Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/565
KARAR NO: 2023/1167
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2020
NUMARASI: 2018/512 Esas, 2020/364 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2023
BİRLEŞEN
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2018/1053 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, davacının müteahhit olduğunu, davalı … – … ile aralarında 23.08.2017 tarihinde “İş Yapım Sözleşmesi”imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davalı tarafın ana proje olan müvekkilinin almış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesi dahilinde, mutfak dolapları, 23 adet camlı oda kapısı, 112 adet camsız oda kapısı, 23 adet banyo dolabı, banyo ve wc kapıları yaparak anahtar teslim olarak yapılmasını üstlendiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında müvekkili tarafından davalı tarafa 21.11.2017 tarihinde avans ödemesi olarak 15.07.2018 keşide tarihli 15.000TL bedelli çek verildiğini, ancak o günden sonra müvekkiline karşı taahhütler veren ve yapması gereken iş ve işlemleri yapmayarak müvekkilini mağdur eden davalı yandan müvekkilince tüm talep ve ısrarlarına rağmen müspet cevap alınmadığını, 09/04/2018 tarihli ihtarname keşide edildiğini ve mevcut hususlar dahilinde çekin iadesinin talep edildiğini, davalı şahsın edimini hiç yada gereği gibi yerine getirmediğinin keşif, bilirkişi incelemesi ve ticari defter kayıtlarının tetkiki ile ortaya çıkacağını, müvekkili şirketçe avans çek ödemesi ile davalı şahsa avans çek tesliminin yapıldığının açık olduğunu, müvekkilinin mezkur çekin avans olarak verildiğinin taraflar arasında yapılan sözleşmenin 21.11.2017 tarihinde yapıldığı çek tesliminin de sözleşme imzalandığı tarihle aynı olan 21.11.2017 tarihinde teslim edildiği itirazdan uzak bir şekilde ortada olduğunu ileri sürerek çekten kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ile çekin iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Birleşen davada ise, asıl davadaki davalı …’ın halihazırda cezaevinde olduğu ve ilgili şahısça …’e mezkur çeki ticari hayat tabiri ile kırdırılmak suretiyle ciro edildiğini, … ile … arasında herhangi bir ticari ya da hukuki ilişki mevcut olmadığı ve …’ün bile bile borçlunun zararına hareket ederek müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkili ve tanıklarca beyan edildiği üzere kazanç sağlamak maksadıyla doğrudan ödünç para veren …’ün müvekkiline karşı … ile birlikte hareket ederek herhangi bir hak ve alacağı olmadığı halde üçüncü kişi sıfatıyla hareket ettiğini, müvekkilinin doğrudan kanuni haklarını kullanmasının önüne geçmeye çalıştığını ileri sürerek davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Asıl davada davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır. Birleşen Dava Davalısı … vekili, davacı yanca diğer davalıya verilen çekin davalı tarafından müvekkiline alacağı karşılığında ciro edildiğini, müvekkilinin çeki bankaya ibraz etmesi sonucu karşılıksız çıkması üzerine çeki icra takibine koyduğunu, müvekkili tarafından başlatılan takibe karşı davacı yanca menfi tespit davası açıldığını ve müvekkilinin açtığı takibe tedbir konulduğunu, mahkemenin müvekkili tarafından başlatılan takibe karşı tedbir kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı ve davalı arasında gerçekleşmiş olan hukuki ilişki nedeniyle senedin verilmiş olmasının müvekkilini etkilemeyeceğini, senetlerde sebepten soyutluk ilkesi gereği senet ciro edilmişse, ticari hayatın güvenilirliği açısından senedin verilme sebebinin cirantalara karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Asıl davada tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporunda dava konusu edilen çekin davacı tarafından davalı yana teslim edildiğine dair davalı yan kaşe ve imzasının yer aldığı 21.11.2017 tarih ve … sıra nolu adi tahsilat makbuzunun sunulu olduğu, makbuzda yer alan kaşe üzerindeki imzanın sözleşmede yer alan davalı imzası ile benzer olduğu, dava konusu çekin tarih ve miktarının, sözleşmede yer verildiği gibi olduğu, davalı yanca davacı şirkete düzenlenmiş herhangi bir fatura olmadığı gibi, iş teslimine ilişkin bir belgenin de dava dosyasında yer almadığının belirtildiği, avans ödemesi olarak verildiği anlaşılan dava konusu çekle ilgili davacı tarafın davalı tarafa borçlu olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne; Birleşen dava ise, TTK 818/1-e maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanacak olan 687/1 maddesine göre bedelsizlik iddiası çek keşidecisi ile çek lehdarı arasında ileri sürülebilecek bir konu olup bunun iyiniyetli yetkili hamile karşı ileri sürülmesine imkan bulunmadığı, davacının şahsi def’ilerini birleşen dava davalısı …’e karşı ileri sürebilmesi için, birleşen dava davalısının çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin, yani kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerektiği, dinlenen tanıkların beyanlarına göre, birleşen dava davalısının dava konusu çeki iktisap ederken bile bile davacının zararına hareket ettiği sübuta ermediği gerekçesiyle birleşen davanın reddine, İ.İ.K’nun 72/4.maddesi hükmü gereği birleşen dava davalısının tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili istinafında, birleşen davada davalının bile bile davacının zararına hareket ettiğini, birleşen dava davalısının cevap dilekçesinde çeki alacağına karşı aldığını beyan ettiği, daha sonra ise hizmete karşılık aldığını beyan ederek çelişkili ifadelerde bulunduğunu, gerekirse sözleşme sunulacağını beyan etmesine rağmen sunmadığını, davalının ticareti terk ettiğini, bedelsizlik defisinin şahsi defi olduğunu ve davalıya karşı da ileri sürülebileceğini, tanık anlatımları, ticari iş kayıtları, para transferine dair bir belgenin davalı yanca dosyaya ibraz edilmemiş olması nedeniyle birleşen davanın kabul edilmesi gerektiğini belirterek birleşen davaya yönelik kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Mahkemece verilen karara karşı asıl ve birleşen davalarda davacı tarafından birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, davalı taraf istinafa gelmediğinden sadece birleşen davaya yönelik istinaf incelemesi yapılmıştır. Birleşen dava, bedelsiz olduğu iddiasına dayalı çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Birleşen davada davalı 3.kişi ciranta olup, dava konusu çekin asıl dava davalısı yükleniciden bedelsiz olduğunu bilerek aldığı, yani davalının çeki bedelsiz olduğunu bilerek ağır kusurlu olarak kötüniyetli iktisap ettiği usulünce ispatlanamadığından birleşen davada mahkemece verilen karar doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, birleşen davada verilen mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih ve 2018/512 Esas, 2020/364 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.