Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/687 E. 2023/152 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/687
KARAR NO: 2023/152
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/09/2020
NUMARASI: 2014/2381 Esas, 2020/535 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 14/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında Kadıköy ilçesi … ada … pafta, … parsel kayıtlı … Apartmanı ile ilgili 02.09.2013 tarihli Yapı Denetim ve Danışmanlık Sözleşmesi imzalandığını, ancak davalı firmanın sözleşme ile taahhüt ettiği işlemleri takip etmemesi nedeniyle projenin arşive gönderilmesine sebebiyet veriğini, davalı firmanın bu sözleşme ile taahhüt ettiği edimleri hiç veya gereği gibi yerine getirmediğini, makul sürede sonuçlandırmadığını, işin uzamasına sebebiyet verdiğini ve bu nedenle davacı şirketin menfi ve müspet zarara uğradığını, bu nedenle davalı firma ile yapılan sözleşmenin Bakırköy … Noterliğinin 25 Haziran 2014 tarihli … yevmiyeli ihtarnamesi ile feshedildiğini, davalı firmanın taahhüt ettiği fakat tamamlamadığı işlerin daha sonra anlaşılan … Denetim Ltd Şti ve müvekkili şirket personeli tarafından tamamlandığını, sözleşmede davalının yapı denetim yanında taahhüt ettiği hizmetlerin bedeli olarak 35.000.TL +KDV olarak ayrıca yapı denetim bedeli olarak 20.000.TL +KDV olarak kararlaştırıldığını, davalı firma sözleşmenin 3. Maddesinde taahhüt ettiği hizmetleri yerine getirmeyerek projenin arşive kaldırılmasına sebebiyet verdiğinden sözleşmesinin feshedildiğini ve dolayısı ile yapı denetim hizmetine hiç başlamadığını, davalı firmanın sözleşme davacı tarafından feshedilene kadar yukarıda taahhüt ettiği işleri yapmış ve tamamlamış gibi gösterip fatura ederek davacıdan para talep ettiğini, davacı tarafından davalı firmaya; 03.09.2013 tarihinde 10.000.TL, 24.09.2013 tarihinde 5.000.TL, 30.09.2013 tarihinde 5.000.TL, 21.01.2014 tarihinde 1.300.TL, 28.02.2014 tarihinde 5.900.TL, 28.02.2014 tarihinde 11.800.TL, 08.05.2014 tarihinde 1.000.TL, 09.05.2014 tarihinde 30.000.TL olmak üzere toplam 70.000.TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin 38.140,00 TL’lik kısmı bakımından davalı bir hizmet vermediğinden bu meblağın sebepsiz zenginleşme esasları çerçevesinde davacıya iadesi gerektiği, ayrıca davalının işin uzamasına sebebiyet vermesi nedeni ile davacı firmanın sözleşme konusu apartman sakinlerini 13 kişiye aylık kişi başı 1.500,00 TL’den 19.500,00 TL kira bedeli ödemek zorunda kaldığını ve davalı firma elemanlarının zemin etüdü işlemini yaptığı esnada elektrik kablolarının zarar görmesi nedeni ile davacıdan 3.000,00 TL zarar bedeli tahsil edildiğini belirterek, sözleşmenin feshi sebebi ile hizmet karşılığı olmaksızın fazladan ödenen 38.140,00 TL, davalının işin uzamasına sebebiyet vermesi nedeniyle kat maliklerine ödenen 1 aylık kira bedeline karşılık şimdilik 19.500,00 TL ve davalı firma elemanlarının elektrik kablolarına zarar vermesi nedeni ile ödenmek zorunda kalınan 3.000,00 TL olmak üzere Şimdilik toplam 60.640,00 TL’nin davalı firmadan ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, sözleşmenin akdinden sonra davalı yüklenici firmanın sırasıyla; 2013 yalı Eylül ayında … Apartmanından karot alınması, … apartmanının zemin etüdü, Risk sonuçlarının alınması, Muafiyet yazısı, Projelerin yangın mevzuatına uygunluğunun tasdiki, … Dağıtım A.Ş’ye yazılan yazı ile elektrik kesilmesi, İtfaiye Hizmetleri Müdürlüğünde uygulama projelerinin 10.04.2014’de onayının yapılması, 07.01.20l4 tarih/… sayı ile su ve doğalgaz hizmetlerinin ilgili kurumlarca kesilmesi, 28.12.2D14 tarih/2001501 sayı ile … altyapı tesisi iptal edilmesi, … yazısı ile tesisatın toplandığının bildirilmesi, binanın doğalgaz ana bağlantısının iptal edildiğinin 30.01.2014 tarihi itibari ile Kadıköy Belediyesine bildirilmesi, su kapatmanın 30.01.2014 tarihi itibari ile Kadıköy Belediyesine bildirilmesi, …’dan şantiye elektriği bağlanması, yıkım sebebi ife İSKİ Abone İşleri Kadıköy Şube