Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/351 E. 2023/1006 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/351
KARAR NO: 2023/1006
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2020
NUMARASI: 2018/923 Esas, 2020/103 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili şirketin önemli kuruluşlar arasında yer alan global bir şirket olduğunu, davalı ….A.Ş ile …, …, … Sistemi Kurulumu ve Devreye Alma İşleri Sözleşmesi ile Orta Gerilim Panoları, Röle, Montaj, Demortaj, Test ve Devreye Alma İşleri Sözleşmesi akdedildiğini, …A.Ş’nin sözleşmelerden kaynaklı borçlarını …’tan olan alacakları ile temlik etmek istediğini, davalılar ile müvekkili şirket arasında üç taraflı alacağın temliki sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davalı …A.Ş diğer davalı …’tan olan 12.899.942,58 Euro alacağını ….’e olan borçların ödenmesi amacıyla müvekkili şirkete temlik ettiğini, sözleşmenin 2. Maddesinde davalı …A.Ş ile arasında mevcut sözleşmeler gereği hak etmiş olduğu 12.899.942,52 Euro’nun … tarafından ödenmesi kararlaştırıldığını, sözleşmenin 5. Maddesinde vadesi geldiğinde müvekkili şirketin alacağına kavuşmaması halinde …’nin sorumluluğunun devam edeceği ve temerrüt ihtarına gerek olmaksızın müvekkili şirketin tüm yasal haklarına her iki şirket bakımında da kullanabileceği hüküm altına alındığını, müvekkili şirket tarafından sözleşmeler gereği tüm edimleri yerine getirilmişken davalı şirket … tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, …’a ve …’ye başvuran müvekkili şirketin alacağın tahsili etme çabaları sonuçsuz kaldığını, her iki davalı şirketin müvekkili şirketin alacağından sorumlu olduğunu, sözleşme ile kararlaştırılan edimlerine vadesinde ve eksiksiz olarak yerine getirmesi gerektiğini, müvekkili şirket alacağını tahsil etmek amacıyla borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra müdürlüğünce takip her iki borçlu yönünden durdurulduğunu, bu nedenle takip dayanağı olan 12.899.942,58 Euro asıl alacak ve buna buna işlemiş ticari faize ve ferilerine yönelik İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, icra takibine yapmış oldukları itirazın haklı olduğunu, 1.600.000 adet aboneye enerji arz eden müvekkili şirketin kaçmaya veya mal kaçırma durumu söz konusu olmadığını, davacı ile davalı …A.Ş arasında akdedilen sözleşmelerin döviz cinsinden yapıldığını, döviz cinsinden belirlenen sözleşmelerin Türk Parası olarak yeniden düzenlenmeksizin başlatılan icra takibi ve huzurdaki açılan davanın hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle haksız ve kötüniyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı …A.Ş vekili; müvekkili şirketin Türkiye enerji sektöründe sayılı bir şirket olduğunu,davacının haksız ihtiyati haciz talebinin şirketi mali ve finansal zarara uğramasına neden olacağını, hisse senetlerinin 2000 yılında halka arz olduğunu, halka açık şirketin mal kaçırma ya da tabela şirketleri gibi kaçması söz konusu olmadığını, şirketin borca batık olmadığını, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen …, …, … Sistemi Kurulumu ve Devreye Alma İşleri Sözleşmesi ile Orta Gerilim Panoları, Röle, Montaj, Demortaj, Test ve Devreye Alma İşleri Sözleşmesinin döviz cinsinden yapıldığını, Türk Parası Kıymetini Korumu Hakkında 32 sayılı karara ilişkin döviz cinsinden ödeme talep edilmesi mümkün olmadığını, sözleşmeler uyarınca işlerin eksik ve hatalı ifa edildiğini, sözleşmelere aykırı olarak hatalı ve eksik ifa edilen işler nedeni ile davacı şirkete dava konusu hiç bir borcunun olmadığını, bu nedenle davanın reddini istemiştir. Mahkemece; Davalı işveren tarafından belirlenen kesin hesaba davacı tarafından itiraz edilmemesi ve mutabık kalınması gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile icra takibinin 12.184.092,07 Euro üzerinden devamına, dava tarihinde ödenen miktarın icra müdürlüğünce infazda nazara alınmasına, davalı tarafça hazırlanan kesin hesap ile alacak miktarı belirlendiğinden, alacak ancak söz konusu kesin hesap ile miktarı belli olduğundan davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinafında; kabul edilen miktara istinafı olmadıklarını, reddedilen 715.850,51 EURO yönünden istinafta bulunduklarını, kesin hesapta fazlaya ilişkin alacak ve feriler ile davaya konu alacağın ferilerine ilişkin her türlü yasal