Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/728 E. 2023/49 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/728
KARAR NO: 2023/49
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/09/2020
NUMARASI: 2014/723 Esas, 2020/368 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında “… marka … Model Bunkerli Beton santralinin davalı firma tarafından kendi belirtmiş olduğu proje kapsamında üretilmesi, kurulması ve faal hale getirilmesi” hususunda 2012 yılında bir eser sözleşmesi kurulduğunu, ancak davalı tarafından santralin kurulmadığını ve bedeli ödenen ürünler yerine fiyat farkı bulunan daha düşük kalitede ürünler gönderildiğini, müvekkilinin büyük bedeller ödeyerek başka firmalara beton santrali kurdurduğunu, davalının gönderdiği ürünlerle de … modeli yerine bir alt model olan … olarak adlandırılan ürünlerin kullanılmak zorunda kaldığını, satılan ürünle müvekkiline gönderilen ürün arasında fark olması sebebiyle yine büyük meblağlar ödenerek proje ve altyapının davalı tarafça gönderilen daha düşük kapasiteli santrale uygun hale getirildiğini, bu nedenle müvekkilinin yeterli verim alamadığını, daha az üretim yaptığını ve maddi zarara uğradığını belirterek, müvekkili tarafından uğranılan zararların karşılığında şimdilik 50.000,00 TL’nin sözleşme tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin 24/04/2012 tarihinde … Bunkerli tip beton santralini leasing yoluyla davacıya sattığını ve müvekkili şirketin Ankara’daki fabrikasında davacıya teslim ettiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacının müvekkili şirket tarafından sağlanan projeye uygun olarak saha betonlarının dökümünü yapıp, su elektrik bağlantılarını kurması, montaj için gerekli mobil vinç, düz işçi ve sair gerekli malzemeleri sağlaması sonrasında müvekkili tarafından beton santrali montajına başlanacağını, beton santralinin kurulması ve sağlıklı çalışması için gerekli alt yapının sağlanmasına yönelik projenin davalı şirket tarafından 18/05/2012 tarihinde e-mail yoluyla davacıya gönderildiğini, davacının 29/05/2012 tarihli yazıyla gerekli hazırlıklarını tamamladığını bildirdiği, bunun üzerine 01/06/2012 tarihinde müvekkili şirketin montaj elemanlarının Van’daki şantiyeye gönderdiğini, ancak montaj elemanlarının davacının şantiye sahasının projede belirtildiği gibi hazırlanmadığını, bu durumda montaj yapılmasının mümkün olmadığını görerek durumu davacının şantiyesi yetkilisi … ( … ) ismiyle kendisini tanıtan şahsa bildirdiklerini, bunun üzerine şantiye yetkilisi tarafından montaj elemanlarına ve davalı şirket yetkililerine küfür ve tehditlerde bulunulduğunu, sözleşme gereği karşılamaları gereken konaklama giderlerinin de karşılanmayacağının beyan edildiğini, bu nedenle montaj elemanlarının Van’dan ayrılmak zorunda kaldıklarını, bundan sonra yeniden davacı tarafça montaj talep edildiğinde 04/06/2012 tarihinde yine Van’a montaj elemanlarının gönderildiğini ancak yine sahanın hazır olmadığını ve yine … ( … ) isimli yetkilinin küfür ve hakaretlerine maruz kaldıklarını, bu şahsın müvekkili şirketin montaj elemanlarının üzerine yürüdüğünü, montaj elemanlarının can güvenliklerinin bulunmaması sebebiyle şantiyeyi terk ettiklerini, sonra tekrar davacı şirket ile montaj konusunda görüşmeler yapıldığını fakat 11/06/2012 tarihinde başlayan görüşmelerin bir ay kadar Van depremi nedeniyle sonuçsuz kaldığını, 12/06/2012 tarihinde montaj elemanlarının tekrar sahaya gittiğinde sahanın yine hazır olmadığı hususunun ve başka şirketlerden temin edilen ve herhangi bir donanımı bulunmayan bir takım kişilerce montaj işine başlandığının görüldüğünü ve yine hakarete uğradıklarını, bu hususların mail ve fakslarla yapılan yazışmalarda belli olduğunu, davacının montaj işlemleri için müvekkili şirketten yeniden yardım istemesi üzerine 14/06/2012 tarihinde müvekkili şirketin elektrik