Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/65 E. 2022/311 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/65
KARAR NO: 2022/311
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2018/1156 Esas, 2019/691 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yürüttükleri icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, davalı itirazında davacı müvekkile borcu bulunmadığını beyan ettiğini, ama bu durumun gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafın siparişi üzerine 1.000 adet b.boy turbotut x5 baskılı teneke tedarik edilerek, davalı tarafa, 30.03.2018 tarihinde KDV dahil 6.764,76 TL olarak fatura edildiğini, davalı tarafla, siparişi verilen ürünlerle ilgili e-posta yoluyla yazışmalar yapıldığını, onayı alındığını, müvekkil işbu ürünleri … Sanayi A.Ş.’den fatura karşılığında davalı için tedarik edildiğini, davalı tarafın siparişini verdiği tenekeler kendisi için üretilmesine rağmen ürünleri teslim almaktan imtina ettiğini, kendisine gönderilen faturayı ise e-fatura sistemi üzerinden iade ederek ödemesini yapmadığını, mezkur faturaya konu davalı adına imal edilmiş ürünler davacı müvekkilin deposunda teslime hazır şekilde beklediğini, işbu nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevabında, davacı tarafın 11.425,51 TL alacağı olduğundan bahisle icra takibi başlattığını, bu haksız takibe karşı da müvekkil tarafından itiraz edildiğini, müvekkil şirket iade faturası düzenlemek sureti ile davaya konu faturaya süresinde itiraz ettiğini, iade faturasının açıklama kısmında “almadığı ürünlerin iade faturası” şeklinde beyanda bulunup ilgili faturanın kabul edilmediğini karşı tarafa bildirdiğini, iade faturası yasaların öngördüğü yasal itiraz süresi olan sekiz gün içerisinde kesildiğini, iadeye konu ürünlerin teslim edilmediği itiraza konu iade faturası içeriğinde beyan edildiğini, iade faturasından ve davacının dava dilekçesindeki ikrar içerir ifadelerde de olduğun gibi ürünler hiçbir zaman müvekkil şirketçe teslim alınmadığını belirterek, işbu davaya borcun mevcut olmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sipariş üzerine üretilen tenekelerin teslim edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacının TBK’nın 106. ve 107. Maddeleri gereğince tevdi mahalli tayin ederek teslim borcunu yerine getirmediğinden dolayı teslim borcundan kurtulamadığı, ancak bilirkişi raporunda belirlenen 4.660,75 TL borç davalı vekilince sunulan 23/04/2019 tarihli dilekçede kabul edildiğinden, davacı tarafça bu miktar alacağın ispat edilmiş olduğu, bu alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davacının davasının KISMEN KABULÜ ile davalının istanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 4.660,75 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya dair talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile kabul edilen asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, dava dilekçesini tekrar etmiş, olayda TBK’nın 107. Maddesinin uygulanamayacağını, zira davalının taraflar arasındaki alım-satım sözleşmesini inkar ettiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin 11.425,51 TL alacaklı olduğunun belirtilediğini, davalının kendisi için özel üretilen ürünlerin siparişini iptal ederek teslim almaktan imtina ettiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini istemiştir. Dava, taraflar arasında cari hesap şeklinde devam eden alım-satım ilişkisi kapsamında, cari hesap alacağına dayalı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı tarafça, davalının vermiş olduğu bir ürün siparişi için özel olarak 1000 adet baskılı teneke tedarik edildiği, buna ilişkin KDV dahil 6.764,76 TL ödemede bulunulduğu, ancak daha sonra davalı tarafın vermiş olduğu siparişi hukuka uygun bir mazeret olmaksızın iptal ederek teslim almaktan imtina ettiği, söz konusu iptal nedeniyle davalı için özel hazırlatmış olan tenekelerin kullanılamadığı ve bunların bedeli kadar davacının zarara uğradığı belirtilerek, bu zarara ilişkin olarak düzenlenen 05/04/2018 tarihli 6.764,76 TL’lik satış iade faturasına ve aralarındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan bakiye 4.660,25 TL alacağı (toplam 11.425,50 TL) dayalı olarak davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılması üzerine, davalı tarafça süresinde yapılan itiraz üzerine işbu itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı vekili cevabında, davaya konu faturalardaki malların müvekkiline teslim edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda belirlenen 4.660,75 TL cari hesap borcu yönünden davalı vekilince yapılan kabul beyanı doğrultusunda verilen kısmen kabul kararı yönünden davalı tarafça bir istinaf itirazında bulunulmadığından, HMK’nın 355.maddesi gereğince Dairemizce bu yönden bir istinaf incelemesi yapılmayacak, istinaf incelemesi sadece reddine karar verilen 6.764,76 TL’lik satış iadesi faturasına yönelik olarak yapılacaktır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, dava dilekçesine ekli yazışmalardan anlaşılacağı üzere, davalı tarafça davacıya e-posta yazışması yoluyla 07/12/2017 tarihinde belli boyutlarda teneke içerisinde yapıştırıcı siparişi verildiği, tenekelerin dışına sipariş maili eklinde gönderilen görselin basılmasının talep edildiği, davacı tarafça da bu sipariş doğrultusunda dava dışı bir firmanın 1000 adet özel teneke ürettirildiği, davacı tarafça, davalının bu aşamada taraflar arasındaki siparişe dayalı sözleşme ilişkisini sonlandırıldığı ve ürünlerin teslim alınmaktan imtina edildiği ileri sürülmüş, alınan bilirkişi raporunda da davalı şirketin Mart/2019 tarihinde verdiği siparişi iptal ettiği belirtilmiş ise de, dava dilekçesi ekindeki yazışmalarda ve diğer dosya kapsamında böyle bir iptal talimatı bulunmadığı, davalı tarafça sunulan cevap ve 23/04/2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçelerinde de sipariş iptali talimatı verildiğine dair bir beyan bulunmayıp, aksine davacının teslim edilmeyen ürünler için talepte bulunduğunun, davacı tarafın iddiasını ispat etmesi gerektiğini belirtildiği, buna göre istinafa konu 6.764,76 TL ödeme yapıldığı belirtilen tenekelerin kullanılacağı ürün siparişinin davalı tarafça iptal edildiğinin davacı tarafça sunulan delillerle ispat edilemediği, dayanılan 05/04/2018 tarihli satış iade faturasının bu iddiayı ispata yeterli olmadığı gibi fesih anlamına da gelmeyeceği, bu durumda devam eden sözleşme ilişkisi kapsamında siparişe konu ürünleri teslim ettiğini veya teslimi önerdiğini davacının ispat etmesi gerektiği, davacı tarafça da bu yönde de ispata yeterli bir delilin dosyaya sunulamadığı, ilk derece mahkemesince de belirtildiği üzere bu hususta tebliğ mahalli tayini yoluna da gidilmemiş olduğu, bu durumda davacının istinafa konu 6.764,76 TL’lik satış iade faturası yönünden davasının ispat edemediği, ilk derece mahkemesince de bu doğrultuda yapılan değerlendirme neticesinde yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2019 tarih ve 2018/1156 Esas, 2019/691 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.