Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/58 E. 2022/158 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/58
KARAR NO: 2022/158
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2019
NUMARASI: 2016/944 Esas, 2019/773 Karar
DAVANIN KONUSU: Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirketin 2010/82 Dosya No’lu Bağcılar İlçesi Elektrik Tesis İşlerinin yapım işini üstlendiğini, söz konu işin yapılması için İstanbul Bağcılar İlçesi Elektrik Tesis İşleri İşine Ait Sözleşme imzaladıklarını, anılan Sözleşme gereği … Söğütözü Ticari Merkez ve Anadolu Kamu Finansmanı Şubesi’nin 12.04.2011 tarihli, … nolu 234.917,81-TL bedelli, … Söğütözü Ticari Merkez ve Anadolu Kamu Finansmanı Şubesi’nin 03.06.2011 tarihli, … nolu 5.000,00-TL bedelli, … Söğütözü Ticari Merkez ve Anadolu Kamu Finansmanı Şubesi’nin 19.11.2011 tarihli, … nolu 7.500,00 -TL bedelli üç ayrı teminat mektuplarını teslim ettiklerini, işin 31.12.2013 tarihli geçici kabul ile 27.07.2015 tarihli kesin kabul onaylarının yapılmış olmasına, SGK Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezinden İlişiksiz Belgesi verilip bunun … Genel Müdürlüğüne sunulmasına rağmen teminat mektuplarının iade edilmediğini, sözleşme uyarınca teminatın iadesi için gerekli şartların davacı tarafça yerine getirilmiş olduğunu belirterek, öncelikle dava konusu teminat mektubunun nakde çevrilmesinin ve ödenmesinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, toplam 247.417,81-TL bedelli teminat mektuplarının davacı şirkete iadesine, aksi takdirde teminat mektuplarının iptaline karar verilmesini talep etmşitir. Davalı vekili cevabında, davalı şirket tarafından 2010/82 nolu ihale dosyası ile davacıya “Bağcılar İlçesi Elektrik Tesis İşlerinin” yapım işinin ihale edildiğini, söz konusu işe ilişkin olmak üzere İstanbul Bağcılar İlçesi Elektrik Tesis İşleri İşine Ait Sözleşme” imzalandığını, İhale Kanunu ve taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine göre davacı tarafından davalı şirkete yapılacak işin belli bir oranındaki bedele karşılık gelen teminat mektuplarının sunulduğunu, davacı şirketin işçilerine eksik ödeme yapmış olduğunu, işçilerin hak ve alacaklarının ödenmesinden davacı şirketin sorumlu olduğunu, sözleşme gereği yüklenicinin ihale makamı olan davalı şirkete borcu bulunduğu sürece teminatları iade etmemesinin sözleşmeye ve hukuka uygun olduğunu, yüklenicinin çalıştırdığı tüm personelin özlük hakları ile ilgili hususların yükleniciye ait olduğunu, ihtiyati tedbir şartları oluşmadığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin de reddedilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 13.04.2011 tarihli sözleşme uyarınca davacı şirket işlerini tamamladığı, tesisin geçici kabulünü 31.12.2013 tarihinde, kesin kabulünü de 27.07.2015 tarihinde yaptırdığı, geçici kabul ve kesin kabul tutanaklarının davalı …. Genel Müdürlüğü tarafından onaylandığı, buna göre davacı şirket taahhüdünü eksiksiz ve kusursuz yerine getirdiği, ancak, sözleşmenin 10. Maddesinin 4.1. bendinde; “Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokuman hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesinden ve varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların yarısı, kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra ise kalanı, SGK’dan ilişiksiz belgesi getirilmesinden sonra yükleniciye iade edilir “ hükmünün yer aldığı, SGK’nın 27.01.2016 tarihli sayılı yazısıyla, teminatın iadesinde sakınca olmadığının, ancak, ileride ödenmemiş prim borcu çıkması halinde talep haklarının saklı olduğunun bildirildiği, davacı şirkette çalışmış olan 9 işçinin, davacı