadece kullanımdan kaynaklı nefaset indirimi yapılarak ve ayıpların giderimi konusunda her hangi bir gerekçe belirtilmeden davacının sunduğu faturalar üzerinden hesaplama yapılması ve buna göre karar verilmesi eksik incelemeye dayalı ve hatalı olmuştur.Mahkemece yapılacak iş, dosyaya rapor sunan bilirkişi heyeti ile veya konusunda uzman yeni bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyeti ile gerekmesi halinde mahallinde keşif de yapılmak suretiyle, tespit dosyalarında alınan bilirkişi raporları, taraflar arasında imzalanan sözleşme, denetim firmasının raporu, geçici ve kesin kabul tutanakları, önceki bilirkişi raporu ve rapora itiraz da değerlendirilmek suretiyle, tespit dosyalarında tespiti yapılan ayıplardan hangilerinin kullanımdan kaynaklandığı, hangilerinin açık, hangilerinin gizli ayıp olduğu kesin olarak tespit edildikten sonra, nefaset indirimi gerektirenler hariç diğer ayıpların kalem kalem belirlenerek, teslim tarihindeki (geçici kabul tarihi) piyasa rayiçlerine göre ayıpların giderim bedelinin tespit edilerek ayrıca istinafa başvuran davalının, diğer davalıya yönelik istinaf sebeplerinin de değerlendirilmesi suretiyle ek rapor veya rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, öncelikle bu davalının zaman aşımı itirazı konusunda bir karar verilerek, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde diğer davalı hakkında da hüküm fıkrası oluşturularak bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2019 tarih, 2015/976 Esas, 2019/268 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.