Müdürlüğünün şantiye suyunun bağlatılması, Doğalgaz iptali, Suyun kapatılması ve mimari projedeki atık su bağlantı projesini tasdik ettirilmesi (Kadıköy Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünde 22.04.2014 tarihi itibari ile yazıları mevcuttur), 05.02.2014 tarihinde yıkım ruhsatı alınması (ayrıca yeni yönetmelik hükümleri gereği maliklerin binayı boşaltmaları hususunda 2 aylık verilen süre ve tebligatları içermektedir), 23,05.2014 tarihinde binanın yıkıldığının belge ile tespit edilmesi, terklerin 12.07.2013 tarihinde başlatılması ve 9.09.2013 tarihinde Encümen Kararı ile bila bedel yola terkin 73/21 no karar ile kabul edilmesi, imar durumu, terkler, yeni tapu v.s. tüm evrakların verilmesi, 22.04.2014 tarihinde mimari projelerin İSKİ tarafından tasdik olunması ve eksiksiz belediyeye teslim edilmesi, birer suretlerinin firmaya teslim edilmesi, mimari projeler hariç (… Group tarafından çizildi ) tüm projelerin tarafınca çizilmesi, projelerin kapaklarındaki tasdiklerin konulması, projeler 06.05.2014 ve 15.05.2014 tarihinde belediyeye tasdiki için verilmesi iş ve işlemlerini gerçekleştirdiğini, yapılan iş ve işlemler ile harcamalar konusunda 12.05.2014 tarihinde bakiye masraf bedelinin 7.987,12 TL olduğu hususunda mutabakata varıldığını, ayrıca aynı tarihte taraflar arasında …’in vekaleten imzaladığı 22.339,59 TL bedelli Yapı Denetim Hizmet sözleşmesi düzenlendiğini, davalı işini sürdürmekte iken davacının haksız olarak … Denetim Şirketi ile ayrı bir sözleşme imzaladığını, daha sonra davalının talebi üzerine yapı denetim sözleşmesinin 05.12.2014 tarihinde Kadıköy Belediyesince iptal edildiğini, davacının davalı tarafından üstlenilen işlerin gereği gibi yapılmadığı ya da geciktirildiği yolundaki iddiasının gerçek dışı olduğunu, inşaatın mimari projelerinin … tarafından çizdirildiğini, öncelikle davacının maliklerle imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesinde zemin kattaki daire yer almadığından aralarında sorun yaşandığını, daha sonra projelerin deneme yanılma yöntemi ile birkaç kez hazırlandığını ve en son 17.03.2014 tarih ve 2696 sayı ile davalı tarafından da kaşelenmiş olarak mimarlar odasından onaylanmışsa da, arkasından yeni bir proje düzenlenerek Belediye’ye verilmiş olması nedeniyle gecikme olduğunu, projelerin farklılıkları yanında çatı ile ilgili eskiz de Belediye’ce uygun bulunmadığından ayrı bir gecikme söz konusu olduğu, bunların yanında veraset işlemlerinin zamanında yapılmaması nedeniyle tapudaki işlemlerin geciktiğini, yıkım ruhsatı ile davacı tarafından izinsiz hafriyat yapılması nedeniyle 23.07.2014 tarihli Encümen kararı ile davacıya ceza tahakkuk ettirildiğini, bu sürecin de ayrı bir gecikmeye neden olduğunu, inşaata izinsiz başlama nedeniyle de davacı elemanlarının enerji hattını patlatmış olup, 9 saat Göztepe mahallesinin elektriğinin kesilmesine neden olduğunu, keza davacının 19.11.2014 tarihinde verdiği tadilat projesi ana proje ile uyumlu olmadığından inşai faaliyetlerin tekrar durdurulduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, teknik incelemede her ne kadar 05/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda davalının 3 aylık bir gecikmeye sebebiyet verdiği belirtilmiş ise de, 27/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; 29/11/2013 tarihinde davacı ile … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel üzerindeki binanın kat malikleri arasında Kadıköy … Noterliğinin … yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalanmış olduğu, sözleşmenin 7. Maddesinde inşaatın tamamlanma süresinin ruhsatın alınmasına müteakip 12 ay olarak belirlendiği, bu durumda ruhsat alımı için yaklaşık 3 aylık bir süre öngörüldüğü, yıkım ruhsatının 05/02/2014 tarihinde ancak alınabildiği, sözleşme kapsamında mimari projenin hazırlanması işi davacıya ait olup ruhsat alımından önce mimari projenin çizilip bitirilmesi gerektiği, 15/07/2014 tarihinde mimari projenin ancak onaylandığı, mimari projenin de birkaç