personelinin 19/06/2012 tarihinde de programcı personellerinin davacının şantiyesine giderek santralin çalışmasını sağladıklarını ve hatta davalının sorumluluğunda olan nakliye sırasında santralde oluşan sorunları ve yanlış zemin üzerinde montajdan kaynaklanan sorunları dahi giderdiklerini ve santrali çalışır hale getirdiklerini, Van Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/76 Değişik iş sayılı dosyasında da santralin halen çalışır halde olduğunun 21/06/2012 tarihli keşif sonunda tespit edildiğini, üçüncü şahıslara monte ettirilmesinin mümkün olmadığını, montajın kendileri tarafından yapıldığını, davacı tarafın daha düşük model emtia teslim edildiğine dair iddialarının da doğru olmadığını, Proje … olarak yapılmasına rağmen antet kısmında mikserin yanlışlıkla … olarak tanımlandığını, buna karşın Projedeki Mikser bilgilerinin … modeli bilgilerini içerdiğini, proje satım konusunun Beton Santraline göre hazırlandığını, detay etiketinde sehven … model yazıldığını, projelendirilen ve davacıya teslim edilen mikserin … modeli olduğunu, tespit raporunda “Ana şase grubu … modelin değil bir alt model olan …’un teknik özelliklerindendirler” gibi bir ibare kullanıldığını, müvekkilinin … modeline hiç sahip olmadığını ancak … model mikserin …’da kullanıldığını, anılan ifadenin yazım hatasından kaynaklandığını, sözleşme konusu … Tip Beton Santrallerinde … mikser kullanılmakta olup, projelendirilen ve teslim edilen modelin bu olduğunu, davacının müvekkiline iddia ettiği ayıba dair hiç bir bildirimde bulunmadığını, ayıba ilişkin ihbar külfetini yerine getirmeyen davacının daha sonra bu iddialarda bulunamayacağını, ayrıca her halükarda davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, Makine Mühendisi …’ın kök ve ek raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşmeye konu santralin … karıştırıcıya ( miksere ) sahip olan … bunkerli beton santrali olduğu, davalının davacıya düzenlediği 10/03/2012 tarihli proforma fatura ile 24/04/2012 tarihli … sayılı faturada sehven … karıştırıcı mikser yazıldığı, çünkü … firmasının orijinal katoloğunda … karıştırıcının (mikserin ) bulunmadığı, ayrıca … mikser yerine … mikser kullanılması halinde daha kaliteli beton elde edileceğinden ve esasen piyasada … karıştırıcı … karıştırıcıdan daha pahalı olduğu için durumun davacının daha lehine olduğu, buna göre davalıya teslim edilen emtianın, taraflar arasında kurulması kararlaştırılan beton santraline uygun emtia olduğundan davacının sözleşmeden farklı emtia teslim edilmekten dolayı bir alacağının bulunmadığı, montajın üçüncü şahıslara yaptırıldığı iddiası yönünden; davacının tanık bildirmediği, davalı tanığı …’nın işin sözleşmeye uygun yapıldığını, davacı şirketin önce normal montaj talep ettiğini, fatura kesildikten sonra ise çelik ayak istediğini, ancak fark ödemediğinden dolayı çelik ayak ve devamında beton ayak olarak montaj yaptıklarını belirttiği, Van Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yoluyla alınan raporda bilirkişi heyetinin, davalının taraflar arasındaki sözleşmeye uygun modeli teslim ettiğini ancak projeye aykırı monte edilmesinin söz konusu olabileceğini, bu nedenle de daha az üretim yapılmasından kaynaklı kâr azalabileceğini rapor ettikleri, bu rapora katılan makine mühendisi; kendi incelemesi esnasında tarafların anlaşmalarındaki projeyle sahadaki projenin farklı olduğunu, büyük bir ihtimalle projenin revize olduğunu, uygulama sırasında projelerin revize olmasının sıkça karşılanılan bir durum olduğunu, bu iddiaların incelemesinin elindeki projelere uygun olarak yaptığını, sistemin çalışırken göremediğini, bu nedenle verimli çalışıp çalışmadığı hususunda dışarıdan yaptığı incelemelerle kanaate ulaşabildiğini, santralin bu kuruluş haliyle tam verimli çalışamayabileceğini ve zararın ortaya çıkabileceğini rapor etmiş ise de, makine