Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/376 E. 2023/969 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/376
KARAR NO: 2023/969
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2017/1318 Esas, 2019/1044 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 24/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı şirketin … mahallesi, … sokak, no:… … Alışveriş merkezinin … nolu adresinde bulunan dükkan vasıflı taşınmazı yeni şubesi olarak faaliyete geçirmek üzere kiraladığını, taşınmazı hizmete hazır hale getirilmek üzere, mimarlar tarafından çizilen projesinin birebir uygulanması maksadı ile davalı ile anlaşıp, Avm açılış tarihi olan 27/10/2017 tarihine kadar bu dekorasyonun bitirilmesi gerektiği hususunda sözlü mutabakat sağlandığını, 27/10/2017 tarihinde yüklenici şirketin işi tamamlayamayıp temerrüde düştüğünü, davalı …’a işin bitirilmesi için ek süre tanındığını, bu süre sonunda dahi işin bitirilemediğini, davacının da, davalı ile arasındaki sözleşmeyi 22/11/2017 tarihinde haklı nedenlerle ileriye etkili olmak üzere Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 22/10/2017 tarihli ihtarnamesi ile feshettiğini, davacının dükkan vasıflı taşınmazı kira başlangıç tarihi 27/10/2017 olmak üzere 10 yıl süre ile kiralayıp, kira sözleşmesinin imza tarihi olan 01/10/2017 tarihinde teslim aldığını, iç dekorasyon projesini uygulamak üzere davalı yükleniciye bildirimde bulunulup taşınmazın 03/10/2017 tarihinde teslim edildiğini, davalı yüklenici şirketin edimi ifa etme borcu doğduğunu, işbu edimin AVM’nin açılış tarihi olan 27/10/2017 tarihine kadar bitirilmesi gerektiğinin bildirildiğini, 15/10/2017 tarihinde yüklenici şirket tarafından davacı şirket adına 90.765,60 TL bedelli … nolu irsaliyeli fatura kesildiğini, bu fatura bedeline ilişkin olarak 19/10/2017 tarihinde yüklenici şirkete 100.000,00 TL bedelli çek ile ödendiğini, ilk ödeme haricinde toplam 145.000,00 TL bedelli, ilk vadesi 20/12/2017, son vadesi ise 20/12/2018 olan 15 adet çekin edim karşılığı olarak davalı yüklenici şirket adına düzenlendiğini, dava dışı … Avm yetkileri tarafından davacı yana işin gerekli dikkat ve özenle gerçekleştirilmediği, AVM açılış tarihine kadar dekorasyon işlemlerinin bitirilemeyeceği hususunda uyarılar da bulunup bu durumun tutanak altına alındığını, uyarılar doğrultusunda davalı yüklenici şirket yetkilisinin 24/10/2017 tarihinde uyarıldığını, dava dışı … AVM yönetiminin 27/10/2017 tarihinde davacı şirketin “…” unvanlı ticari işletmesinin faaliyete geçmemiş olması sebebiyle tutanak tutarak tarafların kira sözleşmesi hükümleri gereğince cezai şart ve ayrıca kiralananın açılmadığı süre için ödenecek kira bedeline ek her gün için de aylık asgari kira bedeli esas alınarak hesaplanacak 3 günlük kira bedelinin ödenmesine yönelik bildirimde bulunduğunu, dekorasyan işlemlerinin gerçekleştirilmesi esnasında davacının taşınmaz eklentilerine, taşınmazın mevcut bulunduğu … Avm yapısına zarar verdiğini, zararların tutanak altına alındığını, elektrik aksamında meydana gelen zarar ile … Avm’de meydana gelen zararların kendileri tarafından giderildiğini, taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi gereğince ifanın belirlenen zamanda gerçekleşmediğinden ve gerçekleştirilen edimler ayıplı ifa edildiğinden davacının uğradığı zararların davalı yüklenici tarafından giderilmesi gerektiğini belirterek, şimdilik 1.000,00-TL maddi zarar ile 10.000,00-TL manevi zarar alacağının edimin ifa tarihi olan 27.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte davalı yüklenici şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, sözlü olarak yapılmış olan anlaşmayı, tamamen kendi isteği doğrultusunda ve var olmayan bîr tarih belirterek 27/10/2017 tarihinde bitmesi gerektiğini bu tarihte bitirileceği konusunda davalı ile anlaşıldığını beyan ettiğini, ancak davalı ile bu şekilde belirenmiş bir tarih bulunmadığını, dava dilekçesinde sözü geçen 22/10/2017 tarihli … tarihli fesih ihbarnamesinin içeriğindeki beyanları kabul etmediklerini, davalının, karşı yana çok kısa sürede işin bitmeyeceğini belirtip, istenilen sürede ve olması gerektiği sürede işi bitirdiğini, yapılması gereken işin tamamının davalı tarafından teslim edileceği ve ödemelerin talep edildiği gün, davalıdan işi bırakması gerektiği söylenip kapı dışarı edildiğini, alacağından mahrum