kez hazırlandığının anlaşıldığı, bu anlamda teknik bilirkişinin de tespiti kapsamında gecikmeden davalının kusuru bulunmadığı, aldırılan bu ikinci rapordaki tespitlerin yerinde olduğu kanaatine varılarak hükme esas alındığı, 38.140,00 TL’nin tahsili talebi yönünden yapılan incelemede; davacının sözleşmeyi sonlandırmaya yönelik irade beyanının davalıya ulaşması ile birlikte sözleşme geçmişe etkili olacak şekilde sona erdiğinden tarafların birbirine karşı ifa ettikleri edimlerin sebepsiz zenginleşme hükümlerince iadeye konu olabileceği, bu nedenle davacının davalıya dava konusu … Apartmanı ile ilgili olarak yapmış olduğu 10.000 TL, 5.000 TL ve 5.000 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL’lik ödeme talebi yönünden davanın kabulü gerektiği, dava dışı kat maliklerine ödediği belirtilen 1 aylık kira bedeline karşılık 19.500,00 TL’nin tahsili talep edilmiş ise de, davalı ile dava dışı arsa sahipleri arasındaki 29/11/2013 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 9. maddesinde kira ödemelerinin herhangi bir koşula bağlanmadığı, kaldı ki teknik incelemede davalı tarafa yüklenecek bir kusurun da bulunmadığı anlaşılmakla davacının bu talebinin reddi gerektiği, elektrik kablolarının zarar görmesi nedeniyle davacıdan tahsil edilen 3.000,00 TL’nin tahsili talebinin de, buna ilişkin sunulan … numaralı 12/08/2014 tarihli faturanın açıklama kısmında ”şantiye sayacı-21 talebin açıklaması ve takiplerin yapılması” yazdığından davacının ödeme yaptığı iddiasını ispatlar belge olarak kabul edilemeyeceğinden reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, Sözleşmeden dönme sebebi ile ödenen 10.000,00-TL nin ödeme tarihi olan 03/09/2013, 5.000,00-TL nin ödeme tarihi olan 24/09/2013 ve 5.000,00-TL nin ödeme tarihi olan 30/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, Davacının dava dışı kat maliklerine ödenen kira bedeline ve elektrik kablolarının zararına ilişkin taleplerinin ayrı ayrı reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, mahkemece alınan tüm bilirkişi raporlarında davalı şirketin inşaat yapım ruhsatının alınmasını üç ay (3) geciktirdiği kanaatine varıldığını, ancak buna rağmen aralarında hukukçuların da olduğu bu bilirkişi heyetlerince verilen raporlarda bu geciktirmenin bir müeyyidesi olmadığı görüşünde bulunulduğunu, davalı firmanın kusuru ve ihmali ile üstlendiği işi 3 ay geciktirmesinin müeyyidesinin vekilin sorumluluğuna ve özen yükümüne ilişkin Borçlar Kanunu hükümleri olduğunu, müvekkilinin imzaladığı Kadıköy … Noterliğinin 29 Kasım 2013 tarihli Gayrimenkul Satış vaadi sözleşmenin 9. maddesine göre 11 bağımsız bölüm maliki için 1.750.TL*11=21.000.TL iki dükkan için 1.200.TL*2=2.400.TL olmak üzere ayda 23.400.TL bağımsız bölüm maliklerine kira ödemekte olduğunu, ayrıca aynı sözleşmenin 10. maddesi (a) fıkrası uyarınca müvekkilinin sözleşmeyi 3 ay yerine getirememesi halinde 25.000.TL cezai şart, (c) fıkrası uyarıncada sözleşmeyi 4 aylık uzatım süresi içersinde tamamlayamaması halinde 13 bağımsız bölüm başına aylık 13.000.TL*4= 52.000.TL lik bir cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, davalının projenin 3 ay gecikmesine sebebiyet verdiği ve davacının da 13 apartman sakini başına 1.500 TL’den her ay için 19.500 TL ödeme yapmak zorunda kaldığına ilişkin iddialarının bilirkişi raporlarında davalının projenin 3 ay gecikmesine sebebiyet veren kusurları ve ihmalleri ile kanıtlandığını belirterek, dava dilekçelerindeki bu taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafında, taraflar arasındaki sözleşme sürekli edimli karşılıklı iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, davacının feshe ilişkin irade beyanının ileriye etkili sonuç doğuracağı hukuki olgusuna karşın mahkemece feshin geçmişe etkili olduğuna ilişkin tesbitin yerinde olmadığı gibi, davalının yerine getirdiği hizmetlerin bedelinin geri alınmasının davacı açısından haksız zenginleşmeye yol açacağı, davalı açısından ise zarar oluşturacağı olgusunun