şirketin, ücretlerini, ikramiyelerini, kıdem ve ihbar tazminatlarını ödemediğini, sözleşme gereği davalının da bu konuda sorumluluğunun bulunduğunu gerekçe göstererek alacaklarının tahsili için İstanbul 5., 17., 24., 33. İş Mahkemelerinde …. aleyhine davalar açtıklarını, bunlardan 5 işçinin açtığı davaların karara çıktığı, diğer 4 işçinin açtığı davaların kesinleştiğine ilişkin dava dosyasında bilgi mevcut olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeye göre; işçilerin ücret, kıdem ve ihbar tazminatlarının davacı tarafından ödememesi halinde davalı ….’nin dava dışı işçilere sorumluluğu bulunduğu, ödenmeyen bedellerin hakkediş, geçici ve kesin teminatlardan kesileceği hükümleri bulunduğu, bu nedenle, işçilerin yukarıda sözü geçen İş Mahkemelerinde açtıkları davalar sonuçlanıncaya kadar teminatların davalı …’de tutulmasına devam edilmesi gerektiği ve teminatların davacıya adesinin söz konusu olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, dava dilekçesini tekrar etmiş, hükme esas alınan işçi alacağı davalarının davaya konu sözleşme ile ilgili olmadıklarını, söz konusu işçilerin davaya konu işten yaklaşık 10 yıl önce (2007 yılındaki) “Sarıyer Elektrik Arıza Bakım” işine ilişkin farklı bir sözleşme kapsamında çalıştırıldıklarını, bunlara ilişkin 2007 yılı Mart ayı SGK bildirgelerinin dosyada mevcut olduğunu, bu nedenle huzurdaki davada dikkate alınamayacaklarını, davaya konu sözleşme kapsamında çalıştırılan tüm işçilerin işçilik alacaklarının ödenmiş bulunduğunu, bunlara dair Hizmet Dökümlerinin ve ayrıntılı kimlik bilgilerinin 31.03.2017 günü dosyaya sunulduğunu, bu işçiler tarafından müvekkiline veya davalıya karşı açılmış bir dava bulunmadığını, bu işçilerin müvekkilinden işçilik alacaklarının da bulunmadığını, davalı kurumun, dava konusu olmayan 10 yıl önceki bir başka işi sebep göstererek dava konusu teminat mektuplarını iade etmemesinin haksız olduğunu, bilirkişi ayrık raporunda yer alan değerlendirmenin sübjektif, yanılgılı ve geçersiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dava, taraflar arasındaki 13.04.2011 tarihli “Bağcılar İlçesi Elektrik Tesis İşlerine” ilişkin eser sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya verilen 3 adet teminat mektubunun (toplam 247.417,81 TL bedelli), sözleşmenin ifa edildiği, geçici ve kesin kabullerin yapıldığı, iade şartlarının gerçekleştiği iddiasıyla, davacıya iadesi, aksi halde iptallerine karar verilmesi talebine ilişkindir. Davalı tarafça, davacı şirketin sözleşme kapsamında çalıştırdığı işçilere eksik ödeme yaptığı, bu kapsamda davacının işçileri tarafından davalıya karşı açılmış işçilik alacağı davalarının bulunduğu, bu nedenle sözleşmenin 10.4.1. maddesi gereğince teminat mektuplarının iade edilmemesinin yerinde olduğu belirtilerek davanın reddi istenmiştir. Mahkemece, davalının savunmasında geçen işçilik alacağı davaları sonuçlanıncaya kadar teminatların davalıda tutulmaya devam edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davalının elinde tuttuğu teminat mektupları, ilk talepte ödeme kaydını havi, kesin (hiçbir koşula bağlı kalmaksızın, ilk yazılı başvuru üzerine derhal ve gecikmeksizin nakde çevrilebilir) nitelikte bir mektuptur. İlk talepte ödeme kaydını havi banka teminat mektuplarında banka, muhatabın talebi üzerine herhangi bir itirazda bulunmadan ve muhatabın teminat mektubuna dayanarak talepte bulunma hakkının olduğunu ispat etmesine gerek kalmadan ödeme yapmayı taahhüt etmektedir. Kural olarak bu tür teminat mektuplarında banka, yalnızca şekli manada inceleme yapma yetkisini haiz olup, esasa ilişkin herhangi bir inceleme yapma hak ve yetkisini haiz değildir. Bu sebeple bu tür banka teminat mektuplarının esas itibariyle muhatap lehine olduğu kabul edilmekte olup, banka, lehdarın her uyarısını değil, likit delillere dayanan uyarısını dikkate almak zorundadır. Davacı, teminat mektubunun lehdarı, davalı ise muhatabıdır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davalı …. Genel Müdürlüğü ile davacı … Taah. Tic. A.