Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/483 E. 2023/936 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/483
KARAR NO: 2023/936
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/03/2020
NUMARASI: 2019/749 Esas, 2020/225 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının, müvekkili şirketin defter ve kayıtlarına, faturalara, irsaliyelere, sözleşmeye ve hesap ekstrelerine dayalı müvekkili şirkete borcu bulunduğunu, borcunu ödememesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durdurduğunu ileri sürerek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında müvekkili şirket tarafından proje ve mühendisliği yapılan … Transfer Tartım-Dozlama Ünitesi işi kapsamında davacı tarafça bir kısım malzeme ve işçiliklerin eda edilmesi konulu, icap ve kabul biçiminde, Euro bazlı anlaşmaya varıldığını, söz konusu anlaşmanın yürürlük tarihi olan 2013 yılı Mayıs ile Aralık ayları arasında, döviz kurlarında geçici süreli oldukça yüksek dalgalanmaların meydana geldiğini, döviz kurunun en yükseldiği dönemlerden olan 04/09/2018 tarihinde davacı tarafından müvekkili şirkete 7.700,70 Euro kuru baz alınarak 85.870,67 TL bedelli işçilik faturası kesildiğini, bu faturaya müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini ve davacı ile görüşmelere başlandığını, görüşmeler neticesinde taraflar arasında mutabakata varıldığını, 04/09/2018 tarihli işçilik faturasında kurun 4,85 olarak baz alınarak düzenlendiğini, bu mutabakat sonrasında 25/12/2018 tarihli 8.012,20 TL bedelli işçilik faturasının taraflar arasında anlaşılan 4,85 kuru baz alınarak kesildiğini, müvekkili şirket tarafından davalıya 08/02/2019 tarihli 31.788,32 TL bedelli kur farkı faturası kesildiğini, kur farkı faturası neticesinde müvekkili şirketin davalı tarafa borcunun 63.346,00 TL kaldığını ve 08/02/2019 tarihi itibari ile banka kanalı ile davacı tarafa bu borcun ödendiğini, borcun bulunmadığını savunarak , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, alınan mali müşavir bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında varlığı konusunda ihtilaf bulunmayan sözleşmenin 6.maddesinde teklif bedelinin fatura tarihindeki TCMB Euro Döviz Satış Kuru üzerinden TL’ye çevrilerek yapılacağının kararlaştırıldığı, tarafların 04/09/2018 tarihinde 85.870,67 TL bedelli faturayı defterlerine kaydettiği, 08/02/2019 tarihinde davalının bir kısım ödeme yaptığı ancak kalan miktar üzerinden 08/02/2019 tarihinde ise uyuşmazlığa konu 31.788,32 TL bedelli kur farkı faturasını düzenleyerek davacı tarafa gönderdiği,davacı tarafın ise kur farkı faturasını 11/02/2019 tarihinde iade ettiği, faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirildiği, davacı tarafça kesilen 04/09/2018 tarihli faturanın sözleşmeye uygun olduğu ve davalı tarafın ticari defterlerine kaydettiği faturaya istinaden kur farkı faturasını 08/02/2019 tarihinde düzenlediği , davalı tarafça düzenlenen kur farkı faturasının 8 gün içerisinde düzenlenmediği dolayısıyla süresinde bir itiraz bulunmadığı,faturanın davacının lehine delil teşkil ettiği, alacağın faturadan kaynaklanması nedeniyle alacağın likit ve belirlenebilir olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.Davalı vekili istinafında, sözleşmede ödemenin aşamalı olarak yapılmasının kararlaştırıldığını, 04/09/2018’de davacının 7.70,07TL kuru esas alarak 85.870,67 TL bedelli işçilik faturası kestiğini ve ana ihtilaf konusu faturanın bu olduğunu, yalnızca işçiliğe ilişkin faturanın en yüksek kur dikkate alınarak vadesinden önce kesildiğini, işin devreye alınmasının 2018 Aralı olduğunu, son faturanın da 25/12/2018’de kesildiğini ancak bu faturanın işin %30una denk gelmesi gerekirken kurun yüksekliği fırsat bilinerek önceki faturanın neredeyse işin tamamına yakın olarak yüksek kesildiğini, en son mutabakat sağlanarak kurun 4.85 olarak belirlendiğini, buna ilişkin e-mail yazışmaları ve bir sonraki faturanın düşük kurdan kesilmesinin hiç değerlendirilmediğini, alacağın likit olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı, davaya konu takiple ihtar bedeli, 04/09/2018 tarihli … seri nolu ve 25/12/2018 tarihli … seri nolu faturalar ve 17/01/2019 tarihli mutabakat yazısına dayalı olarak cari hesap alacağını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık takip ve davaya konu faturanın sözleşmeye uygun olarak düzenlenip, düzenlenmediğine ilişkindir. Yapılan incelemede gerek faturanın düzenleme tarihi gerekse o tarih itibariyle hesaplanan, esas alınan kur farkının, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile de taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlığa konu alacak likit ve belirli olduğundan şartları oluşmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yerinde olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 tarih ve 2019/749 Esas, 2020/225 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.188,02-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 547,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.640,92‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.