Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/438 E. 2023/995 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/438
KARAR NO: 2023/995
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2017/326 Esas, 2019/190 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında 24/06/2015 tarihinde borçlu firmanın yapmakta olduğu inşaata asansör takılması için sözleşme imzalandığını, müvekkilinin … Paz. Tic. Ltd. Şti’den asansörü aldığını, davalının gönderdiği 7.000-TL’yi bu firmaya makbuz karşılığı ödediğini, sözleşmede belirtilen şartlar doğrultusunda işin tamamlanıp davalıya teslim edildiğini, 07/11/2015 tarihli faturanın kesildiğini, davalının faturaya itiraz etmediğini, müvekkile kısmi ödemede bulunduğunu, kalan kısmın ödenmediğini, davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 12.872,88-TL için icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borca itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra İnkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafından başlatılan icra takibi ve davanın 12.872,88-TL için açıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacıya fatura kaynaklı 16.250-TL borç olduğu düşünülecek olursa müvekkili tarafından ödenen 7.000-TL toplamdan düşüldüğünde kalan borç bakiyenin 5.350-TL kalması gerektiğini, davacı tarafın müvekkile ait ana okul binasının asansörünü yapmak üzere müvekkili ile anlaştığını, müvekkilin davacıya 7.000-TL ödediğini, bu ödemenin davacı tarafından kabul edildiğini, İhtilaf konusu olmaktan çıktığını, yapımı üstlenilen asansör işi kapsamında yapılan başka ödemelerinde mevcut olduğunu, davacının işi yarıda bıraktığını, işi başka bir asansör firmasına verdiklerini, ek maliyet altına girdiklerini, davacı müvekkili temerrüde düşürmediğinden davacının işlemiş faiz talep etme hakkı bulunmadığını, izah olunan nedenlerle, davacının icraya başvurduğu kısım üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, itirazın iptaline ilişkin taleplerinin kabul edilmeyerek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmilini talep etmişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinafında, tam kabul kararı verilmesi gerektiğini, 7.000-TL nin düşülmemesi gerektiğini, 7.000-TL nin davalı tarafından asansör satın alınması için verildiğini, sözleşme bedeline dahil olmadığını, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafında, işi eksiksiz teslim ettiğini, ispat külfetinin davacıda olduğunu, alacağın likit olmadığını kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yargılama giderlerinin yanlış hesaplandığını, karar duruşmasında mazeret sunduklarını mazeret hakkında mahkemece olumlu veya olumsuz karar verilmediğini, bu karar verilmeden davanın esası hakkında karar verildiğini, kararın kaldırılasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dosyada yapılan incelemede, karar duruşmasında davalı tarafça verilen mazeret dilekçesi okunup tutanağa geçirilmesine karşı, mazeretin kabul veya reddi yönünden olumlu veya olumsuz karar verilmeden tahkikatın bitirilerek davalı vekilinin yokluğunda dosyanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin işin esası ve davacı vekilinin istinafı bu aşamada incelenmeksizin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Taraflar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2019 tarih, 2017/326 Esas, 2019/190 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/11/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.