bırakmak amaçlı haksız eylem gerçekleştirilip haksız şekilde tazminat talep edildiğini, davacı her ne kadar işin bitmemiş olduğunu ileri sürse de, davalı tarafından kesilmiş olan tüm faturaları aldıktan sonra hiçbir itiraz ve ihtirazı kayıt olmaksızın ticari defter ve kayıtlarına işlediğini, davalının almış olduğu tüm işi eksiksiz yerine getirdiğini, davacının, dava dışı AVM ile olan sözleşmelerini bu davaya bağıtlamaya çalışmakta ise de, dava dışı AVM nin bu dosyada taraf olmadığından, 3 kişi ile yapmış olduğu sözleşme ve anlaşmaların davalıyı bağlamadığını, AVM’nin bildirmiş olduğu tarihlerin davalıyı değil davacıyı bağladığını, sözde uyarıların davalıya da yapılmadığını, davacının davalıya yapılmış olan ödemelerden bahsettiğini, ancak bu ödemelerin işin tamamını kapsamadığını ve halen ödenmeyen bakiye bulunduğunu, davacının edimlerini yerine getirmeyip, kalan bakiyeyi ödemediğini, davacı tarafın, zarar ve ziyanları var ise davalıdan kaynaklandığına dair illiyet bağının kurulması ve ispatlanması gerektiğini, belirtilen tüm iddiaların ispattan yoksun olduğunu, davacının, müvekkilinin AVM’nin malına zarar verdiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ispattan yoksun bir beyan olup iş bu beyanı kabule etmediklerini, sözü edilen elektrik aksamlarında bir zarar olup olmadığının davalıyı bağlamamakla birlikte, davalının işinin niteliği ve kullandığı alan itibari ile asla zarar vermesi mümkün olmayan bir bölümden bahsedildiğini, edimini yerine getirmeyen tarafın davacı olduğunu, davalının halen 100.000,00 TL nin üzerinde bir alacağı olduğunu belirterek dayanaktan ve ispattan yoksun, haksız olarak açılmış olan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davalının, davacı şirket taşınmazında yaptığını iddia ettiği tadilat, dekorasyon işleri kapsamında 15/10/2017 tarih … numaralı KDV dahil 90.765,60 TL tutarında fatura düzenlediği, davacı şirketin de davalıya birtakım ödemeler yaptığı, taraflar arasında sözlü olarak mutabakata varılan anlaşmanın eser sözleşmesinin çerçevesini belirlemediği, eser sözleşmesinin koşullarının oluşmadığı, taraflar arasında sözlü mutabakata varılan anlaşmaya göre taraflarca paraf, kaşe vb ile onay altına alınmış yazılı eser sözleşmesi, fiyat teklifleri, sipariş formları, teknik şartnameler, iş planı, zaman çizelgesi, projeler, hakedişler, sevk irsaliyeleri, teslim tesellüm tutanakları dosya içerisine taraflarca sunulmadığından edimlerin karşılıklı olarak yerine getirilip getirilmediği, yerine getirilmemiş ise yerine getirilmemiş olan edimlerin nelerden ibaret olduklarının tespit edilemediği, taraflar arasında yazılı sözleşmenin bulunmadığı, sözlü anlaşmanın bulunduğu, sözleşmeye konu yapılacak işin başlama, bitişi ve işin detayının ne olduğunun, işin bu şartlarda yapılmaması durumunda cezai şart öngörülüp öngörülmediğinin somut olarak ortaya konamadığı, davacı tarafın dava konusu itibari ile işin başlama ve bitişini ispat etmesi gerektiği, davacının, hayatın olağan akışı gereği, sözlü eser sözleşmesinin bitiş ve işin teslim tarihinin AVM kira sözleşmesi başlangıç tarihi olduğu yönündeki iddiasının somut olmadığından dikkate alınmadığı, dosyada mevcut delil durumuna göre davacının davalı tarafın edimlerini zamanında yerine getiremediği ve eksik yaptığı, bu nedenle zarara uğradığı iddiasını somut delillerle ispat edemediği.gerekçesi ile; Davacının maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE, karar verilmiş karara karşı, davacı vekili istinafa başvurmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, bilirkişi raporunda, davacı alacağı yönünden yazılı sözleşme bulunmaması sebebiyle işin detayının ne olduğunun tespit edilemediği, davacı tarafın işin başlama ve bitiş tarihini ispat etmesi gerektiği, ancak bunu ispatlayamadığı, hayatın olağan akışı gereği, işin teslim tarihinin AVM kira sözleşmesi başlangıcı olduğuna dair iddianın somut olmadığından dikkate alınamayacağı, zararın somut delillerle ispatının gerçekleşmediği yönündeki görüşlerine itirazlarının mahkemeye sunulduğunu ve özellikle taraflar arasında kurulan eser sözleşmesinin kapsadığı edimlerin dosyada mübrez iç mimar tasarım ve projelerinin esas olarak alınması ve incelemenin buna göre yapılması gerektiğinin belirtildiğini, tarafların beyanları doğrultusunda davalının taşınmaz üzerinde yerine getirdiği tüm edimlerini projeye göre