Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/422
KARAR NO: 2023/1101
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2015/763 Esas, 2019/1643 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, tarafların 05.02.2012 tarihli sözleşme ile Yakıt Tasarrufu Projeleri konulu anlaşma ile 1 adet 400 Ton/gün cam üretim fırınında bulunan 8 adet doğalgaz yakıcı brülörü için fırın yakıt tüketiminde %10 + veya – %3 tasarruf sağlayacak … sistemini davalının Bursa Yenişehir’deki cam fabrikası adresinde montaj yerinde sözleşme imza tarihini müteakiben 6-8 hafta içerisinde bir fırın için tamamlanmış olarak teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, montaj sonrası ölçüm prosedürünün tamamlama süresinin 14 hafta olacağını, müvekkilinin tüm edimlerini eksiksiz ifa ettiğini ve … sisteminin teslim fiyatının 800.000 TL + KDV olduğunu, bu miktarın yakıt taahhüdünü yerine getirmesinden sonra imzalanacak kabul tarihini müteakiben peşin ve nakit olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirketin sözleşme gereği ürünün tesliminden sonra kabul tutanağını imzalaması gerektiği halde davalı şirketin Bursa Yenişehir’deki cam fabrikasında ürettiği … termomanyetik yakıt tasarruf sistemini ödeme yapmamak için kabulden kaçındığını, müvekkilinin ürünün sözleşme şartları dahilinde yapıldığının tespiti için Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi Dekanlığına müracaat ederek … Yenişehir Fabrikasında davalı tarafından gönderilen fırın işletim raporları üzerinden yaptığı tespit ile rapor hazırlandığını, 10/06/2014 tarihli inceleme raporunda; eş değer şartlarda ortalama ağırlıklı doğalgaz tasarrufunun %13,12 gerçekleştiği ve … uygulamasında enerji verimliliğinin gerçekleştiği sonucu ile müvekkili şirketin sözleşme ile üstlenmiş olduğu taahhütlerini ifa ettiğinin bildirildiğini, bu raporun davalı tarafa sunulduğunu ancak davalının ödeme yapmaktan kaçındığını ve kabul tutanağını imzalamaktan imtina ettiğini, bunun üzerine davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz etmesi neticesinde icra takibinin durduğunu belirterek icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, müvekkili şirketin cam ambalaj üreten kuruluş olduğunu, 05.02.2012 tarihinde yakıt tasarrufu sağladığı iddia edilen “… Termomagnetik Yakıt Tasarrufu Sistemi” olarak nitelenen sistemin kurulması konusunda davacı ile bir sözleşme imzaladığını, bu sözleşmeye göre üretimde yüzde 7 ila 13 arasında ( %10 + veya – %3 bir tolerans ile) enerji ve yakıt tasarrufu sağlanmasının hedeflendiğini, söz konusu hedefe ulaşılması halinde, sistemin müvekkili tarafından satın alınacak aksi halde sözleşmenin 13. maddesinin son cümlesi uyarınca, müvekkili tarafından hiçbir ödeme yapılmaksızın sistemin sökülerek iadesini isteme hakkı mevcut olacağını, sözleşme uyarınca 8 adet cihazın müvekkili şirketin Yenişehir’deki fabrikasında B fırınında test amacı ile monte edilmiş olduğunu, sözleşmedeki yakıt tasarrufu sonucunun gerçekleştiğinin ispatlanmasının davacıya yüklendiğini; ancak sözleşmede belirtilen 3 aylık deneme süresine davacı tarafından geç başlanıldığını, bunun yanı sıra yapılan tüm hesaplamalarda kayda değer ve nesnel hiçbir tasarruf olmadığı sonucuna erişildiğini, bu durumun pek çok kez davalıya raporlandığını, sözleşme ve sözleşmeye ek protokolün 05.02.2012 tarihinde hazırlandığını ve bir ay sonra 05.03.2012 de imza edildiğini, sözleşmeye göre imza tarihinden itibaren 6 ila 8 hafta içerisinde bir kısım cihazların teslimi ve monte edilmesinin gerektiğini, montaj sonrası sürenin ise 14 hafta sürmesi gerekirken davacı tarafça daha işin başında sürelere hiç riayet edilmediğini, taahhütlerin tamamlanmadığını, davacı tarafça kalibrasyon belgelerinin gösterilmesine rağmen müvekkilinin sistemlerinin bozuk olduğu – baca gazının ölçtüğü oksijen miktarının hatalı ve arızalı olduğunun iddia edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin söz konusu sistemi satan dava dışı firmaya bu bildirilerek çağrıldığı, firma