Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/552 E. 2022/352 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/552
KARAR NO: 2022/352
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/09/2019
NUMARASI: 2017/339 Esas, 2019/831 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; makine yedek parçaları ve döküm işiyle iştigal eden müvekkilinin sipariş üzerine davalı için manifold, flaşlı dirsek, giriş borusu, adaptör, çek valf ve muhafaza kapağı ürettiğini, davalının manifold ve flanşlı dirseği teslim alıp bu iki kaleme ilişkin ödemesini yaptığını ve aynı fiyat üzerinden yeniden manifold sipariş vermek istediğini, ancak müvekkilinin bu fiyatı kabul etmemesi nedeniyle manifold kalıbının davalıya iade edildiğini, sipariş formunda yazan diğer sipariş kalemlerinin ise teslime hazır olmasına rağmen davalı tarafça teslim alınmadığını, söz konusu ürünlerin teslim alınması hususunda ihtarname tebliğ edildiğini, ancak davalının ürünleri teslim alacağını söyleyerek müvekkilini sürekli oyaladığını, ayrıca bunun dışında 2015 yılında davalının siparişi üzerine numune olarak her biri 250 USD + KDV bedelle 3 adet dişli pompa üretilip teslim edildiğini, pompalardan birinin davacıya iade edildiğini, iade olunmayan 2 adet dişli pompanın ise davalı tarafından kullanılmaya devam olunduğunu, keşide olunan ihtarname ile ücreti ödenmeyen söz konusu 2 adet dişli pompanın iade olunmaması halinde 250 USD + KDV birim fiyatla faturalama yapılacağının bildirildiğini, davalının sessiz kalması üzerine fatura kesildiğini, ancak davalının bu faturayı noter vasıtasıyla iade ettiğini, davalının siparişi üzerine üretilen ancak zamanında teslim edilmediğinden bahisle teslim almaktan kaçındığı ürünler ve teslim alındığı halde bedeli ödenmeyen ürünler nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi yönden zarara uğradığını, ayrıca sipariş formunda yazılı rakamların o gün için geçerli rakamlar olduğunu, günümüz fiyatlarına göre güncellenmesi gerektiğini beyanla malzemelerin şu andaki değerinin mahkemece tespitini, bu tespit yapıldığında dava değeri artırılmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 31.995,00 TL + KDV’den ibaret alacağın ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kendi üretimi olması gereken bu malın fiyatını tam bilmediğinden bahisle fiyat tespiti yapılmasını talep ettiğini, ancak davacının fiyat tespiti mi, yoksa alacağın tahsilini mi talep ettiğinin dava dilekçesinden anlaşılamadığını, davanın usule aykırı olduğunu, davacı her ne kadar davalının imzaladığı siparişler, teslim aldığı mallar, kabul ettiği faturalar vs den bahsetmiş ise de, davalı tarafça imzalanmış geçerliğini koruyan bir sipariş, mal teslim tutanağı, fatura veya sevk irsaliyesinin olmadığını, davacının davalıdan tahsili gereken alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; tarafların ticari defter ve belgeleri, dava konusu ürünler ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 17/12/2018 tarihli kök, 04/03/2019 ve 30/05/2019 tarihli ek raporlar ile tüm dosya içeriğinden; önce malzemenin dökülmesi, daha sonra tek tek takim tezgahlarında işlenecek olması nedeniyle dava konusu ürünlerin imalatının zaman alacağı, 3 günde imal edilmesinin mümkün olmadığı, sipariş formunda teslim zamanının 60 gün olarak belirtildiği, davacı tarafın ürünlerin teslim alınması hususundaki ihtarnameyi yaklaşık 8 ay sonra gönderdiği, davalının da ürünlerin geciktiğine dair bildirimini 9 ay sonra yaptığı, makine mühendisi tarafından yapılan incelemede, davacı tarafından dosyaya sunulan formlarda belirtilen tüm ürünlerin imalatının yapıldığı ve sevke hazır vaziyette davacının deposunda bekletildiği, davalı taraf her ne kadar incelenen ürünler üzerinde müvekkili şirketin değil davacı şirketin ünvanı olan “…” ibaresinin yazılı olduğunu, söz konusu ürünlerin müvekkilinin siparişi üzerine üretildiğinin ispatlanamadığını, davalının ana rakiplerinden … isimli şirketin de yıllardır davacıya aynı ürünleri ürettirdiğini, söz konusu ürünlerin herkese satılabilir nitelikte olduğunu iddia etmiş ise de; tamir- bakım alanında ve benzin istasyonunda kullanılan ürünlerin özel imalat olduğu. başka bir firmaya satışının yapılamayacağı, ayrıca sektördeki ticari hayatın akışı içinde imalatı gerçekleştirilen ürünler üzerine -alıcının değil- satıcı firmanın ünvanının yazılmasının gayet doğal bir davranış olduğu , sipariş formundaki 5 kalem maldan iki kalemin davalı tarafından gerek adet gerekse fiyat olarak birebir alındığı, yapılan kontrolde teslim alınmayan diğer ürünlerin de davacı nezdinde teslim edilmek üzere hazır