da göz ardı edildiğini, karara dayanak yapılan 27.02.2019 tarihli bilirkişi raporundaki “davalının yapması gerekli tüm işlemleri yapmış olduğu” tesbiti karşısında davacı tarafından yapılan feshin haksız olduğunun açık olduğunu, Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 2. maddesinin “yapı denetim sözleşmeleri hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür” hükmünü ihtiva etmekte olduğunu, Borçlar Kanunun hizmet sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağını, Borçlar Kanunu’nun 408. maddesi gereğince iş verenin temerrüdü halinde işçiye ücretini ödeme yükümlülüğü, 413. Maddesi gereğince de gerekli araç ve malzemelerin bedelini ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, konunun bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini, 24.12.2014 tarihli davaya cevap, 25.03.2015 tarihli cevaba cevap, 14.05.2015 tarihli beyan ve eksik delillerinin toplanmasına ilişkin dilekçeleri ile bilirkişi raporlarına karşı 28.01.2016, 15.02.2017, 09.10.2017, 16.04.2018 ve 27.02.2019 tarihli itiraz dilekçelerindeki dayanaklarıyla ortaya konulan maddi ve hukuki olguların değerlendirmeye alınmadığını belirterek, kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.Dava, davalı yüklenicinin taraflar arasında imzalanan 02/09/2013 tarihli Yapı Denetim ve Danışmanlık Sözleşmesi ile taahhüt ettiği edimleri hiç veya gereği gibi yerine getirmediği, işin uzamasına sebebiyet verdiği, bu nedenle sözleşmenin haklı olarak feshedildiği iddiasıyla, davalıya bu kapsamda ödenen toplam 70.000,00 TL’nin 38.140,00 TL’lik kısmının iadesi ile davacı iş sahibinin bundan kaynaklı menfi ve müspet zararlarının davalıdan tahsili talebine ilişkindir.Taraflar arasında 04/09/2013 tarihinde ”Yapı Denetim ve Danışmanlık Hizmetleri Sözleşmesi” imzalanmış olup, sözleşmenin konusu İstanbul ili, Kadıköy İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel üzerindeki binanın; kentsel dönüşüm projesine yönelik yenilenmesi kapsamında binanın risk raporu, terk işlemlerinin yapılması, yeni tapuların çıkarılması, imar durumu, kot-kesit, inşaat istikamet rölevesi alınması, hafriyat rölevesi alınması, avan proje takibi, ruhsat alması, yıkım ruhsatı, temel üstü ve iskan, statik proje, mekanik proje, elektrik proje ve zemin etüd işlerinin davalı tarafından yapılmasıdır. Bu işler için ödenecek toplam tutar 35.000,00 TL+KDV olup, işin başlangıcında 10.000,00 TL’lik avans ödeneceği ve yapı denetim ücreti olarak da 20.000,00 TL+KDV ödeneceği öngörülmüştür.Taraflar arasındaki bu sözleşme ilişkisi, henüz sözleşmenin 3. Maddesinde öngörülen işler tamamlanmadan, davacı iş sahibi tarafından yukarıda özetlenen sebeplere dayalı olarak 25.06.2014 tarihli ihtarname ile feshedilmiş ve kalan işler dava dışı bir firmaya tamamlattırılmıştır.Mahkemece, davacı tarafça yapılan bu fesih işlemi, 2. Bilirkişi heyetinden alınan 27.02.2019 tarihli rapordaki görüş doğrultusunda “geçmişe etkili” (dönme) olarak kabul edilmiş, ayrıca ifada yaşanan gecikmeden davacı iş sahibi sorumlu tutulmuş, bu doğrultuda da davalıya bu sözleşme kapsamında ödendiği ispat edilen 20.000,00 TL’nin, geçmiş etkili fesih nedeniyle iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacıya iadesine karar verilmiş, ifadaki gecikme nedeniyle dava dışı kat maliklerine ödediği belirtilen 1 aylık kira bedeline karşılık 19.500,00 TL’ye ve davalı yüzünden elektrik kablolarının zarar görmesi nedeniyle ödenmek zorunda kalınan 3.000,00 TL’ye ilişkin tazminat taleplerinin ise yukarıda özetlenen gerekçelerle reddine karar verilmiştir. Elektrik kablolarının zarar görmesi nedeniyle ödenmek zorunda kalındığı belirtilen 3.000,00 TL tazminat talebinin reddine ilişkin olarak davacı vekilinin bir istinaf itirazı bulunmadığından, HMK’nın 355. Maddesi gereğince bu hususa ilişkin olarak bir istinaf incelemesi yapılmayacaktır.Davacı vekilince, sadece davalının ifadaki gecikmesi nedeniyle dava dışı kat maliklerine ödediği belirtilen 1 aylık kira bedeline karşılık 19.500,00 