Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/474 E. 2023/927 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/474
KARAR NO: 2023/927
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2020
NUMARASI: 2019/41 Esas, 2020/45 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalı şirketin talebi üzerine imalatı yapılan havalandırma basınçlandırma kapak ve aksesuarlarının 09.10.2018 tarihinde gönderildiğini, yapılan anlaşma gereği gönderilen malzemelere ile ilgili ödeme yapılmadığını, davalı taraf aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı şirket vekilleri tarafından itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında sürdürülmüş olan ticari ilişkinin herhangi bir sözleşmeye dayanmadığını, ticari ilişki sürecinde müvekkili şirketin ara ödemelerde bulunduğunu, davacının itirazda bulunmadığını davacının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı numara dosyası ile icra takibinde bulunduğunu, alacağın muaccel hale gelmediğini ve müvekkili şirketin temerrüde düşmemesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiğini savunarak , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil oluşturduğu, takibe konu asıl alacak miktarı davacı ve davalı ticari defterlerine usulüne göre işlendiğinin sabit olduğu, faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi için karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlı olduğunu, davalı firma tarafından kaşelenmiş ve imzalanmış 13.09.2018 tarihli 21 adet basınçlandırma ve havalandırma fanı, kapak ve aksesuarlarına ilişkin 19.530 USD bedelli fiyat teklifi formu verildiği ve açıklamalar kısmında kdv hariç fiyatlar olduğu, ödemenin siparişlerle birlikte %40 nakit, geri kalan mal tesliminde nakit olarak ödeme yapılacağının belirtildiği, fiyat teklifi kabulü sonrasında davacı şirket tarafından 21 adet basınçlandırma ve havalandırma fan imalatı yapıldığı, 09.10.2018 tarihli ve … nolu sevk irsaliyesi düzenlendiği ve akabinde aynı tarihte … nolu e-fatura düzenlendiği ve TTK 1530/4-b maddesi uyarınca mal ve hizmet teslim alınmasını takip eden 30 günlük sürenin sonunda ihtara gerek olmaksızın 10.11.2018 tarihinde temerrüde düştüğü, alacağa takip tarihinden sonra avans faiz uygulanması gerektiği, davacı vekilince 21.01.2020 tarihli son duruşma celsesinde takip öncesi faize ilişkin taleplerinin olmadığını beyan ettiği, alacağın likit olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmiştir.Davalı vekili istinafında, taraflar arasında tesis edilen ticari ilişki kapsamında oluşan cari hareket dökümüne karşı herhangi bir itirazlarının olmadığını, davacının muaccel hale gelmeyen bir alacak için icra takibine giriştiğini ve bu alacak için icra inkar tazminatı talep edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin herhangi bir sözleşmeye dayanmadığı veherhangi bir vade tarihi bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklandığı belirtilen alacağın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davalı taraflar arasında sözlü havalandırma basınçlandırma kapak ve aksesuarlarının imalatı işinin yapılması konusunda anlaşma yapıldığını, alacağın muaccel hale gelmediğini, ara ödemeler yaptığını savunmuştur. Buna göre taraflar arasında TBK 470. Vd maddelerinde düzenlenen sözlü eser sözleşmesi bulunmakta olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Taraf ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre taraf ticari defter kayıtları birbirini doğrulamakta olup takip tarihi itibarıyla her iki tarafın ticari defterlerinde davalının davacıya takip talebi ile talep edilen miktarda borcu olduğu kayıtlıdır. Yapılan bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamı incelendiğinde mahkemece verilen karar doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2020 tarih ve 2019/41 Esas, 2020/45 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 9.715,93-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 2.483,38-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.232,54-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.