mühendisi … tarafından hazırlanan bu raporun sistemin çalışması görülerek hazırlanan bir rapor olmadığı, oysa Van Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan tespitte sistemin çalıştığı ve rapor hazırlayan bilirkişi makine mühendisi …’in, çalışır durumda işleyen sistemi görerek; sözleşmeye ekli olan ve verilen proje ile uygulama sırasında farklılıklar ortaya çıktığını, çimento silolarının beton ayaklar ile kabin kısmının projedeki haliyle uygulanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle zorunlu olarak revize edilmesinin gerektiğini, bu revize çerçevesinde yapılan değişikliklerin projeye göre daha doğru ve santralin emniyeti ve iş güvenliği yönünden gerekli olduğunu, proje ile uygulamadaki diğer farklılıkların santralin çalışması emniyeti bakım ve onarım yönünden aksaklık yaratacak bir konumda olmadığını, beton santralin faal olup üretim yapmaya devam ettiğini, bu kalemden dolayı iş verenin herhangi bir zararının söz konusu olamayacağını bildirdiği, bu rapor ve davalı tanığının montajın davacının bilgisi dahilinde ve onun denetim ve gözetiminde yapıldığı hususundaki beyanları ve hayatın olağan akışı içinde de davacıya ait bir şantiye içinde davalının montajı davacının bilgisi ve kabulü dışında yapmasının mümkün olmadığı değerlendirildiğinde; davacının gerek farklı emtia iddiası çerçevesinde maddi bir kaybının olmadığı gerekse de montajdan ötürü davalıya atfedilebilecek bir zararının olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiş, davalı tarafla olan yazışmalar, dava öncesinde alınan tespit raporları ve yargılama sırasında sunulan tüm delillere rağmen Yerel Mahkemece eksik incelemeye ve hukuken hatalı ve denetlenebilir olmayan son rapora göre hüküm ihdas edildiğini, yargılama aşamasında birden fazla bilirkişiden kök ve ek raporlar alınmış olup, raporlar arasında büyük farklılık ve çelişki olduğunu, hükme esas alınan son bilirkişi raporunun ise önceki bilirkişi raporlarıyla çelişkili, aynı zamanda zorlama ve gerçek dışı beyanlarla hazırlanmış olduğunu, Mahkemece bilirkişinin görev alanı belirlenmesine rağmen raporunu sunan bilirkişi tarafından görev alanının dışına çıkıldığını, teknik verilerden ve denetimden uzak bir rapor sunulduğunu, davalı tarafından satılan ürünün piyasa rayicine uygun olduğunu belirttiğini ancak bunun için hiçbir kıyaslama ve başkaca bilgi verme ihtiyacı duymadığını, Mahkeme ara kararında özellikle değer tespiti yapılırken, gerekli araştırmayı piyasalardan yapıp topladığı verileri de raporuna eklemek suretiyle raporunu hazırlaması gerektiğini belirtmesine rağmen adeta savunma dilekçesi hazırlar gibi doğrudan davalının beyanlarını destekler hukuki görüşlere yer verdiğini, kök rapora itirazlarında dosyanın farklı bir bilirkişiye gönderilmesi talebinde bulunmalarına rağmen Mahkemece dosyanın ek rapora gönderildiğini, bilirkişinin özetle “… yerine mao … verilseydi üretilen beton daha kalitesiz olacağı için davacı alıcı van beton aleyhine olurdu” ifadesinin iki ana sebepten dolayı hatalı olduğunu, birincisi; karıştırıcının (mikser) sadece karıştırıcı görevini ifa edeceğini, kalitenin kullanılan hammaddelerin kalitesine ve oranlarına bağlı olduğunu, ikincisi; bilirkişiden istenen, makine mühendisi olduğu için iki makine arasındaki fiyat farkının ne olduğunun piyasa araştırmaları ile desteklenmek suretiyle rapor hazırlaması iken görev alanının dışına çıkmak suretiyle adeta inşaat mühendisi veya beton teknolojisi uzmanı gibi yorumlar ile konu ve görev alanı dışına çıktığını, bilirkişinin dikkat etmediği hususun hazır betonda kalite milimetrekaredeki dayanım olduğunu, C30/37 sınıf için istenilen mukavemetin (150*150*150) küp numunede 37 N/mm2 (mega paskal) olduğunu, dolayısıyla 6000 lt agregayı 4500 veya 4000 lt ye düşürülmesi daha kaliteli beton elde edilir ifadesinin gerçek dışı olup ilaveten sıkıştırma