Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/524 E. 2023/18 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/524
KARAR NO: 2023/18
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2020
NUMARASI: 2017/1074 Esas, 2020/275 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin ahşap kapı üretimi ve satışı ile iştigal ettiğini, müvekkili ile davalıların adi ortak olduğu … Yapı İnşaat Ortaklığı arasında davalıların … Mahallesi, … Sokak, No:… Kadıköy/İstanbul adresinde yapmakta olduğu 23 adet dairenin süpürgeliklerinin ve iç kapılarının yapımı ve satışı hususunda 13/03/2017 tarihinde Daire İçi Mobilya Kapı İmalatı ve Montaj Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşme kapsamında davalıların sipariş ettiği toplam 109.955,35.-TL tutarındaki daire içi kapı ve süpürgelikleri davalılara montajını yaparak teslim ettiğini ve sattığı bu ürünler ile ilgili olarak … Yapı İnşaat Ortaklığı adına 05/10/2017 tarih ve … seri numaralı 109.955,35.-TL tutarında fatura düzenlediğini, … Yapı İnşaat Ortaklığı tarafından müvekkiline 34.715,35.-TL banka havalesi yoluyla, 54.000,00.-TL çek ile olmak üzere toplam 88.714,35.-TL ödediğini, bakiye 21.240,00.-TL daha alacağı olduğunu, bu alacağın tahsili için İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalılardan … Tic. A.Ş.’nin takibe, yetkiye, borca ve faize, davalılardan … Endüstrisi A.Ş.’nin ise takibe, borca ve faize itiraz ettiğini, davalıların itirazlarının haksız olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 12.maddesi ile İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri’nin yetkili kılındığını belirterek, davalıların itirazının iptaline, takibin devamına ve davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılardan … Ticaret A.Ş. vekili cevabında, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.maddesine göre, işin ölçü alınması ile başlayacağını, davacı tarafça 18/04/2017 tarihinde gönderilen mail ile ölçülerin alınabileceğinin bildirildiğini, davacı tarafça görevlendirilen … beyin 24/04/2017 tarihinde davalı tarafın Kadıköy adresindeki inşaatına gelerek net ölçüleri aldığını, böylece 45 günlük sürenin başladığını, 9 Haziran 2017 tarihinde teslimin gerçekleşmiş olması gerektiğini, müvekkilinin bu süre zarfında defalarca davacı tarafa geç kalındığını maillerle ihtar ettiğini ancak davacı tarafın duruma umursamaz davranması nedeniyle Kadıköy … Noterliği’nin 22/06/2017 tarih ve … yevmiye numarası ile inşaatın halihazır durumunun noter vasıtasıyla tespit edilerek belgelendirildiğini, işbu tutanak ile 22/06/2017 tarihinde davacının halen işi yapmadığının ve teslimi gerçekleştirmediğinin anlaşılabileceğini, davacının iş teslimini 79 günlük gecikmenin ardından 17/08/2017 tarihinde gerçekleştirdiğini, davacıya sözleşmenin 10.1 maddesi gereğince 79 günlük cezai şart için 46.610,00.-TL açıklamalı fatura kesileceğinin mail olarak bildirildiğini, ancak … Yapı İnşaat ortaklığınca tamamen iyi niyetli olarak 30/10/2017 tarih ve … numaralı 21.240,00.-TL bedelli fatura kesildiğini ve davacıya tebliğ edildiğini ancak davacının kötü niyetli olarak faturaya itiraz ettiğini, bu nedenle müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılardan … A.Ş. vekili cevabında, davacının sözleşme ile yüklendiği yükümlülüklerini süresinde yerine getirmediğini, davacı tarafça görevlendirilen … beyin 24/04/2017 tarihinde şantiyeye gelerek net ölçüleri aldığını, sözleşmenin 6.maddesi ile iş teslim süresinin net ölçülerin alınmasını takiben 45 gün olduğunun kararlaştırıldığını, işin zamanında teslim edilmemesi nedeniyle müvekkili şirket ve ortağı olan diğer davalı şirket tarafından davacı şirkete uyarılarda bulunulduğunu, bunun üzerine 22/06/2017 tarihinde şantiyede noter kanalıyla delil tespiti yapıldığını, iş tesliminin 70 günlük gecikme ile 17/08/2017 tarihinde yapıldığını, davacıya sözleşmenin 10.1 maddesi gereğince 70 günlük cezai şart için fatura kesileceğinin mail olarak bildirildiğini, tamamen iyi niyetli olarak 30/10/2017 tarih ve … numaralı 21.240,00.