tarafından hata ve arıza tespit edilmediğini, sonrasında davacı tarafın sisteminde arızalar meydana geldiği ve böylece sözleşmenin ifasında gecikildiğini, sonuçta 2,5 aylık gecikme ile 16.05.2012 de işe başlandığını, bu süre zarfında “fırın sistemlerindeki cam rengi 02 seviyesi cam kırığı oran, fırın çekişi, boost “gibi pek çok fiziksel ve kimyasal parametrenin sabit tutulmasının davacı yanca talep edildiğini, bu parametrelerin sabit tutulmasının oldukça güç olmasına rağmen, müvekkili tarafından parametreler sabit tutularak sözleşmeye riayet edildiğini, 6-16 Mayıs 2012 tarihinden itibaren haftada iki kez ve yaklaşık 50 günlük verinin davacıya ibraz edildiğini, buna rağmen 20.07.2012 tarihi itibariyle hiçbir yakıt tasarrufunun sağlanmadığını, sözleşmeye göre sistemin önce 7 gün boyunca davacıya ait cihazlar olmadan denenmesi, sonrasında 3 hafta doygunluğa ulaşması, 1 hafta gerekli 2/5 ayarların yapılması, olmak üzere 5 haftada tamamlanması (35 günde) gerekmekte iken her aşamanın davacıdan kaynaklı gecikmeler yaşandığını, müvekkilince 15 gün fazladan veri sunulmasına rağmen sistemin hiçbir mesafe katetmediğini, kaldı ki bu sistemin başarılı olmasında müvekkili şirkete de çok önemli bir avantajı sağlayacakken bunun olmadığını, bu nedenle müvekkilinin bu sözleşmeye somut sonuç garantisi ile koşullu olarak girdiğini, sistemin en az %7 enerji tasarrufu sağlaması halinde taraflar arasında sistemin satım sözleşmesinin akdedileceği aksi takdirde müvekkilinin hiçbir ödeme yapmaksızın sistemin sökülmesini talep etme hakkı olduğunu, sistemden hiçbir fayda sağlanmayınca … firmasına sistemini sökmesi konusunda yazılı uyarı yapıldığını, sistemin sökülmemesi nedeniyle 25.03.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek tebliğ tarihinden en geç 10 gün içinde sökmesi, aksi takdirde masrafları kendisine ait olmak üzere mahkeme marifetiyle sistemin söküleceğinin ihtar edildiğini, akabinde Yenişehir Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/12 D.İş. numaralı dosya ile tevdi mahalli tayini talep edildiği ancak cihazların sökme işinin Sulh Hukuk mahkemesi alanına girmediği belirtilerek davanın reddedildiğini, davacının doğduğunu iddia ettiği alacağın sözleşmede yazılı şarta bağlı olduğunu, davacının sözleşmede belirtilen edimini ifa etmediğini ve böylelikle şart gerçekleşmediğini, alacağın hiç doğmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, taraflarca 05/02/2012 tarihli yakıt tasarruf projeleri konulu sözleşme akdedildiği, bu sözleşmeye göre bir adet 400 ton/gün cam üretim fırınında bulunan 8 adet doğalgaz yapıcı brülörü için fırın yakıt tüketiminde %10 + – %3 tasarruf sağlayacak … sisteminin anahtar teslim fiyatının 800.000+ KDV olduğu, ürünün davalının Bursa Yenişehir’deki Cam fabrikası adresinde montaj ederek teslim edileceği, bir adet cam fırınının … termomanyetik yakıt tasarrufu sistemi ile taahhüt edilen yakıt (doğalgaz) tasarruf oranına erişilerek tesliminin toplam süresinin 14 hafta olacağı, sözleşmenin 13. maddesinde yakıt tasarruf oranının taahhüt edilen orandan daha düşük gerçekleşmesi halinde tarafların yeni şartlarda tekrar görüşerek anlaşmaya gidebilecekleri veya davalının hiçbir ödeme yapmadan sistemin sökülerek iadesini isteyebileceğinin düzenlendiği, davacı tarafın tüm edimleri yerine getirdiğini ve sözleşmede belirtilen yakıt tasarrufunun gerçekleştiğini, davalı tarafın ise davacının taahhüt ettiği yakıt tasarrufunun gerçekleşmediğini, sözleşmenin 13. maddesi gereğince hiçbir ödeme yapılmaksızın sistemin sökülerek götürülmesinin istenebileceği maddesine isitnaden davacıdan sistemin sökülerek götürülmesinin talep edildiğini ve davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep ettiği, alınan 3 ayrı bilirkişi heyeti raporunda davaya konu yakıt tasarruf projeleri konulu sözleşmede belirtilen şartların davacı tarafından sağlanamadığı, sözleşme şartlarında belirtilen miktarda tasarruf sağlanamadığı, bu nedenle davacının edimini sözleşmede belirtilen şartlarda ifa