gerçekleştirdiğinin açık olduğunu, taraflar arasında eser sözleşmesine ilişkin yazılı bir anlaşmanın bulunmadığı ancak üstlenilen edimlerin proje ve buna bağlı tasarımları içerdiğini bunun davalı tarafça da kabul edildiğini, buna rağmen bilirkişi raporunda taraflar arasında yazılı bir anlaşma yapılmadığı gerekçesiyle edimlerin neler olduğunun belirlenemediğinden bahisle inceleme yapılmadığını, davalının üstlendiği edimlerin kapsamının proje olduğunu beyan etmiş olmasına rağmen, dosyada mübrez mimari projenin dava konusu uyuşmazlıkta uygulanıp uygulanmadığına ilişkin ek rapor alınması taleplerinin reddedildiğini, somut olayda; taraflar arasında sözlü anlaşmanın bulunduğunun sabit olduğunu, davalının bir kısım hizmetler açıklaması ile müvekkiline muhtelif tarihlerde ve bedellerde faturalar düzenlediğini, müvekkili tarafından faturalar karşılığında davalıya ödemelerin yapıldığı değerlendirildiğinde taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulduğunun açık olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından Eser Sözleşmesinin koşullarının oluşmadığına ilişkin vermiş olduğu mütalaa ve bu mütalaaya bağlı olarak kurulan ilk derece mahkemesi kararının kabul edilemeyeceğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava eser sözleşmesinin ileriye etkili feshinden kaynaklı, geç, eksik ve ayıplı ifa nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin olup davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.Davacı vekili taraflar arasında, müvekkilinin kiracı olduğu iş yerinin tadilat ve dekorasyonu konusunda sözlü eser sözleşmesi yapıldığını, davalı yüklenicinin edimlerini kararlaştırılan sürede yerine getirmediğini, eksik ve ayıplı imalat yaptığını, sözleşmenin kendilerince tek taraflı olarak ileriye etkili feshedildiğini, bu nedenle maddi ve manevi zararlarının olduğunu belirterek bunların tahsilini talep etmiştir.Taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Ancak taraflar sözlü olarak davacıya ait iş yerinin tadilat ve dekorasyonu konusunda anlaşma yapıldığını kabul etmişlerdir.Davacı her ne kadar, sözleşmede işin teslim süresinin kararlaştırıldığını, davalı yüklenicinin belirlenen sürede işi teslim edemediğini iddia etmiş ise de davalı yüklenici teslim tarihi konusunda bir süre kararlaştırılmadığını savunmuş, davacı da teslim tarihi konusunda taraflar arasında bir süre belirlendiğini ispatlayamamıştır.Yine taraf iddia ve savunmalarına, keşif sırasında alınan taraf beyanlarına göre taraflar arasındaki anlaşma doğrultusunda davalı yüklenici tarafından bir takım işler yapılmış olup, keşif sırasında ise davalı yüklenici tarafından yapılan işlerin tamamının iş sahibi tarafından değiştirildiği, bunun yerine yenilerinin yapıldığı sabittir. Buna göre taraflar arasındaki anlaşma doğrultusunda davalı yüklenici tarafından yapılan işlerin tespiti keşif sırasında mümkün olmamıştır. Davacı her ne kadar işlerin eksik ve ayıplı yapıldığını, bu nedenle kendilerince işlerin yeniden yaptırıldığını ileri sürmüş ise de ayıp ve eksik işlerin tespitine yönelik dosya içine her hangi bir belge sunulmamıştır. Davacı fesih tarihinde davalı yüklenici tarafından yapılan işlere, bu işlerde var olduğunu iddia ettiği eksik ve ayıplara ilişkin her hangi bir tespit yaptırmamış, buna ilişkin bir belge sunmamıştır. Kural olarak eser sözleşmelerinde işin yüklenici tarafından yapıldığının ve teslim edildiğinin kabulü gerekir. Bunun aksinin iddia eden tarafça ispatlanması gerekir. Davacı iş sahibi de işin yüklenici tarafından geç de olsa yapıldığını kabul etmiş, ancak yapılan işte eksik ve ayıplar bulunduğunu ileri sürmüş ise de bunları ispata yarar her hangi bir delil sunmamıştır.Davacı iş sahibi, işin ayıplı yapılması ve gecikmesi nedeniyle sözleşmeyi ileriye etkili olarak haklı nedenle feshettiklerini ileri sürmüş ise de bunu ispatlayamamıştır.Buna göre ispat külfeti üzerinde olan davacı iş sahibi işin geç ve ayıplı yapıldığını bu nedenle taraflar arasındaki sözlü eser sözleşmesini haklı nedenlerle feshettiğini ispatlayamadığından bilirkişilerce davacının her hangi somut bir delile dayanmayan zarar iddiasının hesaplanmasına da gerek bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince de ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2019 tarih ve 2017/1318 Esas, 2019/1044 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.