Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/312 E. 2023/822 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/312
KARAR NO: 2023/822
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2015/1044 Esas, 2019/911 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların davalının ofis olarak kullanılan binanın mekanik tesisatının yapılması konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin işlemlerini eksiksiz yerine getirdiğini, yapılan işleri davalı şirkete imza karşılığı teslim ettiğini, yapılan işler karşılığında 362.135,72 TL asıl alacak talep edildiğini, davalının borcunu ödemediğini ve borcu ödemeyeceğini beyan ettiğini, borcun ödemesi için Beyoğlu …’nci noterliği aracılığıyla ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarnameye rağmen borcunu ödemediğini, hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek icra takibine yapılan itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; faturaya konu işlerin … tarafından yaptırılarak teslim alındığını, … müvekkili şirket adına işlem yapmaya yetkili olmadığını, … imzası bulunan hiçbir belgeyi kabul etmediklerini, tespit konusu malların müvekkiline davacı tarafından saağlandığına dair bir belge bulunmadığnıı, alınan bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, davacının icra takibinin kötü niyetli olduğunu, davanın reddine, davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin o dönem faaliyet gösterdiği “… Mah. … Cad. … Sok. N:… Zincirlikuyu/Şişli/İSTANBUL” adresinde yangın tesisatı, sıhhi tesisat, havalandırma tesisatı, ısıtma soğutma tesisatı vb. Mekanik tesisatların yapılması işi için davacı tarafından yapılan teklifin davalı tarafından kabul edilerek 09.12.2014 tarihinde anlaşma sağlandığı, bu anlaşmaya göre davacı şirketin mahkemenin 2015/701 D.İş sayılı dosyası, tanık beyanları ve ayrıca yaptırılan bilirkişi incelemesine göre yüklendiği edimi ifa ederek mekanik tesisat işlerinin yapımı, kurulumu ve montajı işini yaptığı, hakedişler için 2 adet toplamda 362.135,72 TL’lik fatura düzenlendiği, davalıya tebliğ edilen faturalara itiraz süresi geçirilerek faturaların Beyoğlu …. Noterliği’nin 21.04.2015 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile davacıya iade edildiği, ihtarnamede iade edilme gerekçesinin “anılan faturaların hakedişler ve müvekkili şirkete sunulan hizmetlerle uyumlu olmaması ve bu suretle fahiş ve haksız olması ” olarak belirtildiği, oysa davalı tarafın cevap dilekçesinde verilen hizmetin alınmadığı ve teklifi alan ve hizmetleri kabul eden …’ın şirketi temsile yetkili olmadığı iddiasında bulunduğu, … (…) … duruşmada tanık olarak alınan ifadesinde o dönemde şirkette inşaat yatırımları proje müdürü olarak çalıştığının anlaşıldığı, takibe konu faturaların itiraz süresi geçirildiğinden kesinleşmiş olduğu, faturalara konu hizmetlerin yaptırılan bilirkişi incelemesine göre kurulum dahil çalışır vaziyette teslim edildiği, belirlenen bedellerin piyasa rayiç bedelleri ile uyumlu olduğu, … o dönemde şirketi temsil yetkisi bulunmasa bile bu hususun davalı şirkete hizmetin verilmediği anlamına gelemeyeceği, ayrıca şirketin merkez ofisinde yapılan tesisata ilişkin tadilattan şirketin haberinin ve bilgisinin olmadığının söylenmesinin mümkün olmadığı, faturaların iade edildiği cevabi ihtarnamede davalının sadece faturaların verilen hizmetle uyumlu olmaması ve fahiş olması nedeniyle itirazda bulunmuş olduğu, davacı şirketçe davalı şirkete hizmet verilmiş olmasına göre fatura bedellerinden davalının sorumlu olduğu, kendi çalışanının şirketi temsile yetkili olup olmadığı hususunun davalı şirket içi uyuşmazlık olup davayı ilgilendirmediği, faturalara ve takibe yapılan itiraz haksız olduğundan açılan davanın kabulü gerektiği ayrıca dava konusu alacak likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; Davanın KABULÜNE, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 362.135,72-TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz yürütülmek suretiyle devamına, Kabul edilen asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan tahsiline, karar verilmiş karara karşı, davalı vekili istinafa başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile: Türk Borçlar Kanununun 1. maddesi uyarınca, bir sözleşmenin varlığından bahsedebilmek için tarafların birbirine uygun irade beyanlarının varlığının gerektiğini, davacı tarafından müvekkiline 09.12.2014 tarihinde iletildiği iddia edilen teklif metninin, TBK md. 3 uyarınca “söz konusu teklifte yer alan unsurlardan oluşan bir sözleşmenin kurulması hususunda yapılan bir öneri” niteliğinde olduğunu, işbu teklif metninin, sözleşme haline gelmesi için müvekkili şirketi temsile yetkili gerçek kişi(ler) tarafından imzalanması gerektiğini, söz konusu teklif metninin müvekkili şirketi temsile yetkili olmadığı dosyaya sunulan Beyoğlu …. Noterliğinin 13.01.2015 tarihli ve … yevmiye no.lu imza sirküleri ile sabit olan … tarafından “uygundur” ibaresi şerh edilmek suretiyle imzalanmasının sözleşmenin kurulduğu anlamına gelmeyeceğini, şirketi temsile yetkili olmadığını açıkça … dava konusu