teorisinin de gerçek dışı olduğunu, agrega denilen ürünün kırma taştan elde edilen iri veya ince taneli mıcır olup herhangi bir karıştırıcıda(mikser) harmanlama suretiyle hacminin değiştirilemeyeceğini, ilaveten bu karıştırıcının(mikser) çimento, su ve kimyasal katkının da hacmini bu eylemle değiştiremeyeceğini, bilirkişinin “beton santralında üretim miktarını kapasite ve kalitesini de sıkıştırma miktarı belirler” cümlesiyle başlayan paragrafın tümüyle kurmaca olduğunu, ilaveten “Davacı alıcı kalitesiz beton sipariş edildiğinde Santral ayarları değiştirilerek 4.5 m3 fatura etmesinde engel yoktur” ifadesinin mantık sınırlarını zorlayan bilirkişice de belgelendirilmemiş bir yorum olduğunu, çünkü hazır beton üretiminde kalitesiz beton diye bir sınıf olmadığını, bilirkişinin sunmuş oldukları … karıştırıcı (mikser) videosunda açıkça çalışma prensibi görünmesine ve herhangi bir sıkıştırma işlemi olmamasına rağmen hiçbir bir açıklama yapmadığını, sundukları fotoğraflarda karıştırıcının mekanik özellikleri görünmesine rağmen karıştırıcının (mikser) sıkıştırıcı bir aparatının veya mekaniğinin olmadığı gözüken fotoğraflara şu noktada sıkıştırma yapar ispatlama çabası yerine ürün görselidir beyanı ile geçiştirerek gerçeği gizlediğini, … firmasının Çin Halk Cumhuriyeti’nde kurduğu ve internet sitesine (www…com.cn) ait resimlerini sundukları 4500 luk karıştırıcının … olduğunu iddia eden bilirkişinin, işaretlemiş oldukları listeyi sırasıyla kontrol etmiş olsaydı … firmasının … serili ürünlerini sıralarken kapasitesini belirleyen ikinci rakamları kullandığını anlayacak ve … serisini görmüş olacağını, bilirkişinin … ile … arasında beyan ettiği fark “çünkü daha yüksek sıkıştırma oranı elde edebilmek için daha yüksek kapasiteli ve daha pahalı motor ve kompresör gerekir” beyanının da gerçeğe aykırı ve hukuken yanlış olduğunu, çünkü karıştırıcıda kompresör olmadığını ve motorlar sadece karıştırıcı (mikser) içerisindeki kolların kendi eksenleri etrafında dönme hareketine güç sağladığından 4000 lt ile 4500 lt olan karıştırıcı (mikser) de aynı motorlar (2 adet 75 kw) kullanıldığını, sonuç olarak mao 6000/4000 daha iyi olduğu iddiasının davalı satıcıyı haklı çıkarma gayesinden kaynaklanmakta olduğunu, …, … den daha küçük olduğu için bilirkişinin karıştırıcının (mikser) mekaniğinde olmayan sıkıştırma teorisi ile küçük olanı daha makbuldür daha pahalıdır gibi gerçeği yansıtmayan argümanlar (çıkarımlar) üretmek zorunda kaldığını, bilirkişinin raporunun denetimden uzak ve hatalı olduğunun değerlendirilmesi için, karıştırıcı (mikser) hakkındaki tespitlerin makina mühendisliği odasından, hazır beton ile ilgili tespitlerin TSE’den görüş alınması ile belirlenebileceğini, davalı adına dinlenen tanığın davalı şirkette servis şefi olarak görev yapan birisi olduğunu, dava konusu olan ürünün montajında hiçbir zaman bulunmadığını, dolayısıyla montajda ve mahalde hiçbir zaman bulunmayan bir kişinin dava konusu ürünün de çalışır vaziyette montajının yapılıp yapılmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, davalı taraf savunmalarında sözleşmeye ve faturaya sehven … yazıldığı, böyle bir ürünlerinin olmadığı ifade edilmiş, dosyadan bir kısım bilirkişiler ise hiçbir inceleme ve araştırma yapmaksızın böyle bir ürünün bulunmadığını ifade ederek davalı tarafı destekler rapor sunmuş iseler de, … firmasının Çin Halk Cumhuriyeti’nde kurduğu fabrikasında ve (www…com.cn) isimli internet sayfasında kırmızı ok ile belirtilen altı çizili bölümde görüleceği üzere … (4,5m3) serili mikserleri olduğunun açıkça görülmekte olduğunu, buna ilişkin ekran görüntüsünün 19.06.2020 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçeleri ekinde 4 nolu ek ile sunulduğunu, nitekim 30.10.2019 tarihli raporda “davacıya … model ekipman satıldığı ancak … serisi … modeli ekipman yollandığı, davalının böyle