Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/52 E. 2022/182 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/52
KARAR NO: 2022/182
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2019
NUMARASI: 2018/1111 Esas, 2019/819 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili tarafından “davalıya ait iş yeri için” düzenlenen 4 adet fatura kapsamında, müvekkilinin davalıdan toplam 8.507,80-TL alacağı bulunduğunu, iş bu alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalı tarafın itiraz ettiğini belirterek, davalının haksız itirazının iptaliyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacı tarafın düzenlemiş olduğu faturaların alacağın varlığını ispatlayamayacağını, faturanın konusu teşkil eden mal veya hizmeti teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, bu yönde dosyaya herhangi bir delil sunulmadığını belirterek, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazda takip konusu alacağı daha önceden ödediklerinden bahisle borçlu bulunmadıklarını beyan ettiği halde, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında ödemeye ilişkin herhangi bir delil dosyaya sunmadığı, mahkemece defter incelemesi için tayin edilen günde ihtara rağmen ticari defterlerini de sunmadığı, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, usulüne uygun tutulan ticari defterlere göre davacı tarafın dava konusu yapmış olduğu alacak miktarı kadar alacağı bulunduğunun tespit edildiği, bu koşullarda davacı tarafın alacağın varlığını ispatlamış olduğu, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle, sabit görülen davacının davasının kabulüne, davalının, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 8.507,80-TL asıl alacak üzerinden aynı koşullarda devamına, hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 1.701,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, bilirkişi raporunun sadece davacı tarafın defterleri incelenerek oluşturulduğunu, taraflarınca davacının kendilerine mal ve hizmet vermediği iddia edildiğinden davacının iddiasını fatura, irsaliye ve sair belgelerle destekleyip ispat etmesi gerektiğini, yerel mahkemenin bu gerekliliği görmezden gelerek sadece davacı ticari defterlerine dayanarak davayı kabul ettiğini, davacının dosyada delil olarak sunduğu herhangi bir sözleşme ve müvekkilinin imzasını havi bir irsaliye yahut fatura bulunmadığını, takibe itiraz dilekçesinde diğer itirazları yanında ödeme itirazında da bulunulduğunu, eldeki dosya itirazın kaldırılması davası olmayıp itirazın iptali davası olduğundan her türlü gerekçeyle davanın reddinin talep edilebileceğini, müvekkilin ihtarata rağmen inceleme günü ticari defter ve kayıtlarını hazır etmemiş olması nedeniyle davanın kabulünü de karar verilemeyeceğini, zira müvekkilinin davada davalı olarak defter sunmaya mecbur olmadığını, eldeki davada ispat külfetinin davacının üzerinde olduğunu belirterek, kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda ‘davanın reddine’ karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacı yüklenici tarafından, davalı iş sahibine ait iş yeri için yapılan birtakım işler kapsamında düzenlenen 4 adet fatura kapsamında toplam 8.507,80 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esası üzerinden ilamsız başlatıldığı, davalı tarafça bu takibe süresinde yapılan itirazda “ödeme emrinde belirtilen faturalar ilişkin ödemelerin takip alacaklısına daha önceden yapılmış olduğundan dolayı alacaklıya karşı hiçbir borcu bulunmadığının” belirtildiği, her ne kadar davalı tarafça takipteki itiraz sebepleri ile bağlı bulunulmadığı belirtilerek akdi ilişkinin ve alacak iddiasının davacı tarafça sunulacak delillerle ispat edilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, davalı tarafın takibe itirazındaki ikrar mahiyetindeki “ödeme beyanının” davacı yüklenicinin ileri sürdüğü eser sözleşmesi ilişkisini sabit hale getirmiş olduğu, davalı borçlunun takipteki itiraz sebepleri ile bağlı olmamasının takibe itirazında dile getirmiş olduğu ödeme ikrarının dikkate alınmamasını gerektirmediği, bunların ayrı hususlar olduğu, buna göre davacı yüklenici tarafından takibe dayanak yapılan faturalara konu eser sözleşmesi ilişkisinin ve bu sözleşme kapsamında takibe konu faturalar kadar davalıdan iş bedeli alacağı bulunduğunun davalının takibe itirazındaki ikrar mahiyetindeki “ödeme beyanı” ile ispatlanmış olduğu, davalı tarafça söz konusu ödeme iddiasının miktar itibariyle yazılı delillerle ispatlanması gerektiği ancak buna dair bir delil sunulmadığı, davalı tarafça cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanılmış ise de, davalı tarafça takibe itirazındaki “ödeme beyanının” yargılama aşamasında ve istinaf dilekçesinde ileri sürülmediği ve istinaf dilekçesinde yemin deliline dair bir itirazda bulunulmadığı, bu nedenle dosyada bu yönden de bir eksiklik görülmediği, bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2019 tarih ve 2018/1111 Esas, 2019/819 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 581,16 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 172,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 408,66 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.