Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/449 E. 2023/998 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/449
KARAR NO: 2023/998
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2016/178 Esas, 2019/1034 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki kurulduğunu, bu hizmete istinaden düzenlenen bir kısım faturaların davalı yanca ödenmediğini, bu nedenle İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine haksız ve kötüniyetle itiraz edildiğini belirtmiş, davalının haksız ve yasal dayanaktan yoksun bulunan itirazının iptaliyle takibin devamına, davalı aleyhine takip miktarının %20’si kadar icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; müvekkil ile davacının ticari olarak alışverişi bulunduğunu, fakat davacının davaya dayanak icra takibine konu ettiği faturalar sebebi ile davalıdan herhangi bir alacağının olmadığını, davacının takibe konu ettiği faturalarda belirtilen mal ve hizmetleri davalıya verilmediğini, davacı tarafın kötüniyetli olarak davalıyı borçlandırma amacı güden bir davranış içerisine girdiğini, davacı tarafın hayali faturalar düzenlediğini ve müvekkilden vermediği bir mal veya hizmetin bedelini tahsile çalışmak üzere icra takibine girdiğini ve dava açtığını, davalının davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını belirtmiş, davanın reddi ile davacı şirketçe kötüniyetli olarak icra takibine girişildiğinden %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacının ticari defterlerine göre davalıdan 15.379,06 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 12.162,78 TL borcunun bulunduğu, dava konusu faturaların ise davalı ticari deftelerinde kayıtlı olduğu, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay 23. HD’nin 10/02/2016 tarih ve 2015/4576 Esas – 2016/621 Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği (Yargıtay 19.HD’nin 09/11/2016 tarih ve 2016/3391 Esas – 2016/14472 Karar sayılı ilam), davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, ödeme savunmasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği (Yarg. 13. HD. 2013/2661 E, 2013/9360 K.), takibe konu edilmeyen fatura tutarı, davacının ticari defterlerinde kayıtlı ödemeler ve davalı tarafından yapıldığı ispat olunan ödemeler düşüldüğünde davacının davalıdan 6.407,57 TL bakiye alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında; mahkemece reddedilen miktar üzerinden % 40’tan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. Davacının icra takibini başlatmakta kötüniyetli olduğuna dair bir delil bulunmadığı, davacının faturaya dayalı olarak takip başlattığı ve eldeki davayı açtığı , faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu nazara alındığında davalı aleyhine kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinafında davacının kötüniyetli olarak takip başlattığına dair somut sebepler sunmadığı da gözetilerek mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarih ve 2016/178 Esas, 2019/1034 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 437,70-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 109,42‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 328,28‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.