Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/466 E. 2023/147 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/466
KARAR NO: 2023/147
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2020
NUMARASI: 2014/986 Esas, 2020/44 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/02/2023
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 14/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin Çerkezköy 2. Organize Sanayi Sitesinde çelik dövme işi yapan bir fabrikasının bulunduğunu, taraflar arasında 15/08/2012 tarihli sözleşme akdedildiğini ve müvekkili şirketin fabrika binasında kullanılmak üzere doğalgaz getirtilmesi, doğalgaz basınç düşürme ve ölçüm istasyonu ile 7 adet şaloma, bir adet tavlama fırını ile mutfak cihazlarının bağlantılarının vs yapılması konusunda davalı ile anlaşıldığını, davalının sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getirmediğini, bu hususta Çerkezköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/36 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, müvekkilince davalı şirkete 39.000 TL ödeme yapıldığını, davalının sözleşmede tanımlanan işi bitirip teslim etmemesine rağmen KDV dahil 75.815,71 TL’lik 11/10/2013 tarihli faturayı düzenlediğini, faturaya süresinde itiraz ettiklerini, ancak davalının müvekkili aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğini ve haciz işlemi yaptığını, müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takipten ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve davalının icra takibinde haksız olması nedeni ile % 20 den az olmamak üzere davalı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan 15/08/2012 tarihli sözleşme ile müvekkilinin davacının Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesinde bulunan fabrikasına ÇOSB hattından alınarak fabrika sahasına … ve müşavir onayı şartı ile RMS-L kurularak doğal gaz getirilmesi ve gaz kullanılacak şaloma ve tavlama fırını ve mutfak cihazlarının bağlantılarının yapılması işini üstlendiğini, makinenin imalatı, bacası, gaz için kapasite gösterir belgesi ve gaz yakmaya uygunluk belgeleri olmadığı ve verilmediği için işin gecikmesine bizzat davacının sebep olduğunu, davacıdan toplam 39.000 TL ödeme alındığını, ancak sözleşme ile kararlaştırılan işe ek olarak sözleşme harici fabrikanın tavlama fırınına ait ilave doğalgaz tesisatı yapıldığını bu kapsamda davacıdan 8.000 TL ve artı KDV tutarında müvekkili alacağının doğduğunu, davacının aldırdığı tespit raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, sözleşmedeki işin % 50 sinin eksik yapıldığı ve bedelinin 32.000 Euro olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesi ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı müvekkilleri aleyhine yapmış oldukları icra takibi dayanağı olarak gösterdikleri bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ve bu dosyadan haczedilen ve alacaklıya ödenen paraların ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte istirdadı ve haksız ve kötüniyetli davalının asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine ve müvekkillerinin herbiri için ayrı ayrı olmak üzere toplam 20.000.TL manevi tazminatın takip tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle, davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu ve davacının sözleşme hükümlerine riayet etmediğini, belirlenen süre içinde imalatı yapmadığını, yaptığı % 50 imalatın ise % 90 oranında ayıplı olduğunu, kullanılmasının mümkün olmadığını, sökülüp yeniden yapılması gerektiğini, bunun maliyetinin 32.000EURO olduğunu, davacının yapmadığı iş için davalıdan 39.000.TL aldığını, işin geciktirilmesi nedeniyle davalının zarara uğratıldığını, bu zararlara karşılık 60.000.TL senet verildiğini, senedi gününde ödemediği için aleyhlerine icra takibine geçildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşme, mahallinde keşfen inceleme sonucu düzenlenen rapor, mahalle ilişkin fotoğraflar, tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılmak sureti ile düzenlenen ek ve kök raporlar, esas ve birleşen davalarda dava ve cevap dilekçeleri ile tüm taraf beyanları, tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; esas davada davacı, taraflar arasında sözleşme konusu iş için üzerinde anlaşılan bedel bakımından, davalı tarafça işin eksik ve kusurlu yapıldığından bahisle davalıya ödenen 39.000 TL’den başka borcu olmadığından, yapılan icra takibinden ötürü borçlu olmadığının tespitini