olduğu, söz konusu ürünlerin davalının siparişi üzerine üretilen ürünler olduğu, davalının, yasal süre içinde ayıp ihbarının bulunmadığı, ayrıca davacının deposunda mamul halde olan parçaların hatalı olduğunu gösteren teknik resim vs başkaca yasal delil sunulmadığı, dava konusu ürünlerin ayıplı olabileceği, çalışıp çalışmadığının bilinmediği vs yönündeki itirazlar dikkate alınamayacağı, inceleme sırasında hazır bulunan davalı şirket temsilcisi ve davalı vekilinin bilirkişi incelemesine sunulan davacı şirketin deposundaki ürünlerin kendileri için üretilen dava konusu ürünler olmadığına dair bir itirazda bulunmadığı, gelinen bu aşamada artık, satıcı durumundaki davacının değil, alıcı durumundaki davalının temerrüdünün bulunduğu, davalının, siparişi üzerine üretilip teslime hazır edildiği halde teslimden kaçındığı ürün bedeli ve teslim aldığı halde bedelini ödemediği ürünler nedeniyle davacıya borçlu olduğu, davacı ve davalının kaşe ve imzasını içeren evraklardaki fiyatlar esas alınarak bilirkişi kurulunca yapılan değerlendirme sonucu teslim alınmayan ürün bedelinin: 30.180,00 TL, teslim edildiği halde ödenmeyen 2 adet dişli pompa bedelinin (1.083,47 TL x 2 =) 2.166,94 TL olmak üzere toplam 32.346,94 TL talep edilebileceği, fatura kesilmediğinden KDV’nin istenemeyeceği, davacının , talep konusu alacağını dava dilekçesinde 31,995,00 TL + KDV olarak belirttiği, harçlandırma formuna göre harcın sadece 31.995,00 TL asıl alacak tutarı üzerinden yatırıldığı, taleple bağlı kalınarak asıl alacak yönünden sübuta eren davanın kabulü gerektiği gerekçesi ile; DAVANIN KABULÜNE, 31.995,00 TL davacı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, karar verilmiş karara karşı, davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili, istinaf dilekçesi ile sözleşme geçerli kabul edilip ödemeye hükmedildiği halde malın teslimi ile ilgili hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğunu, zira karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ifada sıra başlıklı TBK’nın 97. Maddesi uyarınca malın teslimi ile ödemenin yapılmasının birbirinin koşutu olup, birinin ifasına değinmeden yalnızca diğer ifaya hükmedilmesinin eksiklik olduğunu, davacı tarafından 3 adet dişli pompanın davalıya teslim edilmesinin delili olarak sunulan malzeme teslim formunun belge niteliği taşımayan fotokopi olduğunu, senet niteliği taşımayan fotokopi ile borç yaratılmasının kararı baştan sona itibar edilemez hale soktuğunu, bir an için delil niteliğinde kabul edildiğinde dahi, yazı içeriğinde malın davalıya teslim edildiği değil halen davacıda olduğu ibaresinin bulunduğunu, bu formda teslim alan olarak görünen …’ın davalıyı temsil kabiliyeti olup olmadığı araştırılmadan teslimin yapıldığı sonucuna varılmasının hatalı olduğunu, ayrıca evvelce davacının gönderdiği ihtarname ekinde yer alan sevk irsaliyesinde de teslim alan olarak yazılı olan … beyin de hiç araştırılmadığını, mahkemenin taraflar arasındaki sözleşme olarak itibar ettiği sipariş teklif formunun da tıpkı malzeme teslim formu gibi fotokopiden ibaret ve yasal geçerliliği olmayan belge olduğunu, üstelik sipariş teklifinin yani icabın, karşı tarafın kabulü olmaksızın sözleşmenin kurulmasına yeterli olmadığı TBK 11. Madde açık hükmü gereği olmasına rağmen mahkemece göz ardı edildiğini, yasal geçerliliği bulunmayan malzeme teslim formunda malın teslim süresi 60 gün olarak belirlendiğini ve davacının bu 60 günlük süre dolduktan tam 6 ay sonra davalıya malın hazır olduğu ihtarında bulunduğu halde ifanın süresinde kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davalının kendisine teslim edilmemiş ürünlere karşı ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle malı kabule mecbur olduğuna hükmetmenin akıl ve mantık dışı oluğunu, somut olayda alacaklı temerrüdü bulunmamakla birlikte bir an için davalının malı teslim almakta direnimi olduğu varsayıldığında bile davacının TBK’nın 107/1 maddesi hükmüne uygun davranarak malı tevdi yerine bırakmadığından malı teslim borcundan kurtulamadığını ve davalıdan her hangi bir talepte bulunamayacağını, davacının sözde davalıya üretmiş olduğu malın bedelinin emsal ve rayiç araştırması yapılmadan davacı talebinin olduğu gibi geçerli sayılarak belirlendiğini, bu belirlemenin de hatalı olduğunu, kaldı ki malın çalışıp çalışmadığı, indirime sebep olabilecek bir noksanı bulunup bulunmadığının dahi incelenmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkin olup; davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur.Davalı vekili Av…. tarafından verilen 16/03/2020 tarihli dilekçe ile istinaf