Ş. Arasında imzalanan davaya konu “İstanbul Bağcılar İlçesi Elektrik Tesis İşleri” hakkındaki 13.04.2011 tarihli sözleşme kapsamında yine davaya konu 3 adet teminat mektubunun davalı kuruma verilmiş olduğu, davacı şirketin bu sözleşme kapsamındaki işlerini tamamladığı, tesisin geçici kabulünün 31.12.2013 tarihinde, kesin kabulünün ise 27.07.2015 tarihinde yapıldığı, davacı tarafça SGK’dan alınan 27.01.2016 tarihli yazıda teminatın iadesinde sakınca olmadığının, ancak ileride ödenmemiş prim borcu çıkması halinde talep haklarının saklı olduğunun bildirildiği, ancak davalı tarafça, davacı şirketin sözleşme kapsamında çalıştırdığı işçilere eksik ödeme yaptığı, bu kapsamda davacının işçileri tarafından davalıya karşı açılmış işçilik alacağı davalarının bulunduğu, bu nedenle sözleşmenin 10.4.1. maddesi gereğince teminat mektuplarının iade edilmemesinin yerinde olduğunun savunulduğu ve bunlara ilişkin dava bilgilerinin yer aldığı (9 adet dava) bir liste ile bunlardan 5 adedine ilişkin gerekçeli karar, bilirkişi raporu vs belgelerin sunulduğu, davaya konu sözleşmenin 10. Maddesinin 4.1. bendinde; “Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokuman hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesinden ve varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların yarısı, kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra ise kalanı, SGK’dan ilişiksiz belgesi getirilmesinden sonra yükleniciye iade edilir “ düzenlemesinin yer aldığı, bu maddedeki ”… yüklenicinin bu işten dolayı İdareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra …” ibaresinin, eğer böyle bir durum var ise, davaya konu sözleşeme kapsamında çalıştığı iddia edilen dava dışı işçilerce davalı (idare) aleyhine açılan ve kazanılan işçilik alacakları ile ilgili davaları da kapsamayacağı, buna göre teminat mektuplarının iadesi için sadece SSK’dan alınacak ilişiksiz belgenin sunulması yeterli olmayıp, yüklenici davacı tarafından işçilere işçi alacaklarının ödenmesinin de gerekli olduğu, ancak davalının bu konuda dayanmış olduğu 9 adet işçilik alacağı davasından sadece 5 adedine ilişkin belgelerin dosyaya sunulmuş oldukları ve bu belgelere göre söz konusu 5 işçinin de davaya konu sözleşme döneminden daha önceki tarihlerde davacının yanında çalışmış oldukları, davalı tarafça sunulan dava listesinde yer alan diğer 4 davaya ilişkin her hangi bir belge sunulmadığından bunlara ilişkin işçilerin hangi dönemde davacının yanında çalışmış olduklarının tespit edilemediği, davalı vekilince bunlara dair belgelerin ilgili Mahkemelerden getirtilmesi talep edildiği halde Mahkemece bu yönde bir müzekkere yazılmadığı anlaşılmıştır.Bu açıklamalar doğrultusunda, Mahkemece, davalı vekilince sunulan dava listesinde yer alıp da belgeleri dosyaya sunulmayan 4 adet davaya ilişkin belgelerin de dosya arasına getirtilerek incelenmesi, o davalardaki işçilerin de davaya konusu iş kapsamında çalışmadıklarının tespit edilmesi halinde, davalının bu 9 adet işçi alacağı davası savunmasının takas def’ine konu olup olamayacağı da değerlendirilerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Açıklanan nedenlerle,davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2019 tarih, 2016/944 Esas, 2019/773 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.