talep etmiş ise de, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasındaki takip ile talep edilen 37.204,00 TL’den ancak 10.030,00 TL bakımından davalıya borçlu olmadığı, birleşen davada teminatın paraya çevrilmesi şartları oluşmadığından, davacıların Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından ötürü davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile davacılarca icra dosyasına yatırılan paranın davalıdan istirdadı talebinin kabulünün gerektiği, birleşen davada davacıların manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığı, ayrıca her iki davada da kötü niyet tazminatı isteme şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile; Asıl davada; Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, İstanbul .. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe konu faturadan dolayı davalıya 10.030,00 TL borçlu olmadığının tespitine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine, Birleşen davada; Davacıların davasının KISMEN KABULÜNE, Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe konu borçtan dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, Takip kapsamında davacılar ödeme yapmış olduğundan, 60.000 TL’nin 11/10/2013 tarihinden, 8.008,00 TL nin 05/02/2014 tarihinden, 8.008,00 TL nin 17/02/2014 tarihinden, 2.253,45 TL nin 25/02/2019 tarihinden, 3.100,00 TL nin 06/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, Kötü niyet tazminatı isteminin reddine, karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinafa başvurmuştur. Asıl dava davacı-birleşen dava davalı vekili istinaf dilekçesi ile mahkemece asıl dava ile ilgili taleplerinin kısmen (10.030 TL için) kabul edildiğini, mahkemenin bu kararının, sözleşme, dosya kapsamı ve Çerkezköy Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/36 D. İş sayılı tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu ile çeliştiğini, bu nedenle hukuka aykırı olan yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, birleşen davada ise; müvekkilinin, birleşen dava davacısı şirketin eksik bırakıp tamamlamadığı işlere karşılık olarak verdiği 60.000 TL’lık senedi vadesinde ödememesi üzerine zorunlu olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip yaptıklarını, yerel mahkemenin, Çerkezköy 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/26 Talimat sayılı dosyasında keşif sonucu bilirkişi raporu aldırdığını, bu raporun, tespit yaptırdıkları tarihten 2 yıl sonra alındığını, keşif esnasında doğalgaz sisteminin çalışır vaziyette olduğunu, yerel mahkemenin çalışır vaziyetteki sistemin kirmin tarafından yapıldığının tespit edilemediğini belirtip ona göre karar verdiğini, dosya kapsamı ve Çerkezköy Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığıyla yaptırdıkları tespit raporunda; işin % 50 seviyesinde yapıldığı ve doğal olarak tamamlanmadığının tespit edildiğini, kaldı ki birleşen dosyanın davacılarının da işi tamamladıklarına dair bir iddiaları olmadığını, yerel mahkemenin bu husuşu tespit etmeden eksik inceleme ve değerlendirme ile karar vermesinin hatalı olduğunu, birleşen dava davacılarının 60.000 TL’lık senedin teminat senedi olduğuna dair iddiasının soyut bir iddia olup yargılama aşamasında ispatlanamadığını, bu nedenle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Asıl dava davalı- birleşen dava davacılar vekili istinaf dilekçesi ile asıl dava yönünden davacı … San. İnş. Ve Tic. Ltd. Şti ile 15.08.2012 tarihinde Çerkezköy 2. Organize Sanayi Sitesinde çelik dövme fabrikası binasında kullanılmak üzere doğalgaz getirtilmesi, doğalgaz basınç düşürme ve ölçüm istasyonu ile 7 adet şaloma, bir adet tavlama fırını ile mutfak cihazlarının bağlantılarının vs. yapılması konulu sözleşme akdedildiğini, yapılan sözleşme uyarınca müvekkili şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen, müvekkili tarafından düzenlenen 11.10.2013 tarihli, 75.815,71 TL tutarlı faturanın yalnızca 39.000,00 TL’lik kısmının ödendiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile bakiye alacağın tahsili bakımından faturaya dayalı takip başlatıldığını, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda; müvekkili şirket tarafından ana basınç düşürücü istasyonun kurulumunun gerçekleştirilerek hattın binaya kadar döşenmiş olduğu, doğalgaz tesisatının bitmiş ve çalışır durumda olduğu, sistemde gaz olup kullanılabilir halde olduğunun tespit edildiğini, bu tespitin müvekkili tarafından yapılan işin sözleşme şartlarına