bir ekipman olduğunu inkar edemeyeceği, sunulan internet adresi linkinde böyle bir modelin mevcut olduğu, internette yapılan araştırmalarda böyle bir modele ulaşılabildiği” rapor edildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı … sahibi, davalı yüklenicidir.Dava, davalı yüklenicinin taraflar arasındaki eser sözleşmesine konu işi sözleşmeye aykırı ve eksik yaptığı iddiasıyla uğranılan zararın davalıdan tazmini talebine ilişkin olup, davalı tarafça işin sözleşmeye uygun olarak yapılıp teslim edildiği belirtilerek davanın reddi istenmiştir.Taraflar arasındaki ihtilaf, eser sözleşmesi gereğince montajın davacı tarafça mı yapıldığı yoksa davacı tarafından üçüncü şahıslara mı yaptırıldığı, davalı tarafından gönderilen emtiaların sözleşmedekine göre daha düşük kalitede ve sözleşmeye aykırı olup olmadığı, bu kapsamda bir verim kaybı ve davacı … sahibinin oluşan bir zararının bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir. Taraflara arasında “… referans numaralı teklif mektubunda teknik özellikleri belirtilen … marka … Model Bunkerli Beton santralinin davalı firma tarafından 195.000,00 Euro bedel karşılığında, üretilmesi, montajı ve faal hale getirilmesi” konulu 26/12/2011 tarihli sözleşme imzalanmış olup, atıf yapılan teklif mektubunda söz konusu beton santralinin kapasitesinin 160 m3/saat olduğu ve karıştırma kazanının (mikser) … serisi … Twın-Shaft model olduğu belirtilmiştir. Ancak davacı tarafındad bu sözleşmeye ilişkin olarak düzenlenen 19/03/2012 tarih ve … sayılı proforma fatura ile 24/04/2012 tarih ve … numaralı faturada mal tanımı yapılırken … Model Bunkerli Beton Santrali tanımlanırken karıştırma kazanının modeli “…” olarak yazılmıştır. Yargılama sırasında makine mühendisi (…), elektrik-elektronik mühendisi, yeminli mali müşavir ve hukukçu öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 11/04/2016 tarihli kök rapor ile makine yüksek mühendisi …’dan alınan 30/03/2020 tarihli kök ve 24/08/2020 tarihli ek raporlarda da belirtildiği üzere, davacı … sahibine teslim edilen … Bunkerli Beton Santralinin ve … serisi … Twın-Shaft karıştırma kazanının (mikserin) üretim kapasiteleri 160 m3/saat olup, birbirleri ile uyumlu oldukları gibi taraflar arasındaki sözleşmeye de uygun bulunmaktadırlar. Davalı yüklenici tarafından sonradan düzenlenen 10/03/2012 tarihli proforma fatura ile 24/04/2012 tarihli faturada karıştırıcı (mikser) modelini yazarken “… Twın-Shaft …” yerine “…” yazmış olması sözleşmede ve teklif mektubunda yazılı olan modelin değiştirilmiş olduğu şeklinde kabul edilemez. Esas olan taraflar arasında imzalanan sözleşme ve sözleşmede atıf yapılan teklif mektubudur. Bu nedenle davacı … sahibinin, taraflar arasındaki sözleşmeye konu beton santralinin ana unsuru olan karıştırıcının (mikserin) sözleşmeye aykırı olarak ifa edildiği iddiasıyla talep ettiği tazminat kalemi yerinde bulunmamaktadır.Davacı … sahibi tarafından talep edilen diğer bir zarar kalemi olan, beton santralinin sözleşmeye aykırı ve düşük kalitede imal edilmesinden kaynaklı olarak meydana geldiği iddia edilen veri kaybına ilişkin tazminat kalemi bakımından değerlendirme yapıldığında; Dava öncesinde Van Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/76 D.İş sayılı dosyası üzerinden alınan 13/07/2012 tarihli makine mühendisi … tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna ve yargılama sırasında makine mühendisi (…), yeminli mali müşavir ve hukukçu öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 17/05/2018 tarihli ek rapor ile makine mühendisi (Doç. Dr. …), yeminli mali müşavir ve hukukçu öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 30/10/2019 tarihli rapora göre, taraflar arasındaki sözleşmeye konu beton santralinin mevcut durumunun veri kaybına sebebiyet vereceği teknik olarak ispat edilemediği gibi, makine mühendisi (…), yeminli