Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/482 E. 2023/1015 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/482
KARAR NO: 2023/1015
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2020
NUMARASI: 2017/879 Esas, 2020/219 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 24.06.2016 tariihli Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Hakkı Sözleşmesi’ne göre inşaat faaliyetleri sonucunda katlarda ve dairelerde meydana gelecek metrekare artışı ve eksilmelerinde tarafların %50-%50 mesul olacağının kararlaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından taraflar arasında akdedilen sözleşmeler karşılığında metrekare azalışının teminatı olması açısından davalıya keşide yeri İstanbul, 160.000,00-TL meblağlı ve 15.10.2017 keşide tarihli 1 adet çek keşide edilerek teslim edildiğini, teslim sözleşmesinde çekin verilme sebebinin metrekare eksilmesi olarak gösterildiğini, ancak yapılan inşaat faaliyetleri neticesinde Eyüp Belediyesi’nden alınan Rayiç Bedel Belgesi içeriğinde ve yine belediyeye verilen projelerde ve tapu kayıtlarına göre herhangi bir metrekare azalması yaşanmadığını, aksine metrekare artışı olduğunu, bu kapsamda 26.09.2017 tarihli ihtarname ile sözkonusu çekin bedelsiz kaldığını ve bu nedenle teminat senedi olarak alınan kambiyo senedinin iade edilmesinin talep edildiğini, ancak söz konusu çekin müvekkili şirkete teslim edilmediğini ileri sürerek davacı tarafından keşide edilerek sözleşme mukabilinde davalıya teslim edilen çek açısından borçlu olmadığının tespiti ve fazla tahsilat varsa istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında müvekkiline, net 70,00 m2 bir daire ve 160.000,00 TL para verileceğini, ancak müteahhitin, sözleşme bedelini düşük göstermek ve harç masrafından kurtulmak için sözleşme bedelini 58.000,00 TL olarak gösterdiğini, davacı müteahhit, nakit ödeme yapma vaadinde bulunduğu meblağ için bir yıldan daha uzun vadede bir çeki müvekkiline verdiğini, sözleşme kapsamında müvekkiline verilmiş olan dava konusu çekin, teminat olarak verilmiş bir çek olmadığını, sözleşme kapsamında müteahhit tarafından müvekkiline yapılmış olan bir ödeme olduğunu, davacının 27.09.2017 tarihli işlemine konu ihtarname ile çeklerin iadesini talep ettiğini, ancak burada da çeklerin teminat çeki olduğundan bahsedilmediğini, bu yönde bir iddia yahut talep ihtar edilmediğini, davacının açtığı dava ile haksız bir kazanç elde etmeye çalıştığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında 24/06/2016 tarihli Arsa Payı Karşılığı İnşaat Hakkı Sözleşmesinin düzenlendiği, anılan sözleşme ile ilgili olmak üzere davacı ve davalı imzası ile şahit sıfatıyla … imzasını içeren belgede ” Eyüp İlçesi … Mahallesi, … mevkiinde vaki kain ve tapunun … ada, … parsel numarasında kayıtlı parselin Arsa Payı Karşılığı İnşaat Hakkı Sözleşmesi yapılmıştır. Arsa sahiplerinden …’a eksilen metrekareler için … tarafından yukarıda ismi yazılı kişiye 160.000 TL ödeme yapılmıştır. … eksilen metrekareler için daha sonra hiçbir hak talep edemez.” ifadelerine yer verildiği ve anılan belgenin devamında çek suretinin yer aldığı, çek suretinin üzerinde davalının çeki elden teslim aldığına dair şerh düşüldüğü, davacı, dava konusu çekin metrekarede düşüş olması ihtimaline binaen teminat amacıyla verildiğini iddia etmiş ise de, davacı tarafça imzası inkar edilmeyen ( Beyoğlu … Noterliğince düzenlenen 24/06/2016 tarih … yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki sözleşmeden sonra düzenlendiği anlaşılan) yazılı belgede; davacının davalıya eksilen metrekareler nedeniyle 160.000,00 TL ödeme yaptığının ve davalının 160.000,00 TL’lik çeki elden teslim aldığının tutanak altına alındığı, dava konusu çekin borcun ifasına yönelik olarak keşide edilmiş olduğu, çekin teminat amacıyla verildiği hususunun davacı tarafça yazılı belge ile ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, davaya konu çekin metrekarede düşüş olması ihtimaline binaen teminat amacıyla verildiğini, metrekarede düşüş değil aksine artış olduğu ve kambiyo senedine konu edilen borcun bulunmadığını, mahkmece belediyece sonradan onaylanan inşaat projesinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile uyumlu olup olmadığı, uyumlu ise imzalanan belgenin içeriğindeki kambiyo evrakının konusuz kalacağının açık olduğunu, bunun araştırılması gerektiğini, mahkemece taraflar arasında peşinen eksik metre kare çıkmış gibi değerlendirme yapıldığını, sözleşmenin şartlı olduğunu, davada haklı olduklarını tanıklar ile de ispatladıklarını belirterek kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, teminat olarak verildiği iddia olunan çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Uyuşmazlık davaya konu takip dayanağı çekin teminat çeki olarak verilip, verilmediği hususlarında toplanmaktadır. Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Bunun aksine senedin teminat amaçlı veya rehin amaçlı vs. verildiğinin yazılı delille ispatı gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 22/12/2016 tarih ve 2016/2003 E, 2016/16104 K sayılı kararı ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 22/12/2016 tarih ve 2016/6657 E, 2016/16109 K sayılı kararları vd.) Somut olayda, davaya konu çekin davalıya teminat için verildiği davacı tarafça iddia edilmesine rağmen yazılı delil sunulmamış ve böylece davacı tarafından davalıya verilen ve takip konusu yapılan çekin teminat amaçlı olarak verildiği ispatlanamadığından yerel mahkemece menfi tespit davasının reddine karar verilmesi doğru olmuştur. Açıklanan nedenle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2020 tarih ve 2017/879 Esas, 2020/219 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45‬-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.