göre teslim edildiğini açıkça gösterdiğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında doğalgaz tesisatını yaptığına dair giderleri gösteren ve müvekkiline kesilen 18 adet fatura ve 2 adet tutanağın delilleri arasında dosyaya sunulduğunu, bilirkişi raporlarında sökülüp yeniden takıldığı iddia edilen borular karşılığı olarak 5.900,00 TL maliyet hesaplandığını ve bu maliyetin müvekkili alacağından düşüldüğünü, bilirkişi raporunda bu maliyet hesaplanırken yaklaşık 200 metre civarında boru ve fitingsin keşif alanında sökülmüş şekilde kenarda durduğu gözlemine dayanarak hesaplama yapıldığını, oysa, müvekkilinin imalatı tam olarak gerçekleştirdiğini ve davacıya teslim ettiğini, bilirkişilerin bahsettiği boru ve fitingslerin müvekkilinin yaptığı imalattan sökülüp sökülmediğinin sabit olmadığını, davacının boruları sökerek yeniden imalat yaptırdığına ilişkin hiçbir belgeyi dosyaya sunmadığını, ayrıca bilirkişilerin 3.500,00 TL + KDV olmak üzere toplam 4.130,00 TL, gaz verilmesi sonrası çıkabilecek aksaklıkların giderilebilmesi karşılığı olarak hesap yaptıklarını ve bu miktarı da müvekkili alacağından düştüklerini, oysa gaz verilmesi sonucu aksaklık çıktığına ve bu aksaklığın giderildiğine dair karşı tarafın herhangi bir iddiası söz konusu olmadığı gibi, buna ilişkin herhangi bir tespit ya da delilin de dosyada bulunmadığını, buna rağmen yerel mahkeme tarafından toplam 10.030,00 TL borçlu olmadığı yönünde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı oldukları birleşen dava ile ilgili olarak da ilk derece mahkemesi gerekçeli kararı incelendiğinde, müvekkillerinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe konu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığı hususuun hüküm altına alındığını, müvekkilleri tarafından icra dosyasına yatırılan paranın davalıdan istirdadına karar verildiğini, yine her bir müvekkili için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplamda 20.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilerek, davalı vekili yararına AAÜT uyarınca 6.000,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, ancak manevi tazminat talepleri hususunda dava değeri toplam 20.000,00 TL olup davalı lehine dava değerinin %25′ inden fazla vekalet ücretine karar verilmesinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne aykırı olduğunu, gerekçeli kararının hüküm kısmının 2. Kısmında, davalarının tamamen kabul edildiğini, ancak takibe konu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadıkları yönünde bir karar verilmesine rağmen ve reddedilen dava değeri bulunmamasına rağmen aleyhlerine 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, müvekkili …’ın bulunduğu bölgede uzun yıllardır ticaretle uğraşan ve ticari itibarı olan bir kişi olduğunu, bulunduğu çevrede doğruluğu ve dürüstlüğü ile tanındığını, aynı şekilde müvekkili şirketinde, tüzel kişi olmasına rağmen kişilik haklarının saldırıya uğradığını ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda tüzel kişinin de manevi tazminat talep edebileceğini, mahkemece, müvekkillerinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından ötürü davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve icra dosyasına yatırılan paranın davalıdan istirdadına karar verildiğini, dolayısıyla yapılan takibin haksız ve kötü niyetli bir takip olduğunu, müvekkilleri aleyhine yapılan haksız ve kötü niyetli bu takip kapsamında bankalara ve müvekkillerin piyasada iş yaptığı muhtelif firmalara İİK 89/1 uyarınca haciz ihbarnameleri gönderildiğini, fiili haciz işlemleri yapıldığını, bu hususların müvekkillerinin ticari itibarını ağır suretle sarstığını ve telafi edilemez zarara uğrattığını, haliyle manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken bu taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Asıl dava faturaya dayalı takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti, birleşen dava ise bonoya dayalı takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile takip nedeniyle yapılan ödemelerin istirdadı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Asıl dava davacısı iş sahibi, birleşen dava davacısı yüklenicidir. Asıl davada davacı iş sahibi, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davalı yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, buna rağmen fatura düzenlediğini, anılan faturaya itiraz edilerek iade edildiğini, buna rağmen davalının haksız olarak fatura bedelinden ödenmeyen