Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/348 E. 2023/784 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/348
KARAR NO: 2023/784
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2020
NUMARASI: 2018/524 Esas, 2020/163 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin İnşaat işleriyle iştigal ettiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında Büyükçekmece …Noterliği … Yevmiye vc 16.02.2010 tarihli düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı inşaat Sözleşmesi ile davalının sahibi olduğu arsa üzerine sözleşmede belirtilen nitelikte bina inşası adına anlaştıklarını, müvekkilinin sözleşmede belirtilen vasıf vc şartlarda imalatlarını tamamlayarak, teslimi ve tescili için üzerine düşen edinimleri yerine getirerek, iş bitiminden sonra kendisine fatura tanzim ettiğini, ilgili bağımsız bölümlerin ferağ işlemlerini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin ilgili faturaları tamamen Usul ve Yasaya uygun olarak kestiğini, davalı yana tebliğ edilen faturaların müvekkil tarafından ödenen KDV bedellerinin davalı tarafından müvekkile ödenmediğini, davalı yanın ilgili faturalardan kaynaklanan KDV tutarlarını indirim veya maliyet unsuru olarak kullanıp kullanmadığının da özellikle incelemesini talep ettiklerini, davalının müvekkiline olan KDV borcu toplamı olarak 375.013,15-TL ve takip talebi tarihine kadar işlemiş 149,892,24-TL tutarındaki faiz borcunun likit ve muayyen nitelikte olduğunu, fatura tutarlarının KDV hariç miktarının arsa payı karşılığı olarak ödendiğini, ancak KDV miktarının ödenmediğini, icra takibine yapılan haksız itirazın iptali ile devamına ve alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faiz, fer’i ve yargılama giderleriyle birlikte tahsilini, davalı aleyhinde %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesinc, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükleri Imesine” karar verilmesine talep etmiştir. Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında imzalanan Büyükçekmece … Noterliği … Yevmiye ve 16.02.2010 tarihli düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ile müvekkili arsa sahibine ait taşınmaz üzerine davacının belirlenen vasıflanma inşat yapımım üstlendiğini, müvekkilinin; ediminin sözleşme gereğince yükleniciye isabet eden arsa payının devri olduğunu, bunun dışında söz konusu inşaat ile ilgili olarak yapılacak olan tüm imalat, işçilik masrafları, vergiler, SGK Primleri, harç ve sair tüm giderlerin muhatabının davacı yüklenici olduğunun açıkça belirtildiğini, faturalardan kaynaklanan KDV alacağı talebinin haklı ve hukuki hiçbir yanının bulunmadığını ve zaman aşımı itirazında bulunduklarını, müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşme yükümlülüklerinde; Sözleşmede Arsa ve İnşaat Bedeli Başlığı İle “Taraflar Birbirlerine Arsa Payı ve İnşaat Bedeli Olarak Nakdi Ödeme Yapmayacak” olduğunu, “Arsa Bedeli İnşaat Yapılmak, İnşaat Bedeli ise Arsadan Arsa Sahibince Arsa Payı ve/veya Bağımsız Bölüm Payı da Bağımsız Bölüm Verilmek” sureti ile ayni olarak ödeneceğini, yine sözleşmenin 6.1 maddesi hükmünün açık olduğunu “‘Müteahhit İnşaatı Anahtar Teslimi Yapmayı Yüklendiğinden ötürü, Malı Mevzuattan, Sosyal Sigortalar Mevzuatından, İş Mevzuatından, İş Güvenliği Mevzuatından ve sair her türlü mevzuattan doğan bilcümle kanuni vecibeleri ifa etmeyi, kanuni, idari, mali ve cezai sorumlulukları üzerine almış bulunduğunu,” yine sözleşmenin Giderler Başlıklı 10. maddesi hükmünde “İş bu Sözleşmenin Konusu Parseller Üzerinde Arsa Sahibi ile Müteahhit arasında Arsa Payı Karşılığı, Kat Yapımı Esnasında “Anahtar Teslim” şeklinde ve götürü olan cari usulde anlaşma yapıldığından bina yapımına ait bilcümle masrafların müteahhit tarafından karşılanacağını, müteahhide ait olup onun tarafından ödenecek masraflar vergi, resim, harç vc sair giderler ile diğer maddelerde gösterilen giderlerin yanında aşağıdaki bentlerde gösterilen giderler de müteahhide aittir” denildiğini, açıklanan nedenlerden dolayı müvekkile aleyhine açılan haksız ve dayanaksız davanın zaman aşımı ve neticede esastan reddini, alacaklı olmadığını bile bile müvekkile aleyhine açılan davada %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının da davacıdan tahsili ile davalı müvekkiline ödenmesini, masraf ve vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; ” arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri götürü bedelli sözleşmelerden olup, yükleniciye belli bir arsa payının/bağımsız bölümlerin/taşınmazın devri karşılığında belirlenen bedelin “götürü bedel” olduğu, bu tür sözleşmelerde yüklenicinin “götürü bedel” karşılığında anahtar teslim şeklinde ifayı yüklendiği gerek doktrinde gerekse de Yüksek Yargıtay içtihatlarında kabul edilmekte olduğu, aksi kararlaştırılmadıkça “götürü bedelli” kabul edilen arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinde iş sahibinin sözleşmede kararlaştırılan bedel dışında hiçbir harcamaya katlanması söz konusu olmadığı, somut olayda davacı, inşaat sonunda arsa sahibine devredilen bağımsız bölümlere ilişkin, arsa sahibi adına kestiği İnşaat faturasından kaynaklanan KDV bedelinin tahsilini talep ettiği, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin niteliği gereği yüklenici, arsa sahibi adına kestiği faturada yer alan KDV bedelini, aksine düzenleme olmadıkça arsa sahibinden talep edemeyeceği, taraflar arasındaki sözleşmede aksine bir düzenleme olmadığı gibi, gerek 26/04/2019 tarihli kök bilirkişi raporunda, gerek 25/12/2019 tarihli ek raporda Prof. Dr. …, Dr. …, SMM … tarafından da tespit edildiği üzere, sözleşmenin 10. Maddesinde her türlü resim harç ve vergilerin davacıya ait olduğu da açıkça düzenlenmiştir” denildiği, uygulamada yüklenicinin üstlenmesi gereken KDV bedeline ilişkin sözleşmede özel bir düzenleme yer almadığı gibi, sözleşmedeki “vergilere” ilişkin genel düzenlemeden KDV’nin ayrık tutulmasını gerektirecek herhangi bir durum söz konusu olmadığı, somut olayın çözümü öncelikle hukuki bilgi ve değerlendirme gerektirdiği gerekçesi ile ayrık uzman görüşü karara esas alınmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında; KDV kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamına dahil bir vergi türü olmadığını, mükellefi ise yüklenici değil davalı olduğunu, vergi usul kanununun 8. Maddesinin 3. Fıkrasında mükellefiyete ve sorumluluğuna ilişkin özel kanunlar vergi dairesini bağlamaz düzenlemesi gereği kat karşılığı inşaat sözleşmesinde hüküm bulunsa bile KDV mükellefinin davalı olduğunu, davalı tarafın ticari defterlerine göre 375.013-TL yi KDV yi indirim konusu yaptığını, sözleşme götürünün bedel değil hak ediş usulüne göre düzenlendiğini, sözleşmenin 4.2 ve 4.4 maddesi incelendiğinde hak ediş usulü düzenlendiğinin anlaşılacağını, bilirkişi yetkisini aşarak hukuki görüşte bulunduklarını belirterek bunun bozma sebebi olduğunu iddia ederek istinaf talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı yüklenici sözleşme gereği inşaatı tamamlayarak teslim ettiğini ,üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ödemiş olduğu KDV bedellerinden sorumlu olmadığını, bunların tahsili için takip başlattığını, itiraz sonucu takibin durduğunu, itirazın iptalini talep etmiş, davalı sözleşme hükümlerine göre bu borcun yükleniciye ait olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiş, mahkemece KDV borcundan dolayı yüklenicinin sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf, yanlar arasında noterde düzenleneme şeklinde yapılan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi nedeniyle davacı yüklenicinin ödemiş olduğu, KDV bedelini davalı arsa sahibinden isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 16.02.2010 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin varlığı ve geçerliliği çekişme konusu değildir. Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri, eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türü olup, kural olarak, arsa sahibi bu sözleşme ile yüklenicinin yapacağı inşaat karşılığı arsa veya arsa payı devrini, yüklenici de sözleşmeye göre üstlendiği işi tamamlayıp teslim etmeyi taahhüt eder. Bu haliyle bu sözleşmeler “götürü bedelli” nitelik taşımaktadır. Tarafların iddia ve savunmaları, sözleşme hükümleri, hükme esas alınan bilirkişi raporları, sözleşmenin niteliği , Yargıtay içtihat ve uygulamaları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mahkemece verilen karar usul yasa ve dosya kapsamına uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2020 tarih ve 2018/524 Esas, 2020/163 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45‬-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 19/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.