-TL bedelli fatura keşide edilerek 07/11/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, davacının kötü niyetle 17/11/2017 tarihinde 21.400,00.-TL tutarında alacak talebi ile icra takibine geçtiğini, müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, taraflar arasındaki özleşmede bedel KDV dahil 102.388,60-TL olarak kararlaştırılmış ise de, davalı tarafın, davacının 109.955,35-TL bedelli faturasını ticari defterine kaydetmiş olduğundan iş bedelinin 109.955,35-TL olduğunun davacı tarafça kesin delil sayılan ticari defterler ile ispatlamış olduğu, bu durumda davalı ortaklık tarafından ödendiği anlaşılan 88.715,35-TL mahsup edildiğinde davacının bakiye iş bedeli alacağının 21.240,00-TL olduğu, her ne kadar davalı taraf 21.240,00-TL cezai şart faturası nedeniyle alacaklı olduğu savunmasında bulunmuş ise de, dosyaya sunulan iş teslim formundan 17/08/2017 tarihinde davalı tarafça işin teslim alındığı ve teslim sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmediği ve sözleşmede de aksine bir düzenleme olmadığından cezai şart isteme hakkının düştüğü, bu hali ile davalılar tarafından teslim sırasında cezai şart alacağı isteme hakkının saklı tutulduğu kanıtlanamadığından gecikme cezası istenemeyeceği, faturaya dayalı alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile; davalılar tarafından İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebinde belirtilen koşullarda devamına, davalıların 21.240,00 TL takip tutarının %20’si oranında (4.248,00 TL) icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, bu miktarın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Davalılardan … Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili istinafında, cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar etmiş, yerel mahkeme tarafından tacir tarafların aralarında akdettikleri sözleşmenin yok sayıldığını, mahkemece alınan tüm bilirkişi raporlarında davacı tarafın müvekkilinden bir alacağı olmadığı sonuç olarak bildirilmişken; yerel mahkemenin tüm bu raporları görmezden gelerek karar verdiğini, ayrıca gerekçeli kararda bilirkişi raporunun neden kabul görmediğinin gerekçesinin açıklanmadığını, davacı tarafın kötüniyetli olarak karşılıklı mutabakatla imzaladıkları sözleşme şartı olan sözleşmenin 10.1 maddesini, müvekkilince kendilerine gönderilen dosyda mübrez e-maili, noter tesbitini, geç teslimatı ve müvekkilince buna uygulanacak cezai şartı biliyorken ve kabul etmişken kesilen iade faturasına itiraz etmesinin ve açtığı icra takibinin kötüniyetli olduğunu, yerel mahkemenin işbu kararının davacının kötüniyetini koruduğunu belirterek, kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … A.Ş. vekili istinafında, cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar etmiş, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarından ve yerel mahkemenin gerekçeli kararından da görüleceği üzere davalı müvekkili şirketin ve ortağı olan diğer davalı şirketin gecikmeli teslim sebebi ile 21.240,00-TL tutarında cezai şart alacağı bulunmakta olduğunu, uyuşmazlığa konu sözleşmenin “Cezalar” başlıklı 10. Maddesi’nin 10.1 bendinden açıkça anlaşıldığı üzere işin ifasında gecikme olması halinde davalı işverenlerin ya sözleşmeyi feshedeceklerini ya da cezalı olarak işi devam ettireceklerini, davacının 24.04.2017 tarihinde