kısmın tahsili için takip başlattığını belirterek takipten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, birleşen davada ise yüklenici taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında üstlendikleri edimi tam olarak yerine getirdiklerini, sözleşme kapsamında imzalı boş olarak davalı iş sahibine teminat amaçlı verilen senedin bedel kısmının sonradan doldurularak takibe konulduğunu, takip dayanağı bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile takip dolayısıyla yapmış oldukları ödemelerin istirdadını ve haksız takip nedeniyle manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava yönünden istinaf taleplerinin incelenmesinde, asıl dava davacısı iş sahibi taraflar arasındaki 15/08/2012 tarihli eser sözleşmesinde belirtilen işin davalı yüklenici tarafından süresinde ve tam olarak bitirilmediğini, işin ayıplı yapıldığını, bu hususun Sulh Hukuk Mahkemesinde yaptırdıkları delil tespiti ile alınan bilirkişi raporu ile tespit ettirdiklerini, sözleşme kapsamında davalı yükleniciye 39.000 TL avans ödemesi yaptıklarını, tüm ihtarlarına rağmen işin davalı tarafça tamamlanmadığını, buna rağmen davalının iş bedeline ilişkin fatura düzenleyerek gönderdiğini, faturayı kabul etmeyerek iade ettiklerini ve sözleşmeyi feshettiklerini belirterek faturaya dayalı olarak haklarında yapılan takipten dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiş, mahkemece yerinde yapılan keşifte bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda sözleşme konusu işin yapılıp tamamlandığı, ancak keşif sırasında bir kısım yer altına döşenmiş boruların davacı iş sahibi tarafından sökülerek yenilendiği, bunların bedelinin 5.900 TL olduğu, bilirkişi raporlarında imal edilen sisteme gaz verilmesi sonrasında çıkabilecek aksaklıkların giderilmesi için 4.130 TL+KDV ilave maliyet olabileceği davacı iş sahibinin bu maliyetlere katlandığı gerekçesi ile toplam 10.030 TL yönünden davanın kısmen kabulüne ve bu miktar davacı iş sahibinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de, eser sözleşmelerinde kural olarak işin yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. Somut olayda keşfen yapılan tespitle sözleşme konusu işin yapılıp bitirildiği ve davacı iş sahibine teslim edildiği, imal edilen sisteme doğal gaz verildiği ve çalışır vaziyette olduğu belirlendiğinden aksi ispat olunana kadar işin yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerekir. İş sahibi bunun aksini ispatla yükümlüdür. Davacı iş sahibi her ne kadar davalı yüklenicinin işi eksik ve ayıplı yaptığını işin başka firmaca tamamlandığını ileri sürmüş ise de bunu ispata yarar her hangi bir delil dosyaya sunmamıştır. Davacı iş sahibi tarafından tek taraflı olarak yaptırılan delil tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda işin %50 tamamlandığı, tamamlanan işlerde bazı eksiklikler bulunduğu belirtilmiş ise de mahkemece yapılan keşif sonucu alınan rapor ve itiraz üzerine alınan raporlarda işin tamamlandığı, gecikmede davalı yüklenicinin kusuru bulunmadığı tespit edildiğinden ve aksi de ispatlanamadığından işin davalı yüklenici tarafından tamamlandığı yönündeki mahkeme kabulü doğru olmakla birlikte, davacı iş sahibi tarafından keşif sırasında bilirkişilere gösterilen ve davalı yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılan iş kapsamında yapıldığı tespit edilemeyen, iş sahibi tarafça başka bir firmaya yeniden yaptırıldığı ispatlanamayan yer altına döşenen bir kısım boruların sökülerek yeniden döşenme bedellerinin ve yüklenici tarafından imal edilen sisteme gaz verilmesi sırasında bir takım aksaklıkların yaşandığı ve bazı onarımların yapıldığı ispatlanamamasına ve bu konuda bir iddia bulunmamasına rağmen bilirkişi raporunda işin tamamlanmasından sonra gaz verilmesi aşamasında yaşanması muhtemel aksaklıklar için belirlenen bedelin alacak miktarından düşülerek bu bedel yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle asıl dava yönünden davalı yüklenicinin istinaf talebinin kabulü ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dairemiz istinaf kararı içeriğine göre asıl davaya yönelik olarak asıl dava davacısının istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Birleşen davaya yönelik istinaf incelemesinde, birleşen dava bonoya dayalı takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti, takip nedeniyle yapılan ödemelerin istirdadı istemine ilişkin olup, birleşen dava davacısı yüklenicisi takip dayanağı bononun