etmediği ve alacağının doğmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, müvekkili firmanın davaya konu sözleşme ile davalı şirkete ait Bursa Yenişehir tesislerinde enerji tasarrufu sağlamayı taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin uyguladığı teknik sonrası taahhüt edilen ortalama ağırlıklı doğal gaz tasarrufunun eşdeğer şartlarda %13,12 oranında gerçekleştirildiğinin icra takibi öncesi delil tespiti sağlamak amacıyla konusunda uzman Yıldız Teknik Üniversitesi üçlü profesör heyetinden alınan raporla ortaya konulduğunu, davada, taahhüt edilen enerji tasarrufunun sağlanıp sağlanmadığını tespit amacı ile toplam 3 defa bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, dosyaya sunulan ilk rapor biri hukukçu 2’si metalurji yüksek mühendisi tarafından hazırlanmış olup, davalı şirkete ait şirketlerde ısıtma sistemleri kapalıyken gerçekleştirilen usulsüz keşif ile, tamamen davalı şirketin yetkililerinin hazırlamış olduğu veriler esas alınarak hazırlanmış hatalı ve eksik bir rapor olduğunu, bu husustaki itirazlarının yerel mahkemece kabul edilerek yeni bir heyet oluşturularak, bu defa uygun şart ve ortamda incelenmek sureti ile rapor tanzim edildiğini, 11.03.2019 tarihli bu (ikinci) raporun sonuç bölümünde; (doğal gaz + elektrik) tasarrufunun %3,13 ile %11,71 arasında değiştiği ifade edilebilmektedir tespiti ile müvekkili şirketin sözleşme ile taahhüt ettiği oran ortalamasına uygun tasarrufu gerçekleştirdiği ancak test yapılan ortamdaki değişkenlerin fazla olması sebebi ile eş değer tasarrufun ortalamasının tespit edilemediği sonucuna varılmıştır dendiğini, bu rapora karşı beyanları üzerine, değişken tasarruf oranlarının ortalamasının bulunabilmesi için nihai teknik incelemeyi yapmak üzere dosyanın bu kere üçlü profesör doktor heyetine tevdi edildiğini, işbu davalarının reddi sebebinin, nihai raporu düzenleyen bu heyet raporunun değerlendirme bölümünde çok önemli bir değerlendirme hatası yapılarak, “dosyada iki adet bilirkişi ve iki adet mütalaa olduğu, dört adet rapordan sadece Yıldız Teknik Üniversitesinin raporunun takılan sistem tasarrufu sağladığı, diğer raporların ise tasarrufun sağlanamadığı” yönünde bir hatalı tespitte bulunulduğunu, oysa ki Mahkemeye ibraz edilen 11.03.2019 tarihli raporda değişken bir tasarruf oranının sağlandığının açıkça ortaya konulduğunu ancak çevresel faktörler nedeniyle eşdeğer tasarruf oranının tespit edilemediğinin belirtildiğini, bilirkişi heyetinden beklenen eşdeğer tasarruf oranını belirlemek iken sayın heyetin sadece dosyadaki ibraz edilmiş dört adet raporu sayıca karşılaştırıp, adeta 3 1’den büyüktür mantığı ile bir sonuca vardığını, oysa dosyada biri Yıldız Teknik Üniversitesinin konusunda uzman heyetinin mütalaası ve sadece ortalama tasarruf oranını belirlemeye muhtaç 11.03.2019 tarihli bilirkişi raporu ve bunun karşısında ısıtma sistemleri kapalıyken yapılan keşif ile davalı şirketin kendi hazırladığı verilere dayanılarak tanzim edilen ilk rapor ile davalı şirketin yokluklarında ücretini kendisi vererek ve işleyişi sebebiyle aralarında organik işçi işveren bağlantısı olan resmi bir sıfatı bulunmayan … Direktörlüğünün (davalı şirketin adı … A.Ş. dir) sipariş üzerine hazırladığı özel raporun mevcut olduğunu, hiç bir kabul edilebilir bilimsel veriye dayanmadan sadece “3 rapor tasarrufun sağlanamadığı görüşünde o zaman onlar haklıdır” baştan sağmacılığı ile düzenlenmiş rapora itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığını, zira ,alanında ülkemizde doktrin olmuş ve hatta tek yetkili kabul edilen bir heyetten alınmış (Enerji tasarrufunun sağlandığı yönünde sonuç bildirilmiştir) rapor göz ardı edilerek, 11.03.2019 tarihli rapordaki tasarruf oranı ortalaması belirlenmeden karar verilerek hem davalarının haksız bir şekilde reddedildiğini hem de varsa bu oranda bir enerji tasarrufunun sağlanabilme imkanının önünün kapatıldığını belirterek, kararın kaldırılarak dosyanın karar verilmesine yeterli rapor tanzim edilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Dava, taraflara arasındaki 05.12.2012 tarihli sözleşmeye konu “yakıt tasarruf projesinin” yerine getirildiği ancak iş bedeli olan 800.000,00 TL’nin ödenmediği iddiasıyla, bu bedelin ve işlemiş faizinin davalıdan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Davalı vekilince, sözleşmeye konu işin ayıplı yapıldığı, sözleşmede öngörülen yakıt (enerji) tasarrufunu sağlayamadığı, bu nedenle kurulan sistemin sökülerek alınmasının istendiği ancak davacının bunu yerine getirmediği, davacı sözleşmede belirtilen edimini ifa edememiş olduğundan bir ücrete hak kazanamadığı belirtilerek, davanın reddi istenmiştir.Taraflar arasındaki 05/02/2012 tarihli “yakıt tasarruf projesi” konulu sözleşmede; bir adet 400 ton/gün cam üretim fırınında bulunan 8 adet doğalgaz yapıcı brülörü için fırın yakıt tüketiminde %10 + – %3 tasarruf sağlayacak … sisteminin anahtar teslim fiyatının 800.000+ KDV olduğu, ürünün davalının Bursa Yenişehir’deki Cam fabrikası adresinde montaj ederek teslim edileceği, bir adet cam fırınının … termomanyetik yakıt tasarrufu sistemi ile taahhüt edilen yakıt (doğalgaz) tasarruf oranına erişilerek tesliminin toplam süresinin 14 hafta olacağı, sözleşmenin 13. maddesinin yakıt tasarruf oranının taahhüt edilen orandan daha düşük gerçekleşmesi halinde tarafların yeni şartlarda tekrar görüşerek anlaşmaya gidebilecekleri veya davalının hiçbir ödeme yapmadan sistemin sökülerek iadesini isteyebileceği düzenlenmiştir.Davalı iş sahibi tarafından davacı yükleniciye gönderilen Beşiktaş … Noterliğinin 25/03/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, sözleşmenin süreli olduğunu ve yer tesliminden itibaren 14 hafta içinde sona ereceğinin düzenlendiği, sistemin en az %7 enerji tasarrufu sağlaması koşuluyla satım sözleşmesi yapılacağı ancak yapılan hesaplamalarda enerji tasarrufunun hiçbir koşulda %2 oranına dahi ulaşmadığı belirtilerek, bu nedenle sistemin sökülmesi talep edilmiş, ayrıca ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde sökülmenin yapılamaması halinde masraflarının kendilerine ait olmak üzere mahkeme marifetiyle ya da 3. Kişilere yaptırma hakkını saklı tuttukları belirtilmiştir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Mahkemece talimat mahkemesi aracılığı ile yaptırılan 2 ayrı keşfe dayalı olarak sunulan 06/12/2017 ve 11/03/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporları ile sonrasında dosya üstünden Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ile Prof. Dr. … oluşan bilirkişi heyetinden alınan 19/11/2019 tarihli raporda benzer şekilde ifade edildiği üzere, davacı yüklenici tarafından yapılan yakıt tasarruf projesinin sözleşmede belirtilen eşdeğer şartlarda üretimi sağlamadığı, söz konusu raporlarda davacı tarafça dava öncesinde Yıldız Teknik Üniversitesinden alınan 10/06/2014 tarihli rapor ile davalı tarafın kendi bünyesindeki bir birime hazırlatmış olduğu Kasım 2013 tarihli raporun da değerlendirilmiş oldukları, buna göre, Mahkemece de kabul edildiği üzere, davacı yüklenicinin sözleşmeye konu eseri davalı iş sahibinin kabul edebileceği şekilde, amacına uygun olarak edemediği, sözleşmenin 13. maddesindeki “yakıt tasarruf oranının taahhüt edilen orandan daha düşük gerçekleşmesi halinde davalının hiçbir ödeme yapmadan sistemin sökülerek iadesini isteyebileceğine” dair düzenleme dikkate alındığında, davalı iş sahibinin 25/03/2014 tarihli ihtarname ile sistemin sökülmesini talep etmiş olmasının haklı olduğu ve davacının bu sistemden dolayı bir alacağının doğmadığı, istinaf dilekçesinde ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına, teslim tarihine vs bir itirazda bulunulmadığı anlaşıldığından, Mahkemece de bu gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar veriliş olması yerinde bulunmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/12/2019 tarih ve 2015/763 Esas, 2019/1643 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 21/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.