işe başladığını, Sözleşmenin 6. Maddesine göre teslim süresi olan 45 günlük sürenin de bu tarih itibari ile başladığını, davacı şirkete gönderilen elektronik postalar, 22.06.2017 tarihinde Kadıköy … Noterliği kanalıyla yaptırılan tespit, 28.06.2017 tarihli e-postalardan da görüleceği üzere teslim tarihi gecikmiş olup, davalı şirketlerin 28 Haziran tarihli e-posta ile bir nevi geç teslimi kabul ettiklerini ifade ettiklerini ancak sözleşmedeki tüm haklarını da saklı tuttuklarını ihtar ettiklerini, 28 Haziran tarihli e-postaya göre davalı şirketlerin, sözleşmeyi feshetmemiş olup bu durumda sözleşmenin cezalı olarak devam edeceğinin anlaşılmakta olduğunu, söz konusu mailde özellikle “sözleşmedeki tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla” ibaresine yer verildiğini, ihtirazi kayıt sürülmesi için kanunda ve doktrinde spesifik bir süre belirlenmemiş olup ifayı kabul anında, ifa kabul edilmeden önce ya da ifanın kabulünden sonra ihtirazi kayıt öne sürülebileceğini, yukarıda bahsi geçen e-postalardan anlaşıldığı üzere müvekkili şirket ve diğer davalı şirket tarafından defalarca kez uyarılarda bulunulmuş ve “sözleşmedeki tüm haklarımız saklı kalmak kaydı ile” ifadesine yer verilerek ifa kabul edilmeden önce birçok kez ihtirazi kayıt öne sürüldüğünü, emsal Yargıtay kararlarında da teslimden önce gönderilen ihtarnamelerin ihtirazi kayıt niteliğinde değerlendirileceğinin belirtildiğini, davalı şirket yetkilisi tarafından gönderilen 25.09.2017 tarihli elektronik posta ile teslimindeki 79 günlük gecikmeden dolayı sözleşmenin 10.1. Maddesinde yer alan gecikme cezaları kapsamında gecikme faturası kesileceğinin belirtildiğini, ayrıca her ne kadar Mahkemece gecikme cezası olarak değerlendirme yapılmış ise de konunun, alacaklının borcun geç ifa edilmesinden uğradığı zararı karşılamayı amaçlayan ve 6098 sayılı TBK’nun 118/I maddesi kapsamında değerlendirilmesi halinde, gecikme tazminatı talep edilebileceğinin söylenebileceğini, zira gecikme tazminatının ifa ile birlikte talep edilebileceği gibi, ifa temerrütten sonra yerine getirilmiş ve bir çekince (ihtirazi kayıt) ileri sürülmemiş olsa bile ifadan sonra da talep ve dava edilebileceğini belirterek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine, haksız icra takibi başlatan davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Dava, taraflar arasındaki “ahşap kapı üretimi ve satışına” ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında bakiye 21.240,00 TL iş bedeli alacağının davalıdan tahsiline ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, davalı tarafça söz konusu bakiye iş bedelinin mevcudiyetine bir itirazda bulunulmamış, sadece davacının ifadaki gecikmesi nedeniyle sözleşmenin 10.1. Maddesi gereğince takipte talep ettiği miktar kadar cezai şart bedeli ödemesi gerektiğinden dolayı bakiye bir işe bedeli alacağının bulunmadığı savunulmuştur.Mahkemece, dosyaya sunulan iş teslim formuna göre 17/08/2017 tarihinde davalı tarafça işin teslim alındığı ve teslim sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmediğinden dolayı davalıların cezai şart isteme hakkının düştüğü kabul edilmiştir.Taraflar arasındaki 13.03.2017 tarihli sözleşmenin 10.1 maddesi “Yükleniciye sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği taktirde, gecikilen her takvim günü için 500,00 TL gecikme cezasıuygulanır. ….Yükleniciden kesilecek gecikme cezaları yapılacak ödemelerden kesilir….” hükmünü içermektedir. Sözleşmede kararlaştırılan bu ceza koşulu, hukuksal niteliğince Türk Borçlar Kanununun 179/2 maddesinde öngörülen “ifaya ekli ceza” niteliğindedir.Gecikme cezasının istenebilmesi için sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olmadıkça, gecikmiş ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemesi gerekir. Aksi halde cezai şart isteme hakkı düşer. Gecikmiş ifadan önce keşide edilen ihtarla gecikme cezası isteme hakkı saklı tutulmuş, sözleşmede cezai şart talep edebilmek için ihtirazi kayda gerek olmadığı kararlaştırılmış ise ya da ifadan önce alacaklının bu hakkını saklı tuttuğu anlamına gelecek davranışları mevcut ise sonradan yapılan teslimde çekince konulmamış olsa dahi cezai şart isteme hakkı düşmez. Saklı tutma, teslim-kabul tutanağına bir kayıtla veya teslimden önce yükleniciye gönderilecek bir ihtarname ile yahut iş bedelinin ceza alacağı kesilerek ödenmesi gibi buna delalet eden bir fiille gerçekleştirilir ve kanıtlanabilir. Somut olayda sözleşmenin 10.1 maddesinde “….Yükleniciden kesilecek gecikme cezaları yapılacak ödemelerden kesilir….” hükmü yer almaktadır. Sözleşmenin bu hükmü karşısında ve iş sahibi gecikme cezası miktarınca ödemeden kaçındığından ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin teslim alma nedeniyle Türk Borçlar Kanunu’nun 179/2 maddesi anlamındaki ifaya ekli cezanın düştüğünü kabul etmek mümkün değildir. Diğer bir anlatımla davalı iş sahibi malın teslimi üzerine mal bedelini cezai şart alacağı kadar eksik ödemekle, ihtirazi kaydı dermeyan etmiş sayılır (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 25.03.2021 gün, 2020/2512 esas – 2022/1196 karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 28.03.2006 gün, 2006/2427 esas – 2006/1803 karar sayılı kararı, 15. Hukuk Dairesi 12.04.2010 gün, 2009/7003 esas – 2010/2104 karar sayılı kararı) Kaldı ki, davalı iş sahibi tarafınan 17/08/2017 tarihli iş teslim formundan önce 28.06.2017 tarihinde yükleniciye gönderilen “Bu anlamda sözleşme kapsamında siparişimiz olan daire içi mobilya kapıların sözleşmedeki tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla acilen diğer sözleşme maddelerine uygun bir şekilde montajlı olarak teslimatının yapılması gerektiğini hatırlatır…” içerikli e-posta ihtarıyla sözleşme kapsamında ceza isteme hakkını saklı tutmuştur. Saklı tutmanın açık olması gerekmekle birlikte mutlaka “çekince” veya “saklı tutma” gibi kelimelerin kullanılması gerekli olmayıp, bu anlama gelen kelime veya ifadeler kullanılabilir (Ceza koşulu- sözleşme cezası, Köksal Kocaağa, Yetkin Yayınları 2018, s. 295). Bu açıklama ve tespitler doğrultusunda, mevcut dosya kapsamına göre, davalı iş sahipleri tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin eserin kabul edildiği ya da cezai şart isteme hakkından zımmen vazgeçildiğinin ifade edilebilmesi mümkün olmadığından Mahkemece aksi yönde yapılan değerlendirme yerinde olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken, tarafların tüm delilleri değerlendirilmek suretiyle, davacı yüklenicinin ifasında gecikme olup olmadığı, var ise bunun süresinin ne kadar olduğu, bu gecikmeden davacının mı yoksa davalının mı sorumlu olduğu, davacının sorumlu bulunduğu bir gecikme süresinin tespit edilmesi halinde sözleşmenin 10.1 maddesindeki cezai şart düzenlemesine göre bu kapsamında davalının davacıdan ne kadar cezai şart bedeli talep edebileceği belirlenmek suretiyle, bu belirleme neticesine göre davalının bu kapsamdaki mahsup itirazının yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi ve neticesine göre esas hakkında yeniden bir karar verilmesidir.Açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE, 2-İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 12/03/2020 tarih, 2017/1074 Esas, 2020/275 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine İADESİNE, 5-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.