mali müşavir ve hukukçu öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 17/05/2018 tarihli ek raporun 8. Sayfasında, davacı firma tarafından sözleşme öncesi ve sonrası yıllara ilişkin sunulan bilanço ve gelir tabloları üzerinden yapılan değerlendirmeden anlaşılacağı üzere, böyle bir durumun mevcut olduğu varsayılsa dahi davacı … sahibi tarafından bu nedenle zarara uğramış olduğunun ispat edilememiştir. Ayrıca yine bu ek raporda, davacının talep ettiği; bunker ve silo ayaklarının projeye uygun olarak imal edilmemesinden kaynaklı verim düşüklüğü, hidrofor genleşme tankı ve mikser iç yıkama ünitesinin projeye uygun yapılmadığı, projenin hatalı uygulanması nedeniyle kapasite düşüklüğü gibi diğer tazminat kalemlerinin de yerinde olmadığı ayrı ayrı açıklanmış bulunmaktadır. Dava dilekçesinde bahsi geçen eksik ve ayıplara ilişkin olarak ise (aşağıda değerlendirilecek olan kurulum-montaj işleri haricinde) istinaf dilekçesinde ayrıca ve açıkça bir istinaf itirazında bulunulmadığı gibi, bunların ispatına yönelik olarak bir delil de sunulamamıştır. Bu nedenle davacı … sahibinin bu kapsamda talep etmiş olduğu tazminat kalemi de yerinde bulunmamaktadır.Davacı … sahibi tarafından talep edilen, söz konusu beton santralinin kurulumunun davalı yerine kendisi tarafından yapılmasından kaynaklı alacak kalemi bakımından değerlendirme yapıldığında ise; Taraflar arasındaki sözleşme içeriğinden anlaşılacağı ve tarafların da kabulünde olduğu üzere, sözleşmeye konu beton santralinin karıştırıcı ( mikser ) kısmı ile kontrol ve kumanda kısmı İtalyan …’dan satın alınacak, konstrüksiyon kısmı ise davalı tarafından Türkiye’de imal edilecek, sonrasında bunların davacı … yerine nakli davacı tarafından sağlanacak, davacı … yerindeki kurulum ve montaj işleri ise (davacı tarafından verilecek projelere göre saha betonlarının dökülmesi, su ve elektrik ile ilgili gerekli malzemenin, düz işçinin ve montaj için gerekli mobil vincin davacı … sahibi tarafından temin edilmesi sonrasında) davalı yüklenici tarafından yapılacaktır.Davalı yüklenici vekilince sunulan cevap ve aşamalardaki beyan dilekçelerinden de anlaşılacağı üzere, sözleşmeye konu beton santralinin kurulum ve montaj işlemlerine davacı … sahibi tarafından başka şirketlerden temin edilen kişiler tarafından başlanılmış ve kurulum işlemi bu şekilde gerçekleştirilmiş olup, davalı yüklenici elemanları tarafından bu kurulum sonrasında gerekli ayarlamalar yapılıp, montajdan kaynaklanan sorunlar giderilerek santralin çalışması sağlanmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli olduğu ve sözleşmede belirlenen bedelin bu montaj-kurulum işlemlerini de kapsadığı göz önünde bulundurulduğunda, davalı yüklenicinin de kabulünde olduğu üzere davacı … sahibi tarafından başkaca firmalara yaptırıldığı anlaşılan ve “eksik iş mahiyetinde olan” montaj-kurulum işlemlerine ilişkin masrafların davalı tarafça davacıya ödenmesi gerekmektedir. Davalı yüklenici tarafından, kurulumu yapmak istediği ancak davacı … sahibi tarafından yerin hazır edilmemesinden dolayı yapamadığı belirtilmiş ise de, bu yönden bir zarar (mahsup) talebi olmadığı gibi, söz konusu kurulumun davacı … sahibi tarafından yapılmış olması nedeniyle davalı yüklenici tarafından kurulum bedeli kadar sebepsiz zenginleşilmiştir. Bu kapsamda mahkemece, taraflar arasındaki götürü bedelli sözleşme dikkate alınarak, söz konusu davacı … sahibi tarafından yapılan kurulum-montaj işlemlerine toplam sözleşme bedelinden isabet eden miktarın ne kadar olduğu bilirkişi heyetinin “fiziki oran yöntemine göre” hesaplattırılarak, neticesine göre davacının bu alacak kalemi yönünden bir değerlendirme yapılması gerekirken, bu yönde bir hesaplama yaptırılmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2020 tarih, 2014/723 Esas, 2020/368 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.