TL’lik tazminat talebi için istinaf itirazında bulunulmuştur. Ancak, davacı tarafça böyle bir kira bedeli ödemesinde bulunulduğunu ispat edecek deliller dosyaya sunulamamıştır. Davacı tarafça bu tazminat talebine ilişkin olarak sunulan ödeme dekontları, davacının dava dışı arsa sahipleri ile yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin başlangıcında peşin olarak ödenen kira ve taşınma yardımı bedellerine ilişkin olup, daha sonra arsa sahiplerine kira bedeli ödendiğine dair bir belge sunulamamıştır. Mahkemece alınan rapor ve ek raporlarda da bu hususa dikkat çekilmesine rağmen, davacı vekilince hep müvekkili ile arsa sahipleri arasındaki kira ödemesine ilişkin sözleşme maddelerine dair açıklamalarda bulunulmuş, ancak arsa sahiplerine davaya konu sözleşmenin ifasının gecikmesi nedeniyle kira ödemesinde bulunulduğuna dair bir belge sunulmamıştır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde de aynı şekilde arsa sahipleri ile olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin kira ödemeleri ve cezai şart maddelerine ve bu maddeler doğrultusunda ödenmesi gereken miktar hesaplarına yer verilmiş, ancak yine bu kapsamda fiilen yapılan bir ödeme belgesinden bahsedilmemiştir. Bu açıklama ve tespitler doğrultusunda, davacı tarafça, ifadaki gecikme nedeniyle arsa sahiplerine kira bedeli ödenmek zorunda kalındığı iddiası ispat edilemediğinden, davacı ile arsa sahipleri arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinde öngörülen kira ve cezai şart ödeme düzenlemeleri, fiilen bu kapsamda ödemede bulunulmadıkça, tek başına davacıya bu kapsamda tazminat talebinde bulunma hakkı vermeyeceğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davalı vekilinin istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; Her ne kadar mahkemece, davacı iş sahibi tarafından 25.06.2014 tarihli ihtarname ile yapılan fesih işlemi “geçmişe etkili” olarak kabul edilmiş ise de, davacı iş sahibinin fesih bildiriminde ve açmış olduğu bu davada, sözleşme kapsamında ödediği bedelin tamamını değil, karşılığında bir hizmet verilmediğini iddia ettiği kısmını geri istiyor oluşu, ayrıca ilk bilirkişi heyetinden alınan kök rapora itirazında da hesabın “fiziki oran yöntemine” göre yapılması gerektiğini beyan etmesi göz önünde bulundurulduğunda, bu değerlendirme yerinde bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece, davacı iş sahibi tarafından 25.06.2014 tarihli ihtarname ile sözleşmenin tek taraflı ve ileriye etkili olarak feshedildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli olduğu dikkate alınarak, taraflarca sunulan tüm deliller toplanmak ev değerlendirilmek suretiyle, davalı yüklenicinin sözleşmenin 3. Maddesi kapsamında ifa ettiği işlerin nelerden ibaret olduğunun ve bu kapsamda davalının hak ettiği iş bedeli miktarının ne kadar olduğunun, 3. Maddedeki işler için belirlenen toplam 35.000,00 TL + KDV götürü bedel üzerinden “fiziki oran yöntemine göre” bilirkişiye belirlettirilmesi (bu yöntem gereğince, sözleşmede yapımı kararlaştırılan işin tamamına göre eksik ve kusurlar dikkate alınıp düşülmek suretiyle gerçekleştirilen imalâtın fiziki oranı tespit edilip, bu oranın götürü bedele uygulanarak hak edilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek (mahkemece esas alınan 20.000,00 TL’lik ödeme tespitine tarafların bir istinaf itirazı olmamıştır) hesaplanma yapılması gerekmektedir), sonucuna göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir uygulamaya gidilmeksizin hatalı değerlendirme ve eksik tahkikatla yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin ise kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince REDDİNE,2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 29/09/2020 tarih, 2014/2381 Esas, 2020/535 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,6-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,7-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,8-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.