sözleşme gereğince teminat olarak verildiğini ileri sürmüş ise de takip dayanağı bono incelendiğinde teminat bonosu olduğuna dair bir ibare ve kayıt bulunmadığı, bonoda nakden kaydının bulunduğu, bononun düzenleme tarihinin uyuşmazlık konusu sözleşme tarihi olan 15/08/2012 tarinden sonra 12/02/2013 tarihli olduğu, anılan eser sözleşmesinde ödeme yeri ve şartları başlıklı 4. Maddenin b) ödeme tablosu alt başlığı altında sözleşme bedelinin %60’ı avansın sözleşme imzalanınca ödeneceği bu ödeme karşılığında teminat senedi verileceği teminat senedinin istasyon (RMS-C istasyonu) tesliminde iade edileceği yazılı ise de davaya ve takibe konu bononun sözleşmede yazılı teminat senedi olduğu davacı yüklenici tarafından ispatlanamamıştır. Buna göre ispatlanamayan birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle birleşen dava davalısının istinaf talebinin kabulü ile birleşen davaya yönelik mahkeme kararının kaldırılmasına birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Birleşen dava yönünden dairemiz kararı gereğince birleşen dava davacısının istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Anılan nedenlerle, asıl davaya yönelik asıl dava davalısı ile birleşen davaya yönelik olarak birleşen dava davalısının istinaf başvurularının HMK 353/1-b2 maddeleri ile kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, ispatlanamayan asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesine, dairemizce verilen karar gereğince asıl dava davacısının asıl davaya yönelik, birleşen dava davacısının birleşen davaya yönelik istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddeleri ile esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Asıl dava davacısının asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi ile esastan REDDİNE,2-Birleşen dava davacısının birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi ile esastan REDDİNE,B)1-Asıl dava ve birleşen dava davalılar vekillerinin istinaf talebinin ayrı ayrı KABULÜNE,2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2020 tarih ve 2014/986 Esas, 2020/44 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı REDDİNE, 4-Asıl davada şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
ASIL DAVADA; 1-Asıl dava yönünden alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 635,40-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 455,50-TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Asıl davada, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Asıl davada, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA;1-Birleşen dava yönünden alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.692,70-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 1.512,8‬0-TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Birleşen davada, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 103,80-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,3-Birleşen davada, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,4-Birleşen davada, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden menfi tespit talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 12.658,56-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1-Asıl dava yönünden davacıdan alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar harcından asıl dava davacısı tarafından yatırılan toplam 108,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 71,10-TL harcın asıl dava davacısından tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,2-Asıl davada davalı tarafından yatırılan 502,07-TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde asıl davada davalı tarafa İADESİNE,3-Birleşen dava yönünden davacılardan alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar harcından birleşen dava davacıları tarafından yatırılan toplam 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın birleşen dava davacılarından tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Birleşen davada davalı tarafından yatırılan 1.335,18-TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde birleşen davada davalı tarafa İADESİNE,5-Davacı tarafça asıl ve birleşen davaya yönelik yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 6-Davalı tarafça birleşen davaya yönelik yapılan 63,60-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınıp birleşen dava davalısına VERİLMESİNE,7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 14/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.