taleplerinden feragat edildiği bildirilmiştir. Bunun üzerine İstanbul BAM 15 HD’nin 02.06.2020 tarihli kararı ile davalı şirket tarafından Av….’a verilen Büyükçekmece … Noterliği’nin 31/05/2017 tarihli, … yevmiye nolu süresiz vekaletnamesinde “Temyizden feragat” yetkisi bulunmakla birlikte “istinaf talebinden feragat” yada “kanun yollarından feragat” yetkisinin bulunmadığı tespit edildiğinden, davalı şirket tarafından Av….’a verilen ve “istinaf talebinden feragat” yada “kanun yollarından feragat” yetkisini içeren vekaletnamenin davalı vekilinden temini ile birlikte gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince daire kararını içerir tebligat davalı vekiline yapılmış, ancak davalı vekilince kararda bahsedilen şekilde vekaletname sunulmamıştır. Bunun üzerine dosya yeniden istinaf incelemesi için 15 HD’ne gönderilmiş, İstanbul BAM 15 HD’nin 14.09.2020 tarih 2020/1129 2020/813 E.K. Sayılı kararı ile davalı vekilinin 16.03.2020 tarihli istinaf talebinden feragati içerir dilekçesinin davalı asıl … Sist. San. Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret sicilde kayıtlı adresine tebliğ edilerek, davalı asıl şirket yetkili temsilcilerinin istinaftan feragat edip etmediği hususunda beyanının ve yetki belgesinin temini ile birlikte dosyanın yeniden gönderilmesi için mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince davalı asıla daire kararının tebliğine rağmen davalı asıl tarafından her hangi bir beyanda bulunulmamış, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere yeniden gönderilmiştir. Buna göre davalı vekilinin vekaletnamesinde istinaftan veya kanun yollarından feragat etme yetkisi bulunmadığından ve davalı asilinde feragat yönünde dosyaya yansımış bir beyanı bulunmadığından, davalı vekilinin verdiği istinaftan feragat dilekçesi dikkate alınmamıştır.Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede, taraflar arasında sipariş üzerine eser sözleşmesi kurulduğu, davalı iş sahibinin siparişe konu ürünlerin bir kısmını teslim aldığı ancak siparişe ve davaya konu bir kısım ürünleri teslim almadığı, teslim alınmayan malların dava tarihi itibarıyla davacı yüklenicide olduğu sabittir. Buna göre davalı iş sahibi siparişe konu yüklenici tarafından üretilen bir kısım ürünleri teslim almayarak ve davacı yüklenicinin malları teslim almasına dair 18/01/2017 tarihinde gönderdiği ihtarnameye verdiği 02/02/2017 tarihli cevabi ihtarname ile sipariş edilen ürünlerin zamanında teslim edilmediği, ürünlere artık ihtiyaç kalmadığı, siparişin hükmünü yitirdiği, malların teslim almayacağını belirterek sözleşmeden dönmüştür.Eser sözleşmesi ani edimli sözleşmelerden olduğundan kural olarak geriye etkili sonuç doğuracak şekilde sonlandırılabilir. Sözleşmenin feshedilmiş olması durumunda akdi ilişki sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tasfiye edilir. Taraflar ifa yükümlülüğünden kurtularak verdiklerini geri alabilirler. Sözleşmeden dönülmekle ortada olmayan bir sözleşmenin bedelinden de söz edilemez. Buna göre yüklenici bedel tarihinde bulunamaz ise de şartlar da varsa ancak yaptığı imalatın yapıldığı tarihteki piyasa rayiçlerine göre ( yüklenici kârı olmadan) değerini isteyebilir.Somut olayda davalı iş sahibi sözleşmeden döndüğünden davacı yüklenicinin sözleşmeden kaynaklı olarak iş bedelini talep etmesine olanak bulunmamaktadır. Davacı yüklenicide sözleşmenin feshinden kaynaklı bir talepte bulunmamış, sözleşme feshedilmemiş gibi iş bedelini talep etmiştir. Yine davacı yüklenici davalıya numune olarak 3 adet dişli pompa ürettiğini, bunlardan 1 adedinin iade edildiğini, kalan ikisinin iade edilmediğini ve bedelinin de ödenmediğini belirterek bunların bedellerinin de tahsilini talep etmiş ise de davalı iş sahibine söz konusu numune dişli pompalarını üretip teslim ettiğini yasal delillerle ispatlayamamıştır. Buna göre davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 06/09/2019 tarih ve 2017/339 Esas, 2019/831 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN1-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 546,40 TL ve 98,36 TL tamamlama harcının mahsubu ile fazla yatırılan 644,76 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan herhangi bir masraf olmadığından hesaplama yapılmasına YER OLMADIĞINA,4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1- Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE,2-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 150,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 271,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 30/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.