Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/300 E. 2023/548 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/300
KARAR NO: 2023/548
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/09/2019
NUMARASI: 2015/37 Esas, 2019/879 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; Davacı …-…, davalıya … Gebze projesinde sadece malzemeli çelik işçiliğini yaptığını ve bu işe ilişkin 23.07.2014 tarih … sayılı 12.000,00-TL tutarında faturayı düzenlediğini, davalının sözü edilen faturaya ilişkin 15.07.2014 tarihinde 1.000,00-TL, 11.08.2014 tarihinde 3.700,00-TL olmak üzere toplam 4.700,00-TL ödediğini, fatura bakiyesi 7.300,00-TL’nin ödenmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nde … Esas sayılı dosyada icra takibi başlattığını, davalının takibe itirazı sonucu takibin durduğunu iddia etmiş, borçlunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazının iptali ile müvekkilinin alacağının varlığının tespiti ile icra takibinin kaldığı yerden devamına, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen reeskont avans faiziyle ödemeye ve takip konusu asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; davacı şirketin taraflar arasında yapılan sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini, davacının taşeronluk ilişkisinden doğan yükümlülüklerini yerine getirememesi karşısında dava dışı … Proje Yönetimi A.Ş. ile davalı arasında protokol imzalandığını, davacının taşeronluk hizmeti karşılığında düzenlenen fatura bedellerinin davalı şirket taralından ödenmediği iddiasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirket tarafından tanzim edilen ve davacı şirkete tebliğ edilen iade faturasına itiraz edilmemiş olmasına rağmen davacı şirket kayıtlarına işlenmediğini, alacak miktarı likit olmadığından davacının inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini beyan ederek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacının davada reddolunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davalı şirketin dava dışı … Proje Yönetimi A.Ş. ile yaptığı yazılı sözleşmeye istinaden işin bir bölümünü yazılı olmayan sözlü anlaşma ile davacıya devrettiği, davacının üzerine aldığı işi tamamlayamadığı, 12 tonluk işin ancak 6 tonluk kısmını eksik ve kusurlu olarak tamamlayabildiği, diğer kısmını ise hiç yapmadığı, davalı şirketin davcının eksik ve kusurlu bıraktığı kısmı ve hiç yapmadığı kısımları dava dışı firmalara yeniden vererek tamamlattırdığı, davacının yapmayı taahhüt işten yapabildiği kısmın bedelinin 6.000,00-TL olduğu, ancak kendi edimi olarak yapmayı taahhüt ettiği işi eksik ve kusurlu olarak bırakması nedeni ile davalının ödeme yükümlüğünün bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinafında; eksik kusurlu ve hatalı imalatların neler olduğunun tespiti yapılmadan rapor hazırlanarak hüküm kurulduğu, davalı taraf fatura bedelinin ödenmemesini işin kusurlu ve hatalı yapımına bağladığı, yazılı bir sözleşmenin olmadığı, hatalı ve eksik iş yapılmadığı, davalıya gönderilen kalan 7.300,00-TL’ye ilişkin ihtarname cevabında işin kusurlu ve eksik olduğundan bahisle 5.000,00-TL’lik iade faturası düzenlendiği bildirilmiş ise de; davalı tarafından işin kusurlu ve eksik olduğu yönünde davacının temerrüde düşürülmediği, herhangi bir ihtarın yapılmadığı, fesih bildiriminde bulunulmadığı, iade faturası 5.000,00-TL olarak davalı tarafından düzenlenmesine rağmen eksik ve kusurlu işlerin başkasına yapıldığının iddia edildiği ve 20.723,00-TL faturanın düzenlendiği, farklı bir işin yaptırıldığının anlaşıldığı, bu kişinin tanık olarak dinlense de davalı şirket ile iş yapmakta olduğundan beyanının hükme esas alınamayacağı, tanığın davalı ile yapılan anlaşmaya ilişkin görgü ve bilgisinin olmadığı, davalının … isimli kişiye ödeme yaptığı iddiasında bu kişinin o tarihte davacı çalışanı olmadığı, bu ödemelerin dava konusu ile ilgili olarak yapılmadığı, davacı adına yapıldığının ispatı külfeti davalı da olduğu ve ispatlayamadığı, kök raporda davacının 5.000,00-TL alacağı belirtilmişken 2 ek raporda alacağı olmadığının belirtildiği, raporlar arasında çelişkinin bulunduğu, raporun hükme esas alınamayacağı iddialarında bulunarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron davalı yüklenicidir. Taraflar arasında dış cephe işine ilişkin sözlü akdi ilişki bulunduğu ihtilafsız olup, davacı taşeron davaya konu takiple bakiye bedel talebinde bulnmuş, davalı yüklenici (iş sahibi) ise işin eksik ve kusurlu yapıldığını, işi başkasına tamamlattığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece işin davacı tarafından eksik ve kusurlu olarak yapılmış olması sebebiyle davalının ödeme yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesine dayanarak davanın reddine karar vermiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Taraflar arasında iş bedeli için yapılan ödemeler konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki çekişme, işin ayıplı yapılıp yapılmadığı, ayıpların başkasına giderilip giderilmediği ve bedeline ilişkindir. Her ne kadar davacı yüklenici (taşeron) işin eksiksiz ve kusursuz olarak tamamlanıp teslim edildiğini iddia etse de ; davalı taraf işin ayıplı ifa edildiğini, gerek tanık anlatımlarıyla gerekse bilirkişi raporuyla ispatlamıştır. Ayıplı işler bedeli de bilirkişi tarafından usulünce tespit edilmiştir. Usulünce ispatlanan ayıplı işler bedelinin, talep edilen iş bedeli tutardan fazla olduğunun anlaşılmasına göre davanın reddine dair verilen karar usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2019 tarih ve 2015/37 Esas, 2019/879 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.