teklif formu, iş teslim tutanakları gibi belgeleri müvekkili şirket adına imzalayarak kasten yetkisiz ve usulsüz işlemler gerçekleştirdiğini, dava konusu teklif formunun ve iş teslim formlarının … tarafından imzalanmış olmasının taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulduğu anlamına gelmediğini, zira müvekkili şirket tarafından söz konusu teklif formu ve/veya iş teslim formlarının imzalanmadığını, onaylanmadığını ve bunlara daha sonradan icazet verilmediğini, bu çerçevede müvekkili tarafından herhangi bir onay/icazet verilmediği sürece sözleşmenin askıda hükümsüz olduğunu, somut uyuşmazlık bakımından yetkisiz temsil hükümlerinin uygulanacağını, aksi yöndeki yerel mahkeme kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafından düzenlenen faturalara, yapılan delil tespiti kapsamında alınan bilirkişi raporuna, davacı tarafça başlatılan icra takibine, huzurdaki itirazın iptali davasında alınan bilirkişi raporlarına itiraz etmiş olması sebebi ile, … tarafından uygunluk verilen teklif metnini ve imzalanan iş teslim formlarını onaylamadığı, bunlara icazet vermediğinin açık olduğunu, bu icazetin verilmediğinin beyanı ile birlikte kesin olarak hükümsüz hale geldiğini, dava konusu teklif metnine, iş teslim formlarına ve hak ediş raporlarına imza atan ve temsil yetkisi bulunmayan … müvekkili şirket içinde üst seviyede yönetimde olan genel müdür ve ekibi ile birlikte müvekkili şirketin zararına olacak şekilde bir takım usulsüz işlemler yaparak müvekkili şirketi dolandırdıkları gerekçesi ile İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/218 E. Sayılı dosyasında yargılandıklarını, …’ın İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/218 E. sayılı dosya tahtında yargılanmakta olması sebebi ile ve dahi ceza mahkemesinin maddi vakalara ilişkin tespitlerinin hukuk mahkemesini bağlayacağı gerçeği karşısında, anılan ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasının talep edildiğini, bu taleplerinin de görmezden gelindiğini, dava konusu teklif metnine konu işlerin davacı tarafından yapıldığının da ispatlanamadığını, davacı tarafından bu dava ikame edilmeden önce İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/701 D. İş sayılı dosyası tahtında delil tespiti yapıldığını ve bu delil tespiti neticesinde 03.06.2015 tarihli bilirkişi raporu alındığını, söz konusu rapora müvekkili tarafından itiraz edildiğini, mezkûr raporun hükme gerekçe olarak alınmasının hukuken mümkün olmadığını, dava konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, dava konusu faturalara konu iş bedelinin rayice uygun olup olmadığının hiç bir surette irdelenmediğini, bu hususta alınan bilirkişi raporlarında konuya ilişkin teknik bir tespit yapılmadığını, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi kök ve ek raporunda rayice uygun olduğu tespit edilen iş bedellerinin rayice neden uygun olduğu, bir diğer deyişle hangi kriterler ve/veya hangi piyasa verileri dikkate alınarak bu uygunluğun teyit edildiğinin anlaşılamadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, eser sözleşmesi kapsamında ödenmeyen bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. davacı yüklenici davalı iş sahibidir.Davacı vekili, taraflar arasında davalı şirketin ofis olarak kullandığı binanın mekanik tesisatının yapılması konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin anlaşma kapsamında edimini yerine getirdiğini ve işi yaparak davalıya teslim ettiğini, davalının iş bedelini ödemediğini iddia etmiş, davalı akdi ilişkiyi kabul etmemiş, şirketi temsile yetkili olmayan çalışanı … tarafından yapılan iş ve işlemlere onay vermediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince davaya konu işin fiilen yapıldığı kabulü ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Uyuşmazlık taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulup kurulmadığı noktasında çıkmaktadır. Davalı, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğunu kabul etmediğinden davacı yüklenicinin taraflar arasında eser sözleşmesi yapıldığını yasal delillerle ispatlaması gerekir. Davacı, davalı çalışanı olan dava dışı … teklif formunu onayladığını, hak edişleri imzaladığını, yapılan işi de teslim aldığını belirterek akdi ilişkinin kurulduğunu ileri sürmüştür. Buna göre mahkemece yapılacak iş, davalı şirket kayıtları üzerinde teknik inceleme ve araştırma yapılarak dava dışı … davalı … temsile yetkili olup olmadığını, şirketi temsile yetkili değilse … davalı şirket adına aynı şekilde imzaladığı iş ve işlemler olup olmadığı, bu iş ve işlemlerin davalı şirketçe kabul edilip edilmediği, yetkisiz temsilci … davaya konu benzer işler yapıp bunlarında davalı şirketçe onaylandığının tespiti halinde buna göre işlem yapılması, aksi halde eser sözleşmesi ilişkisi ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece söz konusu araştırma ve değerlendirme yapılmadan farklı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-istanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarih, 2015/1044 Esas, 2019/911 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.