Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/568 E. 2023/1168 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/568
KARAR NO: 2023/1168
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI: 2018/773 Esas, 2020/517 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 31/07/2017 tarihinde “… pressör İstasyonu 4. Ünitesi İçin Fittings Temini Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşme kapsamında müvekkili tarafından yüklenilmiş edimin zamanında ve tam olarak ifa edildiğini, davalı tarafın bedel ödeme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediğini, davalının temerrüde düşmesi neticesinde müvekkilinin uğradığı finansal kayıp doğrultusunda fiyat ve vade farkı faturası keşide edildiğini ve 01/06/2018 tarihinde takip yapıldığını, davalı tarafından borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptaline, borçlunun itirazının kötü niyetli olması sebebi ile asıl alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı yanın hiçbir zarara uğramadığı halde fiyat ve vade farkı faturası tanzim etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı yanın sözleşmeye aykırı tanzim ettiği faturalara itiraz ettiklerini, davacı yanın sözleşmeye aykırı olarak söz konusu malzemeleri geç teslim ettiğini ve müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, sözleşmenin 9.maddesi uyarınca gecikilen her gün için 1.200 Euro/gün belirtildiğini, davacı yanın edimlerini ihlal etmesi nedeniyle 37.177,44 EURO gecikme cezası, müvekkilinin alacaklı olduğunu, bu hususta davacıya 30/05/2018 tarihli ihtarname keşide edildiğini, olumlu bir netice alınamadığını savunarak davanın reddine, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın yapılan icra takibine karşı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında 31/07/2017 tarihli Hanak Kompressör İstasyonu 4. Ünitesi İçin Fittings Temini Sözleşmesi yapıldığı, davacının sözleşme kapsamında davalıya sunduğu hizmet karşılığı kestiği faturaların ödenmesi için 30/05/2018 tarihli ihtarnameyi davalıya gönderdiği, davalının da 04/06/2018 tarihinde ihtar ile cevap verdiği, davacının takipte 12.069,02Euro ve 1.874,71TL tutarında fatura bedellerinin tahsilini talep ettiği, davalının davacının zarara uğramadığı halde fiyat ve vade farkını fatura etmekte haksız olduğundan bahisle takibe itiraz ettiği görülmüş, davacının ticari defter ve kayıtlarının ibraz edilmediğinden incelenemediği, incelenen davalı ticari kayıtlarının ise usul ve yasaya uygun tutulup tasdik ettirildiğinin ve ayrıca davalının kendi defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacıya 10.179,89 Euro borçlu olduğunun tespit edildiği, her ne kadar davalı tarafça taraflar arasında cari hesap mutabakatı yapıldığı ve davacıya borçlarının bulunmadığı hususunda mutabık kalındığını beyan ettiği ve Cari Mutabakat Mektubu başlıklı evrak suretini sunmuş ise de davacının delil olarak davalı defterlerine de dayandığından, davalı defterlerinde, cari mutabakat metninin aksine davacının 10.179,89 Euro alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalının ödemeye ilişkin bir kayıt sunmadığı davalının usul ve yasa hükümlerine uygun tutulup tasdik edilmiş ticari kayıtlarına göre davacıya 10.179,89 Euro tutarında borçlu olduğu gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile alacak likit olduğundan alacağın takip tarihindeki TL karşılığı olan 53.240,82 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, davacının defter ve kayıtlarına göre tanzim ettiği cari mutabakat mektubuna göre hesap bakiyesinin 0,00-Euro olduğu ve davalının borcu olmadığını, taraflar arasında tek bir cari hesap bulunduğu, cari mutabakat mektubunun tüm cari hesabı kapsadığı, davacı yanın gerek 25.02.2020 tarihli yazılı gerekse 07.07.2020 tarihli sözlü beyanı mahkeme huzurunda ikrar olduğu , davacının tanzim ettiği cari mutabakat mektubuyla taraflar arasında güncel cari hesabın 0,00-Euro olduğunu beyan ve ikrar ettiği, bilirkişi raporunu eksik hesaplamaya dayandığı, 2018 yılındaki kur saldırısı üzerine yayınlanan TC Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereği de artık dövizli işlem yapmak hukuken mümkün olmadığından Sayın Bilirkişinin kendi inisiyatifle “Dövizli Cari Hesap” yapmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu, itiraza uğrayan faturadan kaynaklı alacakların likid olmadığı, icra inkar tazminatı verilmemesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mutabakat belgesi borcu sona erdiren nitelikte bir belge olduğundan her aşamada sunulabilir. Hâkim tarafından da kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Borcu sona erdiren nitelikte belgenin yasa yolu aşamasında dahi sunulmuş olması incelenmesine engel oluşturmamaktadır. Yargılama sırasında davalı iş sahibi tarafından sunulan cari hesap mutabakat belgesi yukarıda değinilen şekilde borcu sona erdiren nitelikte belge olup mahkemece bu belge ile ilgili tarafların iddia ve savunmaları uyarınca tüm delilleri toplanmadan sadece davalı defterlerindeki borç miktarı esas alınarak sonuca gidilmesi hatalı görülmüştür. Yargılama aşamasında ileri sürülen söz konusu belge ile ilgili inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra sonuca uygun karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili icra inkar tazminatına ilişkin istinaf itirazı ileri sürmüş ise de yukarıdaki şekilde mahkemece yapılacak inceleme sonucuna göre bu talep yönünden karar değişebileceğinden şu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2020 tarih, 2018/773 Esas, 2020/517 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/11/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.