Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/443 E. 2023/920 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/443
KARAR NO: 2023/920
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: 2019/105 Esas, 2020/133 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; “taraflar arasında davalı şirketin yapımını üstlendiği Kırıkhan Devlet Hastanesi projesinin fotoselli kapılarının müvekkili şirket tarafından temin edilmesi ve davalı şirkete satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca 45 adet kayar kapının teslimini şantiyede gerçekleştirdiğini, montajını yaptığını ve kapıların çalışır vaziyette teslim edildiğini, müvekkili tarafından davalıya Aralık 2015 tarihi itibariyle 129.164,46-TL borçları bulunduğuna dair mutabakat mektubu gönderildiğini ve taraflar arasında anlaşmaya varıldığını, davalı tarafından kısmi ödemede bulunulduğu tüm görüşmelere rağmen borcun tamamının ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla neticeten itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanmasına, dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi.” talebinde bulunduğu görülmektedir. Davalı vekili: takibe konu fatura müvekkili şirkete hukuka ve usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, taraflar arasında yapılan iş ve ilgili konularda görüşmeler sürdürülmekte iken takip başlatılmasının ve müvekkili şirketi takibe bağlı harç ve masraflardan sorumlu tutulmasının haksız, ticari teamüllere ve usule aykırı olduğunu, müvekkili şirketin takibe konu faturalarının müvekkili şirkete tebliğ edilmediğinden müvekkilinin temerrüde düşmediğini, dava dilekçesinde iddia edildiği üzere müvekkili tarafından mutabık kalınmadığını, hiçbir borcu kabul etmediklerini, beyanla neticeten her türlü karşı dava, talep, tazminat, cezai şart vs., hakları saklı kakmak kaydıyla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davacıya düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın borcuna, davalı tarafından yapılan ödemeleri ise bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu, her ne kadar 26/05/2015 tarihli 124.090,64-TL bedelli tarafından yapılan ödemeler ve düzenlenen faturalar tenzil kalan 90.915,62-TL lik bakiye alacağı konu etmiş olduğu, bu hesabın takip tarihi itibariyle 90.915,62-TL borç bakiyesi vermiş olduğu, bu durumda asıl davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 103.945,20-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan 90.915,62-TL ye yasal faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine karar verildiği görülmüştür. Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu gerekçesiyle İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 20.789,00-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinafında; takibe konu faturanını usulünce tebliğ edilmediğini, davacı tarafından tebliğ edildiğine dair belge sunulmadığını, fatura ve cari hesap üzerinden mutabık olmadıklarını, hiçbir borcu kabul etmediklerini, cari hesabın oluşmadığını yada kapatılmadığını, temerrüde düşürülmediklerini, dava konusu alacak taraflar arasındaki hangi ilişkiden ne şekilde kaynaklandığının ispata muhtaç olduğu, alacağın likit ve muaceel olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir. Davacı taraf davalı ile aralarında yapılan eser sözleşmesi kapsamında faturaya dayalı bakiye iş bedelinin tahsili için takip başlattığı takibe itiraz sonucun itirazın iptalini talep ettiği, davalı tarafça borcun kabul edilmediği ve davanın reddini talep ettikleri , mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği kararın davalı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır.Davacının ticari defterlerine göre davalıdan 90.915.62 TL alacaklı olarak gözüktüğü, davalı şirket tarafından ticari defterlerin sunulmaması sebebiyle davalının, davacının ticari defterlerindeki kayıtların aksini kanıtlayamadığı, davalı istinafında, mahkemece hükmedilen miktara ayrıca ve açıkça itiraz edilmediği, işin yapılıp teslim edildiği bilirkişi raporları ve dosyadaki tüm deliller doğrultusunda mahkemenin de kabulünde olduğu, davalı tarafın bu konuda da ayrıca ve açıkça istinaf talebinin bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonucunda , mahkemece verilen karar usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkemece defter kayıtlarına göre yapılan hesaba dayalı olarak karar verilmiş olması karşısında takibe konu alacağın likit olduğuna dair kabulün de yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2020 tarih ve 2019/105 Esas, 2020/133 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 7.100,49-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.775,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.325,49‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.