Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/505 E. 2023/1127 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/505
KARAR NO: 2023/1127
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/02/2020
NUMARASI: 2017/1029 Esas, 2020/137 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı şirketin deposunun içerisine su yalıtım işi yaptığını, buna karşılık davalıya 17.02.2016 tarih ve … sayılı fatura kesilerek davalıya teslim edildiğini, davalının yasal süre içinde faturaya herhangi bir itirazının olmadığını, ancak bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazının iptaline ve % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, tarafların anlaşarak, davalının deposunun içerisine su yalıtım işi yaptıklarını, eserin sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfta olmadığını, ayıp olduğunu, davalının teslim tutanağında eserin ayıplı olduğundan bahsettiğini, kullanılan malzeme ve işin görülmesinden kaynaklı ayıp nedeni ile transpalet araçlarının zarar gördüğünü, bu sorun giderilene kadar 13.247,77 TL tutarındaki hak edişin ödenmeyeceğinin belirtildiğini, bu tutanağın davacı tarafça da kabul edip imza altına alındığını, bu zamana kadar da sorunun giderilmediğini, 13.247,77 TL tutarın sehven ödendiğini ve iade alındığını, davacı tarafın 13.247,77 TL tutarın sehven iade ettiği iddiasının kötü niyetli ve asılsız olduğunu, davanın reddi ile takibinde haksız ve kötü niyetli alacaklı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında davalının deposunun içerisine su yalıtım işi yapılması konusunda eser sözleşmesi yapıldığı, davacı tarafın sözleşme gereği edimini eksiksiz ve ayıpsız ifa etmesi gerektiği, davalı tarafın ise edim karşılığı ücret ödemeyi üstlendiği, ancak davacı tarafın edimini ayıpsız yerine getirdiğini ispat edemediği, zira bilirkişi heyeti raporunda dava konusu zemin epoksi kaplamalarında meydana gelen bozulmanın sebebinin tekniğe uygun olarak yapılmaması olduğu, dava konusu kaplamaların bozulma sebebinin imalattan kaynaklandığı, dava konusu yalıtımın yeniden yapılması için 23.246,79 TL masraf yapılması gerektiği, bu nedenle davacının alacağının olamayacağı gerekçesi ile; DAVANIN REDDİNE, karar verilmiş karara karşı, davacı vekili istinafa başvurmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkilinin uyguladığı malzemenin Epoksi kaplama değil poliüretan esaslı su yalıtım malzemesi olduğunu, özelliği gereği 1.08 mm kalınlıkta olması gerektiğini, müvekkili tarafında da zemin üzerine epoksi astarlama ve akabinde polimer kaplama yapıldığını, bilirkişi raporunda izah edilen Epoksi kaplama ile müvekkilinin uyguladığı malzemenin kullanımı ve uygulamasının farklı olduğunu, müvekkilinin daha modern daha kullanışlı ve malzeme olarak daha dayanıklı ve kaliteli su izolasyonu yaptığını, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ve malı ayıpsız olarak teslim ettiğini, müvekkilinin açık şekilde nasıl kullanılması gerektiği yönünde ihtarlarda bulunmuş olmasına rağmen davalının bu ihtarlara uymadığını, dava konusu polimer izolasyon kaplamaları üzerinden kaldırarak taşıması gereken paletleri yerden sürüyerek taşıdığını, davalının kendi kusurunu kapatmak için müvekkilinin ayıplı mal kullandığını iddia ettiğini, müvekkilinin malı teslim ettiği tarih ile inceleme yapılan tarih arasında davalının kullanım süresi ve kullanım şekli ile ilgili hiçbir inceleme ve tespit yapılmadığını, davalının müvekkilinin kusurlu olduğuna dair çekilmiş ihtarı bulunmadığı gibi kusurun giderilmesi için 3. Kişiye yaptırmasınında söz konusu olmadığını dosyada mevcut olan teslim tutanağına göre işin teslim edilmesi sırasında tespit edilen hata ve kusurun giderildiğini, işin teslimi sırasında imzalanan tutanağın transpalet araçlarının arızası nedeniyle imzalandığını, müvekkili tarafından dava konusuyla ilgili bir kabulün söz konusu olmadığını, bahse konu tutanak incelendiğinde müvekkilinin sadece transpalet araçlarının arızasıyla ilgili durumu öğrendiğini, öğrendikten sonra da bu arızayı giderdiğini, ayrıca müvekkilinin, davalı tarafı paletleri yerden sürükleyerek değil kaldırarak yerlerine yerleştirmeleri hususunda özellikle uyardığını, ancak davalının bu uyarıyı dikkate almadığını, taraflar arasındaki teslim tutanağının ayıp ihbarı olarak değerlendirilmesinin hukuka uygun olmadığını, yapılan işin ayıplı olduğunun kanıtlanamadığını, davalı tarafça yapılan ödemenin sehven iade edildiğine ilişkin açıklamayı yaptıklarını belirterek istinafa başvurmuştur.Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davası olup davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Davacı vekili, taraflar arasındaki anlaşma gereğince müvekkilinin davalının iş yerinde su yalıtım işi yaptığını, buna ilişkin fatura düzenleyerek davalıya teslim edildiğini, fatura bedelinin bir kısmının ödendiğini, bakiye alacaklarının ödenmediğini, yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davaya konu yerde bilirkişiler aracılığı ile keşif yaptırılmış, keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda işin ayıplı yapıldığı, keşif tarihi itibarıyla yapılan su yalıtım işinde bozulmalar meydana geldiği, ayıpların imalattan kaynaklandığı, söz konusu ayıpların kullanımdan kaynaklanmayacağı gerekçeleri ile açıklanmış olup, taraflar arasında işin teslimine ilişkin imzalanan tutanakta yapılan işin 5 yıl süre ile yüklenici garantisi altında olduğu belirtilmiş ve söz konusu ayıplar garanti süresi içinde ortaya çıkmıştır. Yine bilirkişi raporuna göre ayıpların giderilme bedeli tespit edilmiş olup söz konusu bedel bakiye alacaktan fazla olduğundan, davalı iş sahibi TBK’nın 475/2 maddesinde belirtilen ayıp oranında bedelden indirim seçimlik hakkını kullanabileceğinden davacı alacaklı olduğunu ispatlayamamıştır. Buna göre davanın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarih ve 2017/1029 Esas, 2020/137 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.