haklarını saklı tuttuklarını net tutar olarak kesin hesapta mutabık kılındığını, sözleşmede kesin hesabın net tutar üzerinden yapılacağı ödeme esnasında vergilerin dahil edileceğini, davanın kabul edilen tutara vergilerin eklenmesi suretiyle tam talep üzerinden kabul kararı verilmesi gerektiğini, alacağın temliki sözleşmesinde alacak bedeli belirlendiğini kesin borç ikrarı içeren belge niteliğinde olduğunu, kesin hesap dışında alacaklarının bulunmadığı şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kabul kararını aşan miktarda davacının alacağının bulunduğunu, icra inkar tazminatına kabul edilen miktar üzerinden kabul kararı verilmesi gerektiğini, sözleşmeler ve alacağın temliki sözleşmesinde alacaklarının likit olarak belirtildiğini, faiz başlangıç tarihi olarak alacağın temliki sözleşmesinde 4 ve 5 .maddelerinde 20.08.2018 olarak kesin vade olarak düzenlendiğini, faiz başlangıcının takip tarihinden itibaren başlatılmasının hatalı olduğunu, hükümde faiz başlangıç tarihinin bu tarihten olacak şekilde düzeltilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı … Anonim Şirketi iş sahibidir. Diğer davalı ise teslim alan sıfatı ile davada taraftır. Davacı yüklenici cari hesap alacağı ve 25.06.2018 tarihli alacağın temliki sözleşmesine istinaden 12.899,942,58 Euro asıl alacak 29.581,51 Euro işlemiş faiz üzerinden her iki davalıya karşı takip talebinde bulunduğu, mahkemece davalı … Anonim Şirketi’nin sunduğu 26.06.2019 tarihli dilekçesinde kabul edilen tutar üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, kararın davacı vekilince fazlaya ilişkin talebin reddine dair hüküm yönünden istinaf edildiği, davalıların karara karşı istinaf taleplerinin olmadığı görülmüştür. Davacı diğer davalılar ile aralarında yapılan 25.06.2018 tarihli temlik sözleşmesi uyarınca ve davalı … Anonim Şirketi ile aralarında yapılan eser sözleşmesinden kaynaklı olarak işi yapıp teslim ettiğini ve davalı şirketin bakiye borcunu ödemediğini belirterek bakiye bedel alacağı talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. 25.06.2018 tarihli alacağın temliki sözleşmesi incelendiğinde, davalılar ile davacı şirket arasında üç taraflı alacağın temliki sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme ile davalı …A.Ş diğer davalı …’tan olan 12.899.942,58 Euro alacağını …’e olan borçların ödenmesi amacıyla davacı şirkete temlik ettiği, sözleşmenin 2. Maddesinde davalı …A.Ş ile arasında mevcut sözleşmeler gereği hak etmiş olduğu 12.899.942,52 Euro’nun … tarafından ödenmesi kararlaştırıldığı, sözleşmenin 5. Maddesinde vadesi geldiğinde davacı şirketin alacağına kavuşmaması halinde …’nin sorumluluğunun devam edeceği ve temerrüt ihtarına gerek olmaksızın davacı şirketin tüm yasal haklarına her iki şirket bakımında da kullanabileceği hüküm altına alındığı görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan davalı … Anonim Şirketi’nin sunduğu 26.06.2019 tarihli dilekçesi incelendiğinde , davacı ile davalı … Anonim Şirketi arasında yapılan rehabilitasyon sözleşmesi kapsamında kesin hesap olarak ve … sözleşmesi kapsamında hak ediş olarak davaya konu işler ile davacı firmaya toplamda 11.932.067,32 Euro ve 1.656.601 TL iş yaptırıldığı belirtilmiştir. Davacı vekili kesin hesaba yönelik olarak davalı tarafından sunulan beyana karşı verdiği dilekçesinde kesin hesapta belirtilmeyen alacak ve ferilere ilişkin her türlü yasal ve sözleşmesel haklarını saklı tutarak net kesin hesap üzerinden mutabık olduklarını ve iş bu net kesin hesap tutarının dava masrafları ,vergi ve faiz oranlarının eklenmesi suretiyle ödenmesi gerektiğini belirterek bu miktarı kabul ettiğini beyan ettiği görülmüştür. Davacı istinafında; söz konusu beyanı kabul ettiklerini ancak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak mutabık kaldıklarını belirtmiş olmasına göre, mahkemece fazlaya ilişkin haklar yönünden araştırma ve inceleme yapılmadan fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece fazlaya ilişkin talep yönünden inceleme ve araştırma yapılarak sonuca göre karar verilmek üzere kararın kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-istanbul 18. asliye ticaret mahkemesi’nin 06/02/2020 tarih, 2018/923 Esas, 2020/103 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/11/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.